14 Mayıs seçimlerinde, TBMM’de, Cumhur İttifakı çoğunluğu sağlamış ve 28 Mayıs tarihinde ki ikinci tur seçimlerde, Cumhur İttifakının Cumhurbaşkanı Adayı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 85 milyon vatandaşımızın büyük desteği ile yeniden, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı olarak seçilmiş ve GÜVEN tazelemiştir!
Güven, bireysel ve toplumsal sağlıklı bir ilişkinin en önemli unsurudur! Güven, yalnızca bir duygudan ibaret değildir!
Güven; dürüstlük, açıklık, şeffaflık, tutarlılık, sadakat, yakınlık, bağlılık ve tahmin edilebilirlik gibi kavramdan oluşan çok kapsamlı bir olgudur!
Bireysel ve toplumsal güvenin olmadığı kurum ve toplumda kaos olur! 14 ve 28 Mayıs seçim öncesi, reel piyasada, döviz kurları ve değerli metallerin fiyatlardaki volatilitede olduğu gibi!
Birey olarak; fiziksel ve duygusal olarak güvenmediği birini hayatına almak istemez! Güven, birine herhangi bir kaygı, kuşku ve tereddüt duymadan bağlanmak ve inanmaktır!
Birey kendisine dürüst, yakın ve destekleyici olduğuna inandığı kişiye güveniriz! Bu inancı oluşturan şey; kişinin tavır, davranış ve kişiliğiyle verdiği taahhüt ve o kişiye güvenmek sizin yaptığınız bir seçimdir!
Güven duygusu, kendimiz, karşı taraf ve ilişkiler hakkında olumlu düşünce ve duyguların oluşmasını sağlar! Güven, ilişkilerdeki sorun ve çatışmaların çözümünü kolaylaştırır!
Güven ile güvensizlik arasındaki ince çizgiyi bir kere geçtikten sonra geri dönülemez! Yalan, aldatma, dürüst olmama ve tutarsız davranışlar, güveni geri dönülmez çizginin ötesine geçirir!
Güven ruh gibidir, terk ettiği bedene asla geri dönmez! Güven, tek kullanımlıktır! Hiçbir şey güvenden daha önemli değildir! Panzehire güvenilerek, zehir içilmez! Güven duygusu bir kere kaybedilir ve sonrası hep şüphedir!
85 milyon Türk vatandaşı, yirmi bir yıllık bir iktidara olan güvenini yeniden tazelemiş ve karşı taraftaki aktörlere de, argümanlarına da güvenememiştir!
14 ve 28 Mayıs seçimleri sonrasında, Siyaset kurumuna güven tazelemesi, beraberinde, sosyal – ekonomik istikrar ve ulusal güvenliği de beraberinde getirecektir
İstikrar; Ehliyet – liyakat ve adaletin devletin her kademesinde içselleştiği, döviz kurları ve mutfaktaki ateşin söndüğü, bir dönemi de beraberinde getirecektir!
Ekonomi güvenliği, ulusal güvenlik tartışmalarının temel konularından biri haline gelmiştir. Ekonomi güvenliği aynı zamanda ulusal güvenlik demektir!
Günümüz dünyasında tehdidin nereden geldiği ve düşmanın kim olduğunun net olmaması, güvenlik tanımının muğlaklaşması, ekonomik güvenlik alanında da hissedilmektedir! Ekonomi güvenliği konusunda sözün fazlasını konunun uzmanı ve ehline bırakmak yerinde olacaktır!
Soğuk Savaşın bitişinden itibaren siyasi ve askeri güvenlik ile ekonomi güvenlik konularının birbiriyle örtüşmeye başladığından bahsedilir! Yeni güvenlik tehditleri olarak sunulan konuların önemli bir bölümü ekonomik güvenlik konuları olarak görülebilir!
14 ve 28 Mayıs seçim sonuçları; 85 milyonun yeniden İstikrar demesi; Türk ve Türkiye Yüzyılı yeni dönemde; 2023 – 2053 ve 2071 hedeflerindeki Büyük ve Güçlü Türkiye yolculuğu; ehliyet ve liyakat, adalet ve hakkaniyet temeli üzerine bina edilecek ve toplumsal barış temin edilmek suretiyle başlayacaktır!