Türkiye için sağlık turizmi önemli deniliyor. Yabancı hastaların Türkiye’ye gelmesi için tanıtım amacıyla dünya kadar masraf yapılıyor. Ama yabancı hasta Türkiye’ye geldiğinde ne oluyor? Çok basist… Her zamanki geleneğimiz… Kazık atmayı çok seviyoruz. Bu da nereden çıktı demeyin… İngiltere hükümeti seyahat acenteleri, havayolları ve oteller başta olmak üzere tüm turizm sektörünün baskısı sonucu 22 Eylül’de yurt dışına gidenlere dönenlere uygulanan 10 günlük karantinayı kaldırdı. 4 Ekim’de ise PCR testi uygulamasını kaldıracağını bildirdi. Ama gelin görün ki şimdilik bu işler sanıldığı kadar kolaylaşmadı. Oğlum, kardeşinin düğünü için İngiltere’den İngiliz eşiyle birlikte üç günlüğüne Türkiye’ye gelecekti… Eşiyle birlikte iki defa Astra Zeneca aşısı olmuştular ve işleri gereği sürekli kontrol altındaydılar. Yani salgına karşı tüm güvenlik önlemleri tamdı. Bu arada yurtdışı seyahat izni için yapılan duyurular ise bulmaca gibiydi. Kimse bir şey anlamıyordu. Hem var hem yok örneğinde kafa karıştırıyordu. Sonunda Londra Havalimanı’na giderek ne yapılacağını öğrenebildiler. İşler öyle kolay değildi. İki aşıya rağmen yurtdışına çıkarken PCR testi yapılması isteniyordu. Yoksa THY yolcuyu uçağa almıyordu. Yani THY yapılan aşıyı tanımıyordu. Ayrıca pahalı bir laboratuvarla anlaşmışlar ve insanları oraya gönderiyorlardı. Orada bir PCR testi 170 Sterlin’e yapılıyordu. Türk parasıyla 2200 TL civarında tutuyor. Araştırdık ve 43 Sterlin’e… Yani 500 TL’ye yapan bir yer bulduk. Uçak biletine gelince THY’nin Londra-İstanbul-Londra bileti bir kişi için yaklaşık 800-900 Sterlin… Yani 10 bin TL civarındaydı. Çaresiz onu da araştırdık ve 3 bin TL’ye bulabildik. Oğlum ve eşi THY ile İstanbul’a gelebildi. Dönüşte kendi ülkesine güvenmeyen THY yeniden PCR testi istiyordu. Yeni hem iki aşı, hem Londra’da uçağa binerken PCR testi yapılmıştı. Şimdi gidişte de isteniyordu. Çaresiz aramaya başladık. "Acıbadem Kozyatağı Hastanesi yapıyor" dediler. Gittik ve sıraya girdik. Sıra bize geldi. Fiyat sorduk. Görevli “Türk vatandaşına 250 TL, yabancıya 900 TL” dedi. Yani yabancı neredeyse Türk vatandaşının üç katı ödeyecekti. Oğlumun eşi İngiliz olduğu için vazgeçtik ve çıktık. İstanbul Havalimanı’nı aradık. “Uçağa binmeden 5 saat önce gelin, test yapalım. Bir buçuk saatte veriyoruz” dediler. “Yerli, yabancı farkı var mı?” diye sorduk. “ Herkese 250 TL” dediler. Havalimanında test yapmaya karar verdik. İngiltere'ye gidildiğinde ise iki gün sonra bir test daha yapılması isteniyordu. Yani Türkiye'ye gelecek bir İngiliz vatandaşı ülkesinde aşı olacak. arkasından üç defa da PCR testi olacak. Bu kadar eziyet sonunda İngiliz turist Türkiye'ye gelir mi? Gelen işi varsa veya ihtiyacı varsa gelir. Oğlum ve eşi için daha önce Kozyatağı Atatürk Caddesi’nde bir tahlil laboratuarına da sormuştuk. Onlarda yerli veya yabancıya 250 TL olduğunu söylemişlerdi. Şaşırmıştık. Kozyatağı Acıbadem Hastanesi Türkiye’ye gelen yabancı hastalara hizmet veren bir kuruluştu. Yani sağlık turizmi yapıyordu. Yerliye ayrı yabancıya ayrı fiyat çekiyorsa “vay halimize!” demekten kendimi alamadım. Sağlık turizminde de PCR testi gibi davranıyorsa yakında sağlık turizmi biter diye düşünmeden edemedim. Türkiye dünyada sağlık turizminde hem doktorları, hem d fiyat bakımından en uygun ülke olarak biliniyor. Ama adımız ‘kazıkçıya” çıkarsa yakında onu da bulamayız. Bence Sağlık Bakanlığı’nın bu gibi “ayrımcı” uygulamalara el koyması gerekir. Bu işin adı konulmalı ve Türkiye sağlık turizminin geleceği tehlikeye atılmamalıdır. Yoksa bizim gördüğümüz Acıbadem’in ‘acıtma’ uygulaması yaygınlaşırsa yakında sağlık turizminde avcumuzu yalamaya başlarız. Dünyada sağlık turizminde rakibimiz olan bir çok ülke var. Hatta çok değerli doktorlarımız bile yurt dışına transfer olmaya başladılar. "Çok kritik ameliyatları kim yapacak?" diye düşünmeliyiz. Sağlık kuruluşları bu dengesizliğe son vermelidir. Yerliye 250, yabancıya 900 TL’ye PCR testi adaletsizliğin ta kendisidir. Turist aptal değildir. Bir kere gelir bir daha gelmez… "İngiliz turist yağacak" veya "Yağmaya başladı" diyenler  şimdilik hayal görüyorlar. Bir çoğu buradaki evlerini satmaya veya yakınlarını görmeye geldi. Yani gelenler geçici yerleşik İngilizler Bakalım 4 Ekim'den sonra ne olacak?