( (
Özkan Altıntaş
Köşe Yazarı
Özkan Altıntaş
 

Aydın Engin Tünel Kazıp Metris Cezaevine Girmek İstiyordu

1980’li yıllarda Hürriyet gazetesi muhabiri olarak İstanbul Sıkıyönetim Mahkemelerini Selimiye Kışlası’nda izliyordum. Bir gün beni Askeri Savcı Hakim Albay Süleyman Takkeci çağırdı. Gittim önünde bir dosya vardı. Aramızda şöyle bir diyalog geçti. Takkeci “Bu Aydın Engin kim?” diye sordu. “Cumhuriyet’te yazıyor. İyi bir gazeteci ve iyi bir yazardır” dedim. Bu defa ben Albaya “Neden soruyorsunuz?” dedim. “Onun için beni çok arayan oldu. O kadar önemli kişi midir?” dedi. “Gazetecinin iyiliği kötülüğü yazı yazma kabiliyetine bağlıdır. Aydın Engin’de kalemi iyi olan. Konuları iyi analiz eden yazılarıyla değerli bir gazetecidir” dedim Takkeci “Çok davası var” diyerek devam etti. “Ne düşünüyorsunuz?” diye sordum. “Ben prensip olarak gazetecilerin tutuklanmasına karşıyım. Yargılamanın tutuksuz yapılması daha doğru. Çok davası var. Ama tutuklanmaması doğru olmuş” demişti. Takkeci bana “Bu arkadaş duruşmaya geldiği zaman bana uğramasını söylersen bakalım nasıl yardımcı olabiliriz?” demişti. SIKIYÖNETİM MUHABİRİ GAZETECİLER Albay Süleyman Takkeci bana gençliğinde İzmir’de Yeni Asır’da bir süre gazetecilik yaptığını söylemişti. Bu nedenle gazetecileri biraz kendine yakın ve eski meslektaş olarak görürdü. Ama yukardan gelen baskılar sonucu bazı gazetecilerin tutuklanmasını engelleyememişti. Buna rağmen Sıkıyönetim’de görev yapan gazetecileri her zaman dinler orta noktayı bulmaya çalışırdı. O dönemde Selimiye’de Sıkıyönetim mahkemelerini Hürriyet adına ben Özkan Altıntaş, izinli günlerimde ise Faik Kaptan olmak üzere TRT’den Sefer Bilirgen, Mahir Ersin, rahmetli Tahir Yücel, Anadolu Ajansı’ndan rahmetli Ertan Gökalp, Doğan Satmış ve sonra rahmetli Nalan Seçkin, Cumhuriyet'ten rahmetli Doğan Katırcıoğlu, Atilla Dağistanlı, Yurdagül Erkoca, rahmetli Necdet Doğan, Aydınlık’tan Şenol Konukçu, Tercüman’dan Zeki Kuban, Mehmet Ünlü, Milli Gazete’den Yusuf Kolsuz, Türk Haberler Ajansı’ndan rahmetli Deniz Teztel ve sonra Sevim Ertemur, Emel Armutçu, Milliyet’ten rahmetli Vasfiye Özkoçak ile foto muhabiri Yalçın Çınar izlerdi. HAKKINDA 300 SENE HAPİS İSTENİYORDU Albay Takkeci ile konuştuktan bir kaç gün sonra Aydın Engin’i Selimiye’nin koridorlarında duruşmasını beklerken gördüm ve yanına gittim. Koridordaki bankta oturduk sohbet etmeye başladık. Aydın Engin “Yahu ne olacak benim halim?” dedi. “Halinde ne var?” diye sordum. “Hakkımda bir çok yazımdan 300 sene hapis cezası isteniyor. Yargılanıyor, ama korkuyorum” dedi. “Neden korkuyorsun?” dedim. “Hakkında 300 sene istenen biri olarak sokakta rahat gezemiyorum. Polisin elinde benimle ilgili kayıtlar var. Bu kadar ceza isteniyor, bu adam sokakta niye geziyor diyebilirler.” CEZAEVİNE GİRMEK İÇİN TÜNEL KAZMAK İSTİYORDU “Fena mı yargılanıyorsun ama özgürsün…” “Ben istemiyorum. Sokakta can güvenliğim yok. Korkarak geziyorum. Polis kaçak deyip ateş edip beni vurabilir. Ben tutuklanmak, cezaevine girmek istiyorum. Orası daha güvenli. Bana yardımcı olur musun? Neredeyse dışardan tünel kazıp Metris cezaevine girmeyi bile düşünüyorum” dedi. Aydın Engin’in söyledikleri kara mizah gibiydi. Hakkında 300 sene istenen biri olarak sokakta can güvenliği olmadığından korkuyordu. “Hakimleri savcıları tanıyorsun. Bana yardımcı olur musun?” dedi. Bende ona Albay Süleyman Takkeci ile olan konuşmamı anlattım ve “Senin için Sıkıyönetim Savcısı’nı çok arayan olmuş. Albay seninle görüşmek istiyor. Belki sana sokakta rahat gezmen için bir kağıt falan verir. Sıkıntın biter” dedim. ALBAY TAKKECİ SERBEST DOLAŞIM YAZISI VERDİ Sonra onunla birlikte Albay Takkeci’nin odasına gittik ve iki tarafı buluşturdum. Odadan ayrılmadan önce Takkeci Albay’a Aydın Engin’in sıkıntısını kısaca özetleyerek serbest dolaşımı için bir yazı vermesini rica ettim. Albay her zamanki gibi bizi dinlerdi. Nitekim önerimi kabul etti. Böyle bir yazı vererek Aydın Engin’in kendini korumaya almasını sağladı. Ancak Aydın Engin davalardan yoruldu ve Almanya'ya kaçtı. Orada taksi şoförlüğü yaparak yaşamını sürdürdü. Daha sonra ise Aydın Engin hakkında 300 sene istenen davalardan birer birer beraat ederek kurtuldu. İşte tünel kazarak herkesin kaçmak istediği Metris Cezaevi'ne gimeyi göze alan gazeteci Aydın Engin hikayesi. Allah rahmet etsin. Yukarda söylediğim gibi iyi gazeteciydi ve yazılarını zevkle okuyordum. Onu anıyor ve arıyoruz.  
Ekleme Tarihi: 03 Nisan 2022 - Pazar
Özkan Altıntaş

Aydın Engin Tünel Kazıp Metris Cezaevine Girmek İstiyordu

1980’li yıllarda Hürriyet gazetesi muhabiri olarak İstanbul Sıkıyönetim Mahkemelerini Selimiye Kışlası’nda izliyordum.
Bir gün beni Askeri Savcı Hakim Albay Süleyman Takkeci çağırdı.


Gittim önünde bir dosya vardı.


Aramızda şöyle bir diyalog geçti.


Takkeci “Bu Aydın Engin kim?” diye sordu.


“Cumhuriyet’te yazıyor. İyi bir gazeteci ve iyi bir yazardır” dedim.


Bu defa ben Albaya “Neden soruyorsunuz?” dedim.


“Onun için beni çok arayan oldu. O kadar önemli kişi midir?” dedi.


“Gazetecinin iyiliği kötülüğü yazı yazma kabiliyetine bağlıdır. Aydın Engin’de kalemi iyi olan. Konuları iyi analiz eden yazılarıyla değerli bir gazetecidir” dedim


Takkeci “Çok davası var” diyerek devam etti.


“Ne düşünüyorsunuz?” diye sordum.


“Ben prensip olarak gazetecilerin tutuklanmasına karşıyım. Yargılamanın tutuksuz yapılması daha doğru. Çok davası var. Ama tutuklanmaması doğru olmuş” demişti.


Takkeci bana “Bu arkadaş duruşmaya geldiği zaman bana uğramasını söylersen bakalım nasıl yardımcı olabiliriz?” demişti.

SIKIYÖNETİM MUHABİRİ GAZETECİLER
Albay Süleyman Takkeci bana gençliğinde İzmir’de Yeni Asır’da bir süre gazetecilik yaptığını söylemişti. Bu nedenle gazetecileri biraz kendine yakın ve eski meslektaş olarak görürdü.


Ama yukardan gelen baskılar sonucu bazı gazetecilerin tutuklanmasını engelleyememişti. Buna rağmen Sıkıyönetim’de görev yapan gazetecileri her zaman dinler orta noktayı bulmaya çalışırdı.


O dönemde Selimiye’de Sıkıyönetim mahkemelerini Hürriyet adına ben Özkan Altıntaş, izinli günlerimde ise Faik Kaptan olmak üzere TRT’den Sefer Bilirgen, Mahir Ersin, rahmetli Tahir Yücel, Anadolu Ajansı’ndan rahmetli Ertan Gökalp, Doğan Satmış ve sonra rahmetli Nalan Seçkin, Cumhuriyet'ten rahmetli Doğan Katırcıoğlu, Atilla Dağistanlı, Yurdagül Erkoca, rahmetli Necdet Doğan, Aydınlık’tan Şenol Konukçu, Tercüman’dan Zeki Kuban, Mehmet Ünlü, Milli Gazete’den Yusuf Kolsuz, Türk Haberler Ajansı’ndan rahmetli Deniz Teztel ve sonra Sevim Ertemur, Emel Armutçu, Milliyet’ten rahmetli Vasfiye Özkoçak ile foto muhabiri Yalçın Çınar izlerdi.

aydin-engin.pngHAKKINDA 300 SENE HAPİS İSTENİYORDU
Albay Takkeci ile konuştuktan bir kaç gün sonra Aydın Engin’i Selimiye’nin koridorlarında duruşmasını beklerken gördüm ve yanına gittim.


Koridordaki bankta oturduk sohbet etmeye başladık.


Aydın Engin “Yahu ne olacak benim halim?” dedi.


“Halinde ne var?” diye sordum.


“Hakkımda bir çok yazımdan 300 sene hapis cezası isteniyor. Yargılanıyor, ama korkuyorum” dedi.


“Neden korkuyorsun?” dedim.


“Hakkında 300 sene istenen biri olarak sokakta rahat gezemiyorum. Polisin elinde benimle ilgili kayıtlar var. Bu kadar ceza isteniyor, bu adam sokakta niye geziyor diyebilirler.”



CEZAEVİNE GİRMEK İÇİN TÜNEL KAZMAK İSTİYORDU
“Fena mı yargılanıyorsun ama özgürsün…”


“Ben istemiyorum. Sokakta can güvenliğim yok. Korkarak geziyorum. Polis kaçak deyip ateş edip beni vurabilir. Ben tutuklanmak, cezaevine girmek istiyorum. Orası daha güvenli. Bana yardımcı olur musun? Neredeyse dışardan tünel kazıp Metris cezaevine girmeyi bile düşünüyorum” dedi.


Aydın Engin’in söyledikleri kara mizah gibiydi.


Hakkında 300 sene istenen biri olarak sokakta can güvenliği olmadığından korkuyordu.


“Hakimleri savcıları tanıyorsun. Bana yardımcı olur musun?” dedi.


Bende ona Albay Süleyman Takkeci ile olan konuşmamı anlattım ve
“Senin için Sıkıyönetim Savcısı’nı çok arayan olmuş. Albay seninle görüşmek istiyor. Belki sana sokakta rahat gezmen için bir kağıt falan verir. Sıkıntın biter” dedim.

ALBAY TAKKECİ SERBEST DOLAŞIM YAZISI VERDİ
Sonra onunla birlikte Albay Takkeci’nin odasına gittik ve iki tarafı buluşturdum. Odadan ayrılmadan önce Takkeci Albay’a Aydın Engin’in sıkıntısını kısaca özetleyerek serbest dolaşımı için bir yazı vermesini rica ettim.
Albay her zamanki gibi bizi dinlerdi. Nitekim önerimi kabul etti. Böyle bir yazı vererek Aydın Engin’in kendini korumaya almasını sağladı.


Ancak Aydın Engin davalardan yoruldu ve Almanya'ya kaçtı. Orada taksi şoförlüğü yaparak yaşamını sürdürdü.
Daha sonra ise Aydın Engin hakkında 300 sene istenen davalardan birer birer beraat ederek kurtuldu.

İşte tünel kazarak herkesin kaçmak istediği Metris Cezaevi'ne gimeyi göze alan gazeteci Aydın Engin hikayesi.
Allah rahmet etsin.


Yukarda söylediğim gibi iyi gazeteciydi ve yazılarını zevkle okuyordum.
Onu anıyor ve arıyoruz.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (