Değerli okuyucularımız,
Mübarek Ramazan ayında sosyal yardımlaşma ve sadaka-i fıtır nedir?
Kur an-ı Kerim in, bazı Sure ve ayetlerinin tefsiri:
1- Bakara Suresi, Ayet 254 "Ey iman edenler! Ne alışverişin ne dostluğun ve ne de iltimasın olduğu gün gelmezden önce, size vediğimiz rızıkları Allah yolunda harcayın. Kafirler, zalimlerin ta kendileridir."
2- Zuhruf Suresi Ayet 5 "(Ey kafirler!) Aşırı giden kimselersiniz diye, sizi Kur an la uyarmaktan vaz mıgeçelim?"
3- Al-i İmran Suresi Ayet 179 "Allah, Mü minleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir; murdarı(munafığı) temizden (Mü minden) ayıracaktır. Ve Allah sizi gayba vakıf kılacak da değildir. Fakat Allah, Peygamberlerinden dilediğini seçip gaybı bildirir. O halde Allah a ve Peygamberlerine iman edin.Eğer iman ederve günahlarınızdan korunursanız, sizin için büyük bir mükafat vardır."
4-Al-i İmsan Suresi, Ayet 180 "Allah ın, kendilerine verdiği nimetlere karşı cimrilik edenler, bunun, kendileri içinhayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır, o kendileri için şerdir. Cimrilik ettikleri şey kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır.Göklerin ve yerin mirası Cenab-ı Allah a aittir. Allah yaptıklarınızdan haberdardır."
5- Al-i İmran Suresi, Ayet 185 "Herkes ölümü tadacaktır. Kıyamet günü, ecirleriniz size eksiksiz ödenecektir. Ateşten uzaklaştırılıp Cennete sokulan kimse artık kurtulmuştur. Zaten dünya hayatı, sadece aldatıcı bir zevkten ibarettir.
Değerli okuyucularımız,
Eğer bir idareci, bile bile rüşvet başta olmak üzere ve her türlü ahlaksızlıklara göz yumuyorsa o zaman, o idareci, haram ve yasak olan her türlü günah ve olumsuzlukların, ortağı olan değil midir?
Onun içindir ki, Türk İslam dünyası olarak, iyiliği kötülüğüne galip olan idarecilere ihtiyacımız vardır. Her türlü ahlaksızlıkların başı, rüşvet, vergi, KDV kaçakçılığı ve RAF bedeli şartı olduğunu unutmamalıyız?
RAF bedeli şartı, insanların işsiz kalmasına sebep oluyor, işsiz kalanlar da, günah işlemesine ve anarşik-ekonomik terör olaylarına bulaşmasına sebep olup, Türk İslam dünyasının huzurunu bozuyor ve ilgili resmi kurumların işlerini zora sokuyor.
Maliye Bakanlığı yetkilileri, Ramazan ayında olan alışveriş hareketliliğinin, başta fırıncılar ve lokantalar olmak üzere, acaba sigara yasağı gibi caydırıcı kanunlarla, kontrol ediyorlar mı?
Bazı okuyucularımız, Vergi, RAF bedeli şartı ve KDV nin, sadaka-i fıtır ile ne ilgisi var diye düşünebilirler. İlgisi var mı yok mu, fırınlarda ve lokantalar da yapılan alışverişin KDV fişi veriliyor mu?
Türkiye de yapılan aşışveriş hareketliliklerine göre, eğer ki vergilendirme olsa, o vergi kaçakçılarının ve RAF bedeli şartını uygulayanların, günah işlemesine de sebep olunmaz.
Eğer ki, yapılan alışveriler vergilendirilirse, Türkiye, dünya da kalkınmış ülkeler arasına da ki yerini alacaktır. Vergi kaçakçılığı demek, kara para demektir. Kara para demek, her türlü anarşik-ekonomik terörün oluşması demektir. Bunun en büyük belgesi, riyakar "İhanet şebekesi" Fetö cuların mal varlıklarıdır.
Ayrıca RAF bedeli şartı ile Türk sanayicisi ve çiftçisinden aldıkları RAF bedelini, muhasebelerinde gelir olarak kaydediliyor mu? Bu ekonomik teröre, Maliye bakanlığı olarak dur demediği zaman, onların işledikleri günah ve yasak olan her türlü faaliyetlerine ortak olmak değil midir? Buyurun cevabını siz verin.
Eğer müsümanım ve iyiliğimiz kötülüğümüze galiptir diyorsak, o zaman, bu günah ve yasak olan işlere sigara yasağı gibi caydırıcı yasaların çıkmasını TBMM tarafından, acilen gerçekleştirilmelidir.
"Lafla Müslümanlık ve Millilik olmaz" bir idareci Müslümanım, Milliyim diyebiliyorsa o zaman, ekonemik terör oluşturan sektörlere dur diyecektir. Bu konuda Eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek diyor ki: "Yolsuzluk yapanların Allah belasını versin." bu Milli seslenişe, "Her türlü rüşvet ve yolsuzluklara, göz yumanların da, Allah belalarını versin" sözüne ilave edilirse, Mehmet Şimşek in, Milli seslenişi tamamlanmış olmaz mı?
Sadaka ile ilgili Hadis-i şerifler:
1- Hadis-i şerif: Oruçlunun boş ve çirkin sözlerden paklanması ve yoksullara rızık olması için sadaka-i fıtır emredildi. Hz. Muhammed (s.a.v.)
2- Hadis-i şerif: Ramazan ayında tutulan oruç, sema ile arz arasında muallak kalır, ancak sadaka-i fıtır ile huzuru ilahiyeye ref olunur. Hz. Muhammed (s.a.v.)
3- Hadis-i şerif: Fitre ile zenginin günahlarını ve malını Mevla temizler. Fakir vermişse daha fazlasını ihsan eder. Hz. Muhammed (s.a.v.)
4- Hadis-i şerif: Her iyilik, bir sadakadır. Hz. Muhammed (s.a.v)
5- Hadis-i şerif: Veren el alan elden üstündür. Hz. Muhammed (s.a.v.)
6- Hadis-i şerif: Mallarınızı zekat ile koruyun, hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz, belalara karşı dualarla hazırlıklı olun. Hz. Muhammed (s.a.v.)
7- Hadis-i şerif: Şayet iyilik yapmaya gücün yetmiyorsa, hiç olmazsa kötülük etme, kötülük etmemek de nefsin için verilmiş bir sadakadır. Hz. Muhammed (s.a.v.)
8- Hadis-i şerif: Güzel bir söz söylemek, sadakadır. Hz. Muhammed (s.a.v.)
9- Hadis-i şerif: İlmi olan kimse ilminden, malı olan kimse de malından sadaka versin. Hz. Muhammed (s.a.v.)
Sadaka-i fıtır, Ramazan ayına mahsus bayram sadakası olarak verilen mali bir ibadettir.
Fitre fakirin bir günlük yiyeceğidir. Sabah ve akşam yemeğine yetecek kadar hesaplanmalıdır.
Pakistan nın hukukçu (Din alimi) üst düzey bürokratlarından Muhammed Tagi Osmani Hoca nın, sadaka-i fıtır sohbeti:
Oruç ibadetinin insan maneviyat ve sağlığı üzerindeki etkilerini, siz değerli okuyucularımızla paylaşmıştık. Bu sohbetimizde de Ramazan ayında sosyal adalet ve sadaka-i fıtır konusunu sizlerle paylaşacağız:
Mufti Muhammed Taqi Osmani diyor ki:
1- Oru; insan kalbindeki şefkat, merhamet ve başkalarına yardım etmek hislerini harekete getiren bir ibadettir."
2- Oruç, yalnız dini bir ibadet değil, aynı zamanda içtimai bir ibadettir."
3- Oruç, nefse hakim olmayı temin eder."
4- "Oruç, ibadeti insanlar arasında kardeşlik ve sevgiyi meydana getirir."
5- İbadet ve düşüncelerin yücelmesine vasıta olur."
6- Oruç, insanı sabır ve tahammüle alıştıran bir ibadettir.
7- "Oruç, ibadeti insana nimetin kadrini bildirir."
8- Oruç, ibadet; itikat ve inançlarımızı kuvvetlendirir ve güzelleştirir."
9- "İbadet tabii bir vazifedir. Çünkü ibadet etmek arzusu insnın yaratılışında mevcuttur."
Tok acın halinden anlamaz şeklindeki atasözüne önem vermiştir. Şöyle ki: Oruç tutan ile perhiz yapmakta olan insanlar arasında çok fark vardır. Çünkü perhiz, kontrollü lif oranı yüksek ve düşük kalorili yiyecekler içindir. Örneğin: Börek ve benzeri yiyeceklere perhiz olan kimse, yerine lif içeren sebze ve meyve tüketerek karnını doyurabilir.
Perhiz yapanlar, açlığı ve gelecekte getireceği felaketleri düşünmez. Sindirim organları dinlenmediği için açlık sancısı çekmez. Halbuki oruç, belirli bir sure içinde hiçbir şey yemeden içmeden durmak, yani açlığın ne olduğunu tam manası ile idrak etmek demektir. Elbette böyle bir insan, çevresinde bulunan ihtiyaç sahibi fakir fukarayı düşünür onlara tasarrufunda olan maddi imkanları ile yardım elini uzatır.
İftar sofrasındaki zenginliğin bir tanesine bile sahip olamayan başka insanları düşündükçe, merhamet ve vicdan duyguları canlanır. Mübarek Ramazan ayında en cimri insanların bile elleriyle cepleri arasındaki mesafe kısalır, her fakirin tenceresi kaynar. Bunun içindir ki, özellikle Türk İslam kültürü ve geleneklerinde Ramazan bereket ayıdır denilmiştir.
Sadakat ve samimiyetle Müslümanım diyebiliyorsak, şeytan kalplerine girerek oruç tutmayanlar ve sağlık mazeretleri münasebetiyle tutamayanlar için, bir takım kefaret cezaları getirmiştir. Bu da boşuna değildir. Tembellik, cimrilik, gençlik, şımarıklık ve benzeri sebeplerden bilerek oruç yiyenlere 60 fakir fukarayı doyurması veya onlara nakit para yardımında bulunması için gösterilen yol da, başlı başına bir yardım kurumudur.
Bir insanın diğerinin kölesi olması, insanlık şeref ve haysiyetini zedeleyici kırıcı bir olaydır. Köleliğin tarih boyunca insanlığı nasıl alçalttığını biliyoruz.
Sosyal yardımlaşma ve Sadaka-i Fıtır:
Sadaka-i fıtır Ramazan nın birinci gününden başlayarak bayram namazından öncesine kadar verilebilen bir sadakadır. Türk İslam geleneklerine göre bayrama yakın verilir ki, fakirler de çevresi gibi bayram ihtiyaçlarını kısmen de olsa karşılayıp, eda etsinler.
Ramazan ayında yaptığımız yardımları fitre ile zekat ibadeti arasında bazı farklılıklar vardır. İkisini de zengin olanların vereceği mali bir ibadettir. Her zekat veren fitre de verecektir. Fıtır sadakasında: mali varlığınızda çoğalma şartı yoktur. Mesela bir müslüman ın oturduğu evden fazla başka bir evi varsa fitre vermesi gerekir. Çünkü o, ihtiyacından fazla olarak servete sahip bulunmaktadır.
Fıtır Sadakasını nasıl vereceğiz?
Önce ihtiyaç sahibi akrabanın fakirlerini gözetmek ve onlara vermek lazımdır. Akrabadan fakir yoksa yakın dost, komşulardan da fakir yoksa, ihtiyaç sahibi olduğunu bildiklerinize verin. Vereceğiniz fıtır sadakası olduğunu söylemek gerekmez. Söylememek Müslümanın izzet ve şerefini korumak yönünden daha uygun olur.
Hz. Muhammed (s.a.v.) bir hadis-i şerifinde; Bu gibi bayram günlerinde şu zavallı muhtaçları dilenmekten müstağni bırakınız. buyurmaktadır. Sadaka-i fıtır ın en önemli tarafı: İnsanların açlık münasebetiyle haram, günah ve yasak olan suçları işlemekten korumaktır.
NOT: Sadaka-i fıtır verirken, çocuklara bayramlık hediyemdir, demek daha mantıklı ve sevaptır. Kesinlikle sadaka-i fıtırdır denilmemelidir.
Hatırlatma:
Mübarek Ramazan da, alışveriş yaptığınız binlerce mağazalar zincirine sahip bazı mağazalar da, domuz eti ürünleri ile helal ürünler aynı dolapta satılıyor, Orucunuz mekruh olmasın diye dikkat ediniz. Bu mağaza zincirleri yetkililerinin, riyakarlılıklarının belgesi değil midir?
Mübarek Ramazan-ı şerif, hürmetine Vatan şehitlerini, Türkiye Cumhuriyeti nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ü ve muhterem okuyucularımızın, hakkın rahmetine kavuşmuş yakınlarını da, Rahmetle, Gazileri Minnetle Anıyor. Hastalara acil şifalar dileriz.
Cenab-ı Allah, yaptığınız her türlü ibadet ve yardımları kabul etsin.
Cenab-ı Allah, mübarek Ramazan ayında, yaptığınız her türlü ibadet, vereceğiniz zekat ve sadaka-i fıtırları kabul etsin,
Kaynakça: Hadis-i şerifler:
Diyanet işleri başkanlığı yayınları 1981 Yayın No: 207.
Muhammed Tagi Osmani 1989 Pakistan.
Mir Hamza Kişioğlu tanrıya giden yollar 1965.