EMEKLİYİ “KÖK”LEDİLER…
EMEKLİYİ “KÖK”LEDİLER…
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin son oturumunda, altı ayda delik deşik olan bütçeye “ek (ilave) zam” yapmışlar. Emeklinin “kök maaş” zammına ilave olarak sıfır (0) zam yapılmış. Bu ek zamda MHP’li vekiller “çekimser” kalmışlar. SSK (SGK) ve BAĞKUR emeklilerine ön görülen yüzde 25’lik zam ise, TBMM’de görüşülerek kabul edildikten sonra Meclis 1 Ekim’e kadar tatile girmiş.
“15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” gecesi, saat 24’den sonra geçerli olmak üzere akaryakıta öyle bir zam yaptılar ki, petrole yapılan bu “iyileştirme(!) eylemi neft ürünlerinden tutun A’dan Z’ye her şeye zam demek. Emekliler yeni zamlı maaşlarını, darphanede basılan ve enflasyon canavarını daha da azdıran gıcır paralarla pazartesiden itibaren alacaklar.
“Kök maaş” zammına kafam pek yatmadı! Sanırım, 2000’den önce emekli olanlar ile 2000’den sonra emekli olanlar arasında adîl olmayan “intibak geçişi” gibi bir şey! Döviz kurlarına, enflasyon canavarına ve petrol zamlarına bir gecede “ham” edilen zamlar karşısında her emeklinin eline aynı para geçmeyecek. Neyse, KÖK kelimesi ve kavramını lügatlerde şöyle bir araştırayım dedim. “Bitkilerin toprakaltında kalan ve topraktan su ve besin maddeleri almasına yarayan uzantıları”na kök veya cezr deniliyor. Yâni Kazık kök. Kazık gibi yere derinliğine giden kök. (Havuç gibi). Denklemi çözen “karekök” sayısı gibi. Bir şeyin dip kısmı. Soyun aslı, nesil. Kâide, dip. Bir şeyin aslı, temeli, künh: Türk’ün ruh kökü. Kaynak, geçmişte dayanılan nokta. Çıkış noktası, menşe: Tanpınar “Kökü bende bir sarmaşık/Olmuş dünya sezmekteyim/ Mavi, masmavi bir ışık/Ortasında yüzmekteyim” diyor. Kelimelerin ekler atıldıktan sonra kalan asıl kısmı. “Atıldıktan” kelimesinin kökü (at)’tır.
Ekinlere ve bostanlara zarar veren böceğin adına da “Kök kurdu” deniliyor. Birde “kök salmak” var. Büyük zorluklar çıkarana ve çok uğraştırana da “kök söktürdü” deriz. Tamamen yok etmek, kökünü kurutmak anlamında: “Köküne kibrit suyu dökmek”, “Kökünü kazımak”, “Kökünü kurutmak.” Ayrıca “kazık kök”, “saçak kök”, “yumru kök” var. Sazın kurulan kulağına da “saz kökü” deniliyor. Etimolojinin diğer adı: “Kökbilgisi”. Akdeniz gibi ılık bölgelerde yetişen “kökboyası” diye bir bitki var. “Anadolu ağızlarında şişman, gürbüz, tavlı, büyük, kalın, güçlü, dar ve derin dere, pancar, salep kökü ve gök gibi anlamlarda kullanıldığı yazılmış. Kazaklar ve Başkırtlar tomur diyormuş. Tatarlar töp, Özbekler ildiz, Uygurlar yiltiz diyormuş.” (bk. Tuncer Gülensoy, Türkçenin Köken Bilgisi Sözlüğü.)
“Eğer kök “ök” ise; başa aldığı sessiz harflerle kelime kökü hangi şekillere, anlamlara bürünüyor:
Ç-ök, d-ök, g-ök, kök, sök. Bunların haricinde bök, tök, yök, hök, lök, nök ve bunlardan türeyen kelimeler var. Bök, böke gibi kelimelerimiz varmış. Bök köşe bucak, zaviye demekmiş. Böke kahraman, güçlü kimse demekmiş. Löker ve nöker öncülük eden anlamında kullanılmış. Derleme Sözlüğünden öğrendiğimize göre “höğelenmek”, [hava-la-n-mak] uçmak anlamında kullanılıyormuş. “Höğeme” ise ilginç bir şekilde uzay demekmiş.”
İslâm yazısına göre “Gövde”yi nereye koyacağız. Gövde “göğde” diye mi telaffuz edilir, “kökde” diye mi yazılır.
***
‘Emekli’ye acımadan/acıtmadan öyle bir ‘KÖK’lediler ki…
A dostlar!
Bunun adına ”kazık kök” dense yeridir.
Ekleme
Tarihi: 16 Temmuz 2023 - Pazar
EMEKLİYİ “KÖK”LEDİLER…
EMEKLİYİ “KÖK”LEDİLER…
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin son oturumunda, altı ayda delik deşik olan bütçeye “ek (ilave) zam” yapmışlar. Emeklinin “kök maaş” zammına ilave olarak sıfır (0) zam yapılmış. Bu ek zamda MHP’li vekiller “çekimser” kalmışlar. SSK (SGK) ve BAĞKUR emeklilerine ön görülen yüzde 25’lik zam ise, TBMM’de görüşülerek kabul edildikten sonra Meclis 1 Ekim’e kadar tatile girmiş.
“15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” gecesi, saat 24’den sonra geçerli olmak üzere akaryakıta öyle bir zam yaptılar ki, petrole yapılan bu “iyileştirme(!) eylemi neft ürünlerinden tutun A’dan Z’ye her şeye zam demek. Emekliler yeni zamlı maaşlarını, darphanede basılan ve enflasyon canavarını daha da azdıran gıcır paralarla pazartesiden itibaren alacaklar.
“Kök maaş” zammına kafam pek yatmadı! Sanırım, 2000’den önce emekli olanlar ile 2000’den sonra emekli olanlar arasında adîl olmayan “intibak geçişi” gibi bir şey! Döviz kurlarına, enflasyon canavarına ve petrol zamlarına bir gecede “ham” edilen zamlar karşısında her emeklinin eline aynı para geçmeyecek. Neyse, KÖK kelimesi ve kavramını lügatlerde şöyle bir araştırayım dedim. “Bitkilerin toprakaltında kalan ve topraktan su ve besin maddeleri almasına yarayan uzantıları”na kök veya cezr deniliyor. Yâni Kazık kök. Kazık gibi yere derinliğine giden kök. (Havuç gibi). Denklemi çözen “karekök” sayısı gibi. Bir şeyin dip kısmı. Soyun aslı, nesil. Kâide, dip. Bir şeyin aslı, temeli, künh: Türk’ün ruh kökü. Kaynak, geçmişte dayanılan nokta. Çıkış noktası, menşe: Tanpınar “Kökü bende bir sarmaşık/Olmuş dünya sezmekteyim/ Mavi, masmavi bir ışık/Ortasında yüzmekteyim” diyor. Kelimelerin ekler atıldıktan sonra kalan asıl kısmı. “Atıldıktan” kelimesinin kökü (at)’tır.
Ekinlere ve bostanlara zarar veren böceğin adına da “Kök kurdu” deniliyor. Birde “kök salmak” var. Büyük zorluklar çıkarana ve çok uğraştırana da “kök söktürdü” deriz. Tamamen yok etmek, kökünü kurutmak anlamında: “Köküne kibrit suyu dökmek”, “Kökünü kazımak”, “Kökünü kurutmak.” Ayrıca “kazık kök”, “saçak kök”, “yumru kök” var. Sazın kurulan kulağına da “saz kökü” deniliyor. Etimolojinin diğer adı: “Kökbilgisi”. Akdeniz gibi ılık bölgelerde yetişen “kökboyası” diye bir bitki var. “Anadolu ağızlarında şişman, gürbüz, tavlı, büyük, kalın, güçlü, dar ve derin dere, pancar, salep kökü ve gök gibi anlamlarda kullanıldığı yazılmış. Kazaklar ve Başkırtlar tomur diyormuş. Tatarlar töp, Özbekler ildiz, Uygurlar yiltiz diyormuş.” (bk. Tuncer Gülensoy, Türkçenin Köken Bilgisi Sözlüğü.)
“Eğer kök “ök” ise; başa aldığı sessiz harflerle kelime kökü hangi şekillere, anlamlara bürünüyor:
Ç-ök, d-ök, g-ök, kök, sök. Bunların haricinde bök, tök, yök, hök, lök, nök ve bunlardan türeyen kelimeler var. Bök, böke gibi kelimelerimiz varmış. Bök köşe bucak, zaviye demekmiş. Böke kahraman, güçlü kimse demekmiş. Löker ve nöker öncülük eden anlamında kullanılmış. Derleme Sözlüğünden öğrendiğimize göre “höğelenmek”, [hava-la-n-mak] uçmak anlamında kullanılıyormuş. “Höğeme” ise ilginç bir şekilde uzay demekmiş.”
İslâm yazısına göre “Gövde”yi nereye koyacağız. Gövde “göğde” diye mi telaffuz edilir, “kökde” diye mi yazılır.
***
‘Emekli’ye acımadan/acıtmadan öyle bir ‘KÖK’lediler ki…
A dostlar!
Bunun adına ”kazık kök” dense yeridir.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.