( (
Selçuk Özdağ
Köşe Yazarı
Selçuk Özdağ
 

Ortak Akla Dönme Zamanı

Dolar 7 TL sınırını aştı hala sanal başarı hikayeleri ile toplumu uyutacaklarını sanıyorlar. Hala kibir politikası, hala ondan en küçük bir taviz yok. Biz her şeyi biliriz tavrı Türkiye'yi ekonomik olarak iflas noktasına getirdi. Halbuki bu gibi durumlarda ortak aklı harekete geçirmek için girişimlerde bulunmak lazım. Bu işin iktidarı, muhalefeti yok. Kriz hepimize zarar veriyor, hepimiz fakirleşiyoruz, hepimiz borç altına giriyoruz. Geçmişte Merkez Bankasının müdahaleleri ile döviz baskı altına alınabiliyordu. Şimdi öyle bir imkanda yok. İhtiyaç akçesi bile tüketildi. işsizlik fonu kullanıldı, ülkenin en değerli fabrikaları satıldı, aslında iyi gibi görünen yıllar bir mirasın satılarak durumun idare edilmesinden başka bir şey değildi. Babadan büyük miras kalan bir çocuğu düşünün, satar yer herkes de onun iyi durumda olduğunu düşünür ama aslında öyle değildir. Üretmeden yediği için tükenişe doğru gitmektedir. Bunu ancak duvara toslandığında 70 sente muhtaç olduğunda anlarsınız. Başkanlık sistemi ile her sorun çözülecek dediler, alın size başkanlık sistemi. Çözülmüş tek bir sorun gösterin, eyvallah diyeyim. Tam tersine eski sorunlar büyüdü, ilaveten yeni sorunlarımız oldu. Bugün artık bu ülkede bir demokrasiden,insan haklarından, hukukun üstünlüğünden uzaklaşma, otoriterleşme sorunu var. Bugün Pelikan(!)yapılanmaları gibi paralel sorunlarımız var. Bugün yargının siyasallaşması, dinin çıkar aracı aline getirilmesi sorunu var. Bugün kuvvetler ayrılığı yerine kuvvetler birliğinin ikame edilmesi sorunu var. Bugün denetlenemeyen ihaleler sorunu var. Bugün medyanın  susturulması sorunu var. Bugün meclisin işlevsiz hale getirilmesi sorunu var. Bugün milletin devletinin yerini kişinin devletinin alması sorunu var.   Bugün danışmanın, istişarenin bırakılması sorunu var. Bugün pahalılık sorunu var, işsizlik sorunu var, enflasyon sorunu var. Toplumun kamplaştırılması, hasımlaştırılması sorunu var. Saymakla bitmeyecek kadar yeni sorunlarımız var. Bunca sorun, ülkeyi geleneklerine, siyasi alışkanlıklarına aykırı bir sisteme geçirmekle ilgili.  İnsanları ilelebet kamplaştırarak siyaset çarkını döndüremezsiniz. Bu yapanlar açısından çok ucuz, kolay bir siyaset ama muhatabı olan halk için maliyeti çok pahalı bir politikadır. Demirel'in bir sözü vardı, "tencere bütün iktidarları götürür." Bu ifade engin bir tecrübenin sonucuydu. Bugün giderek tencereler kaynamaz hale geliyor. Ecdat da teşbihte hata olmaz,”aç it fırın yıkar”demiştir. Emin olun çok mahrum, çok mağdur, çok çaresiz insanlar var. Amacım felaket tellallığı yapmak değil. Muhalif bir partide olsam bile ülkenin iyi yönetilmesini isterim.   Önemli olan hangi partinin iktidarda olduğu değil, milletimizin huzuru, refahı, zenginliği, mutluluğudur. Türkiye bu türbülanstan çıkabilir. Muhalefet partileri aylardır uyarıyorlar. Ama dinleyen yok. Sözleşmelerinde mücbir sebep bulunmasına rağmen hava alanı, yol, köprü müteahhitlerine verilen garantili geçiş parası konusu bile gündeme getirilemedi. Oysa bu husus halledilse devlet de bir nefes alır, vatandaşa bu pandemi de daha çok yardımda yapılırdı. Hava alanı çalışmıyor, uçaklar kalkmıyor ama müteahhitlere para verilmeye devam ediliyor. Bu müteahhit sevgisinin sebebi nedir? Allahaşkına, doğrusu anlayamıyorum. Kısacası daha çok ortak akla ihtiyacımız var. Olmayan bir sistemi bir kişi için devam ettirmek 83 milyonu bir kişiye feda etmektir. Gelin yol yakınken, milletin canı daha fazla yanmadan bu yoldan dönelim. Yoksa her şey daha zor olacak, sistemin bu millete maliyeti daha çok artacak. Derdim kimseye düşmanlık etmek değildir, bu milletin hayrına olanı söylemektir. Emin olun bu sistemden beslenenlerin de hayrınadır. Hiç bir millet bu ağır yükü sonsuza kadar taşıyamaz.
Ekleme Tarihi: 03 Mayıs 2020 - Pazar
Selçuk Özdağ

Ortak Akla Dönme Zamanı

Dolar 7 TL sınırını aştı hala sanal başarı hikayeleri ile toplumu uyutacaklarını sanıyorlar. Hala kibir politikası, hala ondan en küçük bir taviz yok. Biz her şeyi biliriz tavrı Türkiye'yi ekonomik olarak iflas noktasına getirdi. Halbuki bu gibi durumlarda ortak aklı harekete geçirmek için girişimlerde bulunmak lazım. Bu işin iktidarı, muhalefeti yok. Kriz hepimize zarar veriyor, hepimiz fakirleşiyoruz, hepimiz borç altına giriyoruz.


Geçmişte Merkez Bankasının müdahaleleri ile döviz baskı altına alınabiliyordu. Şimdi öyle bir imkanda yok. İhtiyaç akçesi bile tüketildi. işsizlik fonu kullanıldı, ülkenin en değerli fabrikaları satıldı, aslında iyi gibi görünen yıllar bir mirasın satılarak durumun idare edilmesinden başka bir şey değildi. Babadan büyük miras kalan bir çocuğu düşünün, satar yer herkes de onun iyi durumda olduğunu düşünür ama aslında öyle değildir. Üretmeden yediği için tükenişe doğru gitmektedir. Bunu ancak duvara toslandığında 70 sente muhtaç olduğunda anlarsınız.


Başkanlık sistemi ile her sorun çözülecek dediler, alın size başkanlık sistemi. Çözülmüş tek bir sorun gösterin, eyvallah diyeyim. Tam tersine eski sorunlar büyüdü, ilaveten yeni sorunlarımız oldu. Bugün artık bu ülkede bir demokrasiden,insan haklarından, hukukun üstünlüğünden uzaklaşma, otoriterleşme sorunu var.


Bugün Pelikan(!)yapılanmaları gibi paralel sorunlarımız var.


Bugün yargının siyasallaşması, dinin çıkar aracı aline getirilmesi sorunu var.


Bugün kuvvetler ayrılığı yerine kuvvetler birliğinin ikame edilmesi sorunu var.


Bugün denetlenemeyen ihaleler sorunu var.


Bugün medyanın  susturulması sorunu var.


Bugün meclisin işlevsiz hale getirilmesi sorunu var.


Bugün milletin devletinin yerini kişinin devletinin alması sorunu var.

 


Bugün danışmanın, istişarenin bırakılması sorunu var.


Bugün pahalılık sorunu var, işsizlik sorunu var, enflasyon sorunu var. Toplumun kamplaştırılması, hasımlaştırılması sorunu var. Saymakla bitmeyecek kadar yeni sorunlarımız var. Bunca sorun, ülkeyi geleneklerine, siyasi alışkanlıklarına aykırı bir sisteme geçirmekle ilgili.  İnsanları ilelebet kamplaştırarak siyaset çarkını döndüremezsiniz. Bu yapanlar açısından çok ucuz, kolay bir siyaset ama muhatabı olan halk için maliyeti çok pahalı bir politikadır.


Demirel'in bir sözü vardı, "tencere bütün iktidarları götürür." Bu ifade engin bir tecrübenin sonucuydu. Bugün giderek tencereler kaynamaz hale geliyor. Ecdat da teşbihte hata olmaz,”aç it fırın yıkar”demiştir. Emin olun çok mahrum, çok mağdur, çok çaresiz insanlar var. Amacım felaket tellallığı yapmak değil. Muhalif bir partide olsam bile ülkenin iyi yönetilmesini isterim.

 

Önemli olan hangi partinin iktidarda olduğu değil, milletimizin huzuru, refahı, zenginliği, mutluluğudur. Türkiye bu türbülanstan çıkabilir. Muhalefet partileri aylardır uyarıyorlar. Ama dinleyen yok. Sözleşmelerinde mücbir sebep bulunmasına rağmen hava alanı, yol, köprü müteahhitlerine verilen garantili geçiş parası konusu bile gündeme getirilemedi. Oysa bu husus halledilse devlet de bir nefes alır, vatandaşa bu pandemi de daha çok yardımda yapılırdı. Hava alanı çalışmıyor, uçaklar kalkmıyor ama müteahhitlere para verilmeye devam ediliyor. Bu müteahhit sevgisinin sebebi nedir? Allahaşkına, doğrusu anlayamıyorum.


Kısacası daha çok ortak akla ihtiyacımız var. Olmayan bir sistemi bir kişi için devam ettirmek 83 milyonu bir kişiye feda etmektir. Gelin yol yakınken, milletin canı daha fazla yanmadan bu yoldan dönelim. Yoksa her şey daha zor olacak, sistemin bu millete maliyeti daha çok artacak. Derdim kimseye düşmanlık etmek değildir, bu milletin hayrına olanı söylemektir. Emin olun bu sistemden beslenenlerin de hayrınadır. Hiç bir millet bu ağır yükü sonsuza kadar taşıyamaz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (