( (
GÖKMEN
Köşe Yazarı
GÖKMEN
 

G20 ZİRVESİ Ve ADALET TİYATROSU

  G20 ZİRVESİ Ve ADALET TİYATROSU  İnanın dostlarım sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN katılmamış olsaydı, Almanya’nın Hamburg kentinde yapılan dünyanın en gelişmiş 20 ülke liderinin katıldığı G20 Zirvesinin adını ve tabii ki, yazımın başlığını G20 ZIRVASI olarak atacaktım. Değerli kardeşlerim, eğer G20 Liderler Zirvesinin sonuç bildirgesinde yer alan temel başlıklara baktığımızda, hiç kimsenin itiraz edeceği bir husus görünmüyor.   Mesela,  ‘Sürdürülebilir Geçim Kaynaklarının Geliştirilmesi’ başlığına kim karşı çıkabilir? Mesela, ‘uluslararası ticaret, ekonomik büyüme, yoksulluğun ortadan kaldırılması, Paris İklim Değişikliği Anlaşması’nın desteklenmesi, Afrika ile iş birliği, istihdamın artırılması ve kadının sosyal, siyasal, ekonomik ve hayatın her noktasında rolünün güçlendirilmesi gibi temel başlıkların görüşülmesine ve bu başlıkların hayata geçirilmesine kim karşı çıkabilir? Mesela, ‘Terörizm, yerinden olma, yoksulluk, açlık ve sağlık tehditleri, istihdam oluşturma, iklim değişikliği, enerji güvenliği ve eşitliğin de dahil olduğu küresel toplumun temel zorluklarının ele alınmasına ve bu meselelerin çözülmesine hangimiz hayır diyebilir?  Bu kararların alınması ne kadar önemli ise, alınan bu kararların hayata geçirilmesi de; bir o kadar önemlidir. Ancak eğer bu toplantılar, birbirimizi ağırlamak, amiyane tabirle dostlar alış-verişte görsün, dünya kamu oyunun gözünü biraz daha boyayalım, toplumları ve aç olan sefil insanları daha fazla nasıl köle haline getirebiliriz, kurmuş olduğumuz, siyasal, sosyal, ekonomik hegemonyamızı daha nasıl sürdürebiliriz ve geliştirebiliriz, dünya üzerinde bizim kurduğumuz düzene baş kaldıran olursa veya bizim kutsanmış egemenliklerimizi sorgulama cüreti gösteren biri veya birileri çıkarsa yada semiri ve sömürü düzenimizin çarklarına çomak sokamaya kalkan olursa; işte onlara karşı siyasal, ekonomik ve askeri yaptırımlarımızı hemen ve etkili bir şekilde nasıl uygulayabiliriz mantığı çerçevesinde bir yaklaşım sergilenirse, bu toplantılar; adalet ve kalkınmayı değil, hukuksuzluk ve zulmü beraberinde getirir. Küresel Isınma noktasında G20 Liderlerinin ABD başkanının karşı çıkmasına rağmen aynı kararlılığı göstermiş olmaları ve Paris İklim anlaşmasının devamında ısrar etmeleri dünyamızın geleceği adına atılmış önemli adımlardan biri olarak değerlendirilebilir. Amerika Birleşik Devletleri, küresel ısınmayı tetikleyen karbondioksit üretiminde ikinci sırada yer alıyor olması ve Paris İklim anlaşmasını, Trump Yönetiminin tanımayacağını ifade etmesi, karbon emisyonunda ilk sırada bulunan Çin in de ABD nin izinden gitme ihtimalinin bulunması ve sera gazı salımında üçüncü sırada yer alan Hindistan’ın da bu zincire dahil olma olasılığı; dünyanın sonunun gelmesi için kıyametin beklenmesine gerek kalmaması anlamına gelecektir. Türkiye’nin terör vurgusu ve özellikle G20 ülkelerinin teröre ve terörizme karşı lojistik bazda destek verdiği noktasındaki görüşleri, ne kadar dikkate alınır bilemeyiz ama, Türkiye ülkesinin ve milletinin güvenliği için her türlü tedbiri alacağını ifade etmiş olması ve gerektiği takdirde kimseden izin almadan ve kimseyle de paylaşmadan gerekli askeri müdahaleleri yapacağını açıklamış olması, son derece önemli diye düşünüyorum. Bu arada Hamburg’da meydana gelen G20 Liderlerine yönelik eylemlere veya onların ürettiği politikalara karşı yürütülen eylemlere gelince, insanın bu ve benzeri protestoları kabul etmesi mümkün değil elbette ve fakat Almanya’nın son zamanlarda teröre prim veren anlayışı ve ülkemiz politikacılarına karşı takındığı tavır, bu tip hadiselere ve bu tip siyasal tavırlara prim verilmemesi gerektiğini bir kez daha net olarak ortaya koymuştur. Zira protestocular sokakları savaş alanlarına çevirmişler, mağazaları yağmalamışlar ve hatta Liderlerin ve bürokratların hareket alanını kısıtlamışlardır ki, bu da bir hak ve hukuk ihlalidir. Ayrıca Alman Polisini acziyetini ve olaylara karşı olan sert tavrını da, insanlık adına, hukuk adına ve tabiki demokrasi adına bir kenara kaydetmek gerektiğini acizane vurgulamak isterim. CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15.06.2017 tarihinde, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu nun MİT TIR ları davasında askeri casusluk yaptığı gerekçesiyle 25 yıl hapse mahkum edilmesinin ardından Ankara dan İstanbul a yaptığı  "Adalet Yürüyüşü"  09.07.2017 tarihinde İstanbul Maltepe Parkında yaptığı mitingle sona erdi. CHP’nin eylem bazında önemli bir girişimde bulunduğunu söylemek bence doğru bir durum tesbitidir. Aradığı kavram da son derece değerli ve herkese lazım bir bir kavram.  Ancak CHP’ye ve CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na bu kavram hiç mi ama hiç yakışmıyor. Soruyorum size, bu kavramı bugüne dek, siz nerede ifade ettiniz acaba? 27 Mayıs 1960 da siz bu kavramı hiç telaffuz ettiniz mi? 12 Eylül 1980 de bu kavramı yeterince ve herkes için kullandınız mı? 28 Şubat Sürecinde görevden alınmalar hak ve hukuka mı dayanıyor muydu? Sosyal Demokrat Halkçı Parti de ve Cumhuriyet Halk Partisi nde Genel Sekreter Yardımcısı, MYK Üyesi ve Parti Meclisi Üyesi olan ve Adalet Bakanlığı yapan Mehmet MOĞOLTAY; hakim ve savcı alımlarında MHP’lileri  mi alacaktım derken siz ve CHP gerekli tepkiyi ortaya koydunuz mu? Merve KAVAKÇI milletvekili seçildiği zaman bu kadına haddini bildirin denirken ve hem milletvekilliği ve hem de vatandaşlığı elinden alınırken siz ne yaptınız acaba? 28 Şubat Sürecinde merhum ERBAKAN boncuk boncuk terlerken acaba ADALET adına siz ne yaptınız? 15 Temmuz sürecinde siyasi liderler sokaklara inerken, meydan meydan gezerken acaba siz hangi adımları attınız ve nereye yürüdünüz? Siz bugün meydanlarda ve demeçlerinizde insanların yaşam tarzına müdahale etmeyeceğinizi söylüyorsunuz da, yürüyenlerin arasında başörtü zulmünün baş mimarlarından olan Kemal ALEMDEROĞLU da var. O zaman soruyorum size, size niçin inanayım, size niçin inansın bu MİLLET? Siz, kendi aleyhinize bir karar verildi diye yollardasınız, ve siz, sizin istemediğiniz bir yargı süreci tezahür ettiği için yargıyı, hakimleri ve savcıları suçluyorsunuz. Onlar saraydan talimat almakla suçluyorsunuz, eğer tersi olsayda, o hakim ve savcılar sizden mi talimat almış olacaklardı acaba? Bu bir TİYATRO ve ADALET kavramı CHP Ve CHP’nin genel başkanına hiç mi ama hiç yakışmıyor. Buna rağmen samimi olduğunuzu söylüyorsanız, zaman ve siyasi süreç bunların cevabını verecektir.  Ben düşüncelerimi paylaştım, ADALET herkese lazım, özellikle CHP’ye lazım. Gerçekten ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR: Saygılarımla.
Ekleme Tarihi: 10 Temmuz 2017 - Pazartesi
GÖKMEN

G20 ZİRVESİ Ve ADALET TİYATROSU

  G20 ZİRVESİ Ve ADALET TİYATROSU


 İnanın dostlarım sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN katılmamış olsaydı, Almanya’nın Hamburg kentinde yapılan dünyanın en gelişmiş 20 ülke liderinin katıldığı G20 Zirvesinin adını ve tabii ki, yazımın başlığını G20 ZIRVASI olarak atacaktım.


Değerli kardeşlerim, eğer G20 Liderler Zirvesinin sonuç bildirgesinde yer alan temel başlıklara baktığımızda, hiç kimsenin itiraz edeceği bir husus görünmüyor.  


Mesela,  ‘Sürdürülebilir Geçim Kaynaklarının Geliştirilmesi’ başlığına kim karşı çıkabilir?


Mesela, ‘uluslararası ticaret, ekonomik büyüme, yoksulluğun ortadan kaldırılması, Paris İklim Değişikliği Anlaşması’nın desteklenmesi, Afrika ile iş birliği, istihdamın artırılması ve kadının sosyal, siyasal, ekonomik ve hayatın her noktasında rolünün güçlendirilmesi gibi temel başlıkların görüşülmesine ve bu başlıkların hayata geçirilmesine kim karşı çıkabilir?


Mesela, ‘Terörizm, yerinden olma, yoksulluk, açlık ve sağlık tehditleri, istihdam oluşturma, iklim değişikliği, enerji güvenliği ve eşitliğin de dahil olduğu küresel toplumun temel zorluklarının ele alınmasına ve bu meselelerin çözülmesine hangimiz hayır diyebilir?


 Bu kararların alınması ne kadar önemli ise, alınan bu kararların hayata geçirilmesi de; bir o kadar önemlidir. Ancak eğer bu toplantılar, birbirimizi ağırlamak, amiyane tabirle dostlar alış-verişte görsün, dünya kamu oyunun gözünü biraz daha boyayalım, toplumları ve aç olan sefil insanları daha fazla nasıl köle haline getirebiliriz, kurmuş olduğumuz, siyasal, sosyal, ekonomik hegemonyamızı daha nasıl sürdürebiliriz ve geliştirebiliriz, dünya üzerinde bizim kurduğumuz düzene baş kaldıran olursa veya bizim kutsanmış egemenliklerimizi sorgulama cüreti gösteren biri veya birileri çıkarsa yada semiri ve sömürü düzenimizin çarklarına çomak sokamaya kalkan olursa; işte onlara karşı siyasal, ekonomik ve askeri yaptırımlarımızı hemen ve etkili bir şekilde nasıl uygulayabiliriz mantığı çerçevesinde bir yaklaşım sergilenirse, bu toplantılar; adalet ve kalkınmayı değil, hukuksuzluk ve zulmü beraberinde getirir.


Küresel Isınma noktasında G20 Liderlerinin ABD başkanının karşı çıkmasına rağmen aynı kararlılığı göstermiş olmaları ve Paris İklim anlaşmasının devamında ısrar etmeleri dünyamızın geleceği adına atılmış önemli adımlardan biri olarak değerlendirilebilir.


Amerika Birleşik Devletleri, küresel ısınmayı tetikleyen karbondioksit üretiminde ikinci sırada yer alıyor olması ve Paris İklim anlaşmasını, Trump Yönetiminin tanımayacağını ifade etmesi, karbon emisyonunda ilk sırada bulunan Çin in de ABD nin izinden gitme ihtimalinin bulunması ve sera gazı salımında üçüncü sırada yer alan Hindistan’ın da bu zincire dahil olma olasılığı; dünyanın sonunun gelmesi için kıyametin beklenmesine gerek kalmaması anlamına gelecektir.


Türkiye’nin terör vurgusu ve özellikle G20 ülkelerinin teröre ve terörizme karşı lojistik bazda destek verdiği noktasındaki görüşleri, ne kadar dikkate alınır bilemeyiz ama, Türkiye ülkesinin ve milletinin güvenliği için her türlü tedbiri alacağını ifade etmiş olması ve gerektiği takdirde kimseden izin almadan ve kimseyle de paylaşmadan gerekli askeri müdahaleleri yapacağını açıklamış olması, son derece önemli diye düşünüyorum.


Bu arada Hamburg’da meydana gelen G20 Liderlerine yönelik eylemlere veya onların ürettiği politikalara karşı yürütülen eylemlere gelince, insanın bu ve benzeri protestoları kabul etmesi mümkün değil elbette ve fakat Almanya’nın son zamanlarda teröre prim veren anlayışı ve ülkemiz politikacılarına karşı takındığı tavır, bu tip hadiselere ve bu tip siyasal tavırlara prim verilmemesi gerektiğini bir kez daha net olarak ortaya koymuştur. Zira protestocular sokakları savaş alanlarına çevirmişler, mağazaları yağmalamışlar ve hatta Liderlerin ve bürokratların hareket alanını kısıtlamışlardır ki, bu da bir hak ve hukuk ihlalidir.


Ayrıca Alman Polisini acziyetini ve olaylara karşı olan sert tavrını da, insanlık adına, hukuk adına ve tabiki demokrasi adına bir kenara kaydetmek gerektiğini acizane vurgulamak isterim.


CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15.06.2017 tarihinde, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu nun MİT TIR ları davasında askeri casusluk yaptığı gerekçesiyle 25 yıl hapse mahkum edilmesinin ardından Ankara dan İstanbul a yaptığı  "Adalet Yürüyüşü"  09.07.2017 tarihinde İstanbul Maltepe Parkında yaptığı mitingle sona erdi.


CHP’nin eylem bazında önemli bir girişimde bulunduğunu söylemek bence doğru bir durum tesbitidir. Aradığı kavram da son derece değerli ve herkese lazım bir bir kavram.  Ancak CHP’ye ve CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na bu kavram hiç mi ama hiç yakışmıyor. Soruyorum size, bu kavramı bugüne dek, siz nerede ifade ettiniz acaba?


27 Mayıs 1960 da siz bu kavramı hiç telaffuz ettiniz mi?


12 Eylül 1980 de bu kavramı yeterince ve herkes için kullandınız mı?


28 Şubat Sürecinde görevden alınmalar hak ve hukuka mı dayanıyor muydu?


Sosyal Demokrat Halkçı Parti de ve Cumhuriyet Halk Partisi nde Genel Sekreter Yardımcısı, MYK Üyesi ve Parti Meclisi Üyesi olan ve Adalet Bakanlığı yapan Mehmet MOĞOLTAY; hakim ve savcı alımlarında MHP’lileri  mi alacaktım derken siz ve CHP gerekli tepkiyi ortaya koydunuz mu?


Merve KAVAKÇI milletvekili seçildiği zaman bu kadına haddini bildirin denirken ve hem milletvekilliği ve hem de vatandaşlığı elinden alınırken siz ne yaptınız acaba?


28 Şubat Sürecinde merhum ERBAKAN boncuk boncuk terlerken acaba ADALET adına siz ne yaptınız?


15 Temmuz sürecinde siyasi liderler sokaklara inerken, meydan meydan gezerken acaba siz hangi adımları attınız ve nereye yürüdünüz?


Siz bugün meydanlarda ve demeçlerinizde insanların yaşam tarzına müdahale etmeyeceğinizi söylüyorsunuz da, yürüyenlerin arasında başörtü zulmünün baş mimarlarından olan Kemal ALEMDEROĞLU da var. O zaman soruyorum size, size niçin inanayım, size niçin inansın bu MİLLET?


Siz, kendi aleyhinize bir karar verildi diye yollardasınız, ve siz, sizin istemediğiniz bir yargı süreci tezahür ettiği için yargıyı, hakimleri ve savcıları suçluyorsunuz. Onlar saraydan talimat almakla suçluyorsunuz, eğer tersi olsayda, o hakim ve savcılar sizden mi talimat almış olacaklardı acaba?


Bu bir TİYATRO ve ADALET kavramı CHP Ve CHP’nin genel başkanına hiç mi ama hiç yakışmıyor.


Buna rağmen samimi olduğunuzu söylüyorsanız, zaman ve siyasi süreç bunların cevabını verecektir. 


Ben düşüncelerimi paylaştım, ADALET herkese lazım, özellikle CHP’ye lazım. Gerçekten ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR: Saygılarımla.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (