( (
Ahmet Ünver
Köşe Yazarı
Ahmet Ünver
 

Bir Üniversiteye, Nasıl bir Kişi REKTÖR Olarak Atanmamalı?

Üniversiteler; ülkenin ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştiren, kaynak ve kadrosuyla bilim ve teknoloji üreten, araştırmaları teşvik eden, toplumsal gelişmelere öncülük yapan ve bilimsel yöntemlerle her meseleye çözüm arayan kurumlardır! Üniversiteler; bilgi üreten ve bilgiyi kullanabilecek insan yetiştiren kurum demektir! Üretilen bilginin topluma yayılmasını sağlamaktır! Üniversiteler; devlet ve millet adına, araştırma ve geliştirme, bilim, uygulama ve kalkınma demektir! Üniversite yönetimleri; toplum ve şehrin tüm dinamikleri ile ilişkili ve bağlantılı olmak zorundadır! Üniversite yönetimleri; Toplum ve toplumun tüm katmanlarına, FİL Dişi kulelerden, her şeyi ancak biz biliyoruz edasında bilgiçlik taslamak suretiyle bir yere varamaz! Aksi halde, bilim üretmeyen, araştırma – geliştirme faaliyetlerine önem vermeyen bir üniversite yönetimi ile bir DÖRT yılı daha, hem üniversite, hem şehir ve hem de ülke adına KAYIP ve HEBA olacaktır! Üniversiteler; araştırma, geliştirme ve bilimsel çalışmalar yapması gereken kurumlardır! Üniversiteler, ülkesine ve bulunduğu ilinin ekonomik kalkınmasına katkı sağlamalıdır! At sahibine göre kişner, der eskiler! Rektör ne ise üniversite yönetimi, akademisyenler ve tüm idari kadro da aynen öyle olacaktır! Rektör; dinamik, aktif, inovatif, pro-aktif, atılgan, girişimci, modern yönetim tekniklerine hakim, iletişim ve iletişim krizlerini de yönetebilen, kendisi ve çevresi ile barışık ise üniversite yönetimi de kurumsal olarak aynı özellikleri taşıyıp başarılı olacaktır! Rektör, üniversitenin lideridir! Rektör yardımcıları, danışmanları ve öğretim üyelerinden bir yönetim oluşturur! Dekan ve yüksek okul müdürlerini atar ve senatoyu oluşturur! Rektör yardımcıları ve senato oluşumu ile üniversite yönetimi oluşturulur! Rektör başarılı ise üniversite yönetimi ve dolayısı ile üniversite de başarılı sayılacaktır! Ya da üniversitede tüm akademik ve idari kadro, kurumsal aidiyet çerçevesinde çalışır ve başarılı olur ise doğal olarak, REKTÖR ve ÜNİVERSİTE de BAŞARILI sayılacaktır! Özel sektörde karşılığı olan öğrenciler yetiştirebilmek için başarılı, sektörü ve sahayı bilen akademisyenler istihdam etmeli! Ve bu akademisyenler, siyasi ya da başka nedenler ile küstürülmeden teşvik edilmeli! Devletin Millete hizmet yeri olan kurum ve makamlar; oyun, oynaş ve fantezi üretme yeri değildir! Bir gün mutlaka hesabını sorarlar, hem burada, hem de diğer tarafta! Bir Üniversiteye; Öncelikle ve özellikle, ülkenin geleceğinin emanet edileceği gençler, şehri ve ülkesi adına; bir kaygısı, dertleri ve projeleri olmayan bir kişi, REKTÖR olarak atanmamalı! Bir Üniversiteye; Açık, şeffaf iletişim ve hesap verebilir katılımcı yönetim anlayışı sergilemeyen, kurum çalışmalarında, durumsal yönetim anlayışını önceleyen, kurumsal yönetim ve aidiyet içselleştiremeyen bir kişi, REKTÖR olarak atanmamalı! Bir Üniversiteye; Yönetimde ikircikli tavır ve tutum içerisinde bulunan, kurumda kimseye güvenmeyen ve yönetim olarak da; herkesi, kötü ve potansiyel suçlu görecek bir kişi, REKTÖR olarak atanmamalı! Bir Üniversiteye; Bulunduğu şehre ve şehrin tüm dinamiklerine sahip çıkamayacak; üniversite, sanayi ve toplum ile arasında köprüler kuramayan, bir kişi, REKTÖR olarak atanmamalı! Bir Üniversiteye; İnandıkları tüm değerler ve bu değerlerin temsilcisi konumundaki toplum önderlerine küfredenler ile YOL YÜRÜMEYİ ve YOL ARKADAŞLIĞI yapmayı tercih eden bir kişi, Rektör olarak atanmamalı! Bir Üniversiteye; Kurumu tanımadığından kaynaklı, KARGA zihniyetli tipler ile YOL yürümeyi ve hatta bu tipleri de kendisine DANIŞMAN olarak tercih edecek bir kişi, Rektör olarak atanmamalı! Bir Üniversiteye; Şehrin tüm dinamiklerine rağmen, Yerel siyaset ve bir Sermaye grubunun talep ve istekleri çerçevesinde, atama kararlarına imza atacak, yatırım proje ve programları hazırlayacak, bir kişi, Rektör olarak atanmamalı! Bir Üniversiteye; Şehrin tüm dinamiklerine rağmen, Yerel Siyaset ve bir Sermaye Grubunun Emir Komuta zincirinde çalışacak; HASTANE – AVM vb. diğer YATIRIM ve PROJELERE onay verecek, bir kişi, REKTÖR olarak atanmamalı! Bir Üniversiteye; Fakültedeki odası kadar ufku – vizyonu – hedefi ve çapı olan bir kişi, REKTÖR olarak atanmamalı! Bir Üniversiteye; Bu günlere gelmesinde maddi ve manevi desteği olan kişi ya da Yerel dinamikler ve Bir Sermaye Grubuna; DİYET borcu olan bir kişi, REKTÖR olarak atanmamalı! Bir Üniversiteye; kin, nefret ve intikam ateşi ile yanıp tutuşan asalak tiplerin sufle ve etkisinde; alacağı tüm kararlar ve yapacağı tüm atamalarda; bir AGORA MEYHANESİ, bir ARENA MEYDANI ve bir KÖY KAHVESİ çalıştırır tipte; bir kişi, REKTÖR olarak atanmamalı! Bir Üniversiteye; Makam ve MARKAYA GÜÇ Katabilecek değil, Makam ve MARKADAN GÜÇ alan ve ÖZGÜVENİ de olmayan, çok kullanışlı ve emir komuta zincirinde çalışabilecek, SİLİK ve EZİK bir kişi, REKTÖR olarak atanmamalı! Her SEÇİM, her SEÇİŞ ve her TERCİH bir VAZGEÇİŞTİR! Neleri seçtiğiniz ve Nelerden Vazgeçtiğiniz çok önemlidir! Sonuç olarak; YOL Kazası ya da BAŞARISIZLIK olduğu durumlarda, yapılan seçiş, tercih ve seçimlere bakmak gerekir! VAZGEÇMEK ÖZGÜRLÜK der, eskiler! Peki, Nelerden VAZ GEÇEBİLİYORSUNUZ?  
Ekleme Tarihi: 25 Ağustos 2024 - Pazar
Ahmet Ünver

Bir Üniversiteye, Nasıl bir Kişi REKTÖR Olarak Atanmamalı?

Üniversiteler; ülkenin ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştiren, kaynak ve kadrosuyla bilim ve teknoloji üreten, araştırmaları teşvik eden, toplumsal gelişmelere öncülük yapan ve bilimsel yöntemlerle her meseleye çözüm arayan kurumlardır!

Üniversiteler; bilgi üreten ve bilgiyi kullanabilecek insan yetiştiren kurum demektir! Üretilen bilginin topluma yayılmasını sağlamaktır!

Üniversiteler; devlet ve millet adına, araştırma ve geliştirme, bilim, uygulama ve kalkınma demektir!

Üniversite yönetimleri; toplum ve şehrin tüm dinamikleri ile ilişkili ve bağlantılı olmak zorundadır!

Üniversite yönetimleri; Toplum ve toplumun tüm katmanlarına, FİL Dişi kulelerden, her şeyi ancak biz biliyoruz edasında bilgiçlik taslamak suretiyle bir yere varamaz!

  • Aksi halde, bilim üretmeyen, araştırma – geliştirme faaliyetlerine önem vermeyen bir üniversite yönetimi ile bir DÖRT yılı daha, hem üniversite, hem şehir ve hem de ülke adına KAYIP ve HEBA olacaktır!

Üniversiteler; araştırma, geliştirme ve bilimsel çalışmalar yapması gereken kurumlardır!

Üniversiteler, ülkesine ve bulunduğu ilinin ekonomik kalkınmasına katkı sağlamalıdır!

  • At sahibine göre kişner, der eskiler! Rektör ne ise üniversite yönetimi, akademisyenler ve tüm idari kadro da aynen öyle olacaktır!

Rektör; dinamik, aktif, inovatif, pro-aktif, atılgan, girişimci, modern yönetim tekniklerine hakim, iletişim ve iletişim krizlerini de yönetebilen, kendisi ve çevresi ile barışık ise üniversite yönetimi de kurumsal olarak aynı özellikleri taşıyıp başarılı olacaktır!

Rektör, üniversitenin lideridir! Rektör yardımcıları, danışmanları ve öğretim üyelerinden bir yönetim oluşturur! Dekan ve yüksek okul müdürlerini atar ve senatoyu oluşturur! Rektör yardımcıları ve senato oluşumu ile üniversite yönetimi oluşturulur!

  • Rektör başarılı ise üniversite yönetimi ve dolayısı ile üniversite de başarılı sayılacaktır!
  • Ya da üniversitede tüm akademik ve idari kadro, kurumsal aidiyet çerçevesinde çalışır ve başarılı olur ise doğal olarak, REKTÖR ve ÜNİVERSİTE de BAŞARILI sayılacaktır!

Özel sektörde karşılığı olan öğrenciler yetiştirebilmek için başarılı, sektörü ve sahayı bilen akademisyenler istihdam etmeli! Ve bu akademisyenler, siyasi ya da başka nedenler ile küstürülmeden teşvik edilmeli!

Devletin Millete hizmet yeri olan kurum ve makamlar; oyun, oynaş ve fantezi üretme yeri değildir! Bir gün mutlaka hesabını sorarlar, hem burada, hem de diğer tarafta!

Bir Üniversiteye; Öncelikle ve özellikle, ülkenin geleceğinin emanet edileceği gençler, şehri ve ülkesi adına; bir kaygısı, dertleri ve projeleri olmayan bir kişi, REKTÖR olarak atanmamalı!

Bir Üniversiteye; Açık, şeffaf iletişim ve hesap verebilir katılımcı yönetim anlayışı sergilemeyen, kurum çalışmalarında, durumsal yönetim anlayışını önceleyen, kurumsal yönetim ve aidiyet içselleştiremeyen bir kişi, REKTÖR olarak atanmamalı!

Bir Üniversiteye; Yönetimde ikircikli tavır ve tutum içerisinde bulunan, kurumda kimseye güvenmeyen ve yönetim olarak da; herkesi, kötü ve potansiyel suçlu görecek bir kişi, REKTÖR olarak atanmamalı!

Bir Üniversiteye; Bulunduğu şehre ve şehrin tüm dinamiklerine sahip çıkamayacak; üniversite, sanayi ve toplum ile arasında köprüler kuramayan, bir kişi, REKTÖR olarak atanmamalı!

Bir Üniversiteye; İnandıkları tüm değerler ve bu değerlerin temsilcisi konumundaki toplum önderlerine küfredenler ile YOL YÜRÜMEYİ ve YOL ARKADAŞLIĞI yapmayı tercih eden bir kişi, Rektör olarak atanmamalı!

Bir Üniversiteye; Kurumu tanımadığından kaynaklı, KARGA zihniyetli tipler ile YOL yürümeyi ve hatta bu tipleri de kendisine DANIŞMAN olarak tercih edecek bir kişi, Rektör olarak atanmamalı!

Bir Üniversiteye; Şehrin tüm dinamiklerine rağmen, Yerel siyaset ve bir Sermaye grubunun talep ve istekleri çerçevesinde, atama kararlarına imza atacak, yatırım proje ve programları hazırlayacak, bir kişi, Rektör olarak atanmamalı!

Bir Üniversiteye; Şehrin tüm dinamiklerine rağmen, Yerel Siyaset ve bir Sermaye Grubunun Emir Komuta zincirinde çalışacak; HASTANE – AVM vb. diğer YATIRIM ve PROJELERE onay verecek, bir kişi, REKTÖR olarak atanmamalı!

Bir Üniversiteye; Fakültedeki odası kadar ufku – vizyonu – hedefi ve çapı olan bir kişi, REKTÖR olarak atanmamalı!

Bir Üniversiteye; Bu günlere gelmesinde maddi ve manevi desteği olan kişi ya da Yerel dinamikler ve Bir Sermaye Grubuna; DİYET borcu olan bir kişi, REKTÖR olarak atanmamalı!

Bir Üniversiteye; kin, nefret ve intikam ateşi ile yanıp tutuşan asalak tiplerin sufle ve etkisinde; alacağı tüm kararlar ve yapacağı tüm atamalarda; bir AGORA MEYHANESİ, bir ARENA MEYDANI ve bir KÖY KAHVESİ çalıştırır tipte; bir kişi, REKTÖR olarak atanmamalı!

Bir Üniversiteye; Makam ve MARKAYA GÜÇ Katabilecek değil, Makam ve MARKADAN GÜÇ alan ve ÖZGÜVENİ de olmayan, çok kullanışlı ve emir komuta zincirinde çalışabilecek, SİLİK ve EZİK bir kişi, REKTÖR olarak atanmamalı!

Her SEÇİM, her SEÇİŞ ve her TERCİH bir VAZGEÇİŞTİR! Neleri seçtiğiniz ve Nelerden Vazgeçtiğiniz çok önemlidir!

Sonuç olarak; YOL Kazası ya da BAŞARISIZLIK olduğu durumlarda, yapılan seçiş, tercih ve seçimlere bakmak gerekir!

VAZGEÇMEK ÖZGÜRLÜK der, eskiler! Peki, Nelerden VAZ GEÇEBİLİYORSUNUZ?

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (