Türk ulusu, her zaman ve her vesile ile toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını korumada emsalsiz görev aşkıyla dolu olan ordusuna ve emniyetine, güvenerek Zaferlere varmıştır.
Türk ordusu ve emniyeti bir kahramanlar yuvasıdır. Kahraman Türk ordusunun milletiyle bütünleşerek 15 Temuz da kazandığı eşsiz bir Zaferdir. Şahadet şerbetini içebilmek, o mertebeye erişebilmek, şereflerin en büyüğüdür. Bu Kahramanlığını, 15 Temmuzda da göstermiştir.
Türk ordusu ve emniyeti, milleti için yalnız bir savaş kudreti değil, aynı zamanda bir okul, şaşmaz ve değişmez bir ilerlilik ocağı, Türklük ruh ve karekterinin en sağlam temsilcisidir. Her yönüyle Türklüğün ta kendisidir.
Kurtuluş savaşında en çok Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu halkı şehit vermiştir. Yurtiçi ve yurtdışındaki ihanet şebekeleri, bu bölgelerin kadirşinas halkının rotasını değiştirmek için, güncel tavizler vererek, atalarının mirasını unutturup hor görmelerini aşılıyorlar. Kimsenin haddine değil, bu tür faaliyetleri oluşturmaya hakları yoktur. Tabiat kanunu veraseti hor görmeyi kabul etmez.
Türk Milleti için şehitlik ve Gazilik vazgeçilmez bir tutkudur. En zor şartlarda; kendilerini tahrik edip saldıranlara karşı, tarihte benzeri görülmemiş destanlar yazan ve 15 Temmuzda da düşmana haddini bildirmiştir.
Müslüman Türk milletinin savaş meydanlarındaki kahramanlığını Başkomutan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK şöyle anlatıyor:
Karşılıklı siperler arasında mesafemiz 8 metre idi. Yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler hiçbiri kurtulmadan kamilen şehit düşüyor, ikinciler onların yerine geçiyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz? Şehit olanı görüyor, üç dakikaya kadar şehit olacağını biliyor, en ufak bir fütur bile getirmiyor, sarsılmak yok. Okuma bilenler ellerinde Kur an-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler Kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki imanı ve ruh kuvvetini gösteren şayan-ı hayret ve şayan-ı tebrik bir misaldir.
Bu millet 15 Temmuzda da, bu fedakar atalarının aynı firasetini gösterdi, küresel eşkiyalara boyun eğmedi. Milli menfaatlerinin noktasında kendi iradesini kulanarak 15 Temmuz da bir destan yazdı.
15 Temmuz 2016 Cuma günkü tarihimizde bir dönüm noktası olmuş, var veya yok olma mücadelesinde, önce Cenab-ı Allah İhanet şebekeleri nin, (FETÖ cuların) belasını verdi, sonra da Büyük Türk Milletinin birlik-beraberlik ruhu, var olduğunu dünyaya bir kez daha ispatlamıştır.
Aziz Türk Milleti!
Cennet Vatanımızın bütünlüğünü bozmak isteyen; yurt içindeki İmanı zayıf, Vatan sevgisinden mahrum ve Allah korkusu olmayanlar ile harici-dahili, çıkarcı vatan hainlerine yakın tarihimizden İman, Cesaret ve kahramanlık abidesi iki soydaşımızın Avusturalya’da gerçekleştirdiği büyük kahramanlığı hatırlatmak isterim:
“1914 Yılında Avusturaliya nın Silver şehrinde, iki isimsiz Kahraman Türk; Vali nin karşısına çıkıp efendim halifemiz size karşı savaş ilan etmiş, izin verin gidelim Vatanımızda sizinle savaşalım; burada sizin ekmeğinizi yiyoruz. Vali; “Adabınızla oturun yerinizde, işinize bakın, bizi tehdit mi ediyorsunuz?” der. Bu cevaba karşı isimsiz kahramanlar, ”eh bizden günah gitti.” diyerek ayrılmışlar. Her şeylerini satıp cephanelik edinmişler, Türkiye’ye gemi ile sevk edilmek üzere Anzak ları limana taşıyan trenin geçeceği bir vadiye barikat kurduktan sonra, elde yapma Osmanlı bayrağını dikip, namazlarını kılmışlar, helalleştikten sonra trenin gelip barikatta durmasını beklemişler, tren barikatta durur durmaz hemen ateş etmeye başlamışlar. Bilanço : 200 kişiye yakın ölü, 500’e yakın da yaralı olmuş ve iki isimsiz Kahraman da şehit olmuş.
Avusturalya ordusu O bölgede Osmanlı ordusunu aramaya başlamış ve bakmışlar ki bu işi iki kişi yapmış.
Vali, şehitleri hayretle selamlayıp ayrılmış daha sonra şehitler oldukları yerde defnedilmişler.
Avusturalya devleti 1995 yılında iki isimsiz Kahraman ın anıt mezarını yaptırdı.
Dahili-harici, çıkarcı Riyakarlara hodri meydan! Australia-Silver şehri-Brokin Hil savaşı, bir hikaye ve yorum değil. Tarih hiç bir zaman yalan söylemez. İtirazı olan varsa buyursun…
Bu kutsal toprakları vatanlaştırıp, bizlere miras bırakanlar atalarımızdır. Elbette ki, bu toprakları birlik-beraberlik ruhu ile koruyacağız.
Ruhlarında Allah korkusu ve Vatan sevgisi olmayan ve çıkarcı riyakarlar, seçilmiş ve atanmışlar iyi bilmelidirler ki, Büyük Türk milletinin bütünlüğünü bencillik düşünceleri ile çıkar karşılığı verdikleri o haince tavizler, hiç bir zaman kalıcı değildir. Tarih her zaman onları lanet ve nefretle gelecek nesillerin bilgisine sunacaktır.
NOT: 15 Temmuz günü, imkanı olanlar şehitliklere akın edip, cümle Vatan şehitlerinin ve atalarının ruhlarına Kur an-ı Kerim okumasını bilenler Kur an, bilmeyenler ise bilgileri dahilinde Sureler okuyup Dua etmelidirler.
Bu dugu ve düşüncelerle Cennet Vatanımızı bizlere kanları ve canları pahasına miras bırakan cümle Vatan şehitlerimizi ve Cumhuriyetimizin kurucusu, Kahraman ordularımızın başkomutanı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK Ü ve mesai arkadaşlarını rahmetle Gazileri minnetle anar. Hasta ve yaralılara acil şifalar dileriz.