( (

Saadet Partisi Eylül ayı İl Divan Toplantısı Yapıldı

Siyaset 30.09.2019 - 13:49, Güncelleme: 21.03.2023 - 03:23
 

Saadet Partisi Eylül ayı İl Divan Toplantısı Yapıldı

Saadet Partisi Eylül ayı İl Divan Toplantısı, parti il binasında geniş katılım ile düzenlendi. Divan toplantısına Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan'ın yanı sıra; Saadet Partisi Genel Sekreteri Tacettin Çetinkaya, Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Yalman, Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam, başkan yardımcıları, ilçe başkanları ve çok sayıda partili katıldı. Divan toplantısında Saadet Partisi (GİK) Üyesi Çalışkan, ülke gündemine dair değerlendirmelerde bulunurken, il başkanı Hüseyin Saydam da yerel değerlendirmelerde bulundu.
TÜRKİYE'DE KAMU TIKANDI! AK Parti'nin Irak işgali ile iktidara gelmiş bir hükümet olduğunu dile getiren Saadet Partisi (GİK) Üyesi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, Suriye’de yaklaşık 8 yıldır devam eden iç savaşın en önemli sebebinin Türkiye’nin yanlış tutumu olduğunu ifade etti. Türkiye'nin dış politikada çıkmazda olduğunu kaydeden Çalışkan, 15 Temmuz sürecine de vurgu yaptı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 100 binlerce memurun ihrac edildiğini belirten Çalışkan, “O süreçten sonra uzman çavuş, polis ve başka meslek dallarında kamuya alım olsa da bugün Türkiye'de kamu tıkanmıştır” dedi. “BOŞA KÜKREMENİN ANLAMI YOK” “İşsizlik tarihi zirvede” diyen Çalışkan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Esnaflık tamamen yok oldu. Köyde topraklar boş, ama ne hikmetse tüm ürünleri ithal ediyoruz. Acı politikaların sonucunu yaşıyoruz. İktidar insanları kamplara böldü. Ülkeyi felaket eşiğine getirdi. Sayın Cumhurbaşkanı Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda bir açıklama yaptı. Açıklamayı olumlu buluyoruz fakat söylemleri de  icraat ile buluşturmak lazım. Yoksa boşa kükremenin bir anlamı olmaz. Tribünlere oynamanın, sadece duyguları tatmin etmenin de anlamı yok. Ayrıca 3 Kasım 2019 tarihinde büyük kongre yapacağız. Bizim açımızdan her kongre bir yenilenme dönemidir. 80 milyonu kucaklayan, ülke meselelerine çözüm getirebilecek bir parti olarak yeni kongremizle milletimizin gönlünde daha da geniş yer bulacağız. Türkiye’nin en önemli aktörü olarak, halkımızın karşısına çıkacağız.” “HANİ METRO İHALESİ NE OLDU?” Saadet Partisi Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam da şunları kaydetti:   Dünyada, bölgemizde, ülkemizde, şehrimizde çok önemli gelişmeler oluyor. Saadet Partisi olarak şu an yetkili  değiliz, biz milletimiz adına önemli gördüğümüz konularda bir takım temennilerde bulunuyoruz. Ancak yetkili olanlar da aynı bizim gibi hem de mangalda kül bırakmayacak şekilde temenni ediyorlar. İcraatı kim yapacak bilemiyorum? Yapmayacaksanız veya yapamayacaksanız çekilin diyoruz, ona da gelmiyorlar. Allah sonumuzu hayr etsin.    Bugün 29 Eylül 2019. Yarın 30 eylül. Ve eylül yarın bitiyor. Geçenlerde verilen bir söz vardı. Eylül ayı içerisinde Metro ihalesi tamamlanacaktı. Acaba yapıldı da bizim mi haberimiz olmadı, yoksa riya olmasın diye hiç kimseye mi duyurulmadı? Gösterişten hoşlanmadığınızı biliyoruz. Belki de yarın yapılacaktır. Daha eylül bitmedi henüz izleyip göreceğiz.       Kıymetli kardeşlerim, değerli basın mensupları; Geçtiğimiz aydan bu tarafa Konya’da bir çok program oldu. Ancak birbiriyle bağlantılı ve önemli gördüğümüz birkaç hadiseyi dile getirmek istiyorum. Bunlardan biri CityAir Projesi. Şehirlerdeki hava kirliliği ve hava kalitesinin artırılmasına yönelik Avrupa’nın bize dayattığı bir müsamere. Bir diğeri Konya’da görkemli bir törenle Ahilik Haftası kutlandı. Bildiğimiz üzere Ahilik, esnaflık teşkilatının güçlendirilmesi, iş ahlakına dikkat edilmesi ile ilgili hususları içeriyor.   Bunun yanında ilçelerimizde bulunan kamu kurumlarında bir takım değişiklikler olmuş. Bazı kamu kurumları bir başka ilçeye taşınmış. Bunun ilçelerimiz açısından olumlu olumsuz farklı yansımaları oldu. Ancak biz bu durumun ilçelerdeki göçten dolayı nüfus değişiklikleri ile ilgili olduğunu sanıyoruz. Aslında ay içinde gerçekleşen bu üç dört meseleden bakıldığında bile, şu anki yönetim kendi içerisinde bir sürü tutarsızlıklar sergilediğini kendisi kanıtlıyor. Yapılan işlerin, yapılan programların, atılan adımların işin özüne yönelik olmadığı, vatandaşımızın gazını almaya yönelik, dostlar alışverişte görsün kabilinden yapılan işler olduğu apaçık ortadadır. 17-18 yıllık iktidarın hem yerelde hem de genelde ülkemizi getirdiği durum da işin karnesidir. Problemlerimiz çözülmek yerine adeta iyice derinleşti, kronikleşti. İlk geldiklerinde bizi bürokrasiden, karmaşadan, hantallıktan kurtaracaklarını söylemişlerdi. Geldiğimiz noktada karmaşanın en alasını hepimiz yaşıyoruz.  Her şey birbirine girmiş durumda.    Hepimizin malumu ülke olarak bir ekonomik sıkıntının içerisindeyiz. Hükümet kendi israflarını azaltmak yerine kamu kurumlarını küçültme ve bir yere birleştirme yoluna gidiyor. Ilgın ilçemizde bulunan kaplıcadan dolayı ilçemiz Termal Turizm Bölgesi iken, kaplıca kapsam dışına çıkarılmış. Yine aynı şekilde Ilgın İlçemizdeki bir takım devlet daireleri Akşehir’e, Kadınhanı ilçemizdeki bir takım devlet daireleri de Ilgın’a birleştirilmiş. Biz bunun ilçelerin göç verdiğinden ve nüfus azlığından dolayı yapıldığını sanıyoruz inşallah bir keyfilik yoktur. Yani uyguladıkları yanlış politikalarının sonucunu yine vatandaşa ödetmek niyetindeler. Sorunun köklü çözümleri yerine pansuman tedbirlerle çözmeye çalışıyorlar. Ancak farkındalar mı bilmiyorum yara büyük ve derin. Pansumanla çözülecek bir durum değil. Allah muhafaza gittikçe daha da büyüyor. Buradaki temel problem ilçelerimizin, köylerimizin yani kırsal bölgelerin kentlere göç etmesi. Köylerimiz, kasabalarımız boşaldı, şimdi bu iş ilçelerimize sirayet etmiş durumda. Göçün acilen durdurulması gerekmektedir. İlçe, mahalle konakları yaparak bu göçü durduramazsınız. Millet bahçesi yaparak, millet kıraathanesi yaparak bunun önüne hiç geçemezsiniz. Bir de asli göreviniz olan yapmakla yükümlü olduğunuz asfalt dökme, üstgeçit, kanal yapımı,  çevre düzenlemesi gibi eser olarak sayılmayacak hizmetleri de vatandaşımıza lütufmuş gibi sunup 88 eser yaptık diye Sn. Cumhurbaşkanımıza kurdele kestirmeniz de ayrı bir garabet. Bahçeyi, kıraathaneyi ilk defa sizinle görmedik.. Bu milletin kendi bahçesi de vardı, köylerimizin, mahallelerimizin kendi kıraathaneleri de vardı. Bunlar yeni değil yıllardır var zaten.   Değerli kardeşlerim, eskiden köylümüz tek bir ürün ekip hayatını idame ettirebiliyordu. Şimdi yılda neredeyse 3-4 ürün kaldırıyor. Ama bırakın hayatını idame ettirmeyi üstüne üstlük bir yığın da borçla çıkıyor. Borç çoğaldıkça, şehirdeki renkli hayat özendirilip, kırsal kesime yatırım yapılmadıkça, aynen şimdi olduğu gibi köylümüz ziraat yapmayacak ve köylerimiz ilçelerimiz boşalmaya devam edecek. Rekolte düşecek, ihtiyacımız olan en basit ürünleri bile ithal edecek duruma geleceksiniz bugün olduğu gibi. Şehrin yükü artacak, işsizlik artacak, sosyal bir takım problemler artacak aynen bugün ülkeyi getirdiğiniz durum gibi. Nüfus azaldıkça buradaki kamu kurumları da size yük olmaya başlayacak. Bu yapılan değişikliklerden sadece köylümüz, çiftçimiz, memurumuz etkilenmiyor. Bunun yanında kıt kanaat zor şartlarda geçinmeye çalışan esnafımızda büyük oranda etkileniyor. Bir taraftan Ahilik Haftası düzenleyip esnafın yanında gibi gözükerek, bir sürü süslü laflarla esnafın yanında olunmuyor. Esnafın yanında olmak onun işini kolaylaştırmakla olur. Tekerine taş koymakla olmaz. İlçe esnafının geçim kaynağı olan iç turizmi engelleyerek, ilçe çarşısını pazarını canlandıran askerlik şubesi, cezaevi gibi kurumları başka yerlere kaydırarak esnafın yanında olunmaz. Eğer bizim yaptığımız fabrikaları satmayıp, bir iki tane fabrikada siz yapsaydınız insanımız doğduğu yerde doyacaktı. Köyden şehre göçü engellemiş olacaktınız. İnsanımız ilçesinde, köyünde hem ziraatle uğraşıp fiziksel olarak sağlıklı kalacak, hem de bir işi olduğu için zihnen de sağlıklı kalacaktı. 17 – 18 yıllık iktidarınızda eğer gerekli önlemi alıp göçü önlemiş olsaydınız, ne şehir kirliliği, ne şehir karmaşası, ne trafik problemi, ne kurumların taşınması, ne işsizlik hiçbir problemle karşılaşmayacaktık. Elin Avrupalısı da gelip şehrimizde bize akıl vermeyecekti. Temizliği bizden öğrenen insanlardan şehrinizi temiz tutun telkiniyle karşılaşmayacaktık. İnsanımız köyünde, kasabasında ilçesinde hem ziraatıyla uğraşacak, hem de ilçe yakınlarına kuracağınız fabrikada çalışacaktı. Ama bu meseleyle hiç ilgilenmediniz. Biz yine uyarıyoruz, bir an önce bu israfçı anlayışınızdan dönünüz, israflarınızı azaltınız, dolaylı olarak aldığınız vergiler minimuma düşsün, üretim artsın, göç dursun, ilçelerimiz, köylerimiz canlansın. Kıymetli kardeşlerim geldiğimiz durum itibari ile yine “biz bu filmi görmüştük” durumu ile karşı karşıyayız. Klasik sağ parti iktidarının ülkeyi getirdiği son nokta. Biz bunları daha önce Anap, Dyp gibi iktidarlarda da görmüştük. Üretime ve istihdama önem verilmeyen, lüks ve şatafattan israftan kaçınmayan, itibarın lüks ve şatafatta olduğunu sanan klasik sağ parti anlayışı. Bir sürü hamasi, büyük büyük laflarla başlayıp, sonu zam, vergi, işsizlikle biten bir serüven. Yine aynısıyla karşı karşıyayız. Milletimiz bir arayış içinde. Bu arada boş durmuyorlar. Milletimizin bu zaafından faydalanmak isteyenler, yeni bir merkez sağ parti kurma çabasındalar. Bunların da sonu aynı olur. Hiç bir şey değişmez. Milletimizin yine yılları boşa gider. Birileri oyunu böyle kuruyor. Bizi milletimizin gözünden uzak tutuyorlar. İstediğiniz kadar görmezden gelin, istediğiniz kadar duymazdan gelin. Hiç çaresi yok.  Çözüm Milli Görüş umdelerindedir, çözüm Saadet Partisindedir. Bugüne kadar olan oldu. Bir macera yaşandı. Her şey bariz ortaya çıktı. Ben bu andan itibaren bu şehrin yöneticileri dahil herkesi Saadet Partisi çatısı altında siyaset yapmaya davet ediyorum. Kimsenin şahsiyetiyle ilgili kötü bir zanda bulunmadık. Bugüne kadar hep gidilen yolun, durulan zeminin, atılan adımların yanlışlığından bahsettik. Yine aynı görüşteyiz.   Geçmişte siyaset yaptığımız arkadaşlarımızı, sorumluluk sahibi, ülkesinin geleceğini düşünen gençlerimizi , geleceğe huzurla bakmak isteyen hanımlarımızı, yani herkesi birlikte siyaset yapmaya  davet ediyoruz. Kapımız herkese açık. Önümüzdeki günlerde 3 Kasım Pazar günü Ankara Arena da Büyük Kongremizi büyük bir coşku ve heyecanla gerçekleştireceğiz. Önümüzdeki yıllarda ülkemizi, bölgemizi bu karmaşadan bu keşmekeşlikten kurtaracak kadroları seçeceğiz. Bu yıl Milli Görüş’ün 50.yılı. Rahmetli Erbakan Hocamız Konya’dan  başlamıştı harekete. 2.nci bir 50 yıla damgasını vuracak bir inançla ve azimle geliyoruz. Tüm hemşehrilerimizi de bu kervanda olmaya davet ediyoruz. Katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Hepinizi hürmetle muhabbetle selamlıyorum. Allaha emanet olun.   
Saadet Partisi Eylül ayı İl Divan Toplantısı, parti il binasında geniş katılım ile düzenlendi. Divan toplantısına Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan'ın yanı sıra; Saadet Partisi Genel Sekreteri Tacettin Çetinkaya, Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Yalman, Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam, başkan yardımcıları, ilçe başkanları ve çok sayıda partili katıldı. Divan toplantısında Saadet Partisi (GİK) Üyesi Çalışkan, ülke gündemine dair değerlendirmelerde bulunurken, il başkanı Hüseyin Saydam da yerel değerlendirmelerde bulundu.

TÜRKİYE'DE KAMU TIKANDI!

AK Parti'nin Irak işgali ile iktidara gelmiş bir hükümet olduğunu dile getiren Saadet Partisi (GİK) Üyesi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, Suriye’de yaklaşık 8 yıldır devam eden iç savaşın en önemli sebebinin Türkiye’nin yanlış tutumu olduğunu ifade etti. Türkiye'nin dış politikada çıkmazda olduğunu kaydeden Çalışkan, 15 Temmuz sürecine de vurgu yaptı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 100 binlerce memurun ihrac edildiğini belirten Çalışkan, “O süreçten sonra uzman çavuş, polis ve başka meslek dallarında kamuya alım olsa da bugün Türkiye'de kamu tıkanmıştır” dedi.

“BOŞA KÜKREMENİN ANLAMI YOK”

“İşsizlik tarihi zirvede” diyen Çalışkan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Esnaflık tamamen yok oldu. Köyde topraklar boş, ama ne hikmetse tüm ürünleri ithal ediyoruz. Acı politikaların sonucunu yaşıyoruz. İktidar insanları kamplara böldü. Ülkeyi felaket eşiğine getirdi. Sayın Cumhurbaşkanı Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda bir açıklama yaptı. Açıklamayı olumlu buluyoruz fakat söylemleri de  icraat ile buluşturmak lazım. Yoksa boşa kükremenin bir anlamı olmaz. Tribünlere oynamanın, sadece duyguları tatmin etmenin de anlamı yok. Ayrıca 3 Kasım 2019 tarihinde büyük kongre yapacağız. Bizim açımızdan her kongre bir yenilenme dönemidir. 80 milyonu kucaklayan, ülke meselelerine çözüm getirebilecek bir parti olarak yeni kongremizle milletimizin gönlünde daha da geniş yer bulacağız. Türkiye’nin en önemli aktörü olarak, halkımızın karşısına çıkacağız.”

“HANİ METRO İHALESİ NE OLDU?”

Saadet Partisi Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam da şunları kaydetti:

 

Dünyada, bölgemizde, ülkemizde, şehrimizde çok önemli gelişmeler oluyor. Saadet Partisi olarak şu an yetkili  değiliz, biz milletimiz adına önemli gördüğümüz konularda bir takım temennilerde bulunuyoruz. Ancak yetkili olanlar da aynı bizim gibi hem de mangalda kül bırakmayacak şekilde temenni ediyorlar. İcraatı kim yapacak bilemiyorum? Yapmayacaksanız veya yapamayacaksanız çekilin diyoruz, ona da gelmiyorlar. Allah sonumuzu hayr etsin.   

Bugün 29 Eylül 2019. Yarın 30 eylül. Ve eylül yarın bitiyor. Geçenlerde verilen bir söz vardı. Eylül ayı içerisinde Metro ihalesi tamamlanacaktı. Acaba yapıldı da bizim mi haberimiz olmadı, yoksa riya olmasın diye hiç kimseye mi duyurulmadı? Gösterişten hoşlanmadığınızı biliyoruz. Belki de yarın yapılacaktır. Daha eylül bitmedi henüz izleyip göreceğiz.      

Kıymetli kardeşlerim, değerli basın mensupları; Geçtiğimiz aydan bu tarafa Konya’da bir çok program oldu. Ancak birbiriyle bağlantılı ve önemli gördüğümüz birkaç hadiseyi dile getirmek istiyorum. Bunlardan biri CityAir Projesi. Şehirlerdeki hava kirliliği ve hava kalitesinin artırılmasına yönelik Avrupa’nın bize dayattığı bir müsamere.

Bir diğeri Konya’da görkemli bir törenle Ahilik Haftası kutlandı. Bildiğimiz üzere Ahilik, esnaflık teşkilatının güçlendirilmesi, iş ahlakına dikkat edilmesi ile ilgili hususları içeriyor.  

Bunun yanında ilçelerimizde bulunan kamu kurumlarında bir takım değişiklikler olmuş.

Bazı kamu kurumları bir başka ilçeye taşınmış. Bunun ilçelerimiz açısından olumlu olumsuz farklı yansımaları oldu. Ancak biz bu durumun ilçelerdeki göçten dolayı nüfus değişiklikleri ile ilgili olduğunu sanıyoruz.

Aslında ay içinde gerçekleşen bu üç dört meseleden bakıldığında bile, şu anki yönetim kendi içerisinde bir sürü tutarsızlıklar sergilediğini kendisi kanıtlıyor.

Yapılan işlerin, yapılan programların, atılan adımların işin özüne yönelik olmadığı, vatandaşımızın gazını almaya yönelik, dostlar alışverişte görsün kabilinden yapılan işler olduğu apaçık ortadadır.

17-18 yıllık iktidarın hem yerelde hem de genelde ülkemizi getirdiği durum da işin karnesidir. Problemlerimiz çözülmek yerine adeta iyice derinleşti, kronikleşti.

İlk geldiklerinde bizi bürokrasiden, karmaşadan, hantallıktan kurtaracaklarını söylemişlerdi. Geldiğimiz noktada karmaşanın en alasını hepimiz yaşıyoruz.  Her şey birbirine girmiş durumda.   

Hepimizin malumu ülke olarak bir ekonomik sıkıntının içerisindeyiz. Hükümet kendi israflarını azaltmak yerine kamu kurumlarını küçültme ve bir yere birleştirme yoluna gidiyor.

Ilgın ilçemizde bulunan kaplıcadan dolayı ilçemiz Termal Turizm Bölgesi iken, kaplıca kapsam dışına çıkarılmış. Yine aynı şekilde Ilgın İlçemizdeki bir takım devlet daireleri Akşehir’e, Kadınhanı ilçemizdeki bir takım devlet daireleri de Ilgın’a birleştirilmiş. Biz bunun ilçelerin göç verdiğinden ve nüfus azlığından dolayı yapıldığını sanıyoruz inşallah bir keyfilik yoktur.

Yani uyguladıkları yanlış politikalarının sonucunu yine vatandaşa ödetmek niyetindeler. Sorunun köklü çözümleri yerine pansuman tedbirlerle çözmeye çalışıyorlar. Ancak farkındalar mı bilmiyorum yara büyük ve derin. Pansumanla çözülecek bir durum değil. Allah muhafaza gittikçe daha da büyüyor.

Buradaki temel problem ilçelerimizin, köylerimizin yani kırsal bölgelerin kentlere göç etmesi. Köylerimiz, kasabalarımız boşaldı, şimdi bu iş ilçelerimize sirayet etmiş durumda.

Göçün acilen durdurulması gerekmektedir. İlçe, mahalle konakları yaparak bu göçü durduramazsınız.

Millet bahçesi yaparak, millet kıraathanesi yaparak bunun önüne hiç geçemezsiniz.

Bir de asli göreviniz olan yapmakla yükümlü olduğunuz asfalt dökme, üstgeçit, kanal yapımı,  çevre düzenlemesi gibi eser olarak sayılmayacak hizmetleri de vatandaşımıza lütufmuş gibi sunup 88 eser yaptık diye Sn. Cumhurbaşkanımıza kurdele kestirmeniz de ayrı bir garabet.

Bahçeyi, kıraathaneyi ilk defa sizinle görmedik.. Bu milletin kendi bahçesi de vardı, köylerimizin, mahallelerimizin kendi kıraathaneleri de vardı. Bunlar yeni değil yıllardır var zaten.  

Değerli kardeşlerim, eskiden köylümüz tek bir ürün ekip hayatını idame ettirebiliyordu. Şimdi yılda neredeyse 3-4 ürün kaldırıyor. Ama bırakın hayatını idame ettirmeyi üstüne üstlük bir yığın da borçla çıkıyor. Borç çoğaldıkça, şehirdeki renkli hayat özendirilip, kırsal kesime yatırım yapılmadıkça, aynen şimdi olduğu gibi köylümüz ziraat yapmayacak ve köylerimiz ilçelerimiz boşalmaya devam edecek.

Rekolte düşecek, ihtiyacımız olan en basit ürünleri bile ithal edecek duruma geleceksiniz bugün olduğu gibi. Şehrin yükü artacak, işsizlik artacak, sosyal bir takım problemler artacak aynen bugün ülkeyi getirdiğiniz durum gibi. Nüfus azaldıkça buradaki kamu kurumları da size yük olmaya başlayacak.

Bu yapılan değişikliklerden sadece köylümüz, çiftçimiz, memurumuz etkilenmiyor. Bunun yanında kıt kanaat zor şartlarda geçinmeye çalışan esnafımızda büyük oranda etkileniyor.

Bir taraftan Ahilik Haftası düzenleyip esnafın yanında gibi gözükerek, bir sürü süslü laflarla esnafın yanında olunmuyor. Esnafın yanında olmak onun işini kolaylaştırmakla olur. Tekerine taş koymakla olmaz. İlçe esnafının geçim kaynağı olan iç turizmi engelleyerek, ilçe çarşısını pazarını canlandıran askerlik şubesi, cezaevi gibi kurumları başka yerlere kaydırarak esnafın yanında olunmaz.

Eğer bizim yaptığımız fabrikaları satmayıp, bir iki tane fabrikada siz yapsaydınız insanımız doğduğu yerde doyacaktı. Köyden şehre göçü engellemiş olacaktınız. İnsanımız ilçesinde, köyünde hem ziraatle uğraşıp fiziksel olarak sağlıklı kalacak, hem de bir işi olduğu için zihnen de sağlıklı kalacaktı.

17 – 18 yıllık iktidarınızda eğer gerekli önlemi alıp göçü önlemiş olsaydınız, ne şehir kirliliği, ne şehir karmaşası, ne trafik problemi, ne kurumların taşınması, ne işsizlik hiçbir problemle karşılaşmayacaktık. Elin Avrupalısı da gelip şehrimizde bize akıl vermeyecekti. Temizliği bizden öğrenen insanlardan şehrinizi temiz tutun telkiniyle karşılaşmayacaktık. İnsanımız köyünde, kasabasında ilçesinde hem ziraatıyla uğraşacak, hem de ilçe yakınlarına kuracağınız fabrikada çalışacaktı. Ama bu meseleyle hiç ilgilenmediniz.

Biz yine uyarıyoruz, bir an önce bu israfçı anlayışınızdan dönünüz, israflarınızı azaltınız, dolaylı olarak aldığınız vergiler minimuma düşsün, üretim artsın, göç dursun, ilçelerimiz, köylerimiz canlansın.

Kıymetli kardeşlerim geldiğimiz durum itibari ile yine “biz bu filmi görmüştük” durumu ile karşı karşıyayız. Klasik sağ parti iktidarının ülkeyi getirdiği son nokta. Biz bunları daha önce Anap, Dyp gibi iktidarlarda da görmüştük.

Üretime ve istihdama önem verilmeyen, lüks ve şatafattan israftan kaçınmayan, itibarın lüks ve şatafatta olduğunu sanan klasik sağ parti anlayışı. Bir sürü hamasi, büyük büyük laflarla başlayıp, sonu zam, vergi, işsizlikle biten bir serüven.

Yine aynısıyla karşı karşıyayız. Milletimiz bir arayış içinde. Bu arada boş durmuyorlar. Milletimizin bu zaafından faydalanmak isteyenler, yeni bir merkez sağ parti kurma çabasındalar. Bunların da sonu aynı olur. Hiç bir şey değişmez. Milletimizin yine yılları boşa gider.

Birileri oyunu böyle kuruyor. Bizi milletimizin gözünden uzak tutuyorlar. İstediğiniz kadar görmezden gelin, istediğiniz kadar duymazdan gelin. Hiç çaresi yok.  Çözüm Milli Görüş umdelerindedir, çözüm Saadet Partisindedir.

Bugüne kadar olan oldu. Bir macera yaşandı. Her şey bariz ortaya çıktı. Ben bu andan itibaren bu şehrin yöneticileri dahil herkesi Saadet Partisi çatısı altında siyaset yapmaya davet ediyorum. Kimsenin şahsiyetiyle ilgili kötü bir zanda bulunmadık. Bugüne kadar hep gidilen yolun, durulan zeminin, atılan adımların yanlışlığından bahsettik. Yine aynı görüşteyiz.  

Geçmişte siyaset yaptığımız arkadaşlarımızı, sorumluluk sahibi, ülkesinin geleceğini düşünen gençlerimizi , geleceğe huzurla bakmak isteyen hanımlarımızı, yani herkesi birlikte siyaset yapmaya  davet ediyoruz. Kapımız herkese açık.

Önümüzdeki günlerde 3 Kasım Pazar günü Ankara Arena da Büyük Kongremizi büyük bir coşku ve heyecanla gerçekleştireceğiz. Önümüzdeki yıllarda ülkemizi, bölgemizi bu karmaşadan bu keşmekeşlikten kurtaracak kadroları seçeceğiz.

Bu yıl Milli Görüş’ün 50.yılı. Rahmetli Erbakan Hocamız Konya’dan  başlamıştı harekete. 2.nci bir 50 yıla damgasını vuracak bir inançla ve azimle geliyoruz. Tüm hemşehrilerimizi de bu kervanda olmaya davet ediyoruz. Katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Hepinizi hürmetle muhabbetle selamlıyorum. Allaha emanet olun.   

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (