( (
                        Bekir KARAKUŞ
Köşe Yazarı
Bekir KARAKUŞ
 

Konya Cezalı Şehir mi?

Devletin “Baba” sıfatı ile halkın güveni, ceza odaklı uygulamalarla nasıl sınanıyor? Türk halkı, devleti hep “Baba” olarak bilir; babalar gibi koruyan, uyarırken sevecen, asla evladını haksız yere cezalandırmayan bir yapı… Ancak son dönemde Konya caddelerinde yaşananlar, bu güven algısını zedeleyebilir nitelikte. Özellikle trafik ışıklarının hemen gerisine yerleştirilen ışık ihlali kameraları, “sarıdan kırmızıya geçerken duramayan” sürücülere anında ceza yağdırıyor. Peki, amaç gerçekten trafik güvenliğini artırmak mı; yoksa hazineye gelir kazandırmak için göz kırpmak mı?   1. “Baba” Devlet ve Güven İkilemi Güvenin temeli: Toplumun devletten beklentisi, önce can güvenliğini gözeten düzenlemelerdir. Baba, evladını uyandırır, öğretir, gereksiz yere cezalandırmaz. Mevcut uygulama: Konya’da kameralar, ışıkların hemen arkasına konduğu için “geriye çekiş mesafesi” kalmıyor; sürücü, sarı ışığı görür görmez duramıyor, ceza kapı komşu. 2. Hazine Mi, Emniyet Mi? Gelir kaygısı: Son aylarda yerel ve merkezi bütçelere ek gelir sağlamak adına trafik cezalarında artış gözleniyor. Bu durum, “ceza” algısını pekiştiriyor. Asıl hedef: Oysa asıl hedef, kaza riskini sıfıra yakınlamak olmalı. Para toplamaksa yöntem seçilmiş, trafik güvenliği maalesef ikincil planda kalmış görünüyor. 3. Alternatif Çözümler 1. Mantar Bariyer Sistemi: Kırmızı ışıkta geçişi fiziksel olarak engelleyen, ancak sürücüyü yaralamayan düşey mantarlar. Avantaj: İhlali fiilen imkânsız kılar, kaza riski tamamen ortadan kalkar. Güven: Vatandaş kendini “oyunalanmış” hissetmez, devlete güven sarsılmaz.   2. Akıllı Uyarı Sistemleri: Işık süresinin dijital panoda geri sayım gösterimi Kavşak yaklaşımında sesli ve görsel uyarılar   3. Eğitim ve Bilinçlendirme: Yerel medya ve sosyal platformlarda “sarı ışık ne demek?” kampanyaları Okullarda trafik bilinci dersleri, simülasyon araçları 4. “Konya Cezalı Şehir” Damgasını Kaldıralım Adalet duygusu: İnsanlar “kesin çözüm” ararken, hazine odaklı ceza tuzağı yerine, can güvenliğine odaklanan fiziksel ve teknolojik düzenlemelere itibar etmeli. Devletin rolü: Baba misali önce koru, sonra ikaz et, en son caydırıcı ceza uygula. Sonuç olarak; Konya’da trafik cezalarının artan hızı, vatandaşta “Bizi cezalandırıyorlar” hissi yaratıyor. Oysa devlet, böylesi kritik bir konuda önce güven tesis etmeli; mantar bariyerler, akıllı uyarılar ve kapsamlı eğitim programlarıyla sürücüyü koruyup bilinçlendirdikten sonra, ihlal hâlinde adil ve ölçülü cezayı devreye almalı. Böylece ne “Cezalı Şehir” damgası kalır ne de “Baba” devletin güvenilirliği zedelenir. Kalın sağlıcakla...
Ekleme Tarihi: 23 April 2025 - Wednesday
                        Bekir KARAKUŞ

Konya Cezalı Şehir mi?

Devletin “Baba” sıfatı ile halkın güveni, ceza odaklı uygulamalarla nasıl sınanıyor?

Türk halkı, devleti hep “Baba” olarak bilir; babalar gibi koruyan, uyarırken sevecen, asla evladını haksız yere cezalandırmayan bir yapı… Ancak son dönemde Konya caddelerinde yaşananlar, bu güven algısını zedeleyebilir nitelikte. Özellikle trafik ışıklarının hemen gerisine yerleştirilen ışık ihlali kameraları, “sarıdan kırmızıya geçerken duramayan” sürücülere anında ceza yağdırıyor. Peki, amaç gerçekten trafik güvenliğini artırmak mı; yoksa hazineye gelir kazandırmak için göz kırpmak mı?

 

1. “Baba” Devlet ve Güven İkilemi

Güvenin temeli: Toplumun devletten beklentisi, önce can güvenliğini gözeten düzenlemelerdir. Baba, evladını uyandırır, öğretir, gereksiz yere cezalandırmaz.

Mevcut uygulama: Konya’da kameralar, ışıkların hemen arkasına konduğu için “geriye çekiş mesafesi” kalmıyor; sürücü, sarı ışığı görür görmez duramıyor, ceza kapı komşu.


2. Hazine Mi, Emniyet Mi?

Gelir kaygısı: Son aylarda yerel ve merkezi bütçelere ek gelir sağlamak adına trafik cezalarında artış gözleniyor. Bu durum, “ceza” algısını pekiştiriyor.

Asıl hedef: Oysa asıl hedef, kaza riskini sıfıra yakınlamak olmalı. Para toplamaksa yöntem seçilmiş, trafik güvenliği maalesef ikincil planda kalmış görünüyor.


3. Alternatif Çözümler

1. Mantar Bariyer Sistemi: Kırmızı ışıkta geçişi fiziksel olarak engelleyen, ancak sürücüyü yaralamayan düşey mantarlar.

Avantaj: İhlali fiilen imkânsız kılar, kaza riski tamamen ortadan kalkar.

Güven: Vatandaş kendini “oyunalanmış” hissetmez, devlete güven sarsılmaz.

 

2. Akıllı Uyarı Sistemleri:

Işık süresinin dijital panoda geri sayım gösterimi

Kavşak yaklaşımında sesli ve görsel uyarılar

 

3. Eğitim ve Bilinçlendirme:

Yerel medya ve sosyal platformlarda “sarı ışık ne demek?” kampanyaları

Okullarda trafik bilinci dersleri, simülasyon araçları


4. “Konya Cezalı Şehir” Damgasını Kaldıralım

Adalet duygusu: İnsanlar “kesin çözüm” ararken, hazine odaklı ceza tuzağı yerine, can güvenliğine odaklanan fiziksel ve teknolojik düzenlemelere itibar etmeli.

Devletin rolü: Baba misali önce koru, sonra ikaz et, en son caydırıcı ceza uygula.

Sonuç olarak; Konya’da trafik cezalarının artan hızı, vatandaşta “Bizi cezalandırıyorlar” hissi yaratıyor. Oysa devlet, böylesi kritik bir konuda önce güven tesis etmeli; mantar bariyerler, akıllı uyarılar ve kapsamlı eğitim programlarıyla sürücüyü koruyup bilinçlendirdikten sonra, ihlal hâlinde adil ve ölçülü cezayı devreye almalı. Böylece ne “Cezalı Şehir” damgası kalır ne de “Baba” devletin güvenilirliği zedelenir.

Kalın sağlıcakla...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (