İnsanın kendi zihninde kurduğu sarmal, dış dünyanın en sert duvarlarından daha acımasız olabilir. Bir overthinker, düşüncelerinin karmaşasında sıkışıp kalan, her detayı defalarca tartan ve her ihtimali tekrar tekrar yaşayan biridir. Düşüncenin gücü, bazen insanı özgür kılar, bazen de onu en kalın prangalara vurur. Düşünmenin fazlası, ruhu yoran bir angaryaya dönüşebilir.
Bir overthinker, aslında sürekli ve durmaksızın düşünen, en küçük olasılıkları bile yeniden ve yeniden ele alan kişidir. Onlar için bir olayın sıradan yüzeyi asla yeterli değildir; her durumun altında yatan anlamı, geçmişini ve olası sonuçlarını çözmeye çalışırlar. Ancak bu yoğun zihinsel faaliyet, zamanla bir tür kısır döngüye dönüşür ve kişi, düşüncelerinin içinde kaybolmaya başlar. Her düşünce bir diğerini doğurur; çözüm bekleyen bir düğüm gibi büyür ve insanın ruhuna ağırlık çöker.
Kemal Sayar der ki: "İnsan, kendine acımayı öğrendiği kadar, kendini affetmeyi de öğrenmelidir." Overthinker için kendini affetmek, en zor öğrenilen derslerden biridir. Çünkü her düşünce kırıntısı, yeni bir analiz ve sorgulama getirir. Kendi zihinlerinde yaratılan dünyalar, bazen bir hapishaneye, bazen ise uçsuz bucaksız bir çöle benzer. Bir overthinker için, en basit an bile sonsuz ihtimallere açılan bir kapıdır.
Jean-Paul Sartre'ın şu sözleri, bir overthinker'ın dünyasını anlamak için iyi bir rehberdir: "Cehennem başkaları değil, kendi zihnimizdir." Zihnin içine kapanan bir insan, dış dünyadan çok, kendi içsel karmaşasıyla mücadele eder. İhtimallerin ağırlığı altında ezilen bir düşünür, gerçeği bir türlü sadeleştiremez; her şeyi detaylıca incelemekten, bir türlü anlamı bulamaz.
Düşünmek, insanı anlamaya götürmeli; fakat overthinker için düşünmek, kendini kaybetmenin yollarından biridir. Kemal Sayar’ın o dingin ve şefkat dolu bakışıyla söylemek gerekirse, bazen durmak ve sadece nefes almak gereklidir. Hayat, zihnin karmaşasından çok daha yalın ve saf bir akıştır aslında. Her şeyi çözmeye çalışmaktan çok, bazen akışına bırakmak, düşüncelerin kendi kendine erimesine izin vermek gerekir.
Bir overthinker’ın hikâyesi, sadece aşırı düşünmenin değil, aynı zamanda kendine merhamet etmenin de hikâyesidir. Sayar’ın dediği gibi, "Kendine merhamet etmek, insana dair en insanca şeydir." Zihinle savaşmayı bırakıp, kendimize sarılabilmek belki de en büyük kurtuluş yolumuzdur. Çünkü bazen en büyük zafer, düşüncelerin içinde kaybolmaktan vazgeçip, sadece anı hissetmektir.