“Uber yasak!”, “korsan turizm taşımacılığı yasak!” diyenler yanılıyor.
Hepsi de şaşır şakır çalışıyor.
Hepsi ortalıkta cirit atıyor…
Önlerine Türsab belgesini asıp, çekmeceye D2 belgesini koyuyorlar.
Bir de kendilerini bugüne kadar ülkemize bir tane turist getirmeyen, ‘sözde’ seyahat acentesinden sigortalı gösteriyorlar.
Acenteye bakıyorsunuz.
Bir tek turist getirmiyor. Ama 300 tane araç ona çalışıyor.
Ne yapıyor?
Türsab tabelasını kiralıyor. D2 belgesini kiralıyor. Acente sigorta belgesini kiralıyor.
Adam bu belgelerle Uber yapıyor. Korsan taşıma yapıyor.
Kim karışır. İsterse herşey taşır!
Devlet istediği kadar “Uber yasak!”, “Korsan taşıma yasak!” desin
Türsab’ın 1618 Sayılı Seyahat Acenteleri Kanunu varmış!
Ne kanunu? O kanun ‘çöp!’
Türkiye’de kanunlar çiğnenmek için yapılır sanki…
O kanunu çöp yapanlar, acentelerin kendisi…
Kendi bindiği dalı kesen, kendi ekmeğini yok eden, başka sektör var mı acaba?
Acenteye bağlı korsanı (!)Polis aracı çevirince belgeler tamam!
Oh ne ala!
Ye Memet ye!
Bu memlekette gemisini kurtaran kaptan…
Devlete kazık atmak, en kral meslek haline gelmiş…
Bu korsanlar, taksici esnafınını işini elinden alıyor.
Hiçbir yetkilinin “gık’ı çıkmıyor.
Aslında bu işi yapanlar Türkiye Cumhuriyeti’nin Hazine ve Maliye Bakanlığı’na kazık atıyorlar.
Tabii bu kazık Maliye’ye girerken, fatura Türk milletinin cebinden çıkıyor.
Televizyonları çıkıp “şöyle başarılıyız’, ‘ böyle başarılıyız’ diyerek , ‘yalakalık peşinde koşarak’, “pembe tablo’ çizenlere aldırmayın.
Hele bunlar bir sivil toplum ögütünün yöneticisi veya temsilcisi ise hiç inanmayın.
Çünkü hepsi ‘asli’ görevlerini bırakmış, “kişisel çıkarlarını’ ve koltuklarını korumak için “yalaka’ sözlerle ‘ahkam keserek’ kafa bulandırıyorlar.
Öte yanda ise Türk turizmi batmış, çıkmış kimsenin umurunda değil.
Bu işi sorumlusu kim?
Yine bu ‘tuzu kuru’ kişileri seçenler ve onların kendi menfaatlerini koruyacağını sanarak onlardan medet uman STK’ların üyeleri…
Şu pandemi dönemine bakalım.
Bu gibi kuruluşlar turizmciye ne katkıda bulundu?
Tabiri caizse ve ninelerimizn deyimiyle ‘Yaralı parmağa işediler mi?’
Bize kalırsa işemek ne kelime…. Pansuman bile yapmadılar.
Yani Türk turizmi ‘saldım çayıra, meclam kayıra…” mantığıyla cebelleşip, çıkış yolu arıyor.
Bana kalırsa ufukta en az 3 yıl aydınlık günler görülmüyor.
Bu dönemde ise batan çıkan olacak. Kalan sağlar bizim olacak.
Ama turizm olacak mı? O meçhul işte!
Turizmciler ve seyahat acentelerinin artık aklını başına alma zamanı geldi de geçti bile… Ekmekleri ellerinden kaçıyor.
Türsab ‘seyahat acentesi’ belgesinin ne işi var, ‘taşımacı’ da…
Taşımacılara kim “seyahat acentesi” kimliği verdi?
Turizmde kimin ne iş yaptığı neden belli değil?
Meslek kimliği neden oluşmuyor?
Önüne gelen ‘seyahat acentesi’ olabilir mi?
Bunun bir kriteri, liyakat kavramı yok mu?
Aslında, seyahat acentesi Türk turizmi için çok önemli bir birimdir.
Seyahat acentesi Türkiye’nin yurtiçinde ve yurtdışında “tanıtım ve pazarlaması’ndan sorumlu birimdir.
Yani seyahat acenteleri Türkiye’nin kültürel, tarihi değerlerini, taşıma gruplarını ve yatırım değeri 100 milyar doları aşan turizm tesislerinin yer aldığı güzel Türkiye’mizin turizminin “satışından” sorumludur.
Sen, satış ve pazarlamasını yaptığın (ürün!) taşıma gibi birime seyahat acentesi belgesi verirsen neyi satacaksın?
Sen, satış ve pazarlamasını yaptığın (ürün) otel gibi birime seyahat acentesi belgesi verirsen neyi satacaksın?
Sen, MICE gibi gelir getiren sefmentini oluşturan, satış ve pazarlamasını yaptığın (ürün) banka, kurum gibi birimlere seyahat acentesi belgesi verirsen neyi satacaksın?
Bu ve bunun gibi önekler saymakla bitmiyor.
Sonra seyahat acenteleri ağlıyor,“İşimizi elimizden alıyorlar” diyorlar,.
Eskiden A,B,C grubu gibi seyahat acenteleri vardı.
Kimin ne yaptığı belliydi.
Şimdi herkesi aynı kefeye koydular.
Soruyorum.
Türkiye’nin dev tur operatörleri ETS, Jolly, Pronto Tour, Mercan Turizm, Adonis, Fly Ekspres, Bedir Turizm, Tatil Budur, Tatil.com gibi saymakla bitmeyen bunlar gibi güzide kuruluşlarımızla, sadece “plaka satmak” üzere kurulan sadece ‘tabela asan acente’ aynı mıdır?
Türk turizmini bugünlere taşıyan bu değerlerle onları aynı kefeye koyabilir misiniz?
Türsab’ın bu günkü konumuna göre: Aynıdır.
Ha ETS, ha plaka satar ve bir tane turist getirmeyen acente…
Bunlara sayıları 3 bine yaklaşan Suriyeli acenteleri de katabiliriz…
İşte tablo böyle…
Artık başımızı önümüze eğip bakalım.
Deniz bitti… Kara göründü… Turizm sona eriyor.
Acente imiş, şuymuş buymuş bitiyor.
Acente kimliği ile korsan taşımacılığa destek verenler parayı götürüyor.
Devlete kazık atan atana… Maliye para peşinde…
Ama ortada dönen rantı görmüyor.
Öte yandan seyahat acenteleri kafalarını kuma gömmüş, ortaya çıkacak ve kendilerini kurtaracak “beyaz atlı prensi” bekliyorlar.
Sevgili acenteler, işinizi başkasına veren sizlersiniz.
Aklınızı başınıza alın ve geleceğinizi yeniden planlayın
Yoksa atı alan Üsküdar’ı geçiyor.