İş Hukukunda Arabuluculuk Önemli
İş Hukukunda Arabuluculuk Önemli
ASKON Konya Şubesi Hukuk Birim Başkanı Adem Akyürek, iş hukukunda arabuluculuk süreci ile ilgili bilgiler verdi
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği(ASKON) Konya Şubesi Hukuk Birim Başkanı Avukat Adem Akyürek, ‘İş Hukuku’nda Arabuluculuk’ başlıklı bir basın açıklamasında bulundu. Sürecin işleyişi ve faydaları hakkında değerlendirilmelerde bulunan Akyürek, şunları söyledi: “Değerli arkadaşlar; bilindiği üzere bir hukuki ilişkinin tarafları arasında uyuşmazlık yaşandığında başvurulacak ilk ve asıl yol mahkemelere müracaat ederek sorunun yargısal süreçler içerisinde çözümlenmesidir. Buna “Yargısal veya Geleneksel Usul” denilmektedir. Ancak taraflar arasındaki uyuşmazlıkların eskiye göre daha karmaşık ve daha uzun süregelmesi nedeniyle uyuşmazlık tarafları, ihtiyaçları olan çözüme erişebilmek için yargısal süreçler dışında alternatif yöntemler aramışlardır. Bu arayış alternatif uyuşmazlık yöntemlerini doğurmuştur. Günümüzde arabuluculuk, en hızlı yayılan ve tercih edilen alternatif uyuşmazlık yöntemi olmuştur.
Arabuluculuk, işçi, işveren ve ticari taraflar arasında yaşanan anlaşmazlıkların kısa bir zaman zarfında ve düşük maliyetlerle çözümlenmesini sağlayacak adil ve dostane bir yöntemdir. Bu yöntemle gerçekleşen bir çözümde, kazanan ve kaybeden taraf yoktur, belirli ölçülerde ödünler vererek kazanan iki taraf vardır. Dolayısıyla arabuluculuk faaliyeti her iki tarafın kazan kazan usulüne tabi olduğu alternatif çözüm yoludur. Arabuluculuk faaliyeti ile taraflar arasındaki uyuşmazlıkların sulh yoluyla, daha kısa sürede, daha düşük maliyetle ve gizli kalarak çözümlenmesi sağlanmakta; bu sayede yargının iş yükü de azalmaktadır. Yargısal çözümde kimin ne ölçüde haklı olduğuna bakılırken, arabuluculukta çözüme ulaşmada taraf menfaatleri esas alınmaktadır. Arabuluculuk yöntemi taraflara ve uyuşmazlığa uygun olarak belirlenmektedir. Yargılama neticesinde davanın her iki tarafının da memnun olması mümkün değilken arabuluculuk, her iki tarafı da memnun edecek bir sonuca ulaşılmasını amaçlamaktadır. Bir uyuşmazlığın arabulucu desteği ile çözülmesi halinde, tarafların özgür iradeleri tahtında ulaşılan sonuca razı olmaları, adalet felsefesi bakımından ideal bir düzeye işaret etmektedir. Uyuşmazlığın tarafı olan her bir kişinin kendisini yeterince ifade etme olanağı bulacağı bir ortamda, adalet duygusunun büyük ölçüde tatmin olacağı bu sonuç, birçok zaman hiçbir tarafın tam tatmin olmadığı mahkeme kararları ile kıyaslanamayacak derecede insani, vicdani ve ahlaki üstünlüğe sahiptir. Keza bu yöntem, uyuşmazlığın çözüm sürecini kısaltması, gizliliğe riayet edilmesi, taraflar ve kamusal erk bakımından maliyeti düşürmesiyle de tercih üstünlüğünü haizdir. Ancak unutulmamalıdır ki Arabuluculuk faaliyeti yargılamanın alternatifi olarak değil tamamlayıcısı olarak getirilmiştir.
Bu nedenle arabulucuda anlaşılamazsa mahkeme yoluna başvurulması mümkündür ve fakat özellikle iş hukukunu ve Ticari Uyuşmazlıkları ilgilendiren davalarda Arabulucuya başvurmadan mahkeme yolunun tercih edilmesi halinde açılan dava usul yönünden reddedilecektir.
Gerek zorunlu arabuluculuk süreci ve gerekse ihtiyari arabuluculuk süresi hem yargı yükünü azaltmakta hem de çözüme odaklı en hızlı yol olarak görülmektedir. Bu nedenle arabuluculuk sisteminin kapsamının genişletilerek diğer birçok uyuşmazlık konularında da kullanılmasında hukuki açıdan yarar vardır. 2019 yılı arabuluculuk istatiklerinden de görüleceği üzere iş hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ortalama 100 uyuşmazlığın 66’sının, ticari ilişkilerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda ise ortalama 100 uyuşmazlığın 57’sinin arabuluculuk faaliyeti kapsamında yargı yoluna gitmeden çözümlendiği görülmektedir. Bu nedenle arabuluculuk faaliyetin ne denli yararlı olduğu aşikardır. ”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.