Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu, “Kürtleri Sevmeyen Türk; Türkleri Sevmeyen Kürt Değildir” Dedi
Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu, “Kürtleri Sevmeyen Türk; Türkleri Sevmeyen Kürt Değildir” Dedi
Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Gelecek-Saadet ortak TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhuriyet’in tarihi, savunma sanayisi, beyin göçü, Kürt sorunu ve Orta Doğu politikalarına dair kapsamlı açıklamalarda bulundu. Davutoğlu’nun konuşmasında sık sık hükümete yönelik mesajlar ve bölge siyasetine ilişkin kritik uyarılar yer aldı.
“CUMHURİYETİMİZ, MAZLUM MİLLETLERİN KURDUĞU İLK CUMHURİYET OLARAK KOLONYALİZME VE EMPERYALİZME KARŞI TARİH SAHNESİNE ÇIKMIŞTIR”
Konuşmasının başında Cumhuriyet’in tarihsel derinliğine vurgu yapan Davutoğlu, Osmanlı ve Selçuklu Devletleri ile olan sürekliliği hatırlatarak şunları söyledi: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Osmanlı’nın, hatta daha öncesinde Selçuklu Devleti’nin mirasını devralmış bir yapıdır. Bizim devletimiz nevzuhur bir devlet değil; tarihten kök alan, milletin birikimiyle yoğrulmuş bir devlettir.” Davutoğlu, Cumhuriyet’in 101. yılı vesilesiyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve şehitleri anarak, Cumhuriyet’in sadece Türk milletine değil, aynı zamanda tüm mazlum milletlere örnek olduğunu ifade etti. “Cumhuriyetimiz, mazlum milletlerin kurduğu ilk Cumhuriyet olarak kolonyalizme ve emperyalizme karşı tarih sahnesine çıkmıştır” diyerek, Cumhuriyet’in mazlum milletlerin bağımsızlık mücadelesine ilham kaynağı olduğunu belirtti.
“SAVUNMA SANAYİ OLMADAN BİR MİLLETİN BAĞIMSIZ OLMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR”
Davutoğlu, savunma sanayisinde yerlilik ve bağımsızlık vurgusu yaparak, TUSAŞ’a yapılan saldırıyı hatırlattı ve savunma sanayisinde yaşanan beyin göçüne dikkat çekti. “Savunma sanayi olmadan bir milletin bağımsız olması mümkün değildir” diyen Davutoğlu, Türkiye’nin son yıllarda bu alanda önemli ilerlemeler kaydettiğini söyledi. Ancak mühendislerin ve nitelikli personelin yurtdışına gitmek zorunda kalmasının büyük bir tehlike olduğuna işaret ederek, “Bu mühendisleri kaybetmeye devam edersek, bir müddet sonra savunma sanayimizin özgün ve yaratıcı niteliği kaybolur” uyarısında bulundu. Konuşmasında, Türkiye’nin en yetenekli mühendislerinin yurtdışına gitme sebeplerine değinen Davutoğlu, “Bu mühendisler, Türkiye’de araştırma imkanlarından ve hak ettikleri maddi manevi destekten yoksunlar. Başka ülkelere çalışmaya gitmek zorunda kalıyorlar, bu da bizim beka meselemizdir” dedi.
“KÜRTLERİ SEVMEYEN BİR TÜRK VARSA TÜRK DEĞİLDİR; TÜRKLERİ SEVMEYEN BİR KÜRT VARSA KÜRT DEĞİLDİR”
Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Kürt sorununa ilişkin açıklamalarını değerlendirirken, Bahçeli’nin Türkiye’deki etnik ve kültürel çeşitliliğe dair yaklaşımını önemli bulduğunu ifade etti. “Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk değildir; Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir” şeklindeki sözlerine destek veren Davutoğlu, Kürt meselesinde Bahçeli’nin yaptığı çıkışın bir devlet stratejisiyle desteklenmesi gerektiğini savundu. Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da çağrıda bulunan Davutoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı, bu meselede net bir duruş sergilemeli. Toplumda ayrışmayı önlemek için bir ulusa sesleniş yapmalı ve devletin tutumunu açıklamalıdır” dedi. Davutoğlu, Kürt-Türk kardeşliğinin korunmasının sadece Türkiye’nin değil, tüm Orta Doğu’nun barışına katkı sağlayacağını ifade etti.
“TÜRKİYE OLARAK BU COĞRAFYADA, HALKLARIN KARDEŞLİĞİ VE BARIŞ TEMELİNDE BİR ROL OYNAMAMIZ GEREKİYOR”
Orta Doğu’da yaşanan gelişmelere geniş yer ayıran Davutoğlu, İsrail’in bölgede uyguladığı böl ve yönet stratejisini eleştirerek, bu stratejinin Orta Doğu’da kalıcı barışa engel olduğunu belirtti. “İsrail’in Orta Doğu halklarını birbirine düşürme stratejisi, bölgede büyük tehlikeler doğurabilir” diyen Davutoğlu, bu tür stratejilerin Kürtler, Türkler, Araplar ve İranlılar arasında çatışmaları tetiklediğini söyledi. “Türkiye olarak bu coğrafyada, halkların kardeşliği ve barış temelinde bir rol oynamamız gerekiyor” diyerek, Türkiye’nin bölgedeki sorunları çözmede aktif bir aktör olması gerektiğini belirtti. Davutoğlu, Türkiye’nin dış güçlerin arabuluculuğuna ihtiyaç duymadan bölge halklarıyla ilişkiler geliştirebileceğini vurguladı.
“FİLİSTİN HALKININ MÜCADELESİ, TÜM İSLAM DÜNYASI İÇİN BİR ONUR MESELESİDİR”
Davutoğlu, konuşmasının bir bölümünde Filistin ve Doğu Türkistan meselelerine değinerek, Türkiye’nin bu konularda net bir duruş sergilemesi gerektiğini ifade etti. Filistin davasına olan desteğini yinelerken, İsrail’in Gazze üzerindeki baskılarını kınadı ve Türkiye’nin Filistin meselesinde güçlü bir tutum almasının zorunlu olduğunu söyledi. “Filistin meselesini bir İran meselesi gibi gösteren İsrail stratejisi bir tuzaktır; Filistin halkının mücadelesi, tüm İslam dünyası için bir onur meselesidir” diyen Davutoğlu, hükümete Filistin davasına daha güçlü destek çağrısında bulundu.
Doğu Türkistan meselesinde de benzer bir hassasiyet gösteren Davutoğlu, “Doğu Türkistan, Gazze gibi bizim için bir onur ve insanlık meselesidir” diyerek, Uygur Türkleri’nin yaşadığı hak ihlallerinin dünya gündeminde daha fazla yer bulması gerektiğini belirtti. Doğu Türkistan’daki baskıları kınayan Davutoğlu, “Bu konu bizim milli meselemizdir. Uygur Türklerinin haklarını savunmak, Türkiye Cumhuriyeti olarak bizim için bir sorumluluktur” dedi.
“EĞER İNSANIMIZA SAHİP ÇIKAMAZSAK, GÜÇLÜ BİR SAVUNMA SANAYİMİZ VE BAĞIMSIZ BİR GELECEĞİMİZ OLMAZ”
Davutoğlu, konuşmasının sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben iktidarın beyin göçünü önleyecek adımlar atması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin sahip olduğu en önemli kaynağın insan olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Eğer insanımıza sahip çıkamazsak, güçlü bir savunma sanayimiz ve bağımsız bir geleceğimiz olmaz” dedi. Savunma sanayisinde yaşanan beyin göçü nedeniyle yurtdışına giden mühendislerin, Türkiye için kayıp olduğunu belirterek, “Bu gençler bizim en değerli beyinlerimizdir. Onları geri kazanmalıyız” diyerek hükümete çağrıda bulundu.
Davutoğlu ayrıca Türkiye’nin iç barışının korunmasının önemine değinerek, Kürt sorunu ve farklı etnik grupların sorunlarının demokrasi ve insan hakları çerçevesinde çözülmesi gerektiğini savundu. “Bu ülkenin her vatandaşı, etnik ya da mezhebi fark etmeksizin, eşit haklara sahip olmalı. Türkiye’nin kalıcı barışı, demokrasi ve insan haklarına saygıdan geçer” diyerek iç barışa ve toplumsal birliğe vurgu yaptı.
“SAYIN BAHÇELİ'YE DE BİR ÇAĞRIDA BULUNUYORUM, TOLKUN İSA'YI MECLİSE DAVET EDELİM”
Davutoğlu konuşmasının devamında Dünya Uygur Kurultayı başkanı Tolkun İsa'yı meclise davet etmek için MHP lideri Bahçeliye çağrıda bulundu. Davutoğlu çağrısını, "Sayın Bahçeli'ye de bir çağrıda bulunuyorum. İsmail Haniye’ye çağrımıza o zaman olumlu tepki vermiş ve kendisine teşekkür etmiştim. Şimdi de söylüyorum: Kendisi geçmişte Rabia Kadir’i davet etmişti, ancak bu mümkün olamamıştı. Şimdi Tolkun İsa'nın davetine Bahçeli destek versin ve Doğu Türkistan davamız da Gazze davamız gibi Cumhuriyetimizin mazlum milletlere örnek olan bu kurucu meclisinde, gazi meclisimizde bütün dünyaya duyurulsun." Sözleriyle ifade etti.
TOPLANTI SONRASI TUSAŞ ZİYARETİ
Davutoğlu, grup toplantısının ardından Türkiye’nin stratejik savunma sanayisi kurumu olan TUSAŞ’a geçmiş olsun ziyaretinde bulunacağını belirtti. TUSAŞ’a yapılan saldırının, Türkiye’nin savunma sanayisine yönelik bir tehdit olduğunu ifade eden Davutoğlu, bu tür stratejik kurumların korunmasının önemini vurguladı ve son olarak şunları söyledi: “Artık bir tek mühendisimizi dahi kaybetmemeliyiz. Kaybedecek insan kaynağımız yok.”
Ankara HABERİ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.