İnsan; doğanın bir parçası; Ailenin, çevrenin, toplumun kurucu ve devam ettirici unsurudur! İnsan denilen varlık, tutum, davranış ve eylemlerinden oluşur!
Maddi ve manevi varlığı, çevre ve toplumsal ilişkileri, sürekli etkileşim ve iletişim ile insan bir bütündür!
Her şeyin kaynağı, insanın manevi varlığı ve zekâsıdır! İnsanın manevi varlığı, iman ve ilimle; zekâsı, bilgi ve deneyimle gelişir!
İnsanın çevre ve toplumsal ilişkileri, etkileşimleri, genellikle yaşadığı ortamın, tarihi ve kültürel değerleri, gelenek, örf ve adetler, iktisadi hayat ve hukuk düzeninin etkisi altındadır!
İnsanlar toplum halinde yaşar! Bu doğal ve zorunlu bir hayat biçimidir! Toplumlar varlıklarını koruyabilmek için siyasi, ekonomik, sosyal, iktisadi, kültürel ve teknolojik hayatlarını örgütlendirmek ihtiyacı hisseder!
Örgütlenme, toplum içinde çeşitli kuruluşları meydana getirir! İnsanoğlu, bu kuruluşlar içinde doğal olarak yer alır veya bu kuruluşlara katılır!
Toplumlar canlı birer organizma gibi sürekli dönüşür ve değişir! Değişimin hızı, toplumdan topluma değişiklik gösterir! Geleneksel toplumlar daha yavaş, endüstriyel toplumlar daha hızlı değişir!
Değişmeyen hiçbir toplum yoktur! Değişim, toplumsal bazı sorunlara çözüm getirirken, beraberinde bazı sorunlar da getirebilir.
Bir toplumun kültürü; toplumun aynası olarak kabul edilir. Kültür zamanla değişim gösterir. Toplumdaki bireylerin tutum – davranış ve düşüncelerinde, meydana gelen farklılaşmalar, toplumsal değişime yol açar. Bu değişim; insan, toplum ve onun oluşturduğu kültüre yansır.
İnsanlar arasındaki ilişki biçimini belirleyen önemli faktörlerden birisi de ekonomidir. Gerek ülke içerisinde, gerekse de ülke dışında gelişen ekonomik değişim, bu değişimlerin etki ettiği toplumlardaki yapı ve kurumları da değiştirir.
Yerleşik insan ilişkileri ve davranış kalıpları arasında ki farklılaşmayı toplumsal değişim olarak açıklayabiliriz!
Toplumsal Değişim; fiziksel çevre, sosyal, ekonomik, kültürel, teknolojik, iletişim ve diğer faktörleri etkisi olduğunu sıralayabiliriz!
Toplumsal yapının unsurları ya da tümünün zaman sürecinde bir durumdan bir başka duruma geçişine, toplumsal değişim denir!
Toplumsal Değişim; bir toplumun, yapısal, kültürel, sosyal, ekonomik, kurumsal ve davranışsal farklılaşmasıdır!
Toplumsal değişimin sebebi, insanlığın bilgi ve deneyim birikiminin artması ve savaşlar veya doğal felaketlerden sonra yaşanan bir yıkım da olabilir!
Değişimin amacı ve yönünün bilinçli ve planlanarak gerçekleştirilmesi, müdahale yoluyla toplumsal değişim olarak açıklanır!
Değişim, halkın istek ve gereksinimlerine göre ikna ve siyaset yoluyla gerçekleşmesi, demokratik değişim olarak açıklanır!
Tam da bu nokta da, bizim gibi ülkelerde, Kadim Devlet Aklı devreye girer! Beş bin yıllık bir Devlet geleneğinde, Devlet Aklı, yok mu diyeceğiz?! Tüm olay – olgu, dönüşüm ve değişimin hem planlayıcısı ve hem de yürütücüsü olarak bizzat içindedir!
Aksi halde, başkalarının bizim için hazırlamış oldukları plan ve değişimin bir parçası oluruz! Ya da şöyle ifade edebiliriz! Küresel EKOL temsilcleri maharetiyle, yerlli ve milli müdahalenin olmadığı, küresel bir plan ve değişim!
Değişim, direnenlere karşı zor kullanılarak, yukarıdan aşağıya gerçekleşmesi, baskı yoluyla değişim olarak ifade edilmektedir!.
Değişim ve Gelişim, birbirini etkiler ve takip eder! Değişime direnmek, gelişim ve kalkınmayı etkiler!
Değişim; ancak iç dinamikler ile olduğu takdirde, Gelişme ve Kalkınma gerçekleşebilir! Başka türlü bir Kalkınma olamaz1 Sadece emek ve enerji israfı olur!