Ekonomiyi düzeltmek için; ekonomi dâhil tüm alanlarda şeffaf, denetlenebilir, hesap veren ve toplumun tüm kesimlerinin katılımını sağlayan kapsayıcı politikalar temel ilkemiz olmalıdır.
Eğitim konusu analitik düşünmeyi öğreten köklü bir eğitim reformu ile bizim kalkınma politikamızın öncelikli olarak birinci ayağını oluşturmalıdır.
Kurtulma politikamızın ikinci ayağını da planlama konusu oluşturmalı. Kısaca burada düşünülen ekonomik model devletin, özel sektörün ve tarımda kooperatiflerin birlikte yer aldığı karma ekonomik modeldir. Tarımda planlamaya ayrıca önem vermeliyiz. Hal yasası çıkarılmalı ve uygulamaya konulmalı.
Sanayide de planlamaya önem vermeliyiz. Bunun için de özenle bir devlet planlama teşkilatının yanı sıra, gerçekçi bir kur politikası, bağımsız bir Merkez Bankası ve para politikası uygulamak gerekir. Enflasyonu kontrol altına almak, devlette yolsuzlukları, şatafatı, savurganlığı, bütçe açıklarını borçlanma ihtiyaçlarını ortadan kaldırmak gerekir.
Gerçek bir sosyal devlet olabilmek için vergi ve maliye politikalarında halk yararına gerekli kararları alıp uygulamak gerekir. Toplam vergiler içinde üçte iki paya sahip KDV, ÖTV gibi dolaylı vergi gelirlerini, üçte bire düşürmek gerekiyor. Buna karşılık kayıt dışı alanlarda faaliyet gösteren tüm işletmeleri makul vergi oranlarıyla sisteme dâhil etmek gerekir. Bugün ülkemizde milli gelirin yüzde 20’si kadar vergi toplanabiliyor. Vergileri düşürerek herkesin ödeyebileceği seviyeye getirdiğimizde vergide kaçak ve kayıpların önüne geçilmesi mümkün olacaktır. Böylece batı ülkelerinde olduğu gibi bizim ülkemizde de verginin milli gelir içindeki payını en az yüzde 50 seviyesine çıkarmış oluruz.
Artan bu vergi payının yanı sıra, ihalelerle hazine soygununa son vermek gerekiyor. Devlet yönetimindeki şatafat ve saltanat uygulamalarını kaldırdığımızda, elde edilen kaynaklarla, tıpkı Batı Avrupa ve Kuzey Avrupa ülkelerindeki gibi sosyal devlet yapısına ulaşmamız mümkün olacaktır. Sağlanan bu kaynaklarla eğitim, sağlık ve sosyal güvenliğe ayrılan paylar iki üç katına çıkarılmış olacaktır.
Eğitimi parasız hale getirmemiz gerekiyor. Vergi reformunun yaygınlaşması ile birlikte vatandaşların muhtaç hale gelmeden yaşamalarının önü açılacaktır. Emeklilik sistemi yeniden düzenlenmeli, maaş farklarını ortadan kaldıracak kararlar öncelikle alınmalıdır.
Özelleştirmeler, ihaleler, hazine garantili ödemeleri, şaibeli imar planı değişiklikleri gibi tüm konular incelenmelidir.
Sonuç olarak; insan odaklı bir ekonomi ile özgürlük, demokrasi ve bağımsızlık, şeffaflık, hesap verilebilirlilik Türk halkının en temel hakkı olacaktır. Üretim-istihdam-ihracat icraatı ise ülkenin kalkınmasında en etken formül olacaktır. İhracat büyük ithalat küçük olduğunda cari açıkta ise en aza indirilmiş olacaktır.