Herkesin Sustuğu Dönemde Arabacı Gerçekleri Konuştu
Herkesin Sustuğu Dönemde Arabacı Gerçekleri Konuştu
Konya Aydınlar Ocağı, Prof. Dr. Caner Arabacı’nın 70. Yaş Gününe özel program hazırladı.
Konya Aydınlar Ocağı, akademisyen ve araştırmacı yazar Prof. Dr. Caner Arabacı’nın 70. Yaşı münasebetiyle vefa programı düzenledi. Aydınlar Ocağı Başkan Yardımcısı Mustafa Sinan Ümit’in kürsüde doğum günü pastası sürprizi yaptığı programda araştırmacı yazar Yılmaz Altunsoy’un hazırladığı Caner Arabacı sunumu da perdeye yansıtıldı.
İl Halk Kütüphanesi Konferans Salonundaki programın açılış konuşmasını yapan Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Caner Arabacı ile aynı jenerasyonun insanı olduklarına işaret ederek, “Ben bozkırın ortasında bir ova köyünde, Caner hocam ise Konya’nın en güzel coğrafyası diyebileceğimiz Beyşehir’in en güzel köyü Yeşildağ’da dünyaya geldi. Aynı dönemlerde İstanbul’da bulunduk ama yolumuz kesişmedi. Biz tıbbiye okurken o Bâbı Ali’de hizmet etti” dedi.
Bundan kırk yıl önce kültürel faaliyet düzenlemenin zorluklarını da anlatan Güçlü, “Bir konferans icra edilecekse Emniyet Müdürlüğünden izin almak gerekirdi. Bu müracaatı yapmak için de salonun tahsis edilmiş olması, konunun belirlenmesi, konuşmacının metin özeti de istenirdi. Bu da yetmez; tertip heyetinin de yedi kişi olması zorunluydu. O zor dönemlerde herkes konuşmaktan çekinirken Caner hocam, hangi STK’dan davet edildiyse korkmadan katılıp konuşan, doğruları söyleyen bir insandı” diyerek sözlerini tamamladı.
Yılmaz Altunsoy’un hazırladığı, hayatını anlatan kısa video sunumunun ardından Prof. Dr. Caner Arabacı kürsüye gelerek önce hayat hikâyesinden sonra da lağvedilişinin 100.yılında hilafet meselesinden bahsetti.
1954 yılında Yeşildağ’da dünyaya geldiğini, ilkokulu köyünde bitirdikten sonra İvriz Öğretmen Okuluna gittiğini anlatan Arabacı, “Komünizm aşkı yüksek öğretmenlerimiz vardı. Fakat zaman için de insan da değişiyor. O öğretmenlerimizden hacca gidenler olduğunu da duyduk. Ama onlara talebe olduğumuz yıllarda okulun üst katına çıkıp sıraların üzerinde gizli namaz kılmak zorundaydık. Bu yüzden de İvriz’den sürgün olduk ve Akşehir Öğretmen Okuluna geldik” dedi.
Akşehir’deki öğrencilik yıllarında da bahseden Arabacı, “Babam ayda yirmi lira harçlık gönderir, o da ayın ortasında biterdi. Ev kirasını üç arkadaş bölüşürdük. Osmanlı Ordusunun pilav yiyip, Mesnevi okuyarak Viyana’ya gittiği tasvirindeki gibi biz de pilav yiyip Mesnevi okuyarak tahsilimizi tamamladık” diyerek sözlerini sürdürdü.
Okumaktan çok şarabın dibini bulmayı seven bir öğretmeni ile Musul’un nasıl kaybedildiğini tartıştıklarını ve öğretmeninin bu yüzden kendisini, Atatürk’e hakaret ettiği suçlamasıyla disiplin kuruluna verdiğini da anlatan Arabacı, “Bir defa ikmale kaldım ve o dersi Konya Kız Öğretmen Okulunda vererek mezun oldum. Ve o dersin konusu da ihtisasım oldu” dedi.
Selçuk Eğitim Enstitüsü’nü 1976’da bitirdikten sonra bir müddet İstanbul’da gazetecilik yaptığını, 1977 yılının sonunda da Konya Endüstri Meslek Lisesinde tarih öğretmeni olarak göreve başladığını da anlatarak sözlerine sürdüren Arabacı, 1990 yılında yüksek lisansını, 1997 yılında doktorasını bitirerek Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümüne öğretim üyesi olarak atandığını kaydetti.
Anamas, Kervan, Konya, Lider Türkiye, Lonca, Meram, Selçuk İletişim, Yeni İpek Yolu, Yeşildağ, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, Yarınlar İçin Düşünce Dergisi, Stratejik Düşünce gibi dergilerlerden başka; Bizim Anadolu, Konya Postası, Yeni Konya, Merhaba, Memleket gibi yerel ve ulusal gazetelerde makaleleri yayımlanan Caner Arabacı, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, Beyşehir Meslek Yüksek Okulu, Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi’nin ardından halen KTO Karatay Üniversitesinde görev yaptığını da anlatarak konuşmasının ilk faslını tamamladı.
3 Mart 1924’de lağvedilen Hilafet Meselesini de anlatan Caner Arabacı, “Hilafet kaldırılalı yüz yıl oldu. Ve üzerinde zaman zaman tartışmalar açılmaya devam ediyor. Oysa bizim kafa yarmamız gereken konular var. Mesela Filistin’de onlarca yıldır katliam var ve halen devam ediyor. Ve Müslümanlar Filistin’e destek veremiyor. Desteksizlik ise katliamlara güç verme anlamına geliyor. Katolik Papa bile katliamlara sessiz kalmayıp (Yeter artık) diye açıklama yaptı ama böyle bir sesleniş İslam ülkelerinden çıkmadı” diyerek sözlerini tamamladı.
Program sonunda, şair İsmail Detseli, Caner Arabacı için kaleme aldığı şiiri seslendirip hediye etti. Daha sonra Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü katılım beratı ve kitap takdim etti.
Konya HABERİ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.