( (
Ahmet Turan
Köşe Yazarı
Ahmet Turan
 

YİNE YALNIZ KALDIK

Bir hikaye anlatılır. Bu dağlarda nam salmış kurdun hikayesidir. Ama hep ibret alınsın dendiği zaman akıllara gelir ve paylaşılır. Hikaye şöyle. Kurt, büyümekte olan yavrusuna hayatı öğretiyormuş. Bir tepeye çıkıp aşağıdaki koyun sürüsünü göstermiş ve anlatmış: Bak yavrum şu gördüklerin koyundur. Etleri çok lezzetlidir. Yakalaması da kolaydır. Yavru kurt lafa girmiş ve çobanı göstererek, onun kim olduğunu ve ne yaptığını sormuş. Kurt, çobandan uzak durmasını, elindeki değneğin çok can yaktığını sıkı sıkı tembihlemiş. Bu sırada yavru kurdun dikkatini sürünün köpeği çekmiş. Şu bize benzeyen bir şey var orada, o ne yapıyor? Kurt, derin bir "ooff!" çekip demiş ki: ''Ah yavrum, bizi asıl perişan eden işte o bize benzeyip de bizden olmayandır.'' PKK terörüyle uğraşırken gördük hainleri.  Yıllardır yardım ettiklerimizi, acıyıp sıkıntılarını dünyayla paylaştıklarımızın nasıl hainlik yaptıklarını gördük. Bize bizden başkasından hayır gelmediğini 100 yıl sonra yeniden gördük. Ama bizde kim olduğumuzu yine gösterdik. Daha geçenlerde Barış Pınarı’nda su ikram ederken kendimizi hatırlattık. Unutmuşlar merhametimizi.  Unutmuşlar cesaretimizi. Onlara bir de Aslanla yılanın hikayesini anlattık. Aslanla yılan arkadaş olur ve birlikte yolculuğa çıkarlar. Bir ırmağın kenarına geldiklerinde yılan Aslana “Aslan kardeş! Ben yüzme bilmem. Beni sırtına al da karşı kıyıya beraber geçelim!” der. Aslan, arkadaşının teklifini kabul eder. Yılan Aslanan beline sarılır, o da ırmağa girip yüzmeye başlar. Karşı kıyıya vardıklarında yılan “Aslan kardeş! Ben seni sokacağım!” deyiverir.  Neye uğradığını şaşıran Aslan “Yılan kardeş! Biz seninle arkadaş değil miyiz? Bak, ben sana bunca iyilik ettim. Seni sırtıma al¬masam ırmağı geçemezdin!” diye ne kadar dil dökmeye çalıştıysa da yılan hiç oralı olmaz ve “Bu benim huyum. Sokmak benim yapımda var!” der. Bunun üzerine Aslan bir an durur, sonra yılana “Peki yılan kardeş! Sok, ne yapalım? Bu benim kaderimmiş. Yalnız yüzüme bir defacık bak ki, ölmeden önce o güzel gözlerini son bir defa göreyim!” Bu sözlere aldanan yılan, başını uzattığı an, tetikte duran Aslan derhal atılıp başını kapıverir. Sonra da ölen yılanı ırmağın kenarında, kumların üzerine boylu boyunca uzatır ve kendi hilesine kurban giden arkadaşına şöyle der: “Yoook yılan kardeş! Ben öyle eğri büğrü arkadaş istemem! Benimle arkadaş olacaksan, böyle dosdoğru olacaksın!” Bu ülkede yaşayacaksanız, ya da bu ülkenin yanı başında yaşayacaksanız dosdoğru olacaksınız. Unutmayın bugün de yarın da başınız kopar.  
Ekleme Tarihi: 28 Ekim 2019 - Pazartesi
Ahmet Turan

YİNE YALNIZ KALDIK

Bir hikaye anlatılır. Bu dağlarda nam salmış kurdun hikayesidir.


Ama hep ibret alınsın dendiği zaman akıllara gelir ve paylaşılır.


Hikaye şöyle.


Kurt, büyümekte olan yavrusuna hayatı öğretiyormuş. Bir tepeye çıkıp aşağıdaki koyun sürüsünü göstermiş ve anlatmış:

Bak yavrum şu gördüklerin koyundur. Etleri çok lezzetlidir. Yakalaması da kolaydır.


Yavru kurt lafa girmiş ve çobanı göstererek, onun kim olduğunu ve ne yaptığını sormuş. Kurt, çobandan uzak durmasını, elindeki değneğin çok can yaktığını sıkı sıkı tembihlemiş.


Bu sırada yavru kurdun dikkatini sürünün köpeği çekmiş.


Şu bize benzeyen bir şey var orada, o ne yapıyor?


Kurt, derin bir "ooff!" çekip demiş ki: ''Ah yavrum, bizi asıl perişan eden işte o bize benzeyip de bizden olmayandır.''
PKK terörüyle uğraşırken gördük hainleri. 


Yıllardır yardım ettiklerimizi, acıyıp sıkıntılarını dünyayla paylaştıklarımızın nasıl hainlik yaptıklarını gördük.


Bize bizden başkasından hayır gelmediğini 100 yıl sonra yeniden gördük.


Ama bizde kim olduğumuzu yine gösterdik.


Daha geçenlerde Barış Pınarı’nda su ikram ederken kendimizi hatırlattık.


Unutmuşlar merhametimizi. 


Unutmuşlar cesaretimizi.


Onlara bir de Aslanla yılanın hikayesini anlattık.


Aslanla yılan arkadaş olur ve birlikte yolculuğa çıkarlar.


Bir ırmağın kenarına geldiklerinde yılan Aslana “Aslan kardeş! Ben yüzme bilmem. Beni sırtına al da karşı kıyıya beraber geçelim!” der.


Aslan, arkadaşının teklifini kabul eder. Yılan Aslanan beline sarılır, o da ırmağa girip yüzmeye başlar.


Karşı kıyıya vardıklarında yılan “Aslan kardeş! Ben seni sokacağım!” deyiverir. 


Neye uğradığını şaşıran Aslan “Yılan kardeş! Biz seninle arkadaş değil miyiz? Bak, ben sana bunca iyilik ettim.

Seni sırtıma al¬masam ırmağı geçemezdin!” diye ne kadar dil dökmeye çalıştıysa da yılan hiç oralı olmaz ve “Bu benim huyum. Sokmak benim yapımda var!” der.


Bunun üzerine Aslan bir an durur, sonra yılana “Peki yılan kardeş! Sok, ne yapalım? Bu benim kaderimmiş. Yalnız yüzüme bir defacık bak ki, ölmeden önce o güzel gözlerini son bir defa göreyim!” Bu sözlere aldanan yılan, başını uzattığı an, tetikte duran Aslan derhal atılıp başını kapıverir.


Sonra da ölen yılanı ırmağın kenarında, kumların üzerine boylu boyunca uzatır ve kendi hilesine kurban giden arkadaşına şöyle der: “Yoook yılan kardeş! Ben öyle eğri büğrü arkadaş istemem! Benimle arkadaş olacaksan, böyle dosdoğru olacaksın!”


Bu ülkede yaşayacaksanız, ya da bu ülkenin yanı başında yaşayacaksanız dosdoğru olacaksınız.
Unutmayın bugün de yarın da başınız kopar.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (