( (
Ahmet Ünver
Köşe Yazarı
Ahmet Ünver
 

Muharrem Ayı ve Aşure!

Hicret; sözlükte terk etmek, ayrılmak, ilgisini kesmek, anlamına gelir! Hicretin başladığı tarih, Muharrem Ayının ilk günüdür! Hicret;  yanlış ve zulümden, iyiliğe, doğruluğa, Adalet ve hakikate göç etmek demektir! Kavram olarak,  Dini sebeplerle bir yerden diğer bir yere göç etme ve özellikle Hz. Peygamberin Mekke’den Medine’ye göç etmesi anlatılmaktadır! Hicret, sadece peygamberimizin hayatında vuku bulan bir olay değildir! Kuran-ı Kerim, önceki peygamberlerin ve onlara inananların da, hicret etmeye zorlandıklarını bildirir! Kuran-ı Kerimde,  Hz. İbrahim;  Doğrusu ben Rabbimin emrettiği yere hicret ediyorum,  ifadesiyle hicret ettiği, bildirilmektedir! Hz. Lut,  Hz. Şuayb, Hz. Musa ve daha birçok peygamberin de hicret ettiği, bildirilmektedir! Muharrem; sözlükte, haram kılınan, yasaklanan,  kutsal olan, saygı duyulan, anlamlarında, savaşmanın haram kabul edildiği dört haram aydan biridir! Hac mevsimini savaşsız geçirmek için uygulanan bir barış geleneğidir. Haram aylar; Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep aylarıdır! İlk üç ay ardışık,  Recep ise daha sonradan gelmektedir!   Hz. Peygamber Risalet’ten önce ve Medine’ye hicretinden sonra bu günde bir kaç defa oruç tutmuş, Müslümanlara da tutmalarını emretmiş ve Ramazan orucunun farz kılınması ile birlikte bu orucu isteğe bırakmıştır. Muharrem ayının onuncu günü  “ aşure ” olarak adlandır ve kabul edilir!  Aşure gününün hikmeti, Cenabı-ı Hak on peygamberine, on değişik ikram ve ihsanda bulunduğu için iman ehli zaviyesinden bugün çok önemlidir! Hz. Musa’ya (a.s.) aşure gününde bir mucize ihsan etmiş denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür!  Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cudi Dağı’nın üzerine aşure gününde demirlemiştir.  Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından aşure günü kurtulmuştur. Hz. Âdem’in (a.s.) tövbesi aşure günü kabul edilmiştir.  Hz. Yusuf (as) kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan aşure günü çıkarılmıştır.  Hz. İsa (as) o gün dünyaya gelmiş ve o gün Sema’ya yükseltilmiştir. Hz. Davut (a.s) tövbesi o gün kabul edilmiştir. Hz. İbrahim’in (a.s.) oğlu Hz. İsmail (as) doğmuştur. Hz. Yakup (a.s.) oğlu Hz. Yusuf’un (as) hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.  Hz. Eyyüp (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur. Nuh Aleyhi selamın gemisi karaya çıktığı gün, gemideki uzun yolculuktan sonra geride kalan çeşitli tahılları bir araya getirip pişirdiği ve günümüzde de halen şükür manasındaki yemek veya tatlıya verilen isim aşuredir! Aşure; bir araya gelmez ve olmaz denilen tahıllar, öyle bir karışır ve kaynaşır ki çok enfes bir tatlı oluşur!  İman ettiğini iddia eden fakat ayrılık ve düşmanlık için bahaneler arayan İslam dünyası ne zaman aşure gibi olacaktır? Ne zaman, bir buçuk milyar İslam âlemi, aşure gibi olabilecektir? Ne zaman, birbirleri ile hem hal olacak, karışacak ve kaynaşabilecektir? Ne zaman, bireysel çıkar ve egolarından sıyrılabilecektir? Ne zaman, ırk ve mezhep ayrılıklarından vazgeçebilecektir? Mademki, hayat ve dünya, zıddı ile kaimdir! Bir şey zıddı olmadan var olamaz ve değeri de anlaşılamaz! Gece ve gündüz gibi! İyilik ve kötülük gibi! İnsan denen varlık, hem de iman ettiğini de iddia eden bir Müslüman, kendisi gibi olmayan ve düşünmeyeni neden yok etmeye çalışır? Yüce Yaratıcı, insan ve dünya hayatı için zıtların birlikteliği ve gücünden kaynaklı bir nizam ve düzen kurmuştur! İnsan denen aciz ve zavallı varlık bu nizamı neden bozmaya çalışır?
Ekleme Tarihi: 30 Temmuz 2022 - Cumartesi
Ahmet Ünver

Muharrem Ayı ve Aşure!

Hicret; sözlükte terk etmek, ayrılmak, ilgisini kesmek, anlamına gelir! Hicretin başladığı tarih, Muharrem Ayının ilk günüdür! Hicret;  yanlış ve zulümden, iyiliğe, doğruluğa, Adalet ve hakikate göç etmek demektir!

Kavram olarak,  Dini sebeplerle bir yerden diğer bir yere göç etme ve özellikle Hz. Peygamberin Mekke’den Medine’ye göç etmesi anlatılmaktadır!

Hicret, sadece peygamberimizin hayatında vuku bulan bir olay değildir! Kuran-ı Kerim, önceki peygamberlerin ve onlara inananların da, hicret etmeye zorlandıklarını bildirir!

Kuran-ı Kerimde,  Hz. İbrahim;  Doğrusu ben Rabbimin emrettiği yere hicret ediyorum,  ifadesiyle hicret ettiği, bildirilmektedir!

Hz. Lut,  Hz. Şuayb, Hz. Musa ve daha birçok peygamberin de hicret ettiği, bildirilmektedir!

Muharrem; sözlükte, haram kılınan, yasaklanan,  kutsal olan, saygı duyulan, anlamlarında, savaşmanın haram kabul edildiği dört haram aydan biridir! Hac mevsimini savaşsız geçirmek için uygulanan bir barış geleneğidir.

Haram aylar; Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep aylarıdır! İlk üç ay ardışık,  Recep ise daha sonradan gelmektedir!  

Hz. Peygamber Risalet’ten önce ve Medine’ye hicretinden sonra bu günde bir kaç defa oruç tutmuş, Müslümanlara da tutmalarını emretmiş ve Ramazan orucunun farz kılınması ile birlikte bu orucu isteğe bırakmıştır. Muharrem ayının onuncu günü  “ aşure ” olarak adlandır ve kabul edilir! 

Aşure gününün hikmeti, Cenabı-ı Hak on peygamberine, on değişik ikram ve ihsanda bulunduğu için iman ehli zaviyesinden bugün çok önemlidir!

  • Hz. Musa’ya (a.s.) aşure gününde bir mucize ihsan etmiş denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür! 
  • Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cudi Dağı’nın üzerine aşure gününde demirlemiştir. 
  • Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından aşure günü kurtulmuştur.
  • Hz. Âdem’in (a.s.) tövbesi aşure günü kabul edilmiştir. 
  • Hz. Yusuf (as) kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan aşure günü çıkarılmıştır. 
  • Hz. İsa (as) o gün dünyaya gelmiş ve o gün Sema’ya yükseltilmiştir.
  • Hz. Davut (a.s) tövbesi o gün kabul edilmiştir.
  • Hz. İbrahim’in (a.s.) oğlu Hz. İsmail (as) doğmuştur.
  • Hz. Yakup (a.s.) oğlu Hz. Yusuf’un (as) hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır. 
  • Hz. Eyyüp (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.

Nuh Aleyhi selamın gemisi karaya çıktığı gün, gemideki uzun yolculuktan sonra geride kalan çeşitli tahılları bir araya getirip pişirdiği ve günümüzde de halen şükür manasındaki yemek veya tatlıya verilen isim aşuredir!

Aşure; bir araya gelmez ve olmaz denilen tahıllar, öyle bir karışır ve kaynaşır ki çok enfes bir tatlı oluşur!  İman ettiğini iddia eden fakat ayrılık ve düşmanlık için bahaneler arayan İslam dünyası ne zaman aşure gibi olacaktır?

Ne zaman, bir buçuk milyar İslam âlemi, aşure gibi olabilecektir?

Ne zaman, birbirleri ile hem hal olacak, karışacak ve kaynaşabilecektir?

Ne zaman, bireysel çıkar ve egolarından sıyrılabilecektir?

Ne zaman, ırk ve mezhep ayrılıklarından vazgeçebilecektir?

Mademki, hayat ve dünya, zıddı ile kaimdir! Bir şey zıddı olmadan var olamaz ve değeri de anlaşılamaz!

Gece ve gündüz gibi! İyilik ve kötülük gibi! İnsan denen varlık, hem de iman ettiğini de iddia eden bir Müslüman, kendisi gibi olmayan ve düşünmeyeni neden yok etmeye çalışır?

Yüce Yaratıcı, insan ve dünya hayatı için zıtların birlikteliği ve gücünden kaynaklı bir nizam ve düzen kurmuştur! İnsan denen aciz ve zavallı varlık bu nizamı neden bozmaya çalışır?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (