( (
Mahmut Toptaş
Köşe Yazarı
Mahmut Toptaş
 

Kudüs’te Okunan İlk HutbeninTercemesi (3)

“ Mescid-i Aksa, iki kıblenin birincisi, İki mescidin ikincisi, İki haremin üçüncüsü, Mescid-i Haram ve Medine Mescidi’nden sonra kendisine ibadet için sefer yapılan mescit, Unutulmaması için küçük parmağa ip bağlanan iki vatandan biri (bu bir deyimmiş. Açıklaması uzun. Özetle Türkçede, “Parmakla gösterilen” anlamında), Eğer siz, Allah’ın kulları içinden seçtiği, ülkeler içinden süzüp çıkardığı kişilerden olmasaydınız, Allah bu fazileti size özel kılmıştır ki bu yarışta kimse size yetişemez ve kimse onun şerefiyle sizinle yarışamaz. Bu orduya müjdeler olsun ki sizin elinizden, peygamberin mucizesi, Bedir galibiyeti, Ebubekir Sıddık’ın kararlılığı, Hazreti Ömer’in fetihleri, Hazreti Osman’ın orduları, Hazreti Ali’nin düşmanları kırıp geçirmesi ile siz, İslam için yapılan Kadisiyye Savaşı’nı, Yermuk Harbi’ni, Hayber kuşatmasını, Hazreti Halid bin Velid’in hücumlarını tazelediniz. Allah, peygamberi Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem adına sizi mükâfatların en üstünüyle mükâfatlandırsın. Düşmanla savaşta canınızı hiçe saydığınız için size teşekkür ederim. Kan dökerek yaklaştığınız Allah, sizden onu kabul buyursun. Karşılık olarak size mutluluk diyarı olan cenneti size mekân kılsın. Allah size rahmet etsin, bu nimetin kadrini biliniz ve gönülden boyun eğerek O’na itaat ediniz. Hakkıyla O’na şükrediniz. Bu nimete sizi görevlendirdiği, bu hizmete sizi seçtiği için sizin Allah’a karşı minnet borcunuz vardır. Bu öyle bir fetih ki, onun için göklerin kapısı açıldı. Küfrün karanlığı fethin nuruyla aydınlandı. Mukarrabun melekleri onunla bayram etti. Nebiler ve resullerin gözleri aydınlandı. Ahir zamanda sizin elinizle Beytü’l-Makdis’in fethini yapan ordunun içinde olmanız nimetinden başka ne olabilir. Bir ordu ki, Peygamberden bu güne kadarki zaman içinde kılıçlarıyla imanın bayrağını Kudüs’e çeken ordu. Allah, sizin ellerinizle benzerlerini fethetmesi ve şehirliyle çölde yaşayanın mutlu olması yakındır. Bu Beytü’l-Makdis, Allah’ın kitabında bahsettiği ve muhkem hitabında ayet indirdiği: “Kulunu bir gece Mescidi Haram’dan, çevresini bereketli kıldığımız Mescid-i Aksa'ya ayetlerimizden bazılarını göstermek için götüren (Allah, her türlü eksikliklerden) münezzehtir. Şüphesiz O, işitendir, görendir” değil mi? Bu beyt, Yuşa’ bin Nun’un Kudüs’ü fethetmesi için Allah’ın güneşin batışını engellediği ve (mücahitlerin) adımlarını uzattığı beyt değil mi? Bu beyt, kurtulması için, Musa aleyhisselamın kavmine emrettiği ve iki adamdan başka kimsenin katılmadığı, bunun için Allah’ın gazabına uğradığı ve ceza olarak Tih Çölü’ne attığı ve terk ettiği beyt değil mi? Âlemlere üstün kılındığı halde İsrailoğullarının çekindiği yere size kararlılığınızı veren, sizden önce geçen milletlerin başaramadığında sizi başarılı kılan Allah’a hamd ediniz. Kudüs’ün fethi için dağınık düşüncelerinizi birleştirdi. “Amma”, “ancak”, “lakin”, “ilerde”, “muhakkak”, oldu olacak gibi sözlere muhtaç etmedi. Allah, sizin adınızı kendi yanındaki meleklere söyleyerek kutladı. Siz kendi hevanızın askeri iken sizi kendi askeri kıldı. Bu beyte siz, tevhit kokusu hediye ettiğiniz, temizlik ve yüceltme yaydığınız için melekler size teşekkür etti. Kudüs yollarındaki şirk, Teslis, pis ve açık isyan itikadını temizlediniz. Şu anda gökyüzündeki melekler sizin için istiğfar ve rahmet diliyorlar. Allah’ın bu hediyesini koruyunuz Allah size rahmet etsin. Allah’ın size verdiği bu nimeti takvayla koruyun  ki, kim buna sarılırsa ve onun kulpuna yapışırsa kurtulur ve korunur. Heva ve hevesinize uymaktan, alçaklara düşmekten, geriye gitmekten, düşmandan geri durmaktan, kaçının. Fırsatları değerlendirin, iç sıkıntılarınızı giderin, Allah yolunda hakkıyla cihat ediniz. Nefsinizi Allah rızası karşılığında satınız ki, sizi kullarının en seçkini kılsın. Şeytanın sizin ayağınızı kaydırmasından, azgınlığın aranıza girmesinden sakının. Yoksa şeytan size bu başarının keskin kılıçlarınızla, soylu atlarınızla, harp meydanında sizin güçlü kavganızla elde ettiniz izlenimini verir. Hayır, Allah’a yemin olsun ki, bu başarı, Aziz ve Hâkim olan Allah’tandır. Ey Allah’ın kulları, bu yüce fatihle, bol bağışlarıyla, bu apaçık yardımını size tahsis etmesiyle, Allah, sizi şereflendirdikten sonra, büyük günah işlemeyesiniz, isyanlara dalmayasınız diye ellerinizi bu sağlam ipe (Kur’an’a) bağladı. Cihada sarılın cihada. O sizin en faziletli ibadetinizdir, En şerefli âdetinizdir. Allah’ın dinine yardım ediniz ki, O da size yardım etsin. Allah’ın dinini koruyun ki, O da sizi korusun. Allah’ı zikredin ki O da sizi zikretsin. Allah’a şükredin ki (nimetini) artırsın ve şükrünüzü kabul etsin. Hastalığı bitirin, düşmanların kaynaklarını kesin, yeryüzünün geri kalan yerlerinde Allah’ı ve resulünü gazaplandıran pisliklerden temizleyin, kâfirliğin dallarını kesin, köklerini kazıyınız. Bu günler, İslami inkılâbı, Muhammedi dini ilan ediyor. Allah-u ekber/En Büyük Allah’tır Allah fethetti ve yardım etti. Allah galip geldi ve kahretti. Kâfiri zelil kıldı. Bilin ki, bu bir fırsattır değerlendiriniz. Bu bir avdır, yakalayınız. Bu bir ganimettir, sahipleniniz. Bu bir görevdir, gayretinizi ortaya çıkarınız. Kararlılığınızı harekete geçiriniz ve askeri hazırlık yapınız. İşler sonucuna göre, kazançlar birikimlere göre değerlendirilir. Bu yardımsız kalan düşmana karşı Allah sizi zafere ulaştırdı. Hâlbuki onlar sizin kadar veya daha fazla idiler. Bire karşı yirmi kişi oldular. Allah Teala buyurdu: “Ey peygamber, müminleri harbe teşvik et. Eğer sizden, sabreden yirmi kişi olursa, iki yüz kişiyi mağlup ederler. Eğer sizden, yüz kişi olursa, kâfirlerden bin kişiyi mağlup ederler. Çünkü onlar anlamaz bir toplumdur. Şimdi, Allah sizde zayıflık olduğunu bildi de sizden (yükü) hafifletti. Eğer sizden, sabreden yüz kişi olursa, iki yüz kişiyi mağlup ederler. Eğer sizden, bin kişi olursa, iki bin kişiyi Allah'ın izniyle mağlup ederler. Allah sabredenlerle beraberdir” (Enfal süresi ayet 8/65-66). Allah, emirlerine uymanız, yasaklarından kaçınmanız konusunda bize yardım etti. Ey Müslüman topluluğu, Allah, katından bir yardım ile bizi destekledi. “Eğer Allah size yardım ederse artık sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir? Müminler ancak Allah’a tevekkül etsinler” (Al-i İmran süresi ayet 3/160). Yerinde söylenen  sözlerin en şereflisi, Kelam yayından çıkan okların en nüfuzlusu, Sözlerin en etkilisi, fehm/akılların kendisiyle tatlandığı sözlerin en etkilisi, Bir, tek, Aziz ve Allam olanın kelamıdır: “Kur’ân okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki rahmet olunasınız” (A’raf süresi ayet 6/204).” (Devamı yarın.)  
Ekleme Tarihi: 22 Mayıs 2021 - Cumartesi
Mahmut Toptaş

Kudüs’te Okunan İlk HutbeninTercemesi (3)

“ Mescid-i Aksa, iki kıblenin birincisi,

İki mescidin ikincisi,

İki haremin üçüncüsü,

Mescid-i Haram ve Medine Mescidi’nden sonra kendisine ibadet için sefer yapılan mescit,

Unutulmaması için küçük parmağa ip bağlanan iki vatandan biri (bu bir deyimmiş. Açıklaması uzun. Özetle Türkçede, “Parmakla gösterilen” anlamında),

Eğer siz, Allah’ın kulları içinden seçtiği, ülkeler içinden süzüp çıkardığı kişilerden olmasaydınız, Allah bu fazileti size özel kılmıştır ki bu yarışta kimse size yetişemez ve kimse onun şerefiyle sizinle yarışamaz.

Bu orduya müjdeler olsun ki sizin elinizden, peygamberin mucizesi, Bedir galibiyeti, Ebubekir Sıddık’ın kararlılığı, Hazreti Ömer’in fetihleri, Hazreti Osman’ın orduları, Hazreti Ali’nin düşmanları kırıp geçirmesi ile siz, İslam için yapılan Kadisiyye Savaşı’nı, Yermuk Harbi’ni, Hayber kuşatmasını, Hazreti Halid bin Velid’in hücumlarını tazelediniz.

Allah, peygamberi Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem adına sizi mükâfatların en üstünüyle mükâfatlandırsın.

Düşmanla savaşta canınızı hiçe saydığınız için size teşekkür ederim.

Kan dökerek yaklaştığınız Allah, sizden onu kabul buyursun.

Karşılık olarak size mutluluk diyarı olan cenneti size mekân kılsın.

Allah size rahmet etsin, bu nimetin kadrini biliniz ve gönülden boyun eğerek O’na itaat ediniz. Hakkıyla O’na şükrediniz.

Bu nimete sizi görevlendirdiği, bu hizmete sizi seçtiği için sizin Allah’a karşı minnet borcunuz vardır.

Bu öyle bir fetih ki, onun için göklerin kapısı açıldı.

Küfrün karanlığı fethin nuruyla aydınlandı.

Mukarrabun melekleri onunla bayram etti.

Nebiler ve resullerin gözleri aydınlandı.

Ahir zamanda sizin elinizle Beytü’l-Makdis’in fethini yapan ordunun içinde olmanız nimetinden başka ne olabilir.

Bir ordu ki, Peygamberden bu güne kadarki zaman içinde kılıçlarıyla imanın bayrağını Kudüs’e çeken ordu.

Allah, sizin ellerinizle benzerlerini fethetmesi ve şehirliyle çölde yaşayanın mutlu olması yakındır.

Bu Beytü’l-Makdis, Allah’ın kitabında bahsettiği ve muhkem hitabında ayet indirdiği:

“Kulunu bir gece Mescidi Haram’dan, çevresini bereketli kıldığımız Mescid-i Aksa'ya ayetlerimizden bazılarını göstermek için götüren (Allah, her türlü eksikliklerden) münezzehtir. Şüphesiz O, işitendir, görendir” değil mi?

Bu beyt, Yuşa’ bin Nun’un Kudüs’ü fethetmesi için Allah’ın güneşin batışını engellediği ve (mücahitlerin) adımlarını uzattığı beyt değil mi?

Bu beyt, kurtulması için, Musa aleyhisselamın kavmine emrettiği ve iki adamdan başka kimsenin katılmadığı, bunun için Allah’ın gazabına uğradığı ve ceza olarak Tih Çölü’ne attığı ve terk ettiği beyt değil mi?

Âlemlere üstün kılındığı halde İsrailoğullarının çekindiği yere size kararlılığınızı veren, sizden önce geçen milletlerin başaramadığında sizi başarılı kılan Allah’a hamd ediniz.

Kudüs’ün fethi için dağınık düşüncelerinizi birleştirdi.

“Amma”, “ancak”, “lakin”, “ilerde”, “muhakkak”, oldu olacak gibi sözlere muhtaç etmedi.

Allah, sizin adınızı kendi yanındaki meleklere söyleyerek kutladı.

Siz kendi hevanızın askeri iken sizi kendi askeri kıldı.

Bu beyte siz, tevhit kokusu hediye ettiğiniz, temizlik ve yüceltme yaydığınız için melekler size teşekkür etti.

Kudüs yollarındaki şirk, Teslis, pis ve açık isyan itikadını temizlediniz.

Şu anda gökyüzündeki melekler sizin için istiğfar ve rahmet diliyorlar.

Allah’ın bu hediyesini koruyunuz Allah size rahmet etsin.

Allah’ın size verdiği bu nimeti takvayla koruyun  ki, kim buna sarılırsa ve onun kulpuna yapışırsa kurtulur ve korunur.

Heva ve hevesinize uymaktan, alçaklara düşmekten, geriye gitmekten, düşmandan geri durmaktan, kaçının.

Fırsatları değerlendirin, iç sıkıntılarınızı giderin,

Allah yolunda hakkıyla cihat ediniz.

Nefsinizi Allah rızası karşılığında satınız ki, sizi kullarının en seçkini kılsın.

Şeytanın sizin ayağınızı kaydırmasından, azgınlığın aranıza girmesinden sakının.

Yoksa şeytan size bu başarının keskin kılıçlarınızla, soylu atlarınızla, harp meydanında sizin güçlü kavganızla elde ettiniz izlenimini verir.

Hayır, Allah’a yemin olsun ki, bu başarı, Aziz ve Hâkim olan Allah’tandır.

Ey Allah’ın kulları, bu yüce fatihle, bol bağışlarıyla, bu apaçık yardımını size tahsis etmesiyle, Allah, sizi şereflendirdikten sonra, büyük günah işlemeyesiniz, isyanlara dalmayasınız diye ellerinizi bu sağlam ipe (Kur’an’a) bağladı.

Cihada sarılın cihada.

O sizin en faziletli ibadetinizdir,

En şerefli âdetinizdir.

Allah’ın dinine yardım ediniz ki, O da size yardım etsin.

Allah’ın dinini koruyun ki, O da sizi korusun.

Allah’ı zikredin ki O da sizi zikretsin.

Allah’a şükredin ki (nimetini) artırsın ve şükrünüzü kabul etsin.

Hastalığı bitirin, düşmanların kaynaklarını kesin, yeryüzünün geri kalan yerlerinde Allah’ı ve resulünü gazaplandıran pisliklerden temizleyin, kâfirliğin dallarını kesin, köklerini kazıyınız.

Bu günler, İslami inkılâbı, Muhammedi dini ilan ediyor.

Allah-u ekber/En Büyük Allah’tır

Allah fethetti ve yardım etti.

Allah galip geldi ve kahretti.

Kâfiri zelil kıldı.

Bilin ki, bu bir fırsattır değerlendiriniz.

Bu bir avdır, yakalayınız.

Bu bir ganimettir, sahipleniniz.

Bu bir görevdir, gayretinizi ortaya çıkarınız.

Kararlılığınızı harekete geçiriniz ve askeri hazırlık yapınız.

İşler sonucuna göre, kazançlar birikimlere göre değerlendirilir.

Bu yardımsız kalan düşmana karşı Allah sizi zafere ulaştırdı.

Hâlbuki onlar sizin kadar veya daha fazla idiler.

Bire karşı yirmi kişi oldular.

Allah Teala buyurdu:

“Ey peygamber, müminleri harbe teşvik et. Eğer sizden, sabreden yirmi kişi olursa, iki yüz kişiyi mağlup ederler. Eğer sizden, yüz kişi olursa, kâfirlerden bin kişiyi mağlup ederler. Çünkü onlar anlamaz bir toplumdur.

Şimdi, Allah sizde zayıflık olduğunu bildi de sizden (yükü) hafifletti. Eğer sizden, sabreden yüz kişi olursa, iki yüz kişiyi mağlup ederler. Eğer sizden, bin kişi olursa, iki bin kişiyi Allah'ın izniyle mağlup ederler. Allah sabredenlerle beraberdir” (Enfal süresi ayet 8/65-66).

Allah, emirlerine uymanız, yasaklarından kaçınmanız konusunda bize yardım etti.

Ey Müslüman topluluğu, Allah, katından bir yardım ile bizi destekledi.

“Eğer Allah size yardım ederse artık sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir? Müminler ancak Allah’a tevekkül etsinler” (Al-i İmran süresi ayet 3/160).

Yerinde söylenen  sözlerin en şereflisi,

Kelam yayından çıkan okların en nüfuzlusu,

Sözlerin en etkilisi, fehm/akılların kendisiyle tatlandığı sözlerin en etkilisi, Bir, tek, Aziz ve Allam olanın kelamıdır:

“Kur’ân okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki rahmet olunasınız” (A’raf süresi ayet 6/204).”

(Devamı yarın.)

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (