HASTALIK İÇTEN GELİYOR
Adam doktora gidiyor kolunda çıkan bir çıbanın tedavisi için ilaç istiyor.
Doktor da ciğerden film alınmasını söylüyor.
Adam- Çıban kolumda” diyor
Doktor- Geldiği yere bakacağız. Kaynağı kurutmazsak bu çıbanı tedavi etsek başka bir yerinden yine çıkacak” diyor.
Durumumuz, doktorla hasta gibiyiz.
Baklava çalan çocuğa verilen ceza ile Bakana verilmeyen cezayı tartışıyoruz.
Hani vatandaşın “Bana hükümeti bir haftalığına teslim etseler düzeltirim. Asacaksın bunları meclisin önüne bak bakalım yapabilirler mi?” demesi var ya işte hepimiz bu mantıkla hareket ediyoruz.
Dünyada suç işleyenlerin hepsini asacak olsak dünyada ormanlar biter, suç bitmez
Rabbimiz bunu şöyle haber vererek bizi eğitiyor:
وَلَوْ يُؤَاخِذُ اللَّهُ النَّاسَ بِمَا كَسَبُوا مَا تَرَكَ عَلَى ظَهْرِهَا مِنْ دَابَّةٍ وَلَكِنْ يُؤَخِّرُهُمْ إِلَى أَجَلٍ مُسَمًّى فَإِذَا جَاءَ أَجَلُهُمْ فَإِنَّ اللَّهَ كَانَ بِعِبَادِهِ بَصِيرًا
“Eğer Allah, insanları yaptıkları yüzünden cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Ancak belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri gelince (gerekeni yapar), şüphesiz Allah kullarını görmektedir.” (Fatır süresi ayet 45)
Materyalist, maddeci eğitim devam ettiği sürece dünyanın her tarafında çıbanlar çıkacak ve televizyon kanallarından cerahat akmaya devam edecek.
Sevgili peygamberimiz, Mekke’de İslam’ı tebliğe başladığında hiç birinin işlediği suçlardan bahis açmamıştır.
Önce insanların insana tapınmasını engelleyip Allah’a kulluk yapmalarını istemiştir.
Gönül terazilerinin ayarını insanların koyduğu ayara göre değil gönlü yaratanın kitabına göre ayarlamaya başlamıştır.
İnsan düzelirse her şeyin düzeleceğini, bozulursa bozulacağını biliyordu.
İnsan bozulursa her şey bozulur.
Arıya hileli bal yaptırır, meyve ve sebzelerin yapısını bozar, rakam olarak üretim rakamlarını artırır ama kalitesini azaltır.
Selli dere demez, yelli bel demez evler yapar birini sele, öbürünü yele verir.
Çimentodan, demirden çalar, mühendis parası vermemek için planı kendi yapar kendi kontrol eder ve ilk sarsıntıda yıkılır.
Çıbanla uğraşan yarım doktor gibi değil de çıbanın ciğerden temizlenmesi için tedaviye başlayan uzman doktor gibi davranalım.
Suçluları yıldırmak için şehrin sokaklarını, dükkanlarını, evlerini, arabalarını kameralarla donatmak, polis teşkilatının sayısını artırmak, cezaları çoğaltmak yerine İslami eğitime ağırlık vermek en kestirme yoldur.
Bunu yaparken de İslam’i eğitimi, bizim çocuklara verelim anlayışından uzak duralım.
Evimizden başlamak üzere dünyada şu anda yaşayan her canlıya bu eğitimin ulaşması için gücümüzle orantılı olarak eğitim seferberliği başlatalım.
Şair Hayali’nin (1495-1557):
“Keşke sevdiğimi sevseydi kamu halkı cihan
Sözümüz cümle heman kıssa-i cânân olsa.”
Yani: Keşke benim sevdiğimi (Allah’ı) bütün insanlar sevseydi de, herkesin anlattığı o olsaydı.