( (
GÖKMEN
Köşe Yazarı
GÖKMEN
 

Toprağın Altı Isınıyor

Toprağın Altı Isınıyor Aslında yeni bir durum söz konusu değil, her şey aynı, dünya yine dönüyor, Batı yine kendini önceleyen yaklaşımlar ve refleksler sergiliyor, ABD, Batı’nın sü-i emellerinin gerçekleşmesi için her türlü gayri meşru yaklaşımları allayıp pullayıp insanlığın zihnini çalma iradesini ortaya koymaktan haya etmiyor. Nasıl ki bizim bölgemizdeki iç ve dış mihraklara karşı yürüttüğümüz mücadele, sadece bölgesel ve coğrafi bir mücadele değilse; Suriye’de, Mısır’da kısaca Arap coğrafyasında, Asya’da, Afrika’da velhasıl bütün yeryüzünde ‘hak adına, hukuk adına, özgürlük adına, hakça bölüşme adına, hukukun üstünlüğü adına, adalet adına, insana saygı adına, çevreye saygı adına, evreni koruma adına, doğayı doğa olarak bırakma adına, bireyi değil geneli muhtevi olan adil paylaşım adına, insanlık onuru adına bütün diktatörlere karşı yapılan mücadeleler de; sadece o diktatörlere karşı yapılan bir mücadele değildir. Bu mücadele aynı zamanda, o diktatörlerin beslendiği yapılara karşı yapılan bir mücadeledir, bu mücadele aynı zamanda, kendilerini elit gören sınıflara karşı yapılan bir mücadeledir, bu mücadele aynı zamanda, kurdukları çağdaş kast sistemine karşı yapılan bir mücadeledir, bu mücadele aynı zamanda kendilerini dünyanın üstün ırkı olarak lanse eden diğer milletleri köle kabul eden zihniyete karşı yapılan bir mücadeledir, bu mücadele aynı zamanda, sahip oldukları konvansiyonel  ve nükleer silahlarla dünya milletlerini semirme ve onların kanlarını –canlarını emmek isteyen vampirlere karşı yapılan bir mücadeledir, bu mücadele aynı zamanda, tarihi ve tarihi eserleri yok ederek insanları köksüzleştirmek isteyen ve onları ateist-pagan kültürlü bir topluma dönüştürmek isteyen toplum mühendislerine karşı yapılan bir mücadeledir, bu mücadele aynı zamanda, Akdeniz’e bir türlü ulaşamamış ve bunu bir saplantı haline getirmiş olan moskoflara karşı yapılan bir mücadeledir, bu mücadele aynı zamanda yerüstü ve yeraltı  kaynaklarını hunharca ve fütursuzca yağmalayan ve bunu yaparken küresel ısınmayı, ekolojik dengeyi yok eden, kuzey kutuptaki buzulların eriyerek dünyanın dengesini alt-üst eden ve yine vahşi kapitalizm adına ozon tabakasının delinmesine sebeb olan emperyal güçlere karşı yapılan bir mücadeledir. Olayı biraz daha somut hale getirirsek, bakın karşımıza neler çıkıyor. PKK bulamadığı halk desteğini sağlamak için şehirlerde pusular, tuzaklar ve hendekler kurarak genelde Devletimizin özelde Hükümetimizin hukuk dışına çıkmasını ve halkın bu yolla Devlete ve Millete başkaldırması için elinden gelen her türlü iğrençliği sergiliyor, aynı zamanda bu gibi eylemlerle Devlete ve Millete bıkkınlık gelmesini ve Devletin  90’lı yıllara dönerek faili meçhul cinayetler işleyerek yeniden kaos ortamının oluşmasını istiyor ve PKK’nın siyasal uzantıları da Devleti Çözüm Süreci mantalitesi ve Masasına oturtmak için bu zemini ısrarla daha yıpratıcı söylem ve eylemlerle provoke ediyor. Esed, İran ve Rusya ve bölgenin minicik aktörleri haline gelmek isteyen PYD gibi piyonları ise ‘Enerji Arz-ı Koridorunun’ kendi kontrollerinde olması için Akdeniz’e karadan bir koridor açma peşinde, Arap Dünyası, olayın vahametini henüz anlayamadıkları hala pozisyon alamamış görünüyor, Batı ve ABD ise bölgedeki gelişmeleri yakından takip ediyor ama kendilerinin can ve mal kaybına sebep olacak herhangi bir angajman kuralı ile sınırlamak istemiyorlar ve bu mücadelede insan ve tarihi kaybın Müslümanlara fatura edilmesini ama sürecin siyasal ve ekonomik ganimetleri üzerine de leş kargaları gibi çullanmak ve üşüşmek niyetinde görünüyorlar. İşte bütün bunlar bize şunu ifade ediyor galiba, zannımca Akdeniz’in Suları ısınmıyor, Karadeniz’in Suları ısınmıyor, Okyanusların suları ısınmıyor, Toprağın üstü de ısınmıyor, bence bütün bu olup bitenlere isyan eden şehitlerimizin ruhunu inciten  Toprağın Altı Isınıyor…
Ekleme Tarihi: 10 Aralık 2015 - Perşembe
GÖKMEN

Toprağın Altı Isınıyor

Toprağın Altı Isınıyor




Aslında yeni bir durum söz konusu değil, her şey aynı, dünya yine dönüyor, Batı yine kendini önceleyen yaklaşımlar ve refleksler sergiliyor, ABD, Batı’nın sü-i emellerinin gerçekleşmesi için her türlü gayri meşru yaklaşımları allayıp pullayıp insanlığın zihnini çalma iradesini ortaya koymaktan haya etmiyor.


Nasıl ki bizim bölgemizdeki iç ve dış mihraklara karşı yürüttüğümüz mücadele, sadece bölgesel ve coğrafi bir mücadele değilse; Suriye’de, Mısır’da kısaca Arap coğrafyasında, Asya’da, Afrika’da velhasıl bütün yeryüzünde ‘hak adına, hukuk adına, özgürlük adına, hakça bölüşme adına, hukukun üstünlüğü adına, adalet adına, insana saygı adına, çevreye saygı adına, evreni koruma adına, doğayı doğa olarak bırakma adına, bireyi değil geneli muhtevi olan adil paylaşım adına, insanlık onuru adına bütün diktatörlere karşı yapılan mücadeleler de; sadece o diktatörlere karşı yapılan bir mücadele değildir.


Bu mücadele aynı zamanda, o diktatörlerin beslendiği yapılara karşı yapılan bir mücadeledir,


bu mücadele aynı zamanda, kendilerini elit gören sınıflara karşı yapılan bir mücadeledir,


bu mücadele aynı zamanda, kurdukları çağdaş kast sistemine karşı yapılan bir mücadeledir,


bu mücadele aynı zamanda kendilerini dünyanın üstün ırkı olarak lanse eden diğer milletleri köle kabul eden zihniyete karşı yapılan bir mücadeledir,


bu mücadele aynı zamanda, sahip oldukları konvansiyonel  ve nükleer silahlarla dünya milletlerini semirme ve onların kanlarını –canlarını emmek isteyen vampirlere karşı yapılan bir mücadeledir,


bu mücadele aynı zamanda, tarihi ve tarihi eserleri yok ederek insanları köksüzleştirmek isteyen ve onları ateist-pagan kültürlü bir topluma dönüştürmek isteyen toplum mühendislerine karşı yapılan bir mücadeledir,


bu mücadele aynı zamanda, Akdeniz’e bir türlü ulaşamamış ve bunu bir saplantı haline getirmiş olan moskoflara karşı yapılan bir mücadeledir,


bu mücadele aynı zamanda yerüstü ve yeraltı  kaynaklarını hunharca ve fütursuzca yağmalayan ve bunu yaparken küresel ısınmayı, ekolojik dengeyi yok eden, kuzey kutuptaki buzulların eriyerek dünyanın dengesini alt-üst eden ve yine vahşi kapitalizm adına ozon tabakasının delinmesine sebeb olan emperyal güçlere karşı yapılan bir mücadeledir.


Olayı biraz daha somut hale getirirsek, bakın karşımıza neler çıkıyor. PKK bulamadığı halk desteğini sağlamak için şehirlerde pusular, tuzaklar ve hendekler kurarak genelde Devletimizin özelde Hükümetimizin hukuk dışına çıkmasını ve halkın bu yolla Devlete ve Millete başkaldırması için elinden gelen her türlü iğrençliği sergiliyor,


aynı zamanda bu gibi eylemlerle Devlete ve Millete bıkkınlık gelmesini ve Devletin  90’lı yıllara dönerek faili meçhul cinayetler işleyerek yeniden kaos ortamının oluşmasını istiyor


ve PKK’nın siyasal uzantıları da Devleti Çözüm Süreci mantalitesi ve Masasına oturtmak için bu zemini ısrarla daha yıpratıcı söylem ve eylemlerle provoke ediyor.


Esed, İran ve Rusya ve bölgenin minicik aktörleri haline gelmek isteyen PYD gibi piyonları ise ‘Enerji Arz-ı Koridorunun’ kendi kontrollerinde olması için Akdeniz’e karadan bir koridor açma peşinde,


Arap Dünyası, olayın vahametini henüz anlayamadıkları hala pozisyon alamamış görünüyor,


Batı ve ABD ise bölgedeki gelişmeleri yakından takip ediyor ama kendilerinin can ve mal kaybına sebep olacak herhangi bir angajman kuralı ile sınırlamak istemiyorlar ve bu mücadelede insan ve tarihi kaybın Müslümanlara fatura edilmesini ama sürecin siyasal ve ekonomik ganimetleri üzerine de leş kargaları gibi çullanmak ve üşüşmek niyetinde görünüyorlar.


İşte bütün bunlar bize şunu ifade ediyor galiba, zannımca Akdeniz’in Suları ısınmıyor, Karadeniz’in Suları ısınmıyor, Okyanusların suları ısınmıyor, Toprağın üstü de ısınmıyor, bence bütün bu olup bitenlere isyan eden şehitlerimizin ruhunu inciten  Toprağın Altı Isınıyor…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (