( (

eğitimci Şakir Tuncay Uyaroğlu: Türkçe en zengin dildir

Kültür Sanat (Haber Merkezi) - | 04.12.2024 - 13:30, Güncelleme: 04.12.2024 - 13:30
 

eğitimci Şakir Tuncay Uyaroğlu: Türkçe en zengin dildir

Konya Aydınlar Ocağında bu hafta eğitimci Şakir Tuncay Uyaroğlu Türkçe üzerine sohbet etti
Konya Aydınlar Ocağının düzenlediği Selçuklu Salı Sohbetlerinde bu hafta öğrencilerinin “Şeker Şakir” lâkabı verdikleri Şakir Tuncay Uyaroğlu Küresel Kültüre ve Sanal Âleme Karşı Türkçe Konuşmak üzerine sohbet etti. İl Halk Kütüphanesi salonundaki programın açılış konuşmasını yapan ocak Başkanı Dr. Mustafa Güçlü kültürel faaliyetlere rağbetin azaldığı bir dönemden geçildiğini belirterek, “Biz Konya Aydınlar Ocağı olarak otuz yıldır her Salı günü istikrarımızı koruyarak toplantılarımıza devam ediyoruz” dedi. Dilin önemine de vurgu yapan Güçlü “Şakir Tuncay Hocamız Türkçe konusunda önemli çalışmalarda bulunmuş, eserler yazmış, öğrencileri tarafından çok sevilen bir Konya çelebisidir” diyerek sözü Uyaroğlu’na bıraktı. Daha sonra kürsüye gelen Şakir Tuncay Uyaroğlu, meslek hayatında hiçbir dersine asık suratla girmediğine vurgu yaparak, “Öğrencilik dönemim dâhil, kırk yıl Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde bulundum ve yetmiş binin üzerinde öğrencim oldu. İçişleri Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığının düzenlediği eğitimlerde dersler verdim. Dilimizle ilgili ayrıntılı çalışmalarım oldu, kitaplar yazdım” dedi. Türkçeyi hoyratça kullananlar olduğuna dikkat çeken Uyaroğlu, “Memleket gazetesinde köşe yazısı yazdığım dönemlerde bu konudaki tespit ve önerilerimi dile getirdim. TRT Okul kanalında yaptığım on dokuz bölüm programda dilimizi anlatmaya gayret ettim” diye konuştu. Bazı harflerde şapka kullanılması üzerinde de duran Uyaroğlu konuyu örneklendirerek, “Bekâr kelimesi, nüfus cüzdanlarında dahi şapkasız yazılırdı ve bu hatayı düzeltebilmek en büyük hayalimdi. Zira, şapkasız yazılan bekar kelimesi bir müzik terimi, bir nota işaretidir. Nüfus İşleri Genel Müdürü ile tanışınca,  şapkalı ve şapkasız arasındaki anlam farkını anlattım ve bir telefon emri ile o günden itibaren nüfus kayıtlarında şapka kullanılmasını sağladı” dedi. Medyanın dil konusuna yaklaşımını da ele alan Uyaroğlu sözlerini, “Bekâr kelimesinin, şapkalı olarak yazılacağı duyurulunca bir gazete, (Sanki tek eksiğimiz buydu)  diye manşet attı. Okul arkadaşım olan bir televizyon yöneticisi dostuma, konuyu anlatıp, televizyonda program yapmayı teklif edince, (Bu programın maddi getirisi olmaz, Hint dizileri kanal için daha kârlı) diye cevap verdi” şeklinde konuşarak sürdürdü. Türkçeyi doğru kullanan yazarlardan da örnek veren Uyaroğlu, Necip Fazıl Kısakürek, Yavuz Bülent Bakiler, Abdurrahim Karakoç, Cahit Zarifoğlu dilimizi en güzel şekilde kullanan yazarlardandır. Eserlerini okumayı tavsiye ederim. Türk Dil Kurumun son baskısı olan imla kılavuzu, çalışma masamızda mutlaka bulunmalı” diyerek devam etti. Türkçede bir milyon civarında kelime bulunduğuna vurgu yapan Uyaroğlu, “Fakat biz, derya içre olup deryayı bilmiyoruz. Türkçe asla yetersiz bir değil değildir. Batı dillerinden aldığımız kelimelere de şapka ile zarafet kazandırdık. Geçmişten gelen çok güzel kelimelere, deyimlere sahibiz” dedi. Kelimeler ve deyimlerle ilgili yanlışları da örnekleyen Uyaroğlu, “Saat beş gibi buluşalım, demek yanlış, doğrusu beş sularında buluşalım demek doğru olur. Davetiyelerde gördüğümüz bir hata var; şölene teşrif edilmez; doğrusu, şöleni teşriflerinizi, olmalıdır. Bazı lokantalarda saç kavurma, diye yazıyorlar. Bunun doğrusu da sac kavurmasıdır. Artı sözcüğünü bağlaç olarak kullanmak da yanlıştır. Fransızcada ithal ettiğimiz antrparantez kelimesi de antiparantez, artıparantez gibi yanlış şekilde kullanılıyor. Törenlerde kullanılan resmi geçit ifadesi yanlıştır. Doğrusu geçit resmi, resmigeçit ya da geçit törenidir. Meşhur bir şarkıda (Bu dünya ne sana ne bana kalmaz) deniyor. Bu tür deyimlerde yüklem değişir, son kelime (kalır) olarak yazılır. Bir başka şarkıda, getir el basayım Kelâm Allah’ı, diyorlar. Oysa kelâm ve Allah lâfzı birleşirken Kelâmullah, olur.   Yine, görmemezlik değil, görmezliktir. Eninde sonunda değil, önünde sonundadır. Hacıya gidilmez, hacca gidilir” diyerek konuşmasını tamamladı. Program sonunda Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Şakir Tuncay Uyaroğlu’na teşekkür ederek günün hatırası olarak kitap takdim etti. 
Konya Aydınlar Ocağında bu hafta eğitimci Şakir Tuncay Uyaroğlu Türkçe üzerine sohbet etti

Konya Aydınlar Ocağının düzenlediği Selçuklu Salı Sohbetlerinde bu hafta öğrencilerinin “Şeker Şakir” lâkabı verdikleri Şakir Tuncay Uyaroğlu Küresel Kültüre ve Sanal Âleme Karşı Türkçe Konuşmak üzerine sohbet etti.

İl Halk Kütüphanesi salonundaki programın açılış konuşmasını yapan ocak Başkanı Dr. Mustafa Güçlü kültürel faaliyetlere rağbetin azaldığı bir dönemden geçildiğini belirterek, “Biz Konya Aydınlar Ocağı olarak otuz yıldır her Salı günü istikrarımızı koruyarak toplantılarımıza devam ediyoruz” dedi.

Dilin önemine de vurgu yapan Güçlü “Şakir Tuncay Hocamız Türkçe konusunda önemli çalışmalarda bulunmuş, eserler yazmış, öğrencileri tarafından çok sevilen bir Konya çelebisidir” diyerek sözü Uyaroğlu’na bıraktı.

Daha sonra kürsüye gelen Şakir Tuncay Uyaroğlu, meslek hayatında hiçbir dersine asık suratla girmediğine vurgu yaparak, “Öğrencilik dönemim dâhil, kırk yıl Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde bulundum ve yetmiş binin üzerinde öğrencim oldu. İçişleri Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığının düzenlediği eğitimlerde dersler verdim. Dilimizle ilgili ayrıntılı çalışmalarım oldu, kitaplar yazdım” dedi.

Türkçeyi hoyratça kullananlar olduğuna dikkat çeken Uyaroğlu, “Memleket gazetesinde köşe yazısı yazdığım dönemlerde bu konudaki tespit ve önerilerimi dile getirdim. TRT Okul kanalında yaptığım on dokuz bölüm programda dilimizi anlatmaya gayret ettim” diye konuştu.

Bazı harflerde şapka kullanılması üzerinde de duran Uyaroğlu konuyu örneklendirerek, “Bekâr kelimesi, nüfus cüzdanlarında dahi şapkasız yazılırdı ve bu hatayı düzeltebilmek en büyük hayalimdi. Zira, şapkasız yazılan bekar kelimesi bir müzik terimi, bir nota işaretidir. Nüfus İşleri Genel Müdürü ile tanışınca,  şapkalı ve şapkasız arasındaki anlam farkını anlattım ve bir telefon emri ile o günden itibaren nüfus kayıtlarında şapka kullanılmasını sağladı” dedi.

Medyanın dil konusuna yaklaşımını da ele alan Uyaroğlu sözlerini, “Bekâr kelimesinin, şapkalı olarak yazılacağı duyurulunca bir gazete, (Sanki tek eksiğimiz buydu)  diye manşet attı. Okul arkadaşım olan bir televizyon yöneticisi dostuma, konuyu anlatıp, televizyonda program yapmayı teklif edince, (Bu programın maddi getirisi olmaz, Hint dizileri kanal için daha kârlı) diye cevap verdi” şeklinde konuşarak sürdürdü.

Türkçeyi doğru kullanan yazarlardan da örnek veren Uyaroğlu, Necip Fazıl Kısakürek, Yavuz Bülent Bakiler, Abdurrahim Karakoç, Cahit Zarifoğlu dilimizi en güzel şekilde kullanan yazarlardandır. Eserlerini okumayı tavsiye ederim. Türk Dil Kurumun son baskısı olan imla kılavuzu, çalışma masamızda mutlaka bulunmalı” diyerek devam etti.

Türkçede bir milyon civarında kelime bulunduğuna vurgu yapan Uyaroğlu, “Fakat biz, derya içre olup deryayı bilmiyoruz. Türkçe asla yetersiz bir değil değildir. Batı dillerinden aldığımız kelimelere de şapka ile zarafet kazandırdık. Geçmişten gelen çok güzel kelimelere, deyimlere sahibiz” dedi.

Kelimeler ve deyimlerle ilgili yanlışları da örnekleyen Uyaroğlu, “Saat beş gibi buluşalım, demek yanlış, doğrusu beş sularında buluşalım demek doğru olur. Davetiyelerde gördüğümüz bir hata var; şölene teşrif edilmez; doğrusu, şöleni teşriflerinizi, olmalıdır. Bazı lokantalarda saç kavurma, diye yazıyorlar. Bunun doğrusu da sac kavurmasıdır. Artı sözcüğünü bağlaç olarak kullanmak da yanlıştır. Fransızcada ithal ettiğimiz antrparantez kelimesi de antiparantez, artıparantez gibi yanlış şekilde kullanılıyor. Törenlerde kullanılan resmi geçit ifadesi yanlıştır. Doğrusu geçit resmi, resmigeçit ya da geçit törenidir. Meşhur bir şarkıda (Bu dünya ne sana ne bana kalmaz) deniyor. Bu tür deyimlerde yüklem değişir, son kelime (kalır) olarak yazılır. Bir başka şarkıda, getir el basayım Kelâm Allah’ı, diyorlar. Oysa kelâm ve Allah lâfzı birleşirken Kelâmullah, olur.   Yine, görmemezlik değil, görmezliktir. Eninde sonunda değil, önünde sonundadır. Hacıya gidilmez, hacca gidilir” diyerek konuşmasını tamamladı.

Program sonunda Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Şakir Tuncay Uyaroğlu’na teşekkür ederek günün hatırası olarak kitap takdim etti. 

Konya HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (