( (

Yiğit; “Tam Kapanma Sürecinin Faturası Eğitim Çalışanlarına Çıkartılmamalıdır”

Eğitim 28.04.2021 - 10:37, Güncelleme: 21.03.2023 - 03:23
 

Yiğit; “Tam Kapanma Sürecinin Faturası Eğitim Çalışanlarına Çıkartılmamalıdır”

Tam kapanma uygulanması kararını değerlendiren Eğitim –İş Konya Şube Başkanı Özgür Ulaş Yiğit, tam kapanma sürecinin faturasının eğitim çalışanlarına çıkartılmaması gerektiğini söyledi.
   Eğitim çalışanlarının, "tam kapama" esnasında çeşitli bahanelerle ücretlerinin kesilmesi endişesi taşıdığını belirten Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Özgür Ulaş Yiğit, “Korona salgını ülkemizde baş gösterdiğinden beri bilimin değil kendi siyasi rantının gerektirdiği şekilde hamleler yapan iktidar, tam kapanma adı altında ülkeyi maddi ve manevi başka bir acılı sürece sokmak üzeredir. Gelişmiş tüm ülkelerin aksine, yurttaşa hiçbir maddi destek açıklamadan "kapanma" ilan edilmesiyle, milyonlarca emekçi 17 gün boyunca ne yiyecek, nasıl yaşayacak sorusunu duymazdan gelmiştir.  Tarafsız bilim insanlarının çok daha önce talep ettiği bu kapanma kararının korona her gün ortalama 350 insanımızın canını alacak kadar büyümemişken ilan edilmemesi ve hatta salgının büyümesine lebaleb kongrelerle, şova çevrilen cenazelerde zemin hazırlanması toplum vicdanına ağır darbe vurmuştur. Adına "tam kapanma" dense de birçok sektöre muafiyet tanınması da bu kapanma kararının da sadece adının "tam" olduğunu ve başlamakta olan turizm sezonu öncesi potansiyel yabancı turistler için bir makyaj niyetliği taşıdığını düşündürmektedir” dedi.   Eğitim emekçileri mali kaygı taşıyor      Özgür Ulaş Yiğit eğitim emekçileri mali kaygı taşıdığını da ifade ederek, “Tüm yurttaşların nasıl geçineceğini kara kara düşündüğü bugünlerde, eğitim emekçileri de yakın geçmişte edindiği acı tecrübeler nedeniyle birçok mali kaygı taşımaktadır. OECD ülkeleri arasında zaten eğitim çalışanının alım gücü açısından en düşük ücreti aldığı ülkeler arasında sıralanan Türkiye'de eğitim çalışanları, "tam kapama" esnasında çeşitli bahanelerle ücretlerinin kesilmesi endişesi taşımaktadır. Her fırsatta eğitim çalışanının zaten delik olan cebine el daldıran hükümetin bu endişeyi silmek için yapması gerekenler açıktır: Hukukun, toplu sözleşmelerin ve hakkaniyetin de gereği olarak, tüm eğitimcilerin (özel ve tüm kamuda çalışan, yönetici, kadrolu, sözleşmeli, usta öğretici, diğer eğitim çalışanları) yüz yüze eğitim sürecinde üzerlerinde bulunan ders ve ek ders saatleri korunmalıdır. Sınıf öğretmenlerinin derslerine branş öğretmenlerinin girdiği saatlere ilişkin, Atölye ve laboratuvar öğretmenlerinin koordinatörlüğe ilişkin, Bölüm, atölye ve laboratuvar şeflerinin bu görevlerine ilişkin, Eğitim Kurumu yöneticilerinin yöneticiliğine ilişkin, Öğrencilerin herhangi bir nedenle (teknik ya da imkanların da kaynaklı gerekçelerle) canlı derse katılmamaları durumuna dair, Yüz yüze yapılamayacak olan DYK kurslarına ilişkin, Hayat boyu öğrenme kapsamındaki kurumlarda görev yapan öğretmen ve usta öğreticilerin yaşayacakları kayıplara ilişkin, ve benzeri durumlarla ilgili ortaya çıkabilecek sorunlar için gerekli tüm düzenlemeler yapılmalı, eğitim çalışanı ve yöneticilerin ücretlerinde kesintiye gidilmesinin önüne geçilmelidir. Derhal hazırlığına başlanması gereken bu düzenlemeler,  "tam kapanma" süreci başlamadan kamuoyuna ilan edilmelidir. Aşı sırasında arkaya itilen, gönüllü icra edilmesi gereken pandemi görevlerine keyfi olarak koşulan, her fırsatta hakları biraz daha kırpılan eğitim emekçilerine tam kapanma süreci yeni mağduriyete neden olmamalıdır. Bu süreçte ayrım yapılmaksızın bütün eğitim emekçilerinin aşılanmaları tamamlanmalıdır. Eğitim-İş olarak konunun takipçisi olacağımızın, bu süreçte eğitim emekçisine dair yaşatılacak en ufak bir hak gaspı için tüm hukuki yollara başvuracağımızın bilinmesini istiyoruz” diye konuştu.    
Tam kapanma uygulanması kararını değerlendiren Eğitim –İş Konya Şube Başkanı Özgür Ulaş Yiğit, tam kapanma sürecinin faturasının eğitim çalışanlarına çıkartılmaması gerektiğini söyledi.

   Eğitim çalışanlarının, "tam kapama" esnasında çeşitli bahanelerle ücretlerinin kesilmesi endişesi taşıdığını belirten Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Özgür Ulaş Yiğit, “Korona salgını ülkemizde baş gösterdiğinden beri bilimin değil kendi siyasi rantının gerektirdiği şekilde hamleler yapan iktidar, tam kapanma adı altında ülkeyi maddi ve manevi başka bir acılı sürece sokmak üzeredir. Gelişmiş tüm ülkelerin aksine, yurttaşa hiçbir maddi destek açıklamadan "kapanma" ilan edilmesiyle, milyonlarca emekçi 17 gün boyunca ne yiyecek, nasıl yaşayacak sorusunu duymazdan gelmiştir.  Tarafsız bilim insanlarının çok daha önce talep ettiği bu kapanma kararının korona her gün ortalama 350 insanımızın canını alacak kadar büyümemişken ilan edilmemesi ve hatta salgının büyümesine lebaleb kongrelerle, şova çevrilen cenazelerde zemin hazırlanması toplum vicdanına ağır darbe vurmuştur. Adına "tam kapanma" dense de birçok sektöre muafiyet tanınması da bu kapanma kararının da sadece adının "tam" olduğunu ve başlamakta olan turizm sezonu öncesi potansiyel yabancı turistler için bir makyaj niyetliği taşıdığını düşündürmektedir” dedi.

 

Eğitim emekçileri mali kaygı taşıyor

 

   Özgür Ulaş Yiğit eğitim emekçileri mali kaygı taşıdığını da ifade ederek, “Tüm yurttaşların nasıl geçineceğini kara kara düşündüğü bugünlerde, eğitim emekçileri de yakın geçmişte edindiği acı tecrübeler nedeniyle birçok mali kaygı taşımaktadır. OECD ülkeleri arasında zaten eğitim çalışanının alım gücü açısından en düşük ücreti aldığı ülkeler arasında sıralanan Türkiye'de eğitim çalışanları, "tam kapama" esnasında çeşitli bahanelerle ücretlerinin kesilmesi endişesi taşımaktadır. Her fırsatta eğitim çalışanının zaten delik olan cebine el daldıran hükümetin bu endişeyi silmek için yapması gerekenler açıktır: Hukukun, toplu sözleşmelerin ve hakkaniyetin de gereği olarak, tüm eğitimcilerin (özel ve tüm kamuda çalışan, yönetici, kadrolu, sözleşmeli, usta öğretici, diğer eğitim çalışanları) yüz yüze eğitim sürecinde üzerlerinde bulunan ders ve ek ders saatleri korunmalıdır. Sınıf öğretmenlerinin derslerine branş öğretmenlerinin girdiği saatlere ilişkin, Atölye ve laboratuvar öğretmenlerinin koordinatörlüğe ilişkin, Bölüm, atölye ve laboratuvar şeflerinin bu görevlerine ilişkin, Eğitim Kurumu yöneticilerinin yöneticiliğine ilişkin, Öğrencilerin herhangi bir nedenle (teknik ya da imkanların da kaynaklı gerekçelerle) canlı derse katılmamaları durumuna dair, Yüz yüze yapılamayacak olan DYK kurslarına ilişkin, Hayat boyu öğrenme kapsamındaki kurumlarda görev yapan öğretmen ve usta öğreticilerin yaşayacakları kayıplara ilişkin, ve benzeri durumlarla ilgili ortaya çıkabilecek sorunlar için gerekli tüm düzenlemeler yapılmalı, eğitim çalışanı ve yöneticilerin ücretlerinde kesintiye gidilmesinin önüne geçilmelidir. Derhal hazırlığına başlanması gereken bu düzenlemeler,  "tam kapanma" süreci başlamadan kamuoyuna ilan edilmelidir. Aşı sırasında arkaya itilen, gönüllü icra edilmesi gereken pandemi görevlerine keyfi olarak koşulan, her fırsatta hakları biraz daha kırpılan eğitim emekçilerine tam kapanma süreci yeni mağduriyete neden olmamalıdır. Bu süreçte ayrım yapılmaksızın bütün eğitim emekçilerinin aşılanmaları tamamlanmalıdır. Eğitim-İş olarak konunun takipçisi olacağımızın, bu süreçte eğitim emekçisine dair yaşatılacak en ufak bir hak gaspı için tüm hukuki yollara başvuracağımızın bilinmesini istiyoruz” diye konuştu.

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (