( (
Numan Aladağ
Köşe Yazarı
Numan Aladağ
 

HOCALI KATLİYAMINI UNUTMAMAK İÇİN

DEĞERLİ OKUYUCULAR,   İpekyolu Medya ailesi olarak, 25 Şubat 1992 yılında Hocalı da hayatlarını kaybeden Azeri kardeşlerimizi  Rahmetle anıyor, Cenab-ı Allah, bir daha böyle acıları bizlere göstermesin diyor, Büyük Türk Dünyasına sabır-ı cemil diliyoruz..   25 Şubat 1992 yılı, 20'ci asrın en kanlı katliamlarında birine imza attı. 613 Azeri kardeşimiz (soydaşımız) hayatını kaybetti.    Değerli okuyucularımız,  Ermeni'lerin bu yaptıklarına zalim Fransa'nın, tarihin de onaylamadığı sözde soykırımı bahane edip, Türk milletine, yıllardır iftira atıyor.   Ayrıca Fransa, İslam Dünyasının Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.) Hazretlerine hakaret etmesi ve 2020-2021 eğitim dönemi tarih kitaplarında, “Kürt Devleti kurulmalıdır” diyerek, Türkiye Cumhuriyeti devletini suçlamaktadır.     Fransa’nın bu zulmüne destek veren içimizdeki bizden olup, bize karşı olan anlayışları; Türkiye de 2200'e yakın mağazaya sahip mağaza zincirinin, zalim Fransa'nın bu zulmünü görmemezlikten gelip ve yaptıklarına destek yaklaşımlarını, mağazalarında Fransa sermayesi olan başta su olmak üzere süt ürünlerini satarak, örtülü destek olmalarını, anlayamıyorum.   Zalim Fransa ve bu zulme örtülü destek veren mağaza zinciri, maddi gücüne güvenmesinler. Türk milletinden büyük yalnızca Cenab-ı Allah vardır.    Şüheda kanıyla sulanmış, bağrında hürriyet ve istiklal rüzgarlarının estiği vatan toprakları üzerinde Ay-Yıldızlı bayrağımızın şanla, şerefle dalgalandığını görüp de heyecanlanmayacak bir Türk tasavvur edilebilir mi? Hiç şüphe yok ki bu soruya verebilecek bir tek cevap vardır, hayır…   Ay-Yıldızlı bayrak bizim varlığımızın, istiklal ve hürriyetimizin sembolü, şu topraklar üzerinde insanlık şeref, vefakâr duyguları ve haysiyetiyle yaşama hak ve kudretine sahip olduğumuzun beraatıdır.   Cenab-ı Allah'ın böyle eşsiz ve emsalsiz yüce bir nimetine nail olan Müslüman Türk'ün şükran dolu bir gönülle bu nimet üzerine eğilmesi, Büyük Türk Milleti'nin, en büyük Milli görevlerinden biridir.   Değerli okuyucularımız, bayraklar çok eski tarihlerden beri milletlerin istiklallerini ifade eder, üzerinde milletlerin tarihi geleneklerini sembolik bir şekilde izah ederdi. En eski milletlerin tarihi geleneklerini sembolik bir şekilde izah ederdi. En eski milletlerin ordularında çeşitli resim ve işaretlerle şecaatleri bayraklarında gösterilirdi. Tarihin derinliğine inerek bayrağın gelişmesini tetkik edecek olursak, şu neticeyi elde etmiş oluruz: Tarihte eski İranlıların, Asurların, Sümerlerin, Hititlerin ve diğer eski milletlerin bayrakları olduğu görülmektedir.    Biz Türklerde ise bayrak kullanmak adeti çok eski devirlere dayanır. İslam dinini kabulden önce muhtelif Türk devletlerinde Damga ve Tuğ gibi adlarla bayrak kullanmıştır. İlk Türk İmparatorluğu olan Orta Asya Hun Devletinde, bayrağın üstünde kurt timsali bulunuyordu. İslamiyet’i kabulden sonra Türklerin kurdukları ilk büyük imparatorluk olan Gazneliler de siyah bayrak kullandılar. Bugünkü Türkiye’mizde kurulan ilk Türk devleti olan Anadolu Selçukluları da siyah bayrak kullanmışlardı. Fakat daha sonra Türkün Hilali bütün İslam dünyasının alamet-i farikası olmuştur. Dünyanın her tarafındaki Müslüman mabetlerinin kubbe minarelerin üstünde bulunan sembolik hilal bundan ileri gelmektedir.   Müslüman Türk Milleti'nin öz değerlerine ve tarihine eğilmesi lazım ki, Hocalı katliamını yapan zalim Ermenilere destek veren ülke, ticari kurum mağazalarına ve kişilere ekonomik boykot uygulayarak haddini bildirelim.   Eğer bu 2200 mağaza zinciri, velinimeti olan Türkler'i seviyorsa, onların düşmanlarını sevmiyorsa, bunun iki sebebi vardır. Evet, mağaza zinciri Türk milletinin duygularını doğrulayan iki sebep: Biri maddi, diğeri manevi iki sebep.   Bu mağaza zinciri, veliniymeti olan Türkler'i niçin sevdiğini, Türkler'in düşmanlarını niçin sevmediğini duygu ve düşüncelerini açıkça söylemelidirler.    Tarihten günümüze kadar Türk Milletini, anarşik-ekonomik dahil, hiçbir baskı ve tehdit durduramamıştır ve durduramaz da. Bunun en son örneği; sanayi ötesi toplum ülkelerinin, Fetö denen "İhanet şebekesi"'ne her türlü maddi-manevi desteklerine rağmen 15 Temmuz da, önce Allah onların belalarını verdi, sonra da Büyük Türk Milletinin, ruhunda taşıdığı birlik-beraberliği, dahili ve harici vatan hainlerine haddini bildirmiştir.   Büyük Türk Milleti'nin bölünmez bütünlüğünü, Fetö terör örgütü ahlakı ile anarşik-ekonomik terör oluşturmaya sebep olan raf bedeli şartı ile bozma hayalinde olanlar, Türk tarihinin Zafer'lerle dolu olduğunu bilsinler. Australia-Silver şehri Brokin Hill savaşında, iki isimsiz Kahraman Türk'ün zaferinin bilincinde olmalıdırlar.   İç ve dış riyakar ''İhanet şebekeleri'' iyi bilmelidirler ki, Türk Milletinin ruhunda taşıdığı vatan kavramı ve maddi-manevi birlik-beraberlik duygularıyla, bencil çıkarcılara karşı yenemeyeceği, aşamayacağı hiçbir engel yoktur.     Türk Milliyetçiliği, ekonomik Milliyetçilik ve vatanseverlik İstismar edilemez. Türklerin ruhunda daima Allah korkusu vardır.   Anarşik-ekonomik terör ve her türlü ahlaksızlıkların oluşturulmasına sebep olan raf bedeli şartı, jet hızı ile uygulaması devam etmektedir. Raf bedeli şartı demek; iş başındaki Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin, adli ve güvenlik kurumlarının işlerini zora sokup, başarısız olmasının ilk sırada yer aldığı demektir.   Yerli sermaye (%100 Türk sermayesi) istismar edilemez. Ekonomik Milliyetçilik duygularıyla, özellikle anne-baba ve öğretmenlerin gençlere Milli sermayenin stratejik önemini anlatarak, yerli malına sahip çıkıp ilgi duyarak tercih etmeliyiz.   Ayrıca Suriyelilerin, Türkiye de ki ticari faaliyetleri, anarşik-ekonomik terör faaliyetlerinin meydana gelmesine ve Türk milletinin sosyal güvencesini de tehdit etmektedir. Suriyelileri çalıştıranlar, hem sosyal güvenlik primi ve hem de vergi kaçakçılığının ilk sırada yer almakta olduğunun bilincinde olup, mevcut yanlış olan bu uygulama ile çalıştırmamalıyız. Onların da mağdur olmamaları yönünde rasyonel bir çözüm bulunmalıdır.   Suriyelilerle ilgili Çalışma ve İç işleri Bakanlıkları başta olmak üzere diğer ilgili kurumlar, acilen Suriyelileri çalıştıranlara anarşik-ekonomik terör olaylarının meydana gelmemesi için, önce Türk vatandaşını işe alıp çalıştırmalıyız diye tedbir alınmalıdır.   Türkiye de bulunan Suriyeliler, Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ettiği Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin başarısız olmakla görevlendirildiğini edişe ediyorum.    Suriyelilerin Türkiye de, vergi kaçakçılığı ve kara para hareketlilikleri her türlü anarşik-ekonomik ve  ahlaksızlıkların oluşmasına sebep olduğunun farkında mıyız?     Diyanet işleri Başkanlığına hatırlatma: Diyanet işleri başkanlığı, bu mağaza zincirlerine, 2021 Kurban bayramı için, şimdiden bildirmesi gerekir. Kurban kesen tasarruf sahibi, deriyi ve kelleyi istediği yere verme hakkına sahiptir diye uyarması gerekir.   Bu mağaza zinciri, sözde İslamiyete saygılıymış gibi, vekaletle kurban kesimi yapıyor, kurban kesen tasarruf sahibi, deriyi benin adıma Kahraman Türk Mehmetçik vakfına verin, kelleyi de bana getirin diyor, müşteri temsilcisi, T..a diyor ki: "Kurban derisini Mehmetçik Vakfına bağışlayamayız" ifadesiyle kurban kesen mağaza zinciri, açıkça Kahraman Türk Mehmetçiğine olan saygısını gösteriyor değil mi?    Raf bedeli şartını karşılamak için, Türk sanayicisi eleman işten çıkarıyor, işine son verilen elemanlar da, her türlü ahlaksızlığa yöneliyorlar ve bu da anarşik-ekonomik terörün meydana gelmesine sebep olup iş başındaki Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin işlerini zora sokmak değil midir?   Orgeneral Yaşar Büyükanıt diyor ki: "Sözde değil özde olmalıdır" Türkiye genelinde 2200 mağaza zincirine sahip bu mağaza markası, rahmetli Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın dediği gibi, "Özü ve sözü bir mi?"   Raf bedeli şartı, yerli-Milli sermayenin el değiştirmesi için, planlanan en kolay yoludur.    RAF bedeli şartı ile %100 yerli sermayeyi yok eden mağaza zincirlerine, dur demek için, merhum Muh. Orgeneral Hamza Günalp'ın, ''Düşmanlarınıza karşı zaferi kazanmanın en kolay yolu, onlara ekonomik yaptırım uygulayarak, boykot edip darboğaza sürüklemektir.'' Hamza paşanın, Milli seslenişini esas alarak, domuz eti ürünleri ile helal ürünleri aynı dolapta satan o mağaza zincirlerine, ekonomik yaptırım uygulamalıyız.    TBMM deki, Allah korkusu olan, vatansever tüm Milletvekillerine çağrı:  Stratejik önem taşıyan ve her türlü ahlaksızlıklara sebep olan raf bedeli şartına, sigara ve COVİD-19 yasakları gibi, Türkiye'nin huzuru, sanayileşmesi ve tarımda modernleşmesi için, acilen caydırıcı kanunun çıkarılması gerekir.    Bir ülkede, başta gıda ve içecek sanayi olmak üzere %100 yerli sermayeye ve tarımda modernleşmeye önem, veren ülkenin geleceği teminat altındadır.   Numan Aladağ diyor ki: ''Bir ülkede gerçek demokrasinin mevcudiyetinden bahsedebilmemiz için, ilk önce iktisadi demokrasinin kurulmuş olması gerekir. Siyasi partilerin varlığı, gerçek demokrasinin varlığını tamamlamaz.'' Bunun bir örneği: Perakende faaliyet gösteren binlerce mağaza zincirine sahip mağaza zinciri, RAF bedeli şartıyla açıkça Fransa sermayesine destek vererek, anarşik-ekonomik terör oluşturuyor. Ve bu mağaza zincirinin, yaklaşık 2200 mağaza zinciri ile iktisadi demokrasinin mevcudiyetini hiçe sayıyor.   Raf bedeli demek, kara para ve haksız rekabet demektir.    Ey domuz eti ürünlerini satan ve raf bedeli şartı ile her türlü ahlaksızlıklara sebep olanlar, Hz. Muhammed ve Hadisleri kitabın yazarı, Abdulbaki Gölpınarı'nın Kasım 1964 yılında 3'cü baskının, 92'ci sayfasında 591 ci Hadis-i şerif-i: ''Kötü kişiyi anmaz, kötülüğünü söylemezseniz halk nereden bilecek onu? Kötü kişiyi kötülüğü ile anında halk, ondan çekinsin.'' hadis-i şerifi esas alarak, raf bedeli şartı liderliğini yapan bu mağaza zincirlerinin faaliyetlerinin bilincinde olup, ayrıca Recep Tayyip Erdoğan diyor ki: "Fransa sermayesini, Türk Milleti olarak, boykot etmeliyiz."    Her Türkün, Vatanını ve milletini sevdiğinden asla şüphe edilemez... Nerede İktisadi Demokrasinin olmadığı, nerede ikilik, nerede raf bedeli şartı, nerede bölücülük, nerede rüşvet, nerede riyakarlık orada bozgunculuk, orada felaket...   Cenab-ı Allah, ruhunda vatan sevgisi olanların, vatana hizmet etmesini kendilerine nasip etsin.  Devletin malına, Ay-yıldızlı Bayrağımıza, toprağımıza, vatanımıza göz dikip, bencil ve çıkar amaçlı zarar verenlere fırsat inşallah. AMİN   Cümle Vatan şehitlerini, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü rahmetle, Gazileri minnetle anar. Hasta ve yaralılara acil şifalar dileriz.
Ekleme Tarihi: 01 Mart 2021 - Pazartesi
Numan Aladağ

HOCALI KATLİYAMINI UNUTMAMAK İÇİN

DEĞERLİ OKUYUCULAR,

 

İpekyolu Medya ailesi olarak, 25 Şubat 1992 yılında Hocalı da hayatlarını kaybeden Azeri kardeşlerimizi  Rahmetle anıyor, Cenab-ı Allah, bir daha böyle acıları bizlere göstermesin diyor, Büyük Türk Dünyasına sabır-ı cemil diliyoruz..

 

25 Şubat 1992 yılı, 20'ci asrın en kanlı katliamlarında birine imza attı. 613 Azeri kardeşimiz (soydaşımız) hayatını kaybetti. 

 

Değerli okuyucularımız, 

Ermeni'lerin bu yaptıklarına zalim Fransa'nın, tarihin de onaylamadığı sözde soykırımı bahane edip, Türk milletine, yıllardır iftira atıyor.

 

Ayrıca Fransa, İslam Dünyasının Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.) Hazretlerine hakaret etmesi ve 2020-2021 eğitim dönemi tarih kitaplarında, “Kürt Devleti kurulmalıdır” diyerek, Türkiye Cumhuriyeti devletini suçlamaktadır.  

 

Fransa’nın bu zulmüne destek veren içimizdeki bizden olup, bize karşı olan anlayışları; Türkiye de 2200'e yakın mağazaya sahip mağaza zincirinin, zalim Fransa'nın bu zulmünü görmemezlikten gelip ve yaptıklarına destek yaklaşımlarını, mağazalarında Fransa sermayesi olan başta su olmak üzere süt ürünlerini satarak, örtülü destek olmalarını, anlayamıyorum.

 

Zalim Fransa ve bu zulme örtülü destek veren mağaza zinciri, maddi gücüne güvenmesinler. Türk milletinden büyük yalnızca Cenab-ı Allah vardır. 

 

Şüheda kanıyla sulanmış, bağrında hürriyet ve istiklal rüzgarlarının estiği vatan toprakları üzerinde Ay-Yıldızlı bayrağımızın şanla, şerefle dalgalandığını görüp de heyecanlanmayacak bir Türk tasavvur edilebilir mi? Hiç şüphe yok ki bu soruya verebilecek bir tek cevap vardır, hayır…

 

Ay-Yıldızlı bayrak bizim varlığımızın, istiklal ve hürriyetimizin sembolü, şu topraklar üzerinde insanlık şeref, vefakâr duyguları ve haysiyetiyle yaşama hak ve kudretine sahip olduğumuzun beraatıdır.

 

Cenab-ı Allah'ın böyle eşsiz ve emsalsiz yüce bir nimetine nail olan Müslüman Türk'ün şükran dolu bir gönülle bu nimet üzerine eğilmesi, Büyük Türk Milleti'nin, en büyük Milli görevlerinden biridir.

 

Değerli okuyucularımız, bayraklar çok eski tarihlerden beri milletlerin istiklallerini ifade eder, üzerinde milletlerin tarihi geleneklerini sembolik bir şekilde izah ederdi. En eski milletlerin tarihi geleneklerini sembolik bir şekilde izah ederdi. En eski milletlerin ordularında çeşitli resim ve işaretlerle şecaatleri bayraklarında gösterilirdi. Tarihin derinliğine inerek bayrağın gelişmesini tetkik edecek olursak, şu neticeyi elde etmiş oluruz: Tarihte eski İranlıların, Asurların, Sümerlerin, Hititlerin ve diğer eski milletlerin bayrakları olduğu görülmektedir. 

 

Biz Türklerde ise bayrak kullanmak adeti çok eski devirlere dayanır. İslam dinini kabulden önce muhtelif Türk devletlerinde Damga ve Tuğ gibi adlarla bayrak kullanmıştır. İlk Türk İmparatorluğu olan Orta Asya Hun Devletinde, bayrağın üstünde kurt timsali bulunuyordu. İslamiyet’i kabulden sonra Türklerin kurdukları ilk büyük imparatorluk olan Gazneliler de siyah bayrak kullandılar. Bugünkü Türkiye’mizde kurulan ilk Türk devleti olan Anadolu Selçukluları da siyah bayrak kullanmışlardı. Fakat daha sonra Türkün Hilali bütün İslam dünyasının alamet-i farikası olmuştur. Dünyanın her tarafındaki Müslüman mabetlerinin kubbe minarelerin üstünde bulunan sembolik hilal bundan ileri gelmektedir.

 

Müslüman Türk Milleti'nin öz değerlerine ve tarihine eğilmesi lazım ki, Hocalı katliamını yapan zalim Ermenilere destek veren ülke, ticari kurum mağazalarına ve kişilere ekonomik boykot uygulayarak haddini bildirelim.

 

Eğer bu 2200 mağaza zinciri, velinimeti olan Türkler'i seviyorsa, onların düşmanlarını sevmiyorsa, bunun iki sebebi vardır. Evet, mağaza zinciri Türk milletinin duygularını doğrulayan iki sebep: Biri maddi, diğeri manevi iki sebep.

 

Bu mağaza zinciri, veliniymeti olan Türkler'i niçin sevdiğini, Türkler'in düşmanlarını niçin sevmediğini duygu ve düşüncelerini açıkça söylemelidirler. 

 

Tarihten günümüze kadar Türk Milletini, anarşik-ekonomik dahil, hiçbir baskı ve tehdit durduramamıştır ve durduramaz da. Bunun en son örneği; sanayi ötesi toplum ülkelerinin, Fetö denen "İhanet şebekesi"'ne her türlü maddi-manevi desteklerine rağmen 15 Temmuz da, önce Allah onların belalarını verdi, sonra da Büyük Türk Milletinin, ruhunda taşıdığı birlik-beraberliği, dahili ve harici vatan hainlerine haddini bildirmiştir.

 

Büyük Türk Milleti'nin bölünmez bütünlüğünü, Fetö terör örgütü ahlakı ile anarşik-ekonomik terör oluşturmaya sebep olan raf bedeli şartı ile bozma hayalinde olanlar, Türk tarihinin Zafer'lerle dolu olduğunu bilsinler. Australia-Silver şehri Brokin Hill savaşında, iki isimsiz Kahraman Türk'ün zaferinin bilincinde olmalıdırlar.

 

İç ve dış riyakar ''İhanet şebekeleri'' iyi bilmelidirler ki, Türk Milletinin ruhunda taşıdığı vatan kavramı ve maddi-manevi birlik-beraberlik duygularıyla, bencil çıkarcılara karşı yenemeyeceği, aşamayacağı hiçbir engel yoktur.  

 

Türk Milliyetçiliği, ekonomik Milliyetçilik ve vatanseverlik İstismar edilemez. Türklerin ruhunda daima Allah korkusu vardır.

 

Anarşik-ekonomik terör ve her türlü ahlaksızlıkların oluşturulmasına sebep olan raf bedeli şartı, jet hızı ile uygulaması devam etmektedir. Raf bedeli şartı demek; iş başındaki Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin, adli ve güvenlik kurumlarının işlerini zora sokup, başarısız olmasının ilk sırada yer aldığı demektir.

 

Yerli sermaye (%100 Türk sermayesi) istismar edilemez. Ekonomik Milliyetçilik duygularıyla, özellikle anne-baba ve öğretmenlerin gençlere Milli sermayenin stratejik önemini anlatarak, yerli malına sahip çıkıp ilgi duyarak tercih etmeliyiz.

 

Ayrıca Suriyelilerin, Türkiye de ki ticari faaliyetleri, anarşik-ekonomik terör faaliyetlerinin meydana gelmesine ve Türk milletinin sosyal güvencesini de tehdit etmektedir. Suriyelileri çalıştıranlar, hem sosyal güvenlik primi ve hem de vergi kaçakçılığının ilk sırada yer almakta olduğunun bilincinde olup, mevcut yanlış olan bu uygulama ile çalıştırmamalıyız. Onların da mağdur olmamaları yönünde rasyonel bir çözüm bulunmalıdır.

 

Suriyelilerle ilgili Çalışma ve İç işleri Bakanlıkları başta olmak üzere diğer ilgili kurumlar, acilen Suriyelileri çalıştıranlara anarşik-ekonomik terör olaylarının meydana gelmemesi için, önce Türk vatandaşını işe alıp çalıştırmalıyız diye tedbir alınmalıdır.

 

Türkiye de bulunan Suriyeliler, Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ettiği Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin başarısız olmakla görevlendirildiğini edişe ediyorum. 

 

Suriyelilerin Türkiye de, vergi kaçakçılığı ve kara para hareketlilikleri her türlü anarşik-ekonomik ve  ahlaksızlıkların oluşmasına sebep olduğunun farkında mıyız?  

 

Diyanet işleri Başkanlığına hatırlatma:

Diyanet işleri başkanlığı, bu mağaza zincirlerine, 2021 Kurban bayramı için, şimdiden bildirmesi gerekir. Kurban kesen tasarruf sahibi, deriyi ve kelleyi istediği yere verme hakkına sahiptir diye uyarması gerekir.

 

Bu mağaza zinciri, sözde İslamiyete saygılıymış gibi, vekaletle kurban kesimi yapıyor, kurban kesen tasarruf sahibi, deriyi benin adıma Kahraman Türk Mehmetçik vakfına verin, kelleyi de bana getirin diyor, müşteri temsilcisi, T..a diyor ki: "Kurban derisini Mehmetçik Vakfına bağışlayamayız" ifadesiyle kurban kesen mağaza zinciri, açıkça Kahraman Türk Mehmetçiğine olan saygısını gösteriyor değil mi? 

 

Raf bedeli şartını karşılamak için, Türk sanayicisi eleman işten çıkarıyor, işine son verilen elemanlar da, her türlü ahlaksızlığa yöneliyorlar ve bu da anarşik-ekonomik terörün meydana gelmesine sebep olup iş başındaki Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin işlerini zora sokmak değil midir?

 

Orgeneral Yaşar Büyükanıt diyor ki: "Sözde değil özde olmalıdır" Türkiye genelinde 2200 mağaza zincirine sahip bu mağaza markası, rahmetli Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın dediği gibi, "Özü ve sözü bir mi?"

 

Raf bedeli şartı, yerli-Milli sermayenin el değiştirmesi için, planlanan en kolay yoludur. 

 

RAF bedeli şartı ile %100 yerli sermayeyi yok eden mağaza zincirlerine, dur demek için, merhum Muh. Orgeneral Hamza Günalp'ın, ''Düşmanlarınıza karşı zaferi kazanmanın en kolay yolu, onlara ekonomik yaptırım uygulayarak, boykot edip darboğaza sürüklemektir.'' Hamza paşanın, Milli seslenişini esas alarak, domuz eti ürünleri ile helal ürünleri aynı dolapta satan o mağaza zincirlerine, ekonomik yaptırım uygulamalıyız. 

 

TBMM deki, Allah korkusu olan, vatansever tüm Milletvekillerine çağrı: 

Stratejik önem taşıyan ve her türlü ahlaksızlıklara sebep olan raf bedeli şartına, sigara ve COVİD-19 yasakları gibi, Türkiye'nin huzuru, sanayileşmesi ve tarımda modernleşmesi için, acilen caydırıcı kanunun çıkarılması gerekir. 

 

Bir ülkede, başta gıda ve içecek sanayi olmak üzere %100 yerli sermayeye ve tarımda modernleşmeye önem, veren ülkenin geleceği teminat altındadır.

 

Numan Aladağ diyor ki: ''Bir ülkede gerçek demokrasinin mevcudiyetinden bahsedebilmemiz için, ilk önce iktisadi demokrasinin kurulmuş olması gerekir. Siyasi partilerin varlığı, gerçek demokrasinin varlığını tamamlamaz.'' Bunun bir örneği: Perakende faaliyet gösteren binlerce mağaza zincirine sahip mağaza zinciri, RAF bedeli şartıyla açıkça Fransa sermayesine destek vererek, anarşik-ekonomik terör oluşturuyor. Ve bu mağaza zincirinin, yaklaşık 2200 mağaza zinciri ile iktisadi demokrasinin mevcudiyetini hiçe sayıyor.

 

Raf bedeli demek, kara para ve haksız rekabet demektir. 

 

Ey domuz eti ürünlerini satan ve raf bedeli şartı ile her türlü ahlaksızlıklara sebep olanlar, Hz. Muhammed ve Hadisleri kitabın yazarı, Abdulbaki Gölpınarı'nın Kasım 1964 yılında 3'cü baskının, 92'ci sayfasında 591 ci Hadis-i şerif-i: ''Kötü kişiyi anmaz, kötülüğünü söylemezseniz halk nereden bilecek onu? Kötü kişiyi kötülüğü ile anında halk, ondan çekinsin.'' hadis-i şerifi esas alarak, raf bedeli şartı liderliğini yapan bu mağaza zincirlerinin faaliyetlerinin bilincinde olup, ayrıca Recep Tayyip Erdoğan diyor ki: "Fransa sermayesini, Türk Milleti olarak, boykot etmeliyiz." 

 

Her Türkün, Vatanını ve milletini sevdiğinden asla şüphe edilemez...

Nerede İktisadi Demokrasinin olmadığı, nerede ikilik, nerede raf bedeli şartı, nerede bölücülük, nerede rüşvet, nerede riyakarlık orada bozgunculuk, orada felaket...

 

Cenab-ı Allah, ruhunda vatan sevgisi olanların, vatana hizmet etmesini kendilerine nasip etsin. 

Devletin malına, Ay-yıldızlı Bayrağımıza, toprağımıza, vatanımıza göz dikip, bencil ve çıkar amaçlı zarar verenlere fırsat inşallah. AMİN

 

Cümle Vatan şehitlerini, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü rahmetle, Gazileri minnetle anar. Hasta ve yaralılara acil şifalar dileriz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (