Finale Doğru Giderken   Yeri ve zamanı geldiğinde herkesin ve her kesimin kendi penceresinden meseleye bakarak söylemiş olduğu bir cümleyi, ben de kullanarak başlamak istiyorum yazıma. ‘Dere geçilirken at değiştirilmez’  veya başka bir ifade de kendini bulan ‘maç başladıktan sonra oyunun kuralları değiştirilmez’ diye.  Ağaçların, bitkilerin ve insanların daha doğrusu bütün canlıların ortak özellikleri vardır.  Beslenme, barınma, doğma, büyüme, yaşlanma ve ölme gibi. Örgütlerin de benzeri özelliklerinin olduğunu söylersek sanırım doğru bir tesbit yapmış oluruz.  Ancak milletleri asla bu şekilde bir değerlendirmeye tabi tutmamız ve aynı kategoride değerlendirmeye almamız mümkün değildir. Çünkü milletler tabiri caiz ise, ab-ı hayat ağacı gibidir. Kestikçe yeniden doğar, budadıkça dinçleşir ve meyveleri devşirildikçe yeniden meyve vermek için kendini yeniler.  Hele hele tarihe yön vermiş, bir çok tarihçiye göre 375 yılında Kavimler Göçü ile, İlk Çağı kapatıp Orta çağı başlatmış ve yine Kostantinop’u  fethederek O’na yeni bir kimlik kazandırmış ve O’nu İstanbul ismi ile günümüze taşımış, bu hadise ile de Orta Çağı kapatıp Yeni Çağı başlatmış olan bir milleti alaşağı etmek, terör eylemleri ile O’nu ortadan kaldırmak,  dış mihrakların ( ki bu tabiri kullanmayı hiç sevmem) maşası  konumuna gelip bu Milleti diz çökertmeye çalışmak; tam anlamıyla bir bedbahtlıktır ve bu, maşaların bu milleti daha iyi ve daha yakından tanıyamadıklarının bir tescilidir.  Bu milletin bekraundunu iyi incelediğimiz zaman, bir başka ifade ile siyak ve sibakına iyi baktığımız zaman, O’nun en önemli özelliğinin duygusal bir yapısının olduğudur.  Ve yıne bu Milleti yakından tanıdığımız zaman, bu Milletin tarihinde, şu anda ve gelecekte esareti asla kabul etmediği ve etmeyeceğidir. Ayrıca bu Milletin vesayet sistemi ile yaşamasının karakterine aykırı olduğu realitesinin;  birilerinin birilerine hatırlatması gerektiği ve bu söylemlerin gerektiğinde eyleme dönüştürülmesidir.  Bu hatırlatmayı, hatırlamanın zamanı gelmiştir. Bu hatırlatmayı, Türkiye Cumhuriyeti güvenlik güçleri polisiyle- askeriyle son zamanlarda terör örgütlerine karşı çok iyi yaptıkları için, şu anda bütün terör örgütleri ülkemize ve milletimize ve bu milletin değerlerine hunharca ve kalleşçe saldırmaktadırlar.   Ey terör örgütleri size şunu hatırlatmak isterim:  1-    Bu Millet uşak olmamıştır ve olması muhaldir, mümtenidir, düşünülemez bile. 2-    Bu Milletin karakteri size bu imkanı asla vermez. 3-    Etnisiteyi ve İslamın yanlış algıdan kaynaklanan yorumlamaları güya İslamı kullanarak oluşturduğunuz yapılar, sizi hedeflerinize asla ulaştırmaz ve sadece sizin ve yandaşlarınızın sonunu hazırlar. 4-    Sokak hareketleri, yerli ve yersiz bildiriler yayınlamak, ülkemize gelen masum turistleri( ki onlar bizim misafirlerimizdir) katletmek bu sayede Ülkemizin ve Milletimizin geleceğine ipotek koymaya çalışmak,  sizin ihanetinizi tescil etmekten başka bir amaca hizmet etmeyecektir. 5-    İçinde bulunduğumuz Coğrafyanın, konjonktürün ve tarihimizin çok ama çok misyon yüklediği bir zamanda, bu Milleti ve bu Devleti uluslar arası platformlarda zor durumda bırakma  adına Paralel Yapı ve FETÖ vari terör örgütlerinin  beyhude çabaları, belki ihanetin cephesini büyütür ama hainlerin de deşifre olmasını sağlar. 6-    PKK Terör Örgütünün demeçlerindeki provokasyonlar, Bölgedeki örgüt sempatizanlarının tahrikleri, PKK terör örgütünün DAEŞ, FETÖ gibi diğer terör örgütleri ile olan eylemsel bazdaki işbirlikleri, PKK’nın siyasi uzantısı konumundaki HDP yetkililerin terör ve terör örgütlerini cesaretlendiren açıklamaları, deşifre olmuş veya deşifre olmamış olan bütün terör odaklarının; bu Milletin ve Türkiye Cumhuriyetinin hukuk dışına çıkması adına yaptıkları her türlü söylem ve eylemler, bumerang olup boğazınıza düğümlenecek ve kendi zehrinizle kendinizin yok olmasına katkı sağlayacaktır.  Ancak şu gerçeğin bir kez daha herkes tarafından iyi bilinmesini isterim ki; bugün ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütün olan bu Millet size, en garib-uz zamanda, gereken cevabı verecek, terör örgütleri ve onları kullanan sözüm ona demokrasi ve insan hakları havarileri de ‘Finale Doğru Giderken’ sahayı değil, şeref localarını değil, seyirci tribünlerini bile terk etmek zorunda kalacaklar.