Tarım ülkesiyiz.
Tarım ürünlerinde kendi kendisine yeten ülkeler arasındayız.
Tarımsal üretime milyonlarca liralık destek ödemesi yaparız.
Bu ve buna benzer sözlere iyice aşinayız.
Ama çiftçiye sorsan, “Ele değen saman çuvalı” der.
Besiciye sorsan, yem fiyatlarından ‘ah’ eder.
Verilen desteklere bakıldığı zaman çiftçinin de, besicinin de bırakın sızlanmayı ilave projelerden söz etmesi gerekir.
Hayvancılık için destekler sayesinde modern çardaklar oluşturulmuş. Ama işletmecinin en büyük derdi yem olmuş.
Sizce bu işte bir terslik yok mu?
Damızlık düveleri kestiren ve hepimizi ilgilendiren bir sektörden bahsediyoruz.
Besi veya süt inekçiliği yapanların hepsi çare arıyor.
Tarım Bakanı verilen destekleri anlatıyor.
Ya sahaya inilmiyor, ya da yanlış bilgi veriliyor.
Milyonlarca dekarlık arazisi olan ülkemiz de mera sorunu yüzünden küçükbaş hayvancılık can çekişiyor.
En gelişmiş ülkeler korona virüsü karşısında çaresiz kalırken Türkiye’nin başarısını gördük.
Hatta dünya ya da gösterdik.
Demek ki neymiş?
Önce iyi planlama yapılması. Sonra da ehil insanların iş başında olması.
Başarı tesadüf değildir.
Şimdi hayvancılığı çökerten yem sorunu için Konya dan bir öneri var.
Konya Bölgesi Hayvancılık Kooperatifleri Birliği Başkanı Ali Gedikkaya, hayvancılığın temel sorununun mera ve kaba yemde olduğunu belirterek, bakanlığın bu konuda üreticilere destek vermesi çağrısı yaptı.
Gedikkaya, yem fiyatlarının son 2 ayda yüzde 20’ye yakın artış göstermesinin yetiştiricileri zor durumda bıraktığını ifade ederken, fiyat artışının temelinde protein kaynağını sağlayan ham maddelerin birçoğunun yurt dışı bazlı olduğundan artışların önünün kesilemeyeceğine dikkat çekti.
Gedikkaya başkan çözüm önerilerini söyle sıralıyor:
Ziraat ve Veteriner Fakültesi Öğretim üyeleri ile sağlıklı rasyonlara göre modern hayvan besleme yönteminde kaliteli kaba yemlerin ve kaliteli silaj yem bitkilerinin kullanımın alışkanlık haline getirilmesi ve bilinçlendirilmesi çalışmalarının yapılabilmesi.
Bölgemizin su, toprak ve mekanizasyon varlığına göre birim alandan daha fazla ürün ve az su tüketen yem bitki çeşitliliğinin belirlenmesi ve üretiminin teşvik edilmesi.
Meralarımızın ıslah ve amenajman da kuraklığa dayanıklı tohum ve fidelerin belirlenmesi ve çalışmalarda kullanılması canlı rüzgâr perdesi oluşturulması ile toprak ve rüzgâr erozyonun önlenmesi çalışmaların bir bütün olarak yapılabilmesi.
Tarımsal üretimde oluşan bitkisel atıkların sıfır atık projesi kapsamında hayvansal üretimde ucuz yem bitkisi kaynakları olarak değerlendirilmesi.
Atıl tarım arazilerinin Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerine tahsisi ile uygun fiyata ve sürekliliği sağlanan yem bitkilerinin ortaklarına sağlanabilmesi.
Bitkisel üretimde sözleşmeli üretim modeli ile lokal olarak arz-talebin oluşturulması.
Yerli ve milli diyoruz ya.
Eleştirmeyi veya şunu, bunu yaptık demenin yerine biraz çaba gösterelim çağrısı yapıyoruz.
Aslında biz bize yeteriz.