Ne iktidar ne Soylu Peker'in sorduğu soruların hiç birinin cevabını vermiyor. Vermiyor mu veremiyor mu bunu zaman gösterecek ama şimdiye kadar hiç bir iddianın ikna edici bir cevabı verilmedi. Bir bakanın hatta bir iktidarın gitmesi için daha ne olması gerekiyor? Hukuk devletinde Peker’in tek bir iddiası bile o ülkenin siyasi dengelerini yok etmeye yeterdi. Toplum yolsuzluğa, rüşvete, yasa dışı işlere o kadar alıştırıldı ki tepki gösterme meziyetini kaybetti. Hiç bir şey artık hiç kimseyi rahatsız etmiyor. Peker, bir iktidarın yapabileceği ne kadar yanlış varsa hepsini tek tek sayıyor, yine de ne toplumda güçlü bir tepki var ne de yargıda bir hareket. Peker’in anlatımlarından anlaşılacağı üzere bu olayların neredeyse tamamı 2015'ten sonra işlenen suçlar. Şimdi sayın Davutoğlu'nun niçin biletinin kesildiğini anlıyor musunuz? Süfli emelleri için Davutoğlu'nu engel görenler entipüften sebeplerle onu AKP'den tasfiye ettiler. Çünkü Davutoğlu siyasi etik yasasını çıkarmak istiyordu. Çünkü sayın Davutoğlu ahlaklı yönetim diyordu. Çünkü Davutoğlu devletle mafya yan yana gelmez diyordu. Çünkü Davutoğlu 17/25 Aralıkta kutu kutu dolarlarla yakalananlara -gidin yüce divanda aklanın- diyordu. Soylu, katıldığı TV programında Davutoğlu'na tuzak kuranlardan biri olduğunu itiraf etti. Çünkü Davutoğlu kalsa Soylu gibi isimler olmazdı. Onun için Erdoğan'ı kurtarma adı altında aslında kendilerine ahlak dışı işler için alan açtılar. Yasa dışı işlere ise yargı karar verecek. CB Sayın Erdoğan'ın bu iddialar karşısında bir saniye bile duraksaması, tereddüt etmesi doğru değildir. Suçlananlar korundukça koruyan da maşeri vicdanda şüpheli hale gelir. Buna meydan vermemenin yolu hukuktan, adaletten, doğruluktan taviz vermemektir. Mesele bir bakanın kurban verilmesi değildir, mesele bir kişi için devletin kurban verilmemesi, Türkiye'nin itibarından, milletin hukukundan taviz verilmemesidir. Süreç artık sadece Soylu için değil, devlet için, hükümet için işliyor. Zira suçlananı korumak koruyanı da şüpheli hale getiriyor. Artık kimse bu iddialara Fetö metö de diyemez. Çünkü Peker FETÖ'nün kurbanlarından biri. Üstelik söylediği her şeyin, ortaya attığı her iddianın ispat yolunu da gösteriyor. Hakkında soruşturma açılan Serdar Baran Korkmaz niçin İçişleri bakanlığına çağrılır, niçin çağrıldıktan bir gün sonra yurt dışına kaçar. Peker söylemese bu olayı bilmeyecektik, kim bilir daha bu yolla kaç suçlu ülke dışına kaçırıldı. Asayişi sağlamakla görevli bir bakanlığın adının bu işlere karıştırılması devlet için son derece vahim bir durum değil mi? Suçtan daha rahatsız edici olan suçun ceza görmemesi, yargının harekete geçmemesidir. Peker her videosunda sistemin çürüdüğünü Türkiye'nin artık bu düzen ve zihniyetle yol alamayacağını gösteriyor. İktidar  gereğini yapmakta geciktikçe tahribat büyüyor. Türkiye bu şekilde yönetilmeye müstahak değildir. Ya devlet başa ya kuzgun leşe diyeceğimiz noktadayız.