( (
Numan Aladağ
Köşe Yazarı
Numan Aladağ
 

Salgının Tek İlacı, Doğal Beslenmedir

EN GÜCLÜ ANTİOKSİDANTLAR   Değerli okuyucular, Cenab-ı Allah, bizleri bu COVİD-19 salgınından bir an önce kurtarsın diye daima dua edelim.   ÖNEMLİ ANTİOKSİDANLAR: Serbest radikallere karşı kullanılan ürünler doğanın bize sunduğu; ancak harika antiaging etkileri son yıllarda anlaşılan maddelerdir. Bunlar arasında en iyi ve etkin olan 12 süper antioksidan mevcuttur . 1- Vitamin E Antioksidan olarak 400 İÜ E vitamininin (sadece analfatokoferol değil, mikset tukeferol olan kombine şekli) alınmalıdır. Vitamin E kalp enfarktüsü riskini yüzde 40 azaltır. Vitamin E'nin bunun dışında, aspirin gibi kanı sulandırıcı etkisi olup, böylece kan pıhtısı oluşmasını önler.   Güçlü bir antioksidan olarak kanser, katarakt oluşumunu ve immün sistemin yaşlanmasını önler. Tahıl, yumurta, fındık, soya fasulyesi, Mübarek Zeytinyağı, ıspanak, yeşil yapraklılar, doğal E vitamini kaynaklarıdır.  En çok E vitamini içeren bitki, dağ adaçayı'dır.    2- Vitamin C: C Vitamini kan basıncını düşürür. İmmün sistemi güçlendirerek, yaşlılıkta artan katarakt ve kanser riskini azaltır. Günde alınması gereken optimum miktar 1000 miligramdır. Isıya dayanıksız olduğundan pişirme sırasında kaybolur. Bu nedenle her gün taze işlem görmemiş sebze ve meyve yemelidir. Spor sırasında serbest radikaller oluştuğundan, 1-2 saat önceden taze meyve yemeli ya da küçük dozda C vitamini almalıdır. Turunçgiller, yeşil sebzeler, patates C vitamininden zengindir.   3- Betakaroten (provitamin A) Aldığımız betakarotenin bir kısmı gerektiğinde A vitaminine çevrilir. Yeni araştırmalar yüksek dozdaki vitamin A alımının zararlı olduğunu göstermektedir. Günde 8000 İÜ'den fazla almamalıdır. Kanın vitamin A düzeyi düşük olduğu zaman antioksidan etkilidir ve vücut fonksiyonları nı koruyucudur. Ancak vitamin A aşırı miktarda vücutta varsa dokuları okside eder ve yaşlandırıcı etki gösterir. Ağızdan A vitamininin öncü formu olan betakaroten alınması halinde ise vücut gereksinimi olduğu kadar A vitaminine çevrilir. Betakaroten; A vitamini gibi toksit potansiyeli olmadığından tercih edilmektedir. Araştırmalar betakarotenin kan düzeyleri yüksek olduğunda kanser ve kalp hastalığının azaldığını gösteriyor. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve katarakt oluşumuna karşı koruma sağladığı da saptanmıştır. Betakaroten yağda çözünen, güçlü bir antioksidandı r, serbest radikalleri toplar ve nötralize eder. 3 miligram betakaroten 5000 İÜ A vitaminine eşittir. Betakaroten kaynakları; kayısı, brokoli, havuç, şeftali, ıspanak, balkabağı, kırmızı biberdir.   4- Alfalipoik asit Serbest radikallere karşı güçlü bir savunucudur. Vücudun doğal olarak ürettiği bir maddedir. Hem yağda, hem suda çözünebildiğinden hücre zarını ve içindeki yapıları serbest radikallerden korur. Hücre içindeki mitokondriler enerji santralleridir. Burada oksijenle enerji üretilir. Bu nedenle mitokondrilerde oksijen stresi (serbest radikaller) en yüksek boyutlardadır. Mitokondriler antioksidatif korumaya özellikle muhtaçtır. Mitokondriler için en önemli koruyucu madde glutatyondur. Alfalipoik asit glutatyon oluşumu için önemli bir maddedir. Alfalipoik asidi mitokondriler içine girer ve burada serbest radikal oluşumunu engeller. Karnitin alfalipoik asidin etkisini artırır. Böylece alfalipoik asidi ve karnitin sinirlerin iletim hızını, kasların performansını iyileştirir. Alfalipoik asit şeker hastalığının komplikasyonlarını önlemeye yardımcı olur. Cilt kırışıklıklarını önler. Bu amaçla cilt kremlerine eklenir. Beyin fonksiyonlarını iyileştirir. Karaciğeri korur, katarakt oluşumunu ve yaşlanmayı geciktirir.    5- Üzüm çekirdeği ekstresi Üzüm çekirdeği ve çam kabuğundan oligomerik proantosiyanidin denilen çok güçlü bir antioksidan elde edilir (üzüm çekirdeğinden grape seed extract oil, proanthocyanidin; çam kabuğundan pycnogenol). Vitamin E ve C'den 50 kez daha güçlüdür. Antioksidan etkisinin yanı sıra bağ dokusunu güçlendirir. Bu etkisiyle kalp-damar sistemini korur, damar çeperlerinin esnekliğini sağlayarak aterosikleroza (damar duvarları sertliği) engel olur. Varis, hemroid, ciltteki mavi lekeler ve yaşlılık lekeleri tedavisinde yararlıdır.    6- Lutein Lutein bir karaotenoid' dir ve etkin antioksidanlardandır. Özellikle güneşin zararlı ultraviyole ışınlarının oluşturduğu serbest radikalleri temizleyerek, ileri yaşlardaki yaygın körlük nedeni olan makula dejenerasyonunu geciktirdiği kanıtlanmıştır. Lutein yeşil sebzelerde ıspanak vb.) boldur.   7- N-acetylcystein Kısaltılmış olarak NAC rumuzu kullanılır. Vücudun glutatyon üretmesini artırır. Glutatyon doğal antioksidandır; karaciğerde sistein, glutamit asik ve glisin aminoasitlerinden üretilir. Glutatyon bağışıklık sistemini korur; radyasyon, kanser tedavisi ilaçları, sigara, alkolün zararlı etkilerini önleyebilir. Eklem iltihabı ve alerjilerde iltihap önleyici olarak da kullanılır. Glutatyon vücudun kendi yaptığı güçlü antioksidanlardan biridir, tüm organ ve dokularımıza serbest radikallerin vereceği zararı önler. Kanserden korur ve yaşlanmayı geciktirir. (glutatyon üretimi yapan gıdalar; soğan, sarımsak, elma, üzüm, brokoli, ıspanak ,avokado, kuşkonmaz)   8- Green tea (Yeşil çay) Yeşil çayın bol tüketildiği Uzakdoğu ülkelerinde kanser daha seyrek görülür. Bir bitki kimyasalı olan kateşin çok güçlü bir antioksidandı r ve yeşil çayda bol miktarda bulunur. Çin'de yutak kanseri yeşil çay içenlerde yüzde 50 daha düşük oranda görülür. Japonya'da mide kanseri oranı da yeşil çayın çok içildiği bölgelerde daha düşüktür. Kateşin kolesterol düzeylerini düşürür. Aterosiklerozu (damar sertliği), diş çürümesi ve dişeti hastalıklarını önlemede yardımcı olur. Mide ve akciğer kanserinden koruyucu etkisi vardır. DNA'nın zarar görmesini önler. Bir fincan çayda 50 ile 100 miligram kafein bulunduğundan, gebeler ve kalp ritm bozukluğu olanlar günde 2 bardaktan çok yeşil çay içmemelidir. Günde 2 ile 3 bardak yeşil çay yeterlidir.    9- Selenyum Hindistan'nın bazı bölgelerinde, selenyum kullanımı az olan, Hindistan Himalaya dağları alt eteklerinde kanser olgularının sıklığı bu maddenin kanser koruyucu etkisini ortaya çıkarmıştır. Gerçekten de kanser hastalarının kan selenyum düzeyleri genelde düşüktür (10 ile 20 mcg/litre). Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ortalama kan selenyum değerini 200 mcg/litre olarak bildiriyor. Selenyum enzimlerin bileşeni olarak metabolizma işlevlerinde etkin rol oynar. Vücudumuzdaki en önemli doğal antioksidan olan "glutatyon peroksidaz" enzimi üretiminde selenyumun kritik bir önemi vardır. Sadece serbest radikalleri değil, aynı zamanda kurşun, cıva, kadmiyum gibi ağır metalleri de etkisizleştirir. Selenyum; E vitamini ile sinerjik çalışır. Yani birbirinin güçlerini artırırlar. Her ikisi de güçlü birer antioksidandı r. Oksidasyon ile dokuların zarar görmesini ve yaşlanmayı önler ya da en azından yavaşlatır. Bağışıklık sistemini güçlendirir, dokuların elastik kalmasına, kalp-damar hastalığı ve felç riskinin azalmasına destek verir. Kabuklu buğday ve pirinç, soğan, sarımsak, doğal domates, brokoli, fındık, ceviz, deniz ürünleri selenyumun doğal kaynaklarıdır. NOT: Sera domatesi, hibrit tohum ile üretilmemiş olan kullanılmalıdır.   10- Koenzim Q 10 nedir? Ubikinon olarak da bilinen koenzim Q10 (CoQ10), tüm hücrelerimizde üretilen ve hücrelerin temel enerji yapıtaşı olan ATP sentezi ile ilgili vitamin benzeri bir maddedir. Güçlü antioksidanlardan biridir ve genellikle kalp damar hastaları, parkinson, interfilite için denenmekte ve kanser için koruyucu olduğu iddia edilmektedir.    Koenzimler, bir hücrenin oksijen ve besin ile enerji üretmesi gibi önemli biyolojik dönüşümlere yardımcı olan komplek organik maddedir. Hücrelerimizin normal fonksiyonları nı gerçekleştirmesi için enerjiye gereksinimleri vardır. Mitokondria hücrenin enerji üreticisidir. Hücrenin enerji ihtiyacı ATP (adenosin trifosfat) tarafından sağlanır. Enzim aktivatörü Q 10, ATP'nin üretimi için temel bir kimyasaldır. Q 10 serbest radikallere karşı savaşan orduda antioksidan olarak savaşır. Koenzim Q 10, E vitaminine de destek olur. E vitamini kötü kolesterol (LDL)'nin etrafında bir kalkan oluşturarak serbest radikallerin LDL'yi oksitlendirmesini önler. Ancak bu görevi bir elektronunu serbest radikallere vererek yapar. Elektronu eksilen E vitamini bir prooksidan yani kendisi de bir serbest radikal olma potansiyeli ile dengesiz gelir. İşte enzim aktivatörü Q 10, antioksidan niteliklerine sahip olmakla birlikte, E vitaminine elektronlar bağışlayarak onu tekrar antioksidan durumuna döndürebilir. Bu bakımdan vitamini ve koenzim Q 10 kombinasyonu daha güçlü antioksidan etkisi gösterir. Kolesterol düşürücü ilaçların (statinler) vücuttaki koenzim Q 10'un düzeyini düşürdüğüne dair deliller vardır. Q 10 kalbi korur, tansiyonu düşürür. Balığın damar tıkanmasını önlemesinde içerdiği Q 10'un payı olduğu düşünülmektedir. Kalp hastalığı riski (yüksek kolesterol vb.) varsa, günde 50 miligram koenzim Q 10 ve 400 vitamininin alınması yararlıdır. Koenzim Q 10 insan vücudunda, gıdalarımızda (soya, ıspanak, brokoli, susam yağı) özellikle balıkta bulunan maddedir. Normal olarak vücudumuz eğer vitamin C ve B kompleks oksitliği yoksa Koenzim Q 10'u kendisi üretir. Bakımdan besinlere ek olarak vermeye çoğu zaman gerek yoktur. Ancak yaşlandıkça yaşla ilgili rahatsızlıklar, yeme alışkanlığı, stres ve enfeksiyonlar Koenzim Q 10 üretimini düşürür. Besinlerimizdeki Koenzim Q 10'da saklama süresi, işleme ve pişirme yöntemlerine bağlı olarak önemli ölçülerde azalır. Tamamlayıcı tedavi için, doktorunuzun önerilerini alın.   11- E Vitamini, vücudun ihtiyaç duyduğu temel vitaminlerden biridir. Doğal olarak en çok bilinen ve en güçlüsü E Vitamini oldukça etkili bir antioksidan görevi görür. Doğal E vitamini olması koşuluyla hücreleri serbest radikalllere karşı korumada rol oynar.  Doğal E Vitamini takviyesi, Tip2 diyabetini önlemeye yardımcı olabilecek bir vitamindir.   12- Tatlı ihtiyacınızı, mübarek bal tüketerek karşılayın.   Önemli hatırlatma! COVİD-19 salgını münasebetiyle, domuz eti ürünlerini satan mağazalar zincirinde, mecbur kalmadıkça uğramayın ve aşış veriş yapmayın.    Antioksidant yiyecekler: Taze beyaz üzüm (Ancak kişinin karaciğer yağlanması varsa uzak durmalı) Taze zencefil Avokado Taze zerdeçal Kiraz Portakal-Limon-Greyfurt-Mandalina (Narenciyegiller) Çilek Kayısı Soğan Domates Sarımsak Brokoli Pırasa Kivi Muz Havuç Ispanak Maydonoz Bakla Elma yesil cay Nar Bögürtlen Karadut Visne Kavun   Bilgiler, destek amaçlıdır. Doktorunuzun görüş ve önerilerini alarak kullanmanız daha faydalı olur.   Cümle Vatan Şehitlerini, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü Rahmetle, Gazileri minnetle anar. Hastalara acil şifalar dileriz.   Kaynakça: Numan Aladağ'ın, Hindistan Haydarabad ve Rajasthan-Bikaner notları Hindistan Haydarabad Dr. Biyolog bay Sushil Sahoo  Ziraat mühendisi (Gıda) Bay Anadi Rajev Vaidya  Hemşire bayan Nazire Tinazhani 
Ekleme Tarihi: 31 Mayıs 2021 - Pazartesi
Numan Aladağ

Salgının Tek İlacı, Doğal Beslenmedir

EN GÜCLÜ ANTİOKSİDANTLAR

 

Değerli okuyucular,

Cenab-ı Allah, bizleri bu COVİD-19 salgınından bir an önce kurtarsın diye daima dua edelim.

 

ÖNEMLİ ANTİOKSİDANLAR:

Serbest radikallere karşı kullanılan ürünler doğanın bize sunduğu; ancak harika antiaging etkileri son yıllarda anlaşılan maddelerdir. Bunlar arasında en iyi ve etkin olan 12 süper antioksidan mevcuttur .


1- Vitamin E Antioksidan olarak 400 İÜ E vitamininin (sadece analfatokoferol değil, mikset tukeferol olan kombine şekli) alınmalıdır. Vitamin E kalp enfarktüsü riskini yüzde 40 azaltır. Vitamin E'nin bunun dışında, aspirin gibi kanı sulandırıcı etkisi olup, böylece kan pıhtısı oluşmasını önler.

 

Güçlü bir antioksidan olarak kanser, katarakt oluşumunu ve immün sistemin yaşlanmasını önler. Tahıl, yumurta, fındık, soya fasulyesi, Mübarek Zeytinyağı, ıspanak, yeşil yapraklılar, doğal E vitamini kaynaklarıdır

En çok E vitamini içeren bitki, dağ adaçayı'dır. 

 

2- Vitamin C: C Vitamini kan basıncını düşürür. İmmün sistemi güçlendirerek, yaşlılıkta artan katarakt ve kanser riskini azaltır. Günde alınması gereken optimum miktar 1000 miligramdır. Isıya dayanıksız olduğundan pişirme sırasında kaybolur. Bu nedenle her gün taze işlem görmemiş sebze ve meyve yemelidir. Spor sırasında serbest radikaller oluştuğundan, 1-2 saat önceden taze meyve yemeli ya da küçük dozda C vitamini almalıdır. Turunçgiller, yeşil sebzeler, patates C vitamininden zengindir.

 

3- Betakaroten (provitamin A) Aldığımız betakarotenin bir kısmı gerektiğinde A vitaminine çevrilir. Yeni araştırmalar yüksek dozdaki vitamin A alımının zararlı olduğunu göstermektedir. Günde 8000 İÜ'den fazla almamalıdır. Kanın vitamin A düzeyi düşük olduğu zaman antioksidan etkilidir ve vücut fonksiyonları nı koruyucudur. Ancak vitamin A aşırı miktarda vücutta varsa dokuları okside eder ve yaşlandırıcı etki gösterir. Ağızdan A vitamininin öncü formu olan betakaroten alınması halinde ise vücut gereksinimi olduğu kadar A vitaminine çevrilir.

Betakaroten; A vitamini gibi toksit potansiyeli olmadığından tercih edilmektedir. Araştırmalar betakarotenin kan düzeyleri yüksek olduğunda kanser ve kalp hastalığının azaldığını gösteriyor. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve katarakt oluşumuna karşı koruma sağladığı da saptanmıştır. Betakaroten yağda çözünen, güçlü bir antioksidandı r, serbest radikalleri toplar ve nötralize eder. 3 miligram betakaroten 5000 İÜ A vitaminine eşittir. Betakaroten kaynakları; kayısı, brokoli, havuç, şeftali, ıspanak, balkabağı, kırmızı biberdir.

 

4- Alfalipoik asit Serbest radikallere karşı güçlü bir savunucudur. Vücudun doğal olarak ürettiği bir maddedir. Hem yağda, hem suda çözünebildiğinden hücre zarını ve içindeki yapıları serbest radikallerden korur. Hücre içindeki mitokondriler enerji santralleridir. Burada oksijenle enerji üretilir. Bu nedenle mitokondrilerde oksijen stresi (serbest radikaller) en yüksek boyutlardadır.

Mitokondriler antioksidatif korumaya özellikle muhtaçtır. Mitokondriler için en önemli koruyucu madde glutatyondur. Alfalipoik asit glutatyon oluşumu için önemli bir maddedir. Alfalipoik asidi mitokondriler içine girer ve burada serbest radikal oluşumunu engeller. Karnitin alfalipoik asidin etkisini artırır. Böylece alfalipoik asidi ve karnitin sinirlerin iletim hızını, kasların performansını iyileştirir. Alfalipoik asit şeker hastalığının komplikasyonlarını önlemeye yardımcı olur. Cilt kırışıklıklarını önler. Bu amaçla cilt kremlerine eklenir. Beyin fonksiyonlarını iyileştirir. Karaciğeri korur, katarakt oluşumunu ve yaşlanmayı geciktirir. 

 

5- Üzüm çekirdeği ekstresi Üzüm çekirdeği ve çam kabuğundan oligomerik proantosiyanidin denilen çok güçlü bir antioksidan elde edilir (üzüm çekirdeğinden grape seed extract oil, proanthocyanidin; çam kabuğundan pycnogenol). Vitamin E ve C'den 50 kez daha güçlüdür. Antioksidan etkisinin yanı sıra bağ dokusunu güçlendirir. Bu etkisiyle kalp-damar sistemini korur, damar çeperlerinin esnekliğini sağlayarak aterosikleroza (damar duvarları sertliği) engel olur. Varis, hemroid, ciltteki mavi lekeler ve yaşlılık lekeleri tedavisinde yararlıdır. 

 

6- Lutein
Lutein bir karaotenoid' dir ve etkin antioksidanlardandır. Özellikle güneşin zararlı ultraviyole ışınlarının oluşturduğu serbest radikalleri temizleyerek, ileri yaşlardaki yaygın körlük nedeni olan makula dejenerasyonunu geciktirdiği kanıtlanmıştır. Lutein yeşil sebzelerde ıspanak vb.) boldur.

 

7- N-acetylcystein
Kısaltılmış olarak NAC rumuzu kullanılır. Vücudun glutatyon üretmesini artırır. Glutatyon doğal antioksidandır; karaciğerde sistein, glutamit asik ve glisin aminoasitlerinden üretilir. Glutatyon bağışıklık sistemini korur; radyasyon, kanser tedavisi ilaçları, sigara, alkolün zararlı etkilerini önleyebilir. Eklem iltihabı ve alerjilerde iltihap önleyici olarak da kullanılır. Glutatyon vücudun kendi yaptığı güçlü antioksidanlardan biridir, tüm organ ve dokularımıza serbest radikallerin vereceği zararı önler. Kanserden korur ve yaşlanmayı geciktirir. (glutatyon üretimi yapan gıdalar; soğan, sarımsak, elma, üzüm, brokoli, ıspanak ,avokado, kuşkonmaz)

 

8- Green tea (Yeşil çay)
Yeşil çayın bol tüketildiği Uzakdoğu ülkelerinde kanser daha seyrek görülür. Bir bitki kimyasalı olan kateşin çok güçlü bir antioksidandı r ve yeşil çayda bol miktarda bulunur. Çin'de yutak kanseri yeşil çay içenlerde yüzde 50 daha düşük oranda görülür. Japonya'da mide kanseri oranı da yeşil çayın çok içildiği bölgelerde daha düşüktür. Kateşin kolesterol düzeylerini düşürür. Aterosiklerozu (damar sertliği), diş çürümesi ve dişeti hastalıklarını önlemede yardımcı olur. Mide ve akciğer kanserinden koruyucu etkisi vardır. DNA'nın zarar görmesini önler. Bir fincan çayda 50 ile 100 miligram kafein bulunduğundan, gebeler ve kalp ritm bozukluğu olanlar günde 2 bardaktan çok yeşil çay içmemelidir. Günde 2 ile 3 bardak yeşil çay yeterlidir. 

 

9- Selenyum
Hindistan'nın bazı bölgelerinde, selenyum kullanımı az olan, Hindistan Himalaya dağları alt eteklerinde kanser olgularının sıklığı bu maddenin kanser koruyucu etkisini ortaya çıkarmıştır. Gerçekten de kanser hastalarının kan selenyum düzeyleri genelde düşüktür (10 ile 20 mcg/litre). Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ortalama kan selenyum değerini 200 mcg/litre olarak bildiriyor. Selenyum enzimlerin bileşeni olarak metabolizma işlevlerinde etkin rol oynar. Vücudumuzdaki en önemli doğal antioksidan olan "glutatyon peroksidaz" enzimi üretiminde selenyumun kritik bir önemi vardır. Sadece serbest radikalleri değil, aynı zamanda kurşun, cıva, kadmiyum gibi ağır metalleri de etkisizleştirir. Selenyum; E vitamini ile sinerjik çalışır. Yani birbirinin güçlerini artırırlar. Her ikisi de güçlü birer antioksidandı r. Oksidasyon ile dokuların zarar görmesini ve yaşlanmayı önler ya da en azından yavaşlatır.

Bağışıklık sistemini güçlendirir, dokuların elastik kalmasına, kalp-damar hastalığı ve felç riskinin azalmasına destek verir. Kabuklu buğday ve pirinç, soğan, sarımsak, doğal domates, brokoli, fındık, ceviz, deniz ürünleri selenyumun doğal kaynaklarıdır.

NOT: Sera domatesi, hibrit tohum ile üretilmemiş olan kullanılmalıdır.

 

10- Koenzim Q 10 nedir?

Ubikinon olarak da bilinen koenzim Q10 (CoQ10), tüm hücrelerimizde üretilen ve hücrelerin temel enerji yapıtaşı olan ATP sentezi ile ilgili vitamin benzeri bir maddedir. Güçlü antioksidanlardan biridir ve genellikle kalp damar hastaları, parkinson, interfilite için denenmekte ve kanser için koruyucu olduğu iddia edilmektedir. 

 

Koenzimler, bir hücrenin oksijen ve besin ile enerji üretmesi gibi önemli biyolojik dönüşümlere yardımcı olan komplek organik maddedir.
Hücrelerimizin normal fonksiyonları nı gerçekleştirmesi için enerjiye gereksinimleri vardır. Mitokondria hücrenin enerji üreticisidir. Hücrenin enerji ihtiyacı ATP (adenosin trifosfat) tarafından sağlanır. Enzim aktivatörü Q 10, ATP'nin üretimi için temel bir kimyasaldır. Q 10 serbest radikallere karşı savaşan orduda antioksidan olarak savaşır. Koenzim Q 10, E vitaminine de destek olur. E vitamini kötü kolesterol (LDL)'nin etrafında bir kalkan oluşturarak serbest radikallerin LDL'yi oksitlendirmesini önler. Ancak bu görevi bir elektronunu serbest radikallere vererek yapar. Elektronu eksilen E vitamini bir prooksidan yani kendisi de bir serbest radikal olma potansiyeli ile dengesiz gelir. İşte enzim aktivatörü Q 10, antioksidan niteliklerine sahip olmakla birlikte, E vitaminine elektronlar bağışlayarak onu tekrar antioksidan durumuna döndürebilir. Bu bakımdan vitamini ve koenzim Q 10 kombinasyonu daha güçlü antioksidan etkisi gösterir. Kolesterol düşürücü ilaçların (statinler) vücuttaki koenzim Q 10'un düzeyini düşürdüğüne dair deliller vardır. Q 10 kalbi korur, tansiyonu düşürür. Balığın damar tıkanmasını önlemesinde içerdiği Q 10'un payı olduğu düşünülmektedir. Kalp hastalığı riski (yüksek kolesterol vb.) varsa, günde 50 miligram koenzim Q 10 ve 400 vitamininin alınması yararlıdır. Koenzim Q 10 insan vücudunda, gıdalarımızda (soya, ıspanak, brokoli, susam yağı) özellikle balıkta bulunan maddedir. Normal olarak vücudumuz eğer vitamin C ve B kompleks oksitliği yoksa Koenzim Q 10'u kendisi üretir. Bakımdan besinlere ek olarak vermeye çoğu zaman gerek yoktur. Ancak yaşlandıkça yaşla ilgili rahatsızlıklar, yeme alışkanlığı, stres ve enfeksiyonlar Koenzim Q 10 üretimini düşürür. Besinlerimizdeki Koenzim Q 10'da saklama süresi, işleme ve pişirme yöntemlerine bağlı olarak önemli ölçülerde azalır. Tamamlayıcı tedavi için, doktorunuzun önerilerini alın.

 

11- E Vitamini, vücudun ihtiyaç duyduğu temel vitaminlerden biridir. Doğal olarak en çok bilinen ve en güçlüsü E Vitamini oldukça etkili bir antioksidan görevi görür. Doğal E vitamini olması koşuluyla hücreleri serbest radikalllere karşı korumada rol oynar. 

Doğal E Vitamini takviyesi, Tip2 diyabetini önlemeye yardımcı olabilecek bir vitamindir.

 

12- Tatlı ihtiyacınızı, mübarek bal tüketerek karşılayın.

 

Önemli hatırlatma! COVİD-19 salgını münasebetiyle, domuz eti ürünlerini satan mağazalar zincirinde, mecbur kalmadıkça uğramayın ve aşış veriş yapmayın. 

 

Antioksidant yiyecekler:

Taze beyaz üzüm (Ancak kişinin karaciğer yağlanması varsa uzak durmalı)
Taze zencefil

Avokado

Taze zerdeçal

Kiraz

Portakal-Limon-Greyfurt-Mandalina (Narenciyegiller)

Çilek
Kayısı
Soğan
Domates
Sarımsak
Brokoli
Pırasa
Kivi
Muz
Havuç
Ispanak

Maydonoz
Bakla
Elma
yesil cay
Nar

Bögürtlen

Karadut

Visne

Kavun

 

Bilgiler, destek amaçlıdır. Doktorunuzun görüş ve önerilerini alarak kullanmanız daha faydalı olur.

 

Cümle Vatan Şehitlerini, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü Rahmetle, Gazileri minnetle anar. Hastalara acil şifalar dileriz.

 

Kaynakça:

Numan Aladağ'ın, Hindistan Haydarabad ve Rajasthan-Bikaner notları

Hindistan Haydarabad Dr. Biyolog bay Sushil Sahoo 

Ziraat mühendisi (Gıda) Bay Anadi Rajev Vaidya 

Hemşire bayan Nazire Tinazhani 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (