( (
Ahmet Turan
Köşe Yazarı
Ahmet Turan
 

MİLLİ MÜCADELE DEVAM EDİYOR

Türkiye'de "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir." kuralını devlet yönetimine yerleştiren, demokrasiyi taçlandıran 29 Ekim 1923 günü ilan edilen Cumhuriyetin ilanının üzerinden tam 96 yıl geçti. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından ülkemizin her tarafının İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlar tarafından işgal edilmesinin ardından Türk milletinin 1919 yılının başlarında “Ya istiklal ya ölüm” yemini ile 7 düvele karşı yeniden başlayan Milli Mücadelesi düşmanın İzmir de denize dökülmesiyle son bulmuştu. Bir tokadıyla düşman deviren ecdadımızın yiğitliği ile tam donanımlı hainlerin İstanbul dan, İzmir den, Antep den, Maraş’tan geldikleri gibi gidişlerini gördük. Düşmanlarının saldırısı, Türk Milletine kendi topraklarını savaş meydanı yaptı.  Bugün soykırım safsatası uyduranlar Balkanlarda, Doğu Anadolu da, Eğe de, İç Anadolu da çocuk, kadın, yaşlı demeden binlerce Türk evladını katlettiler. Vatanını ve namusunu korumak için cepheden cepheye koşanların kendileri ve çocukları aç, kadınları ise örtülerini sınırlı sayıda olan mühimmatların üzerine örterek açıkta kalmıştı.  Binlerce şehit vermiş, on binlerce gazimiz vardı. Ama onların da barıştan başka şansları yoktu. Çünkü Türk Milleti vatanını çiğnetmedi, çiğnetmeyecekti. Lozan da toplandılar. İtalyanlar 12 adaları Yunanlara bıraktı. İngilizler Yunan gibi maşa devletler bulup yeniden saldırı için zaman kazanmaya çalışırken, ABD onlardan farklı değildi. Ancak Türklerle savaşmanın bedelini ödedikleri için cesaretleri tükenmiş 24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşmasını imzalamışlardı. Böylece yeni Türk Devleti’nin bağımsızlığı kabul edilmişti.  Egemenliğin ulusa dayandığı bir sistem olan Cumhuriyet yönetiminin ilanı için hazırlıklar yapılmaya başlamış, Gazi Mustafa Kemal paşa 28 Ekim 1923 günü kurmaylarıyla bir toplantı yaparak 'Efendiler yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz' demişti.  Peki bu süreç nasıl işledi?  İşte Cumhuriyet'in ilanından hemen önce yaşananlar... Ankara'nın Türkiye devletinin hükümet merkezi olmasının ardından mevcut rejimin isminin de bütün açıklığıyla konulması, yeni devletin başkanının da seçilmesi gerekiyordu. O güne kadar devlet başkanlığı görevi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı olarak Atatürk tarafından yürütülmüştü. Bazı yabancı ülkeler de Lozan Antlaşması'nın onayı için Türkiye'deki yeni devlet rejiminin daha açık şekilde belirlenmesini istiyorlardı. Bu sıralarda İcra Vekilleri Heyeti'nin istifası ve Meclisin güvenini kazanacak bir kabine listesinin oluşturulamaması da bu soruna acil çözüm gerektirdi. 29 Ekim 1923'te parti grubunda görüşe sunulan tasarıda yer alan bazı hükümler şunlardı: - "Türkiye Devleti'nin hükümet şekli cumhuriyettir." - "Türkiye Devleti, yönetim birimlerini Bakanlar Kurulu aracılığıyla yönetir." Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir." - "Cumhurbaşkanı, devletin başkanıdır.  Bayram ilan edildi Türk halkı, 29 Ekim gecesi ve 30 Ekim günü cumhuriyetin ilanını kutladı. 26 Ekim 1924'te yayımlanan kararname ile Cumhuriyetin ilanının 101 pare top atışı ve düzenlenecek etkinliklerle kutlanmasına karar verildi. Karar doğrultusunda 29 Ekim 1924'teki etkinlikler, kutlamaların başlangıcı oldu. Hariciye Vekaleti, 2 Şubat 1925'te bir kanun teklifiyle 29 Ekim'in bayram olmasını önerdi. Teklif, Meclis Anayasa Komisyonu tarafından incelendi ve 18 Nisan'da karara bağlandı. TBMM'de teklifin 19 Nisan'da kabul edilmesiyle 29 Ekim, 1925 yılından bu yana ''Milli Bayram'' olarak kutlanmaya başlandı. Gücümüzü yalnızca köklü tarihimize birlikte davamızın meşruiyetinden de alan bir devlet olarak, egemenliğimizi ve bağımsızlığımızı koruma mücadelemizi hala sürdürüyoruz. Vatanın, bayrağın, milletin ve devletin güçlü harcını kanıyla, canıyla, alın teriyle karmış olan ecdadımızı, şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.  Terörle mücadele, Milli mücadelemizin devam ettiğini gösteriyor. Savaşı kaybedenlerin masada oyun kurmaya devam ettiklerini de unutmuyoruz.  29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'mız kutlu olsun.  
Ekleme Tarihi: 30 Ekim 2019 - Çarşamba
Ahmet Turan

MİLLİ MÜCADELE DEVAM EDİYOR

Türkiye'de "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir." kuralını devlet yönetimine yerleştiren, demokrasiyi taçlandıran 29 Ekim 1923 günü ilan edilen Cumhuriyetin ilanının üzerinden tam 96 yıl geçti.


Birinci Dünya Savaşı’nın ardından ülkemizin her tarafının İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlar tarafından işgal edilmesinin ardından Türk milletinin 1919 yılının başlarında “Ya istiklal ya ölüm” yemini ile 7 düvele karşı yeniden başlayan Milli Mücadelesi düşmanın İzmir de denize dökülmesiyle son bulmuştu.


Bir tokadıyla düşman deviren ecdadımızın yiğitliği ile tam donanımlı hainlerin İstanbul dan, İzmir den, Antep den, Maraş’tan geldikleri gibi gidişlerini gördük.


Düşmanlarının saldırısı, Türk Milletine kendi topraklarını savaş meydanı yaptı. 


Bugün soykırım safsatası uyduranlar Balkanlarda, Doğu Anadolu da, Eğe de, İç Anadolu da çocuk, kadın, yaşlı demeden binlerce Türk evladını katlettiler. Vatanını ve namusunu korumak için cepheden cepheye koşanların kendileri ve çocukları aç, kadınları ise örtülerini sınırlı sayıda olan mühimmatların üzerine örterek açıkta kalmıştı. 


Binlerce şehit vermiş, on binlerce gazimiz vardı. Ama onların da barıştan başka şansları yoktu.
Çünkü Türk Milleti vatanını çiğnetmedi, çiğnetmeyecekti.


Lozan da toplandılar.


İtalyanlar 12 adaları Yunanlara bıraktı.


İngilizler Yunan gibi maşa devletler bulup yeniden saldırı için zaman kazanmaya çalışırken, ABD onlardan farklı değildi.


Ancak Türklerle savaşmanın bedelini ödedikleri için cesaretleri tükenmiş 24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşmasını imzalamışlardı. Böylece yeni Türk Devleti’nin bağımsızlığı kabul edilmişti. 


Egemenliğin ulusa dayandığı bir sistem olan Cumhuriyet yönetiminin ilanı için hazırlıklar yapılmaya başlamış, Gazi Mustafa Kemal paşa 28 Ekim 1923 günü kurmaylarıyla bir toplantı yaparak 'Efendiler yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz' demişti. 


Peki bu süreç nasıl işledi? 


İşte Cumhuriyet'in ilanından hemen önce yaşananlar...


Ankara'nın Türkiye devletinin hükümet merkezi olmasının ardından mevcut rejimin isminin de bütün açıklığıyla konulması, yeni devletin başkanının da seçilmesi gerekiyordu. O güne kadar devlet başkanlığı görevi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı olarak Atatürk tarafından yürütülmüştü.


Bazı yabancı ülkeler de Lozan Antlaşması'nın onayı için Türkiye'deki yeni devlet rejiminin daha açık şekilde belirlenmesini istiyorlardı. Bu sıralarda İcra Vekilleri Heyeti'nin istifası ve Meclisin güvenini kazanacak bir kabine listesinin oluşturulamaması da bu soruna acil çözüm gerektirdi.


29 Ekim 1923'te parti grubunda görüşe sunulan tasarıda yer alan bazı hükümler şunlardı: - "Türkiye Devleti'nin hükümet şekli cumhuriyettir." - "Türkiye Devleti, yönetim birimlerini Bakanlar Kurulu aracılığıyla yönetir."
Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir." - "Cumhurbaşkanı, devletin başkanıdır. 


Bayram ilan edildi Türk halkı, 29 Ekim gecesi ve 30 Ekim günü cumhuriyetin ilanını kutladı. 26 Ekim 1924'te yayımlanan kararname ile Cumhuriyetin ilanının 101 pare top atışı ve düzenlenecek etkinliklerle kutlanmasına karar verildi. Karar doğrultusunda 29 Ekim 1924'teki etkinlikler, kutlamaların başlangıcı oldu.


Hariciye Vekaleti, 2 Şubat 1925'te bir kanun teklifiyle 29 Ekim'in bayram olmasını önerdi. Teklif, Meclis Anayasa Komisyonu tarafından incelendi ve 18 Nisan'da karara bağlandı. TBMM'de teklifin 19 Nisan'da kabul edilmesiyle 29 Ekim, 1925 yılından bu yana ''Milli Bayram'' olarak kutlanmaya başlandı.


Gücümüzü yalnızca köklü tarihimize birlikte davamızın meşruiyetinden de alan bir devlet olarak, egemenliğimizi ve bağımsızlığımızı koruma mücadelemizi hala sürdürüyoruz. Vatanın, bayrağın, milletin ve devletin güçlü harcını kanıyla, canıyla, alın teriyle karmış olan ecdadımızı, şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. 


Terörle mücadele, Milli mücadelemizin devam ettiğini gösteriyor. Savaşı kaybedenlerin masada oyun kurmaya devam ettiklerini de unutmuyoruz. 


29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'mız kutlu olsun.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (