( (
GÖKMEN
Köşe Yazarı
GÖKMEN
 

İN’ler Ve EN’ler

İN’ler Ve EN’ler Zannedersem, müzik kulağına sahip olmanın çok güzel bir meziyet ve yetenek olduğu çoğumuzun malumudur. Bu manada benim kulağımın da çok iyi olmasa da, fena olmadığını söyleyebilirim. Zaman zaman sadece ve sadece, müzik kulağımın iyi olup olmadığını test etmek için; yeni çıkan bir müzik parçası hakkında kendi kendime değerlendirmeler yapıp, daha sonra da o müzik parçasının en çok dinlenenler listesine girip girmediği hususunda, verdiğim notu sorgulama yoluna gittiğim çok olmuştur. Bu değerlendirmelerim sonucunda elde ettiğim veriler, benim kulağımın müzikal anlamda iyi olduğunu teyit etmektedir. Bazı kulakların dedi kodu noktasında, bazı kulakların sırra ulaşma ve bu sırrı ifşa etme noktasında, bazı kulakların gıybet yapma için yeni atraksiyonlar yapma noktasında, bazı kulakların sanat camiasından, spor camiasından ve siyaset camiasından bilgi edinme noktasında mahir olduğuna şahitlik etmekteyiz. Bu konularda meziyet ve yetenek sahibi bir kulağa sahip olmadığımı, ayrıca bu bilgilerin elde edilebilmesi için sadece iyi bir kulağa sahip olmanın yetmediğini, aynı zamanda kulağınızın delik olması gerektiğini ve hatta kulağınızın delik olmasının da bu bilgileri elde etmeye yetmeyecebileğini belki de ahlaksız, ilkesiz, hukuksuz bir şekilde tele kulaklara sahip olmanız gerektiğini söylemek herhalde çok abartılı olmaz. Ben bu çerçevede son zamanlardaki siyasal hareketliliği ve bu hareketliliğin getirdiği sonuçları şöyle bir kendi süzgecimden geçireceğim ve başarılı olanları EN ( en yüksek değerlere sahip) kategorisinde, savrulup gidenleri ise İN ( aşağıya inenler anlamında) kategorisinde ele alacağımı söylemek istiyorum. 17 Nisan 2018 tarihinde TBMM’ndeki partisinin grup toplantısında, 26 Ağustos ta erken seçim çağrısı yapan MHP lideri Devlet Bahçeli yle görüşen Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti yetkili kurullarıyla da bir araya geldikten sonra, 24 Haziran 2018 tarihini erken seçim tarihi olarak ilan etti.  17 Nisan 2018 tarihinde aynı zamanda hem HDP ve hem de CHP erken seçim yapılması gerektiği hususunda sürekli açıklamalarda bulunmuşlardı. Ancak seçim kararı alınır alınmaz ise, bu bir ‘’baskın seçimdir’’ ifadelerini kullanmaya başladılar. Akabinden  cumhurbaşkanlığı için aday belirleme süreci başladı. AKPARTİ’nin adayı, AKPARTİ genel başkanı olan sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN idi. MHP de aynı şekilde kendilerinin adayının sayın Recep Tayyip ERDOĞAN olduğunu ifade etti. CHP aday belirleme konusunda ince eleyip sık dokuyor gibi görünüyor. Doğal olan kendi genel başkanlarını aday olarak göstermeleri gerekirken, Kemal KILIÇDAROĞLU bir türlü aday olmuyor. Aday olmamasını da ‘ siyasi parti liderinin tarafsız olamayacağı’ tezine dayandırıyor. Bence asıl amacın bu olmadığı ayan beyan ortada. Asıl amacı, iktidar olmadan, muktedir olma halini devam ettirebilmektir. Yıllarca CHP asla tek başına iktidar olamamıştır, ama her seferinde vesayet odaklarını kullanarak muktedir olmayı başarmıştır.     Bazen yargıyı kullanarak vesayet olma halini devam ettirmiş bazen askeriyeyi kullanarak vesayet halini devam ettirmiş, bazen medyayı kullanarak vesayet halini devam ettirmiş, bazen sendikaları ve özellikle STK ( sivil toplum örgütlerini ) kullanarak vesayet halini devam ettirmiş, bazen üniversiteleri kullanarak vesayet halini devam ettirmiştir. Bana göre şimdi de, çağdaş değerleri, çağdaş kavramları kullanarak ve bu değer ve kavramları Batı Dünyasının ve Modern Dünya’nın değerleriymiş gibi sunarak ve Batı Medeniyetinin her türlü siyasal, sosyal, psikolojik ve manevi desteğini alarak gerçekleştirmeye çalışmaktadır. HDP kendi gelen başkanlarını aday gösterip, kendi seçmenlerini konsolide etme gayreti içerisinde görünürken, ve hala etnik temelli siyasi yapıyı devam ettirmeye çaba harcıyor. Zira gerek etnik temel üzerine oturduğu tabana ve gerek diğer sol tandanslı siyasal, sosyal kurum ve kuruluşlara ve gerekse kendi zihinsel kodlarına yakın STK’lara söyleyeceği bir tek cümle ve vereceği en ufak bir katkı söz konusu olmadığı için kendisini bu şekilde konsolide etmeye çalışmaktadır. İYİ PARTİ cephesine gelince bütün yaprakları kopmuş yelpazenin son yaprağı misali, kendisini güçlü göstermeye çalışan, üzerine oturduğunu iddia ettiği milli ve manevi değerleri yok sayma noktasına gelen, CHP’nin tevdi ettiği milletvekillerini yama olarak kullanarak tarihi hatalar yapan ve nerede – nasıl – kimi hedef alacağı belli olmayan, ortalıkta serseri mayın misali dolaşan pimi çekilmiş bir bomba görüntüsü vermektedir. Saadet Partisi’ne gelince; Sivas Olayları ile karşı karşıya gelen iki ismin yani Saadet Partisi genel başkanı sayın Temel KARAMOLLAOĞLU ile CHP genel başkanı sayın Kemal KILIÇDAROĞLU’nun aynı kazanda buluşması inanılması güç bir vaka olarak tarihteki yerini almış görünmektedir. Ve 11. Cumhurbaşkanı sayın Abdullah GÜL’ün çatı adayı olarak ortada boy göstermesi ve neticeni hüsranla sonuçlanması, bence akıl tutulması olarak zihinlerimizde yerini almıştır. Daha fazla kendinizi küçültmeyiniz beyler, bize bu tablo şunu ifade ediyor, bugüne dek ,siyaseti millet adına yaptığını söyleyen sayın Abdullah GÜL, bugüne dek siyaseti milli ve manevi değerler adına yaptığını söyleyen SP, bugüne dek siyaseti Kürtler adına yaptığını söyleyen HDP, bugüne dek siyaseti milliyetçilik temeli üzerine oturtmaya çalışan  İYİ Parti, bugüne dek siyaseti sol değerler üzerine oturttuğunu söyleyen ancak İYİ Parti, SP gibi partilerle ittifak yapmaktan çekinmeyen CHP, sizler  İN konumundasınız cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini kurmak ve ülkemizi ve milletimizi vesayet odaklarından kurtarıp, kendi milli ve manevi değerleri temelinde, hem ekonomik, hem siyasal, hem askeri, hem sosyal anlamda tam bağımsız bir sistem kurma adına yola çıkan AK PARTİ ve MHP, sizler  EN  konumundasınız. Benden söylemesi dostlarım, değerlendirmek, çek etmek ve yeniden kendinizi konuşlandırmak size ait. Saygılarımla…
Ekleme Tarihi: 30 Nisan 2018 - Pazartesi
GÖKMEN

İN’ler Ve EN’ler

İN’ler Ve EN’ler


Zannedersem, müzik kulağına sahip olmanın çok güzel bir meziyet ve yetenek olduğu çoğumuzun malumudur. Bu manada benim kulağımın da çok iyi olmasa da, fena olmadığını söyleyebilirim. Zaman zaman sadece ve sadece, müzik kulağımın iyi olup olmadığını test etmek için; yeni çıkan bir müzik parçası hakkında kendi kendime değerlendirmeler yapıp, daha sonra da o müzik parçasının en çok dinlenenler listesine girip girmediği hususunda, verdiğim notu sorgulama yoluna gittiğim çok olmuştur. Bu değerlendirmelerim sonucunda elde ettiğim veriler, benim kulağımın müzikal anlamda iyi olduğunu teyit etmektedir.


Bazı kulakların dedi kodu noktasında, bazı kulakların sırra ulaşma ve bu sırrı ifşa etme noktasında, bazı kulakların gıybet yapma için yeni atraksiyonlar yapma noktasında, bazı kulakların sanat camiasından, spor camiasından ve siyaset camiasından bilgi edinme noktasında mahir olduğuna şahitlik etmekteyiz.


Bu konularda meziyet ve yetenek sahibi bir kulağa sahip olmadığımı, ayrıca bu bilgilerin elde edilebilmesi için sadece iyi bir kulağa sahip olmanın yetmediğini, aynı zamanda kulağınızın delik olması gerektiğini ve hatta kulağınızın delik olmasının da bu bilgileri elde etmeye yetmeyecebileğini belki de ahlaksız, ilkesiz, hukuksuz bir şekilde tele kulaklara sahip olmanız gerektiğini söylemek herhalde çok abartılı olmaz.


Ben bu çerçevede son zamanlardaki siyasal hareketliliği ve bu hareketliliğin getirdiği sonuçları şöyle bir kendi süzgecimden geçireceğim ve başarılı olanları EN ( en yüksek değerlere sahip) kategorisinde, savrulup gidenleri ise İN ( aşağıya inenler anlamında) kategorisinde ele alacağımı söylemek istiyorum.


17 Nisan 2018 tarihinde TBMM’ndeki partisinin grup toplantısında, 26 Ağustos ta erken seçim çağrısı yapan MHP lideri Devlet Bahçeli yle görüşen Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti yetkili kurullarıyla da bir araya geldikten sonra, 24 Haziran 2018 tarihini erken seçim tarihi olarak ilan etti.


 17 Nisan 2018 tarihinde aynı zamanda hem HDP ve hem de CHP erken seçim yapılması gerektiği hususunda sürekli açıklamalarda bulunmuşlardı. Ancak seçim kararı alınır alınmaz ise, bu bir ‘’baskın seçimdir’’ ifadelerini kullanmaya başladılar.


Akabinden  cumhurbaşkanlığı için aday belirleme süreci başladı. AKPARTİ’nin adayı, AKPARTİ genel başkanı olan sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN idi. MHP de aynı şekilde kendilerinin adayının sayın Recep Tayyip ERDOĞAN olduğunu ifade etti.


CHP aday belirleme konusunda ince eleyip sık dokuyor gibi görünüyor. Doğal olan kendi genel başkanlarını aday olarak göstermeleri gerekirken, Kemal KILIÇDAROĞLU bir türlü aday olmuyor. Aday olmamasını da ‘ siyasi parti liderinin tarafsız olamayacağı’ tezine dayandırıyor.


Bence asıl amacın bu olmadığı ayan beyan ortada. Asıl amacı, iktidar olmadan, muktedir olma halini devam ettirebilmektir. Yıllarca CHP asla tek başına iktidar olamamıştır, ama her seferinde vesayet odaklarını kullanarak muktedir olmayı başarmıştır.


 


 


Bazen yargıyı kullanarak vesayet olma halini devam ettirmiş


bazen askeriyeyi kullanarak vesayet halini devam ettirmiş,


bazen medyayı kullanarak vesayet halini devam ettirmiş,


bazen sendikaları ve özellikle STK ( sivil toplum örgütlerini ) kullanarak vesayet halini devam ettirmiş,


bazen üniversiteleri kullanarak vesayet halini devam ettirmiştir.


Bana göre şimdi de, çağdaş değerleri, çağdaş kavramları kullanarak ve bu değer ve kavramları Batı Dünyasının ve Modern Dünya’nın değerleriymiş gibi sunarak ve Batı Medeniyetinin her türlü siyasal, sosyal, psikolojik ve manevi desteğini alarak gerçekleştirmeye çalışmaktadır.


HDP kendi gelen başkanlarını aday gösterip, kendi seçmenlerini konsolide etme gayreti içerisinde görünürken, ve hala etnik temelli siyasi yapıyı devam ettirmeye çaba harcıyor.


Zira gerek etnik temel üzerine oturduğu tabana ve gerek diğer sol tandanslı siyasal, sosyal kurum ve kuruluşlara ve gerekse kendi zihinsel kodlarına yakın STK’lara söyleyeceği bir tek cümle ve vereceği en ufak bir katkı söz konusu olmadığı için kendisini bu şekilde konsolide etmeye çalışmaktadır.


İYİ PARTİ cephesine gelince bütün yaprakları kopmuş yelpazenin son yaprağı misali, kendisini güçlü göstermeye çalışan, üzerine oturduğunu iddia ettiği milli ve manevi değerleri yok sayma noktasına gelen, CHP’nin tevdi ettiği milletvekillerini yama olarak kullanarak tarihi hatalar yapan ve nerede – nasıl – kimi hedef alacağı belli olmayan, ortalıkta serseri mayın misali dolaşan pimi çekilmiş bir bomba görüntüsü vermektedir.


Saadet Partisi’ne gelince; Sivas Olayları ile karşı karşıya gelen iki ismin yani Saadet Partisi genel başkanı sayın Temel KARAMOLLAOĞLU ile CHP genel başkanı sayın Kemal KILIÇDAROĞLU’nun aynı kazanda buluşması inanılması güç bir vaka olarak tarihteki yerini almış görünmektedir.


Ve 11. Cumhurbaşkanı sayın Abdullah GÜL’ün çatı adayı olarak ortada boy göstermesi ve neticeni hüsranla sonuçlanması, bence akıl tutulması olarak zihinlerimizde yerini almıştır.


Daha fazla kendinizi küçültmeyiniz beyler, bize bu tablo şunu ifade ediyor,


bugüne dek ,siyaseti millet adına yaptığını söyleyen sayın Abdullah GÜL,


bugüne dek siyaseti milli ve manevi değerler adına yaptığını söyleyen SP,


bugüne dek siyaseti Kürtler adına yaptığını söyleyen HDP,


bugüne dek siyaseti milliyetçilik temeli üzerine oturtmaya çalışan  İYİ Parti,


bugüne dek siyaseti sol değerler üzerine oturttuğunu söyleyen ancak İYİ Parti, SP gibi partilerle ittifak yapmaktan çekinmeyen CHP,


sizler  İN konumundasınız


cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini kurmak ve ülkemizi ve milletimizi vesayet odaklarından kurtarıp, kendi milli ve manevi değerleri temelinde, hem ekonomik, hem siyasal, hem askeri, hem sosyal anlamda tam bağımsız bir sistem kurma adına yola çıkan AK PARTİ ve MHP,


sizler  EN  konumundasınız.


Benden söylemesi dostlarım, değerlendirmek, çek etmek ve yeniden kendinizi konuşlandırmak size ait. Saygılarımla…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (