( (
GÖKMEN
Köşe Yazarı
GÖKMEN
 

Kes Bir Buçuk Olsun, Yağlı Yerinden

Kes Bir Buçuk Olsun, Yağlı Yerinden Benim okuyucularım arasında Konya dışında yaşayan var mı bilmiyorum doğrusu. Sonuçta yerel bir medya organı olan Selçuklu İpekyolu Haber de acizane düşüncelerimizi, duygularımızı ve tabii ki doğrularımızı ve yine tabii ki eleştirilerimizi aziz ve çok kıymetli okurlarımızla paylaşıyoruz. Şu sıralar Türkiye’nin gündemi gerçekten çok yoğun görünüyor. Bir tarafta 7 Haziran 2015 yapılacak olan  Genel Seçimler ve partilerin propaganda çalışmaları, öbür tarafta seçim süreci ile bağlantılı olan Yeni Anayasa ve yine Yeni Anayasaya bağlı olarak demokrasi, insan hakları, özgürlükler ve Güneydoğu Anadolu meselesi, Hizmet Hareketi ve tabii ki Türkiye’nin ekonomik yapısı ve bu ekonomik yapıyla doğru orantılı insanımızın hayat standartları, refah seviyesi. Bana ilginç gelen siyasilerin seçimleri tam anlamı ile bir ölüm kalım referandumuna dönüştürmesi. Dikkat ediyorum her seçim öncesi böyle bir yaklaşım zihinlere kazınıyor. Yine bana ilginç gelen gerçekten her seçim bize böyle bir siyasi atmosfer sunuyor. Geçmiş dönemlerdeki seçim öncesi yaklaşımları şöyle bir belleğimizdeki süzgecimizden geçirecek olursak, benzer durumların o dönemler için de söz konusu olduğunu görebiliriz. Özellikle rahmetli Erbakan hocamızın hemen hemen her seçim sürecini bu tip yaklaşımlara bina ettiğine hep müşahid olmuştuk. Milli Görüş hareketinin seçimlere bu tip anlamlar yüklemesi bence makul bir yaklaşımdı. Çünkü Milli Görüş sistemi değiştirmeyi, yerleşik düzeni en iyimser tabirle reforme etmeyi hatta ve hatta kurulu dünya düzenini al aşağı etmeyi hedefleyen ve yerine kendi süzgecinden geçirdiği ve bunu güncellediği ve adına da Adil Düzen dediği bir siyasi hareketi ikame etmeye çalışan bir hareketti.  Bugün itibari ile Ak Parti özü itibari ile yerleşik düzene karşı bir duruş sergiliyor, ama yerleşik düzene boyun eğmek durumunda kalıyor , statükodan şikayetçi olduğunu her vesile ile dillendiriyor ama statükonun pençelerinden kendini kurtaramıyor, vesayetin pençesinden insanımızı kurtarmak istemini her fırsatta deklare ediyor ama ve vesayet zincirlerini kıramıyor, oligarşik sistemin kalıntılarını demokratik yöntemlerle temizlemek istiyor ama oligarşik efendilerden kendini azad edemiyor. Bu durum, bence sistemin kurulurken kendini korumacı, güvenlikçi, eliti koruyucu kolonlar üzerine bina etmiş olmasından kaynaklanıyor. Aksi bir durum Ak parti’nin kendi özü ile çelişmesi, kendi değerlerini reddetmesi ve kendi vasıflarını inkar etmesi anlamına gelir ki; bu da, kendine milletin teveccühündeki iksiri yok eder.  Cumhuriyet Halk Partisi bu seçimlerde diğer seçimlere nazaran farklı bir strateji izliyor. Kampanyayı tırnak içinde ‘Cumhuriyet Değerleri’ üzerine değil de halkın günlük yaşam standartları ve refah düzeyi gibi temel argümanlar üzerine bina etmiş durumda ve seçimleri ölüm kalım meselesi haline getirmemiş görünüyor. Halbuki daha önceki hemen hemen bütün seçimlerde, kampanyayı Cumhuriyet Değerleri ve Laiklik temelleri üzerine oturtuyordu. Bence bu tarz bir kampanya yani plan ve proje odaklı bir kampanya CHP için sağlıklı bir zemin diye düşünüyorum. Ancak CHP’nin hala din ile ilgili söylemleri ve yine kendi dünya görüşlerinin bir yansıması olan dış politik yaklaşımları tam anlamıyla bir travma ve tam anlamıyla şizofronik bir durum intibaını veriyor.  Milliyetçi Hareket Partisi milliyetçi çizgisi dışında kalan söylemlerine bakırsak çok yüzeysel ve sığ çalışmalar söz konusu diye düşünüyorum.  Halkların Demokrasi Partisi açısından bu seçim tam anlamıyla  yok olma veya varlığını tescil anlamında bir ötenazi durumunda görünüyor. HDP süreci bu noktaya bilerek ve kasden getiriyor. Terör güdümlü bir hareketten başka bir beklenti içine girmek zaten mümteni idi. Ya seçim sürecinin son metrelerine girerken siyasi partilerin açık artırmalarına ne demeli. Asgari ücret, emeklilere artış, kredi borçları vb… gibi konular… Bütün bunlara bir Gonya’lı olarak fazla bir deyeceğim yoktur. Sadece onlara diyom ki,  Kes Bir Buçuk Olsun, Yağlı Yerinden.
Ekleme Tarihi: 22 Mayıs 2015 - Cuma
GÖKMEN

Kes Bir Buçuk Olsun, Yağlı Yerinden

Kes Bir Buçuk Olsun, Yağlı Yerinden


Benim okuyucularım arasında Konya dışında yaşayan var mı bilmiyorum doğrusu. Sonuçta yerel bir medya organı olan Selçuklu İpekyolu Haber de acizane düşüncelerimizi, duygularımızı ve tabii ki doğrularımızı ve yine tabii ki eleştirilerimizi aziz ve çok kıymetli okurlarımızla paylaşıyoruz.


Şu sıralar Türkiye’nin gündemi gerçekten çok yoğun görünüyor. Bir tarafta 7 Haziran 2015 yapılacak olan  Genel Seçimler ve partilerin propaganda çalışmaları, öbür tarafta seçim süreci ile bağlantılı olan Yeni Anayasa ve yine Yeni Anayasaya bağlı olarak demokrasi, insan hakları, özgürlükler ve Güneydoğu Anadolu meselesi, Hizmet Hareketi ve tabii ki Türkiye’nin ekonomik yapısı ve bu ekonomik yapıyla doğru orantılı insanımızın hayat standartları, refah seviyesi.


Bana ilginç gelen siyasilerin seçimleri tam anlamı ile bir ölüm kalım referandumuna dönüştürmesi. Dikkat ediyorum her seçim öncesi böyle bir yaklaşım zihinlere kazınıyor. Yine bana ilginç gelen gerçekten her seçim bize böyle bir siyasi atmosfer sunuyor. Geçmiş dönemlerdeki seçim öncesi yaklaşımları şöyle bir belleğimizdeki süzgecimizden geçirecek olursak, benzer durumların o dönemler için de söz konusu olduğunu görebiliriz. Özellikle rahmetli Erbakan hocamızın hemen hemen her seçim sürecini bu tip yaklaşımlara bina ettiğine hep müşahid olmuştuk. Milli Görüş hareketinin seçimlere bu tip anlamlar yüklemesi bence makul bir yaklaşımdı. Çünkü Milli Görüş sistemi değiştirmeyi, yerleşik düzeni en iyimser tabirle reforme etmeyi hatta ve hatta kurulu dünya düzenini al aşağı etmeyi hedefleyen ve yerine kendi süzgecinden geçirdiği ve bunu güncellediği ve adına da Adil Düzen dediği bir siyasi hareketi ikame etmeye çalışan bir hareketti.


 Bugün itibari ile Ak Parti özü itibari ile yerleşik düzene karşı bir duruş sergiliyor, ama yerleşik düzene boyun eğmek durumunda kalıyor , statükodan şikayetçi olduğunu her vesile ile dillendiriyor ama statükonun pençelerinden kendini kurtaramıyor, vesayetin pençesinden insanımızı kurtarmak istemini her fırsatta deklare ediyor ama ve vesayet zincirlerini kıramıyor, oligarşik sistemin kalıntılarını demokratik yöntemlerle temizlemek istiyor ama oligarşik efendilerden kendini azad edemiyor.


Bu durum, bence sistemin kurulurken kendini korumacı, güvenlikçi, eliti koruyucu kolonlar üzerine bina etmiş olmasından kaynaklanıyor. Aksi bir durum Ak parti’nin kendi özü ile çelişmesi, kendi değerlerini reddetmesi ve kendi vasıflarını inkar etmesi anlamına gelir ki; bu da, kendine milletin teveccühündeki iksiri yok eder.


 Cumhuriyet Halk Partisi bu seçimlerde diğer seçimlere nazaran farklı bir strateji izliyor. Kampanyayı tırnak içinde ‘Cumhuriyet Değerleri’ üzerine değil de halkın günlük yaşam standartları ve refah düzeyi gibi temel argümanlar üzerine bina etmiş durumda ve seçimleri ölüm kalım meselesi haline getirmemiş görünüyor. Halbuki daha önceki hemen hemen bütün seçimlerde, kampanyayı Cumhuriyet Değerleri ve Laiklik temelleri üzerine oturtuyordu. Bence bu tarz bir kampanya yani plan ve proje odaklı bir kampanya CHP için sağlıklı bir zemin diye düşünüyorum.


Ancak CHP’nin hala din ile ilgili söylemleri ve yine kendi dünya görüşlerinin bir yansıması olan dış politik yaklaşımları tam anlamıyla bir travma ve tam anlamıyla şizofronik bir durum intibaını veriyor. 


Milliyetçi Hareket Partisi milliyetçi çizgisi dışında kalan söylemlerine bakırsak çok yüzeysel ve sığ çalışmalar söz konusu diye düşünüyorum.


 Halkların Demokrasi Partisi açısından bu seçim tam anlamıyla  yok olma veya varlığını tescil anlamında bir ötenazi durumunda görünüyor. HDP süreci bu noktaya bilerek ve kasden getiriyor. Terör güdümlü bir hareketten başka bir beklenti içine girmek zaten mümteni idi.


Ya seçim sürecinin son metrelerine girerken siyasi partilerin açık artırmalarına ne demeli. Asgari ücret, emeklilere artış, kredi borçları vb… gibi konular…


Bütün bunlara bir Gonya’lı olarak fazla bir deyeceğim yoktur. Sadece onlara diyom ki,  Kes Bir Buçuk Olsun, Yağlı Yerinden.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (