Sosyal medyada son yıllarda yapılanları -Moğol İstilasına- benzetenler var. Bu aslında iktidarın icraatlarına duyulan tepkinin boyutlarını gösteriyor. Bir ülkede maden çıkarma, HES yapma bahanesi ile tabiatı tahrip eder, hiç bir çevre duyarlılığı taşımazsanız gelen tepkiler de ona göre olur.
Sadece Kaz Dağlarında on binlerce ağaç kesildi.
Karadeniz'de köylünün tepkisine rağmen HES'ler yapılmaya devam ediyor. Akarsular, pınarlar kuruyor, ormanlar yok ediliyor. Niçin? Üç beş yandaş firmayı zengin etmek için.
Fakat tepki sadece buna değil, muhalefet hazine'nin 128 Milyar dolarını soruyor. İktidar cevap vermek yerine üstüne yatmayı tercih ediyor. Muhalefet dediğiniz artık azınlık değil Türkiye'nin en az yüzde 60'ını temsil ediyor. Millet, dini aldatma aracı olarak kullandığınızı gördü. Kimse yüzde 60'a sizi dikkate almıyorum diyemez!
Merkez bankası başkanı Ağbal, sürpriz bir gece yarısı kararnamesi ile görevden alındı. Herkes bunun faiz artırımı ile alakalı olduğunu sandı. Lakin Ağbal'ın faiz politikasını yeni başkan da sürdürüyor. Üstelik yaptığı basın toplantısı ile kimsenin kısa vadede faizlerde düşüş beklememesi gerektiğini söyledi
Öyleyse Ağbal niçin görevden alındı? Siyasi kulislerde ifade edildiği gibi milletin 128 Milyar dolarının peşine düştüğü için mi? 128 Milyar dolarlık bir soruya hiç bir iktidar cevap vermiyorum .
Diğer yandan vatandaşın en çok şikayet ettiği konulardan biri diyemez. Bugün bu sorunun cevabı verilmezse yarın mutlaka verilir. Devlet bazen gününü bekler, günü gelince de ihmal etmez.de, yandaş bürokratların ikinci, üçüncü maaşları... KİT'lerin, Bankaların yönetim kurulları birer arpalığa çevrilmiş durumda. Vatandaş bu yönetim kurulu üyelerinin o kurumun politikalarına katkı sunduğunu sanıyor. Yok öyle bir şey! Yönetim kurulu üyeliği bazen sus payı, bazen kayırmacılık için veriliyor.. Şerrinden korkulanlar, böyle 2-3 maaşla taltif edilerek şerleri azaltılıyor. Başka adreslere gitmeleri engelleniyor. Bu şekilde 80/100 bin TL maaş alanlar var. Bu kurumlarda dağıtılan huzur hakkı İslam'ın mihengine vurduğunuzda tamamen haram. Çünkü alın teri yok, emek yok, çalışma yok. Ne yazık ki, buna tamamen çıkarları için cevaz veren din tüccarı alimler de var.
Asgari ücretin bir kira parası olduğu bizim gibi ülkelerde bir kişiye 2-3 maaş, hem de 30/40 asgari ücret tutarı maaş vermek zulümdür, savurganlıktır. Fakir-fukaranın hakkını, hukukunu yandaşlara yedirmektir. Uluslararası basında akçalı işlerle ilgili o kadar çok iddia ileri sürülüyor ki, bunların birinin başka bir ülkede yapılması o ülkeyi ayağa kaldırır, yargıyı teyakkuza geçirir. İnsanlar öyle bir hale getirildiler ki haksızlıklar, yolsuzluklar karşısında reflekslerini, duyarlılıklarını kaybettiler, bir millet için en yıkıcı olan da budur!
Bütün bu şikayetler iktidarın kulağına küpe olmalıdır. Vatandaşın çığlıklarına kulak tıkayanlar vatandaşın hışmına uğramaktan kurtulamazlar. İhaleleri şeffaflaştırın, yönetim kurullarını arpalık haline getirmeyin, tabiatı tahrip etmeyin, bir orman bin HES'ten iyidir, adaleti sağlayın, vatandaşın çığlıklarını duyun. Yapamıyorsanız ki yapamıyorsunuz, o zaman sessiz sedasız çekip gidin.