( (
Numan Aladağ
Köşe Yazarı
Numan Aladağ
 

HUZUR VE YAŞAMDA ADALETİN önemi

Değerli Okuyucularımız,   İslam Dini adalete büyük ehemmiyet vermiş ve her hususta adaleti emretmiştir.   Vücut ikliminin sultanı bulunan kalb, bozuk olunca emrindeki uzuvlar da kötülüğe meyilli olur.    Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır, Fazilet hissi insanlarda, Cenab-ı Allah korkusundandır.     ADALETİN ÖNEMİ   Hz. Muhammed (s.a.v.) buyuruyor: ''Adalet güzeldir; fakat devlet yöneticilerinde olursa daha güzeldir.'' Hz. Muhammed (s.a.v.) buyuruyor: "Kişiye ilim olarak Allah korkusu yeter. Bir ferde cehalet bakımındankendi nefsini beğenmesi kafidir."  Hz. Ömer (r.a.) buyuruyor: ''Bir millete baş olmanın ilk ve en büyük şartı, adil olmaktır.'' Hz. Ali (r.a.) buyuruyor: ''Adalet halkın diriliği ve düzeni, idarecilerin ise süsü ve güzelliğidir.''   İslam dini adalete büyük önem vermiş ve her konuda adalet emretmiştir. Adalet, Cenab-ı Allah tarafından sakıncalı olan faaliyetlerden sakınmak ve hak yolunda doğrulukla hareket etmektir.   Adalet, hakkı hak sahibine vermek ve bu haklara tecavüz etmemektir. Adalet, sorumluluğuna verilen görevleri zamanında ve yerli yerinde yapmak, insanlara karşı haksızlık etmemektir.   Adalet; cemiyetlerin ve milletlerin kalıcı olmasına, huzur ve ahenk içerisinde yaşamasına sebeptir. Hangi milletin efradı arasında adalet yoksa, ne kadar yükselmiş olursa olsun, sonunda o millet perişan olur.   Adaletsiz ferdin gönlünde huzur, adil olmayan milletlerin efradı arasında uygunluk, sevgi ve güven yoktur. Adaletsiz cemiyetlerde herkes birbirinden kuşku içindedir. Aralarında mal, can ve namus emniyeti yoktur. Adaletsiz milletler, bir dönem güncel hayat sürebilir. Fakat hiçbir zaman saltanatı devamlılık arz ediyor diyemeyiz, ikbalin güneşi kısa zamanda batar.   Adaletin kıymeti, ancak insan yaşantısına tatbik edildiği zaman ortaya çıkar. Adalet, sözde, edebi hitaplar ve yazılmış kitaplar arasında kaldığı müddetçe faydasız kalır.   Adaletsizlik, yeryüzünde yaşamış milletlerin çöküşüne yol açmış, batışını hazırlamış ve yurtları harap, kendileri de helak olmuşlardır. Hangi bir millet gösterilebilir ki, adaleti yüzünden batmış veya ekonomik terörün bir dilimi olan raf bedeli şartını uygulayarak  payidar olmuş bulunsun.   Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde: ''Ehline ve idare ettiğin kimselere hükmetmekte adalet gösterenler, Cenab-ı Allah katında, yakuttan minberler üzerinde bulunacaklardır.''  Adaleti tarif ederken ''Hakkı, hak sahibine vermektir'' demiştik. Bu açıklamaya göre bize verilen sorumluluklarımızı zamanında ve sadakatla yapmak adalettir. Bir insanın en başta gelen görevi, Cenab-ı Hakkın birliğine iman edip ona karşı görevlerini tam olarak ve ihlas ile yapmaktır.    İnsanlara karşı hakkaniyet ölçülerinden; hayvanlara karşı merhametten ayrılmamak da adalettir. Onlara karşı merhametten ayrılmayıp yemini, suyunu tam ve zamanında vermek, ağır vazifelere koşmamak adalettir.    Adil ve doğru kimseler, ülkesinin hakkını himaye kanatları altında barındırır ve emniyet içerisinde yaşama imkanına sahip kılar.   Adil ve vicdan muhasebesi ahlakına sahip kimse, suçluyu terbiye etmekte keskin kılıç; mazlumu korumakta şefkatli bir el gibidir. Bazı kişilerin makam-mevkileri, ticari kurumları, maddi ve manevi bakımından ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, adil idarecinin karşısında haksız kimse en zayıftır. Çünkü o, Hak namına hakkaniyet göstermektedir. Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: ''Cenab-ı Allah'ın emrine aykırı bir davranıştan sakınınız ve evladınız arasında adalet gösteriniz.''  Çocuklarımıza karşı sevgi ve vergide bile adaleti emreden İslam dini, diğer insanlara karşı davranışlarımızda daha ciddi bir hakimiyet göstermeyi emretmiş bulunmaktadır.   Adil ve vicdan muhasebesi ahlakına sahip insanların, dünyaları da ahiretleri de saadet içinde geçer. Mahşer günü Cenab-ı Allah'ın müstesna himayesine erecek kimselerden bir zümre de adil hükümdar ve amirlerdir.   Adaletten söz açıldığı zaman Hazret-i Ömer'i hatırlamamak mümkün müdür? ''Halife Hazret-i Ömer hastalanmıştı. O zamanki doktorlar kendisine bal kullanmayı tavsiye etmişlerdi. O mevsimde çarşıda bal satılmıyordu, fakat devlet hazinesinde bol miktarda bal vardı. Hazinedeki baldan, hastalığa ilaç olacak kadar alamayacağını bilen Hazret-i Ömer; halkı camiye toplamış ve tedavisi için bir miktar bal almaya izin istemiş ve halk müsaade edince almıştı.''  İşte adalet ve işte en mümtaz (Seçkin) şahsiyetlerden biri.   Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde şöyle beyan buyrulmaktadır: ''Cenab-ı Allah'ın laneti, rüşvet verenin, göz yumanın ve rüşvet alanın üzerine olsun.'' Rüşvet (Menfaatler müşterektir), alıp veren insanlarda adalet olmadığını göstermektedir.   ADALETİN KAYNAĞINA NASIL ULAŞABİLİRİZ? Adaleti kanunlarda, mahkemelerde veya tarafsız bir yönetim içinde ararken acaba rotamızı şaşırmış olmuyor muyuz? Adalet bir iç duyudur ve vicdan muhasebesinde yaşar. Eğer vicdanlarda adalet duygusu yoksa onu kanunların maddelerinde, mahkeme koridorlarında veya resmi kurum kapılarında aramak hayalden başka bir şey değildir.   Adalet vicdan bahçelerinde yetişen meyve-sebze gibidir; eğer toplumu yaratan kişilerin kalplerinde bu şifa kaynağı bahçeler yoksa, bu bahçelere bu sebze ve meyvelerin tohumları ekilmemiş ise o toplumun kanunlarında, mahkemelerinde ve resmi kurum kapılarında adaleti aramaya kalkmak akıntıya kürek çekmek gibidir.   Eğer insanların vicdanlarında fidanları yeşermiş ise aslında kanunlara ve yargıçlara da lüzum kalmazdı.   Adalet kişilerin vicdanlarına Cenab-ı Allah tarafından yerleştirilmiştir, onu beslemek ve yetiştirmek gerekir. Onun gıdası ve güneşi insan sevgisidir. İçlerinde insan sevgisi ve vicdan olmayan yargıçların veya idarecilerin eline verilen adalet terazileri her zaman yanlış tartarlar: Zira okkası bozuktur.   Adalet arıyoruz derken ne demek istiyoruz? Bazen ''Acaba Anayasalara, kanunlara ve mahkemelere fazla ümit bağlamıyor muyuz?'' diye düşünme duygusu çoğalıyor. Bütün bunlar yalancı ümitlerdir.   MAHATMA GANDHİ'DEN,  ÖĞÜTLER VE ÖZDEYİŞLER: 1- Ahlaksız ticaret. 2- Emeksiz zenginlik. 3- İlkesiz siyaset. 4- niteliksiz eğitim. 5- Vicdansız haz. 6- İnsaniyetsiz bilim. 7- Özverisiz ibadet.    ÖZDEYİŞLER 1- Adalet nedir? Ağaçları sulamak...  Zulüm nedir? dikenlere su vermek... (Mevlana Hz.) 2- Kötülükle  iş birliği yapmamak, iyilikle işbirliği kadar bir görevdir. (Mahatma Gandhi) 3- Duada, kalbi olmayan kelimelerden ziyade kelimeler olmadan bir kalbe sahip olmak daha iyidir. (Mahatma Gandhi) 4- Bir hata çoğaltılmış yayılma nedeniyle gerçeğe dönüşmez, gerçek de hataya dönüşmez, çünkü kimse onu görmez. (Mahatma Gandhi) 5- Eğer hata ile özgürlüğü ifade etmezse, özgürlük sahip olmaya değmez. (Mahatma Gandhi) 6- Adaletsiz rejimi adaletle yıkınız. (Mahatma Gandhi) 7- Kötülükten kaçmak için bilmek yeterli değil mi? Değilse kötülüğü pes etmek için çok iyi sevdiğimizi kabul edecek kadar samimi olmalıyız. (Mahatma Gandhi) 8- Bir şeye inanmak ve onu yapmamak sahtekarlıktır. (Mahatma Gandhi) 9- Gerçeğin peşinde koşmak, bir kişinin rakibi üzerinde şiddete izin vermez. (Mahatma Gandhi) 13- Zihnin kültürü kalbe bağlı olmalıdır. (Mahatma Gandhi) 14- Sevginin verdiği adalet teslim olur; yaşamın verdiği adalet bir cezadır. (Mahatma Gandhi) 15- Sevginin ve adaletin olduğu yerde Allah da vardır. (Mahatma Gandhi) 16- Demokrasinin ruhu, formların kaldırılmasıyla ayarlanacak mekanik bir şey değildir. Kalbin değişmesini gerektirir. (Mahatma Gandhi) 17- Şiddetsizlik inancımın ilk maddesi. Aynı zamanda inancımın son maddesi. (Mahatmma Gandhi) 18- Zafer kişinin amacına ulaşmak için değil, onun amacına ulaşma  çabasında yatar. (Mahatma Gandhi) 19- Bir korkak sevgiyi sergilemekten acizdir, cesurun ayrıcalığıdır. (Mahatma Gandhi) 20- Diğer tarafa adalet sağlayarak adaleti en çabuk kazanırız. (Mahatma Gandhi) 21- Şiddetsizlik güçlü olanın bir silahıdır. (Mahatma Gandhi) 22- Asalet sahibi ve haysiyetli insan, hak ve adaleti savunur. Riyakar olmaz. (Tahir El Gammudi)     Cümle Vatan şehitlerini, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, Rahmet, Gazileri minnetle anar. Hasta ve yaralılara acil şifalar diliyoruz.   Kaynakça: Hadis-i şerifler. Mehmet Emre Büyük Dualar 1974 ,  Erzurumlu  Hafız Abdullah Aldır,  Hindistan-Rajasthan-Bikaner de, Türk asıllı din görevlisi Abdulrefik Ömer El Turhani.
Ekleme Tarihi: 30 Ocak 2020 - Perşembe
Numan Aladağ

HUZUR VE YAŞAMDA ADALETİN önemi

Değerli Okuyucularımız,

 

İslam Dini adalete büyük ehemmiyet vermiş ve her hususta adaleti emretmiştir.

 

Vücut ikliminin sultanı bulunan kalb, bozuk olunca emrindeki uzuvlar da kötülüğe meyilli

olur. 

 

Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır,

Fazilet hissi insanlarda, Cenab-ı Allah korkusundandır.

 

 

ADALETİN ÖNEMİ

 

Hz. Muhammed (s.a.v.) buyuruyor''Adalet güzeldir; fakat devlet yöneticilerinde olursa daha güzeldir.''

Hz. Muhammed (s.a.v.) buyuruyor: "Kişiye ilim olarak Allah korkusu yeter. Bir ferde cehalet bakımındankendi nefsini beğenmesi kafidir." 

Hz. Ömer (r.a.) buyuruyor: ''Bir millete baş olmanın ilk ve en büyük şartı, adil olmaktır.''

Hz. Ali (r.a.) buyuruyor: ''Adalet halkın diriliği ve düzeni, idarecilerin ise süsü ve güzelliğidir.''

 

İslam dini adalete büyük önem vermiş ve her konuda adalet emretmiştir.

Adalet, Cenab-ı Allah tarafından sakıncalı olan faaliyetlerden sakınmak ve hak yolunda doğrulukla hareket etmektir.

 

Adalet, hakkı hak sahibine vermek ve bu haklara tecavüz etmemektir.

Adalet, sorumluluğuna verilen görevleri zamanında ve yerli yerinde yapmak, insanlara karşı haksızlık etmemektir.

 

Adalet; cemiyetlerin ve milletlerin kalıcı olmasına, huzur ve ahenk içerisinde yaşamasına sebeptir. Hangi milletin efradı arasında adalet yoksa, ne kadar yükselmiş olursa olsun, sonunda o millet perişan olur.

 

Adaletsiz ferdin gönlünde huzur, adil olmayan milletlerin efradı arasında uygunluk, sevgi ve güven yoktur.

Adaletsiz cemiyetlerde herkes birbirinden kuşku içindedir. Aralarında mal, can ve namus emniyeti yoktur.

Adaletsiz milletler, bir dönem güncel hayat sürebilir. Fakat hiçbir zaman saltanatı devamlılık arz ediyor diyemeyiz, ikbalin güneşi kısa zamanda batar.

 

Adaletin kıymeti, ancak insan yaşantısına tatbik edildiği zaman ortaya çıkar. Adalet, sözde, edebi hitaplar ve yazılmış kitaplar arasında kaldığı müddetçe faydasız kalır.

 

Adaletsizlik, yeryüzünde yaşamış milletlerin çöküşüne yol açmış, batışını hazırlamış ve yurtları harap, kendileri de helak olmuşlardır. Hangi bir millet gösterilebilir ki, adaleti yüzünden batmış veya ekonomik terörün bir dilimi olan raf bedeli şartını uygulayarak  payidar olmuş bulunsun.

 

Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde: ''Ehline ve idare ettiğin kimselere hükmetmekte adalet gösterenler, Cenab-ı Allah katında, yakuttan minberler üzerinde bulunacaklardır.'' 

Adaleti tarif ederken ''Hakkı, hak sahibine vermektir'' demiştik. Bu açıklamaya göre bize verilen sorumluluklarımızı zamanında ve sadakatla yapmak adalettir. Bir insanın en başta gelen görevi, Cenab-ı Hakkın birliğine iman edip ona karşı görevlerini tam olarak ve ihlas ile yapmaktır. 

 

İnsanlara karşı hakkaniyet ölçülerinden; hayvanlara karşı merhametten ayrılmamak da adalettir. Onlara karşı merhametten ayrılmayıp yemini, suyunu tam ve zamanında vermek, ağır vazifelere koşmamak adalettir. 

 

Adil ve doğru kimseler, ülkesinin hakkını himaye kanatları altında barındırır ve emniyet içerisinde yaşama imkanına sahip kılar.

 

Adil ve vicdan muhasebesi ahlakına sahip kimse, suçluyu terbiye etmekte keskin kılıç; mazlumu korumakta şefkatli bir el gibidir. Bazı kişilerin makam-mevkileri, ticari kurumları, maddi ve manevi bakımından ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, adil idarecinin karşısında haksız kimse en zayıftır. Çünkü o, Hak namına hakkaniyet göstermektedir. Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: ''Cenab-ı Allah'ın emrine aykırı bir davranıştan sakınınız ve evladınız arasında adalet gösteriniz.'' 

Çocuklarımıza karşı sevgi ve vergide bile adaleti emreden İslam dini, diğer insanlara karşı davranışlarımızda daha ciddi bir hakimiyet göstermeyi emretmiş bulunmaktadır.

 

Adil ve vicdan muhasebesi ahlakına sahip insanların, dünyaları da ahiretleri de saadet içinde geçer. Mahşer günü Cenab-ı Allah'ın müstesna himayesine erecek kimselerden bir zümre de adil hükümdar ve amirlerdir.

 

Adaletten söz açıldığı zaman Hazret-i Ömer'i hatırlamamak mümkün müdür?

''Halife Hazret-i Ömer hastalanmıştı. O zamanki doktorlar kendisine bal kullanmayı tavsiye etmişlerdi. O mevsimde çarşıda bal satılmıyordu, fakat devlet hazinesinde bol miktarda bal vardı. Hazinedeki baldan, hastalığa ilaç olacak kadar alamayacağını bilen Hazret-i Ömer; halkı camiye toplamış ve tedavisi için bir miktar bal almaya izin istemiş ve halk müsaade edince almıştı.'' 

İşte adalet ve işte en mümtaz (Seçkin) şahsiyetlerden biri.

 

Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde şöyle beyan buyrulmaktadır: ''Cenab-ı Allah'ın laneti, rüşvet verenin, göz yumanın ve rüşvet alanın üzerine olsun.'' Rüşvet (Menfaatler müşterektir), alıp veren insanlarda adalet olmadığını göstermektedir.

 

ADALETİN KAYNAĞINA NASIL ULAŞABİLİRİZ?

Adaleti kanunlarda, mahkemelerde veya tarafsız bir yönetim içinde ararken acaba rotamızı şaşırmış olmuyor muyuz?

Adalet bir iç duyudur ve vicdan muhasebesinde yaşar. Eğer vicdanlarda adalet duygusu yoksa onu kanunların maddelerinde, mahkeme koridorlarında veya resmi kurum kapılarında aramak hayalden başka bir şey değildir.

 

Adalet vicdan bahçelerinde yetişen meyve-sebze gibidir; eğer toplumu yaratan kişilerin kalplerinde bu şifa kaynağı bahçeler yoksa, bu bahçelere bu sebze ve meyvelerin tohumları ekilmemiş ise o toplumun kanunlarında, mahkemelerinde ve resmi kurum kapılarında adaleti aramaya kalkmak akıntıya kürek çekmek gibidir.

 

Eğer insanların vicdanlarında fidanları yeşermiş ise aslında kanunlara ve yargıçlara da lüzum kalmazdı.

 

Adalet kişilerin vicdanlarına Cenab-ı Allah tarafından yerleştirilmiştir, onu beslemek ve yetiştirmek gerekir. Onun gıdası ve güneşi insan sevgisidir. İçlerinde insan sevgisi ve vicdan olmayan yargıçların veya idarecilerin eline verilen adalet terazileri her zaman yanlış tartarlar: Zira okkası bozuktur.

 

Adalet arıyoruz derken ne demek istiyoruz?

Bazen ''Acaba Anayasalara, kanunlara ve mahkemelere fazla ümit bağlamıyor muyuz?'' diye düşünme duygusu çoğalıyor. Bütün bunlar yalancı ümitlerdir.

 

MAHATMA GANDHİ'DEN,  ÖĞÜTLER VE ÖZDEYİŞLER:

1- Ahlaksız ticaret.

2- Emeksiz zenginlik.

3- İlkesiz siyaset.

4- niteliksiz eğitim.

5- Vicdansız haz.

6- İnsaniyetsiz bilim.

7- Özverisiz ibadet. 

 

ÖZDEYİŞLER

1- Adalet nedir? Ağaçları sulamak...  Zulüm nedir? dikenlere su vermek... (Mevlana Hz.)

2- Kötülükle  iş birliği yapmamak, iyilikle işbirliği kadar bir görevdir. (Mahatma Gandhi)

3- Duada, kalbi olmayan kelimelerden ziyade kelimeler olmadan bir kalbe sahip olmak daha iyidir. (Mahatma Gandhi)

4- Bir hata çoğaltılmış yayılma nedeniyle gerçeğe dönüşmez, gerçek de hataya dönüşmez, çünkü kimse onu görmez. (Mahatma Gandhi)

5- Eğer hata ile özgürlüğü ifade etmezse, özgürlük sahip olmaya değmez. (Mahatma Gandhi)

6- Adaletsiz rejimi adaletle yıkınız. (Mahatma Gandhi)

7- Kötülükten kaçmak için bilmek yeterli değil mi? Değilse kötülüğü pes etmek için çok iyi sevdiğimizi kabul edecek kadar samimi olmalıyız. (Mahatma Gandhi)

8- Bir şeye inanmak ve onu yapmamak sahtekarlıktır. (Mahatma Gandhi)

9- Gerçeğin peşinde koşmak, bir kişinin rakibi üzerinde şiddete izin vermez. (Mahatma Gandhi)

13- Zihnin kültürü kalbe bağlı olmalıdır. (Mahatma Gandhi)

14- Sevginin verdiği adalet teslim olur; yaşamın verdiği adalet bir cezadır. (Mahatma Gandhi)

15- Sevginin ve adaletin olduğu yerde Allah da vardır. (Mahatma Gandhi)

16- Demokrasinin ruhu, formların kaldırılmasıyla ayarlanacak mekanik bir şey değildir. Kalbin değişmesini gerektirir. (Mahatma Gandhi)

17- Şiddetsizlik inancımın ilk maddesi. Aynı zamanda inancımın son maddesi. (Mahatmma Gandhi)

18- Zafer kişinin amacına ulaşmak için değil, onun amacına ulaşma  çabasında yatar. (Mahatma Gandhi)

19- Bir korkak sevgiyi sergilemekten acizdir, cesurun ayrıcalığıdır. (Mahatma Gandhi)

20- Diğer tarafa adalet sağlayarak adaleti en çabuk kazanırız. (Mahatma Gandhi)

21- Şiddetsizlik güçlü olanın bir silahıdır. (Mahatma Gandhi)

22- Asalet sahibi ve haysiyetli insan, hak ve adaleti savunur. Riyakar olmaz. (Tahir El Gammudi)

 

 

Cümle Vatan şehitlerini, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, Rahmet, Gazileri minnetle anar. Hasta ve yaralılara acil şifalar diliyoruz.

 

Kaynakça: Hadis-i şerifler. Mehmet Emre Büyük Dualar 1974 

Erzurumlu  Hafız Abdullah Aldır, 

Hindistan-Rajasthan-Bikaner de, Türk asıllı din görevlisi Abdulrefik Ömer El Turhani.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (