Konya’nın markası Çelikkayalar Alış Veriş Merkezlerinin Genel Müdürü Ali Kaya bir müjde verdi.
Dedi ki; “ Çelikkayalar aile şirketinin kuruluşunun 28. Yıldönümünü kutluyoruz. Konya’nın markasıyız diye yola çıktık. Ancak, Konyalılar da bize sahip çıkarak marka olmamızı onayladı. Biz de Konya da kazandığımızı Konya ya yatırım olarak dönüştüreceğiz diyerek söz verdik. 9 Kasım 1991’de Mesut, Kerim ve Ali Kaya kardeşlerin semt pazarlarında başlayan öyküleri bugün 28. yılına ulaştı. İlk marketi Aziziye Caddesinde kurmuştuk. Sıfırdan başlayıp, giderek büyüdüğümüz perakende sektöründe zaman içerisinde edindiğimiz tecrübeleri gerek alan gerekse de teknolojik yeniliklerle bütünleştirerek kendimizi geliştirdik. Türkiye’de yerel marketlerin parmakla sayıldığı 2005 yılında Eski Garaj civarında ‘organize perakende şubemizi faaliyete geçirerek çok önemli bir aşama kat ettik. Sektörde ‘biz de varız’ diyerek bu işe baş koyduk ve yatırım yaptık. Geçen yıla kadar 16 Şube ile hizmet veriyorduk. 2 Şube daha açtık 18 olduk. 30 çalışanımız 600 oldu. Şimdi 800’ e ulaştı. Bu şehrin evlatları olarak Konya’ya duyduğumuz sevgiyi sloganımıza yansıttık ve ‘Bu Şehrin Markasıyız’ sloganıyla halkımıza en iyi ve kaliteli hizmeti vermenin çabasında olduk. Konyalılara teşekkürümüzü 9-18 Kasım tarihleri arasında en az 500 çeşit üründe önemli bir fiyat indirimi uygulayarak göstermek istedik. İnşallah bu ürün çeşidini daha da artıracağız.”
Ali Kaya, Çelikkayalar’ın bir aile şirketi olduğunu, kardeşleri Mesut ve Kerim ile birlikte pazarlarda sebze ve meyve satarak bugünlere geldiklerini övünerek dile getirir. Hatta bazı sohbetlerinde pazarlarda yaşadıkları bir çok olayı, bazen hikaye gibi anlatarak yanında bulunanlara sıcak bir ortam oluşturur.
“Biz bu işin alaylısıyız” diyerek nereden geldiklerini unutmadıkları mesajını da verir.
Yazının başlığında Çelik Kaya Kardeşliği dedik.
Konya dahil ülkemizin bir çok ilinde ve ilçesindeki firmalara bir göz atalım. Ya da bir araştırma yapalım.
Çoğunluğu ‘Baba’ ile başlar. Kardeşler ile devam ederken parçalanır.
Kurumsal bir yapıya kavuşması hiç mümkün olmaz.
Çünkü şirketin hissedarlarının hepsi patron havasında.
Hatta zaman, zaman eşleri ve çocukları da bu havaya dahil olurlar.
Sonrası malum.
Yıllar önce ağırlıklı olarak ekonomiyle ilgili haberlerin yer aldığı bir gazetenin Konya ya gelen araştırmacı muhabiriyle sohbet ederken, bana Konya da aldığı izlenimini şöyle aktarmıştı.
“ Tırnaklarla kazınarak küçük işletmelerden öz sermaye destekli büyük fabrikalar oluşmuş. Ama kardeşlerin eşleri ve hatta eşinin akrabaları da dahil kısır düşünceleri yüzünden koca koca fabrikalar sorun yaşıyor”.
Bu tespiti o zamanlar bazı sanayici ve iş adamları ile paylaşmış, doğruluğunu merak etmiştim.
Aldığım cevaplar, arkadaşın tespitini doğruluyordu.
Bir işletme kolay kolay kurulmaz.
Öyle 800 kişiye ekmek vermek her babayiğidin harcı değil.
O zamanki anlatılanlar aklıma geldiği için insanın nereden geldiğini bilmesi ve üstüne basa basa ‘aile şirketi’ demesi çok da kolay bir söz değil.
Bugün ülke olarak üretimin ve istihdamın ne kadar çok önemli olduğunu fark ettiğimiz bir durumdayız.
Hele hele evin mutfağına girmesi gereken ürünlerin fiyatlarının çok uygun olmasının daha önemli olduğunu itiraf ediyoruz.
Eleştiri oklarının piyasanın üzerinde olduğu bu günlerde Ali Kaya’nın müjdesi her halde bir teşekkürü hak ediyordur.
Darısı diğer firmaların başına.