( (
Filiz ERYAŞAR
Köşe Yazarı
Filiz ERYAŞAR
 

SEVGİ DÜNYAYI DEĞİŞTİRECEK

 "Hayattan zevk alamıyorum”, “Bu dünya çok sıkıcı”, “Yaşamak çok zor” gibi cümleleri bu aralar çok sık duyar olduk. Yaşanan savaşlar, masum insanların sürekli ezilmesi, fakirlik, hayata neşe veren sanat, estetik, sevgi, yardımlaşma gibi değerlerin azalması… tüm bu cümlelere neden olan sebeplerdendir. Hepsinin özünde, her zaman değindiğim üzere, Allah sevgisinden uzaklaşılması, buna bağlı olarak güzel ahlaktan vazgeçilmesi vardır. Bir insanın sevgi ruhunu yaşamadan bu dünyada mutlu ve huzurlu olması mümkün değildir. Elbette çevremizde mutlu görünen insanlar vardır. Bu insanların bir kısmı mutlu gibi görünüyorken, bir kısmının da neşesi geçicidir. Derin bir iman ise insana sürekli olan bir neşe sağlar.   Sevgisiz bir yaşam ilk önce insanın ruhuna beraberinde ise bedenine etki eder. İnsan ruhu ve bedeni Allah’a iman etme, sevgiyi yaşama fıtratında yaratılmıştır. Ruh bu sevgiyi yaşamadığında eksilir, acı çeker, Allah’ın emri doğrultusunda hareket eden bedeniyle bir çatışmaya girer. Böylece psikolojik hastalıklar ve neden olduğu diğer hastalık beraberinde vuku bulur.    Sevginin tüm bedene iyi geldiği bugün birçok bilim dalında da kabul edilmiş metafizik bir olaydır. Örneğin kanser hastalarının moral gücü yüksek olduğunda iyileşme oranlarındaki artış bilinen bir gerçektir.  Nasıl ki insan bedeni yaşamak için kanının akışına ihtiyaç duyarsa, aynı şekilde sevgiyi de bedeninde yaşamaya ihtiyaç duyar. Tek başına biyolojik işlemlerle insan bedeninin sağlıklı bir şekilde yaşamını devam ettirmesi mümkün değildir. Allah, kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü İslam'a açar; kimi saptırmak isterse, onun göğsünü, sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. Allah, iman etmeyenlerin üstüne işte böyle pislik çökertir. (En'am Suresi, 125)        Sevgi, her daim yaşandığında ve yaşatıldığında çok kuvvetli bir histir. Kalbi çok katı olan bir insan dahi sevgi ve şefkat gördüğünde etkilenip tavrını değiştirebilir. Bu yüzden sevgi çaba ve sürekli irade isteyen çok önemli bir değerdir. Sevgiyi sürekli yaşatanlar ise yine yüksek akla sahibi inananlardır. İman edenler sevgiyi derin yaşadıkları gibi tüm insanların yaşayabilmesi için çaba gösterirler.       Vicdanın sesi sevgiye uymayan bir insanın nefsi doğrultusunda bencil, kıskanç, vefasız... davranması kaçınılmazdır.  Bugün insanların büyük bir kısmının, farklı inançlardan kimselere tahammül edememesi, en küçük mimik veya sözle katil olacak kadar sinirlenmesi, bencillikten sıyrılıp sahip olduklarını paylaşamaması... hep sevgisizliğin sonuçlarıdır.   Elbette sevgiyi yaşamak kolay değildir. Ancak yaşandığında insanın hayatını güzelleştirecek ve cennetine vesile olacak çok büyük bir nimettir. Allah iman eden kullarına Kendi’nden bir güzellik olarak sevgiyi yaratacağını şöyle haber vermiştir:    İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır. (Meryem Suresi, 96)
Ekleme Tarihi: 26 Aralık 2020 - Cumartesi
Filiz ERYAŞAR

SEVGİ DÜNYAYI DEĞİŞTİRECEK

 "Hayattan zevk alamıyorum”, “Bu dünya çok sıkıcı”, “Yaşamak çok zor” gibi cümleleri bu aralar çok sık duyar olduk. Yaşanan savaşlar, masum insanların sürekli ezilmesi, fakirlik, hayata neşe veren sanat, estetik, sevgi, yardımlaşma gibi değerlerin azalması… tüm bu cümlelere neden olan sebeplerdendir. Hepsinin özünde, her zaman değindiğim üzere, Allah sevgisinden uzaklaşılması, buna bağlı olarak güzel ahlaktan vazgeçilmesi vardır.



Bir insanın sevgi ruhunu yaşamadan bu dünyada mutlu ve huzurlu olması mümkün değildir. Elbette çevremizde mutlu görünen insanlar vardır. Bu insanların bir kısmı mutlu gibi görünüyorken, bir kısmının da neşesi geçicidir. Derin bir iman ise insana sürekli olan bir neşe sağlar.  



Sevgisiz bir yaşam ilk önce insanın ruhuna beraberinde ise bedenine etki eder. İnsan ruhu ve bedeni Allah’a iman etme, sevgiyi yaşama fıtratında yaratılmıştır. Ruh bu sevgiyi yaşamadığında eksilir, acı çeker, Allah’ın emri doğrultusunda hareket eden bedeniyle bir çatışmaya girer. Böylece psikolojik hastalıklar ve neden olduğu diğer hastalık beraberinde vuku bulur. 
 


Sevginin tüm bedene iyi geldiği bugün birçok bilim dalında da kabul edilmiş metafizik bir olaydır. Örneğin kanser hastalarının moral gücü yüksek olduğunda iyileşme oranlarındaki artış bilinen bir gerçektir.  Nasıl ki insan bedeni yaşamak için kanının akışına ihtiyaç duyarsa, aynı şekilde sevgiyi de bedeninde yaşamaya ihtiyaç duyar. Tek başına biyolojik işlemlerle insan bedeninin sağlıklı bir şekilde yaşamını devam ettirmesi mümkün değildir.



Allah, kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü İslam'a açar; kimi saptırmak isterse, onun göğsünü, sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. Allah, iman etmeyenlerin üstüne işte böyle pislik çökertir. (En'am Suresi, 125)     
 


Sevgi, her daim yaşandığında ve yaşatıldığında çok kuvvetli bir histir. Kalbi çok katı olan bir insan dahi sevgi ve şefkat gördüğünde etkilenip tavrını değiştirebilir. Bu yüzden sevgi çaba ve sürekli irade isteyen çok önemli bir değerdir. Sevgiyi sürekli yaşatanlar ise yine yüksek akla sahibi inananlardır. İman edenler sevgiyi derin yaşadıkları gibi tüm insanların yaşayabilmesi için çaba gösterirler.    
 


Vicdanın sesi sevgiye uymayan bir insanın nefsi doğrultusunda bencil, kıskanç, vefasız... davranması kaçınılmazdır.  Bugün insanların büyük bir kısmının, farklı inançlardan kimselere tahammül edememesi, en küçük mimik veya sözle katil olacak kadar sinirlenmesi, bencillikten sıyrılıp sahip olduklarını paylaşamaması... hep sevgisizliğin sonuçlarıdır.
 


Elbette sevgiyi yaşamak kolay değildir. Ancak yaşandığında insanın hayatını güzelleştirecek ve cennetine vesile olacak çok büyük bir nimettir. Allah iman eden kullarına Kendi’nden bir güzellik olarak sevgiyi yaratacağını şöyle haber vermiştir: 
 


İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır. (Meryem Suresi, 96)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (