Müzikli ve gürültülü seçim çalışmalarından kurtulmuş olan vatandaşlarımız; bazı siyasetçilerin hakaret ve insana yakışmayacak üsluplarına maruz kalmaktadır. Bu tarz hitaplardan eminim ki hiçbir parti mensubu memnun kalmıyordur. Azınlıkta olsa da kabadayılıktan ve suçlayıcı konuşmalardan beslenen bazı insanları da bu millet yakında siyaset sahnesinden silecektir.   Adına açılış veya miting denilen; sahneye çıkılan ve halka hitap edilen her türlü konuşmada saygı ve güzel üslup seçmen tarafından aranan önemli bir kıstas haline gelmiştir.    Seçmenlerin dikkat ettiği diğer bir konuda; kendi yaşadığı bölgenin insanlarından seçilmiş olan vekil ve siyasetçilerdir. Sahada gördüklerime dayanarak söylemek gerekirse; insanlar artık merkezden atanmış vekilleri değil, yerelde o bölgenin insanlarıyla kuvvetli bağları bulunan kişilerin olduğu siyasi bir tablo görmek istiyor. Bu istekleri her siyasi parti için geçerli bir kıstas haline gelmiştir.   Sahada yapılan çalışmalarda genel olarak; partinin isminden ziyade siyasetçilerin güvenilir ve enerjik olmaları, seçmene daha dikkat çekici gelmeye başlamış ve önemli bir kıstas olmuştur. İnsanlar artık; milliyetçi, sağcı, solcu vb. sınıflamalardan uzaklaşarak kim bana ve ülkeye hizmet edebilir diye kafasında canlandırarak sonuca ulaşmaya çalışıyor.    Bu gerçeklerle karşılaşan partiler ve siyasi kuruluşlar yakın zamanda, parası olanı değil; proje üretebilen, insanlarla samimi ve güvenilir ilişki kurabilen, iş bitirme kabiliyeti ile üslubuna dikkat eden kişileri kadrosuna katmak için çaba harcayacaktır.   Böyle bir kadrolaşmaya kimse hayır diyemez sanırım. Siyaset ne kadar proje ve hizmet yarışına sahne olursa ülkemiz ve insanlarımız o kadar refaha ermiş olur.   Düşünsenize; meclis kürsüsünde vekiller, proje yarıştırarak, birlikte daha güzel, bilimsel, teknolojiye kafa yoran, birbirine hakaret etmeden eleştiriler yaparak insanlara hizmet etme gayretindeler. En kısa zamanda bu siyasi etik değerlerin her kesim tarafından uygulanacağı bir ülkemiz olur inşallah.   Yakın gelecekte önemini kaybedecek kıstasların bazıları şunlardır; parti isimleri, sağcı, solcu ve milliyetçi olmak. Artık siyaset; hizmet edecekler ve hizmet edecekmiş gibi görünenler arasında geçecek bir şekil almaya başlayacaktır.   İnsanlar oy verirken artık;  siyasetçilerin öz geçmişlerine, yerelde ve ülkede yapmış olduğu faydalı hizmetlerine göre karar verecek ve seçimini yapacaktır. Bu değişime ayak uyduramayan siyasi yapılar ise karşılık bulamayacaktır.    Yalan ve iftira atarak yapılan her işin cezası fazla olmalı ve ertelenmemeli. Siyasette dürüstlük ve şeffaflık artık lüks olarak görülmemeli. İnsanın en doğal halinin dürüstlük olduğu herkese aşılanarak bu şekilde bir yaşam ortamı oluşturulmalıdır. Kimse hakaret içermeyen eleştirileri nedeniyle ceza ve yaptırım görmemeli, uyarı cezası almamalıdır.   Memurlarda işlerini aksatmadıkları sürece istediği siyasi düşünceyi destekleyip, ifade etmekte özgür olmalıdır.   Yalnız burada stk, vakıf ve derneklerin siyasi parti ve kuruluşlarını desteklemek için kullanılmaları doğru ve etik bir durum değildir.   Ticaret ve sanayi odaları ile meslek kuruluşları o alandaki insanların ihtiyaçlarını karşılamak ve ekip ruhunu mesleki anlamda göstermek için kurulmuştur. Bu amaçları dışında bir beklentiye girmek ve zorlamak yasaklanmalı ve cezası olmalıdır.  Hem sanayici hem de siyasetçi sadece ortak ve faydalı proje için birlikte çalışarak güç birliğine gitmelidir. Diğer türlü herkes birbirinin işine karışarak menfaat oluşturma yoluna gitmektedir.   14 Mayıs seçimleri ülkemizdeki ne ilk ne de son seçimdir. Siyasi atmosfer; kimsenin kimseye, kötü ve incitici sözler etmeden, güzel ve tebessüm edici davranışların olduğu bir hizmet yarışı olmalıdır. Senelerdir pandemi ve ekonomik sıkıntılarla zorlaşan hayat şartlarında; umarım siyasetteki gerginliklerle değil hoş anılarla sandığa giden bir seçmenimiz olur.   "Harekette ve değişiklikte bereket vardır" diyerek, ülkemiz için hayırlı olanı diliyorum...