( (

TEMA Vakfı'nın Kurucusu Hayrettin Karaca Unutulmayacak

Yaşam (Medyaradikal) - medyaradikal.com | 22.01.2020 - 15:30, Güncelleme: 21.03.2023 - 03:23
 

TEMA Vakfı'nın Kurucusu Hayrettin Karaca Unutulmayacak

Tüketim çağına savaş açmış, fedakar bilge bir çınar: Hayrettin Karaca unutulmayacak...
Delik deşik olmuş kırmızı süveteri delik deşik olmuş, ayakkabısı da yamalı... Sökük paltosunu, pantolonunu, yakalarını ters-yüz ettiği gömleklerini yıllardır kullanıyor, 10 yıldır hiçbir şey almamış...  Karaca markasının ve TEMA Vakfı'nın kurucusu Hayrettin Karaca "param var ama tüketmeye hakkım yok" diyerek 'al tüket ve yok et' diyen tüketim toplumuna adeta savaş açmış gururlu bir topraktı... Bugün hayatını kaybeden Karaca, Türkiye'de ismi unutulmayacaklar arasında yerini aldı.  Türkiye'de doğanın ve çevrenin korunması, farkındalığın oluşması ve çevresel kalitenin artması için büyük emekler veren 'toprak dede' ismiyle anılan Hayrettin Karaca'nın vefatı büyük üzüntü yaşatırken, arkasında bıraktığı 'gururlu' yaşam hafızalardan silinmeyecek türden oldu.  Özellikle tüketim alışkanlıklarımız üzerine sergilediği eylemsel tutum, geleceğe ve gençliğe büyük örnek oluştaracak Toprak Dede, bir röportajında konuya dair bakış açısını şöyle ifade ediyor, Toprak Dede'nin sözleri büyük anlam taşıyor:  İşte Hülya Ünlü’nün Hayrettin Karaca röportajından alıntılar….. "10 yıldır hiçbir şey almamış üzerine. Karaca markasının ve TEMA Vakfı`nın kurucusu Hayrettin Karaca “Param var ama tüketmeye hakkım yok” diyerek “Al, tüket ve yok et” diyen tüketim toplumuna açtığı savaşla gurur duyuyor. “Akmerkez`in önünden geçmeye utanıyorum, nedir bu ışıklar, bu rezalet. Yılbaşı demek al, tüket, yok et, yaşamı mahvet demek. O yüzden bu yırtık kazağı gururla taşıyorum üzerimde. Global ekonomi, insanları kullanıyor. Ama bakın beni kullanamıyor, çünkü izin vermiyorum. Çok da mutluyum. Bunu elimden hiçbir güç alamaz. İnanç her şeyi halleder.” “Dünya ikiye bölünmüş artık. Gözü açlar ve karnı açlar. İşte o gözü açları doyurmayacağız. Bunların farkına küçükken vardım. Dilim, kültürüm gidiyor. Bağımsız bir Türkiye değiliz artık. En büyük acımız geri getiremediğimiz o kültürümüzdür.” (Hayrettin Karaca) “Açlıktan ölen her çocuğun katilleri vardır. İhtiyacından çok tüketerek sınıf atlamaya çalışanlarda suç. Bugünkü tüketim iki katına çıktığı gün, belki dünyada yaşam olmayacak. En büyük tehlike gıdada. Bir Amerikalı çocuk doğduğunda 30 çocuğa eşdeğerde dünya nimetlerini alıp götürüyor.” “Birleşmiş Milletler 2004 Kalkınma Raporu`na göre; Afrika`da 323 milyon insan günde 1 dolardan az bir gelirle geçimini sağlıyor. Temiz su kaynağından mahrum 273 milyon kişi bulunmakta. İlkokul çağında okula gidemeyen 44 milyon çocuk var. Yetersiz beslenmeden kaynaklanan ölüm riski altında yaşayan Afrikalıların sayısı 185 milyon. Her yıl beş yaşının altında ortalama beş milyon çocuk ölüyor. Zengin ülkeler yıllık gelirlerinden yüzde 0.7`sini kurtarma amaçlı projelere yönlendirseler bu sorunların hepsi ortadan kalkabilir.” “Ne zamandır alışveriş yapmadığımı hatırlamıyorum, kendime sadece kitap alıyorum. Nedir benim ihtiyacım; doymam, sağlığım, barınmam, kuşanmam; bunun dışında hiçbir şey tüketmeye hakkım yok. Gömleklerim var yakası çevrilmiştir, ayakkabılarıma bakarsanız altı yamalıdır. Dokuz senedir bu pantolonu giyerim, paltom yırtıktır. Param var ama tüketmeye hakkım yok. Bunu herkes yapabilir. `Bir` çok güçlüdür. Atatürk bir kişiydi. Her şey bir ile başlar. Bir yoksa iki olmaz. Ben de yakınlarıma örnek olmaya çalışıyorum.” Eşi İlmiye Muazzez Karaca ile… TEMA Vakfı Yayınları'ndan çıkan 'Dünyanın Durumu 2004' raporlarını yorumlayan Karaca şu tespitleri aktarıyor: Dünyada makyaj malzemesi için yapılan harcama 18 milyar dolar. Dünyadaki tüm kadınların üreme sağlığı ve bakımı için gerekli para 12 milyar dolar. Avrupa ve ABD`de evde beslenen hayvanların mamasına harcanan para 17 milyar dolar. Dünyada açlığın ve yetersiz beslenmenin sona erdirilmesi için gerekli para 19 milyar dolar. Parfüme harcanan para 15 milyar dolar. Evrensel okur yazarlığın sağlanması için gereken yıllık ek yatırım 5 milyar dolar. Deniz seyahatlerine harcanan para 14 milyar dolar. Dünyada herkese temiz içme suyu sağlaması için gerekli miktar 10 milyar dolar. Avrupa'da dondurmaya harcanan para 11 milyar dolar. Her çocuğun aşılanması için gerekli miktar 1.3 milyar dolar. Satışa hazır 1 ton altın elde etmek için 300 bin ton atık üretilir. Başka bir deyişle altın bir alyans için ortaya çıkan atık miktarı 3 tondur. Bu atıkların çoğu siyanür ve kimyasal maddeler içerir." "PARAM VAR AMA HAKKIM YOK!" Yine O'nun yol arkadaşı 'Yaprak Dede' olarak bilinen TEMA Vakfı Onursal Başkanı Nihat Gökyiğit,  bir röportajında henüz hayatta iken 'Toprak Dede'yi şöyle anlatıyor:  Neden hep aynı kazağı giyiyor?  Birkaç tane var. Artık hepsi delik deşik. Sürekli aynı şeyleri giyer. Gömleklerinin manşetlerini, yakalarını değiştirir. Ayakkabılarına pençe yaptırır. Çünkü şunu söylüyor: “Param var ama hakkım yok. Fazladan aldığınız her bir tüketim malzemesinin doğaya bedeli var” diyor. Hayrettin Karaca hep söylediği gibi yaşadı. İhtiyacı olmayan hiçbir şeyi almıyor. Bir kişinin yaptığı çok önemli. Milyarlarca insanla çarpılınca doğada inanılmaz bir etki yaratıyor. TEMA’yı tüm dünya tanıyor Nihat Karaca, ömrünü adadığı Yalova’daki Karaca Arboretumu’nda yaşıyor. 1980’de kurdu bu ağaç müzesini. Eskiden ailesinin elma bahçesiydi. Anadolu’nun dört bir yanından, dünyanın çeşitli yerlerinden yüzlerce bitki getirdi arboretuma. Bugün 135 bin metrekarelik alanda tam 5 bin çeşit bitki var. Adet olaraksa 12 binden fazla... Hayrettin Karaca, bu bitkileri toplamak için Türkiye’de 450 bin kilometre yol kat etti. Bazı yerlere farklı mevsimlerde defalarca gitti. Erozyon belasını da o zaman fark etti. Toprağın üst tabakası kayboluyordu. Vehbi Koç’un teklifi sonrasında da Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’nı 1992’de resmen kurdular. TEMA’yı kurduklarında artık 70 yaşındaydı. Ama mücadele daha yeni başlıyordu... Hayrettin Karaca’nın bir yaşam felsefesi vardı. Bunu da üç kelimeyle tarif ediyordu: Bilgi, ilgi ve tepki... Şimdi de sık sık eksik etmiyor bu sözleri ağzından: “Bilgili olacaksın. Çok oku, çok yaz ama bildiklerini insan ayrımı yapmaksızın paylaş. Elbette bilgili olduğumuz kadar ilgili de olmamız gerekli. En önemlisi tepki. Üzerinize vazife olmayan işlere karışın...”
Tüketim çağına savaş açmış, fedakar bilge bir çınar: Hayrettin Karaca unutulmayacak...

Delik deşik olmuş kırmızı süveteri delik deşik olmuş, ayakkabısı da yamalı... Sökük paltosunu, pantolonunu, yakalarını ters-yüz ettiği gömleklerini yıllardır kullanıyor, 10 yıldır hiçbir şey almamış...  Karaca markasının ve TEMA Vakfı'nın kurucusu Hayrettin Karaca "param var ama tüketmeye hakkım yok" diyerek 'al tüket ve yok et' diyen tüketim toplumuna adeta savaş açmış gururlu bir topraktı... Bugün hayatını kaybeden Karaca, Türkiye'de ismi unutulmayacaklar arasında yerini aldı. 

Türkiye'de doğanın ve çevrenin korunması, farkındalığın oluşması ve çevresel kalitenin artması için büyük emekler veren 'toprak dede' ismiyle anılan Hayrettin Karaca'nın vefatı büyük üzüntü yaşatırken, arkasında bıraktığı 'gururlu' yaşam hafızalardan silinmeyecek türden oldu. 

Özellikle tüketim alışkanlıklarımız üzerine sergilediği eylemsel tutum, geleceğe ve gençliğe büyük örnek oluştaracak Toprak Dede, bir röportajında konuya dair bakış açısını şöyle ifade ediyor, Toprak Dede'nin sözleri büyük anlam taşıyor: 

İşte Hülya Ünlü’nün Hayrettin Karaca röportajından alıntılar…..

"10 yıldır hiçbir şey almamış üzerine. Karaca markasının ve TEMA Vakfı`nın kurucusu Hayrettin Karaca “Param var ama tüketmeye hakkım yok” diyerek “Al, tüket ve yok et” diyen tüketim toplumuna açtığı savaşla gurur duyuyor.

“Akmerkez`in önünden geçmeye utanıyorum, nedir bu ışıklar, bu rezalet. Yılbaşı demek al, tüket, yok et, yaşamı mahvet demek. O yüzden bu yırtık kazağı gururla taşıyorum üzerimde. Global ekonomi, insanları kullanıyor. Ama bakın beni kullanamıyor, çünkü izin vermiyorum. Çok da mutluyum. Bunu elimden hiçbir güç alamaz. İnanç her şeyi halleder.”

“Dünya ikiye bölünmüş artık. Gözü açlar ve karnı açlar. İşte o gözü açları doyurmayacağız. Bunların farkına küçükken vardım. Dilim, kültürüm gidiyor. Bağımsız bir Türkiye değiliz artık. En büyük acımız geri getiremediğimiz o kültürümüzdür.” (Hayrettin Karaca)

“Açlıktan ölen her çocuğun katilleri vardır. İhtiyacından çok tüketerek sınıf atlamaya çalışanlarda suç. Bugünkü tüketim iki katına çıktığı gün, belki dünyada yaşam olmayacak. En büyük tehlike gıdada. Bir Amerikalı çocuk doğduğunda 30 çocuğa eşdeğerde dünya nimetlerini alıp götürüyor.”

“Birleşmiş Milletler 2004 Kalkınma Raporu`na göre; Afrika`da 323 milyon insan günde 1 dolardan az bir gelirle geçimini sağlıyor. Temiz su kaynağından mahrum 273 milyon kişi bulunmakta. İlkokul çağında okula gidemeyen 44 milyon çocuk var. Yetersiz beslenmeden kaynaklanan ölüm riski altında yaşayan Afrikalıların sayısı 185 milyon. Her yıl beş yaşının altında ortalama beş milyon çocuk ölüyor. Zengin ülkeler yıllık gelirlerinden yüzde 0.7`sini kurtarma amaçlı projelere yönlendirseler bu sorunların hepsi ortadan kalkabilir.”

“Ne zamandır alışveriş yapmadığımı hatırlamıyorum, kendime sadece kitap alıyorum. Nedir benim ihtiyacım; doymam, sağlığım, barınmam, kuşanmam; bunun dışında hiçbir şey tüketmeye hakkım yok. Gömleklerim var yakası çevrilmiştir, ayakkabılarıma bakarsanız altı yamalıdır. Dokuz senedir bu pantolonu giyerim, paltom yırtıktır. Param var ama tüketmeye hakkım yok. Bunu herkes yapabilir. `Bir` çok güçlüdür. Atatürk bir kişiydi. Her şey bir ile başlar. Bir yoksa iki olmaz. Ben de yakınlarıma örnek olmaya çalışıyorum.”


Hayrettin Karaca

Eşi İlmiye Muazzez Karaca ile…

TEMA Vakfı Yayınları'ndan çıkan 'Dünyanın Durumu 2004' raporlarını yorumlayan Karaca şu tespitleri aktarıyor:

Dünyada makyaj malzemesi için yapılan harcama 18 milyar dolar. Dünyadaki tüm kadınların üreme sağlığı ve bakımı için gerekli para 12 milyar dolar.

Avrupa ve ABD`de evde beslenen hayvanların mamasına harcanan para 17 milyar dolar. Dünyada açlığın ve yetersiz beslenmenin sona erdirilmesi için gerekli para 19 milyar dolar.

Parfüme harcanan para 15 milyar dolar. Evrensel okur yazarlığın sağlanması için gereken yıllık ek yatırım 5 milyar dolar. Deniz seyahatlerine harcanan para 14 milyar dolar. Dünyada herkese temiz içme suyu sağlaması için gerekli miktar 10 milyar dolar.

Avrupa'da dondurmaya harcanan para 11 milyar dolar. Her çocuğun aşılanması için gerekli miktar 1.3 milyar dolar.

Satışa hazır 1 ton altın elde etmek için 300 bin ton atık üretilir. Başka bir deyişle altın bir alyans için ortaya çıkan atık miktarı 3 tondur. Bu atıkların çoğu siyanür ve kimyasal maddeler içerir."

"PARAM VAR AMA HAKKIM YOK!"

Yine O'nun yol arkadaşı 'Yaprak Dede' olarak bilinen TEMA Vakfı Onursal Başkanı Nihat Gökyiğit,  bir röportajında henüz hayatta iken 'Toprak Dede'yi şöyle anlatıyor: 

Neden hep aynı kazağı giyiyor? 

Birkaç tane var. Artık hepsi delik deşik. Sürekli aynı şeyleri giyer. Gömleklerinin manşetlerini, yakalarını değiştirir. Ayakkabılarına pençe yaptırır. Çünkü şunu söylüyor: “Param var ama hakkım yok. Fazladan aldığınız her bir tüketim malzemesinin doğaya bedeli var” diyor. Hayrettin Karaca hep söylediği gibi yaşadı. İhtiyacı olmayan hiçbir şeyi almıyor. Bir kişinin yaptığı çok önemli. Milyarlarca insanla çarpılınca doğada inanılmaz bir etki yaratıyor.

TEMA’yı tüm dünya tanıyor

Nihat Karaca, ömrünü adadığı Yalova’daki Karaca Arboretumu’nda yaşıyor. 1980’de kurdu bu ağaç müzesini. Eskiden ailesinin elma bahçesiydi. Anadolu’nun dört bir yanından, dünyanın çeşitli yerlerinden yüzlerce bitki getirdi arboretuma. Bugün 135 bin metrekarelik alanda tam 5 bin çeşit bitki var. Adet olaraksa 12 binden fazla... Hayrettin Karaca, bu bitkileri toplamak için Türkiye’de 450 bin kilometre yol kat etti. Bazı yerlere farklı mevsimlerde defalarca gitti. Erozyon belasını da o zaman fark etti. Toprağın üst tabakası kayboluyordu. Vehbi Koç’un teklifi sonrasında da Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’nı 1992’de resmen kurdular. TEMA’yı kurduklarında artık 70 yaşındaydı. Ama mücadele daha yeni başlıyordu...

Hayrettin Karaca’nın bir yaşam felsefesi vardı. Bunu da üç kelimeyle tarif ediyordu: Bilgi, ilgi ve tepki... Şimdi de sık sık eksik etmiyor bu sözleri ağzından: “Bilgili olacaksın. Çok oku, çok yaz ama bildiklerini insan ayrımı yapmaksızın paylaş. Elbette bilgili olduğumuz kadar ilgili de olmamız gerekli. En önemlisi tepki. Üzerinize vazife olmayan işlere karışın...”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (