( (

Yiğit: Eğitim-İş, 17 Yıldır Tüm Eğitim Emekçilerinin Hak ve Hukuku İçin Mücadele Ediyor

Eğitim 18.10.2022 - 16:28, Güncelleme: 21.03.2023 - 03:23
 

Yiğit: Eğitim-İş, 17 Yıldır Tüm Eğitim Emekçilerinin Hak ve Hukuku İçin Mücadele Ediyor

Eğitim-İş'in kuruluşunun 17. yıldönümü nedeniyle bir açıklama yapan Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Özgür Ulaş Yiğit, Eğitim-İş'in 17 yıl önce kurulduğunu, bugüne kadar da tüm eğitim emekçilerinin hak ve hukuku için mücadeleye devam ettiğini söyledi.
Eğitim-İş'in emek mücadelesinde 17. yılına ulaşmasından dolayı mutlu olduklarını belirten Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Özgür Ulaş Yiğit, "Bugün bizler için mutluluk ve gururun birleşmesinin günüdür. Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’e ve onun kazanımlarına sahip çıkmak, demokrasinin ve laikliğin emek cephesindeki baş savunucusu olmak, Başöğretmen’in eğitim neferlerini haklarına ve hak ettiği saygınlığa kavuşturmak için kurulan Eğitim-İş’imiz bugün 17 yaşına basmıştır. Ne mutlu ki 17 yıl önce bilge ellerin can suyu verdiği bu cılız fidan, bugün tüm eğitim emekçilerinin üzerine dallarını bir demokrasi şemsiyesi gibi açan koca bir çınara dönüşmüştür. Encümen-i Muallim’den, TÖS’ ten, TÖB-DER ’den devraldığımız kültür, birikim ve cesaretle, Köy Enstitüleri ile Fakir Baykurt’un yurtsever ve mücadeleci ruhunu birleştirerek yeniden kurduğumuz Eğitim-İş, 17 yılda, toplumsal muhalefetin en önemli unsurlarından ve kamuoyunun gözbebeği olan demokratik kitle örgütlerinden biri haline gelmiştir" dedi.   "Eğitime bütünsellikle bakmadıkça kronikleşen hiçbir sorunun çözülemez."   Özgür Ulaş Yiğit eğitimin sorunlarına bütünsellikle bakılmadan çözülemeyeceğine dikkat çekerek, "Eğitim-İş kurulduğu günden bu yana Cumhuriyet’e ve onun devrimlerine yönelik her saldırı ve her sinsice hamle önünde yıkılmaz bir set olarak durmuştur. Laik, bilimsel, adil ve kamusal eğitimi baltalamaya, ulusal eğitim sistemimizi geriletmeye yönelik birçok hamle sendikamızın hukuk mücadelesiyle durdurulmuş, birçoğu da alanlarda çıkardığımız güçlü ses ve kamuoyunda yarattığımız büyük yankılar sonucu geri çekilmiştir. Sendikamız, toplumsal muhalefetin de doğal örgütleyicisi haline gelmiştir. Derneklerin, vakıfların ve Diyanet'in haddini ve sınırını aşarak eğitime dair hamlelerini her zaman deşifre etmiştir. Büyük önderimiz Atatürk ve silah arkadaşlarına, Cumhuriyet değer ve ilkelerine dil uzatanlar çoğalırken, hiçbir hakareti ve saldırıyı cevapsız bırakmamış, hepsinin hesabını sormuştur. Öğretmen örgütçülüğünün efsanevi lideri Fakir Baykurt' un 'Öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz, öğretmen ders verir' sözlerini bir rota kabul ederek, emeğin hakkının Saray’larda kısık sesle yalvararak değil, alanlarda gür sesle haykırarak alınacağını dosta düşmana göstermiştir. Eylemlerinin odağına öğretmene saygı”yı almıştır. Eğitimin gericileştirilmesi, piyasalaştırılması karşısında her zaman en güçlü muhalefeti göstermiştir. En ücra köy okulunda bir çocuğun çıplak ayaklarının üşümesini de dert edinmiş, zengin öğrenci ile yoksul öğrenci arasındaki uçurumun gün be gün derinleştirilmesinin tehlikelerini de her fırsatta dikkat çekmiştir. Sadece öğretmenin değil eğitimin tüm paydaşlarının, tüm eğitim emekçilerinin sesi olmuştur. Okullardaki idari personelden öğrencilere, akademisyenlerden velilere kadar eğitimin tüm unsurları için hak aramış ve eğitime bütünsellikle bakmadıkça kronikleşen hiçbir sorunun çözülemeyeceği gerçeğinin sözcüsü olmuştur.  Yöneticilerinin zenginleştiği, ağalaştığı sözde emek örgütlerine inat; yöneticilerinin sadece ve sadece öğretmenlikteki maaşlarını aldığı bir örgüttür. Bu ve örgüt tabanının iradesinin her zaman örgüt yönetiminde karşılık bulması özellikleriyle, emek cephesinin her zaman yüz akı olmuştur. Ne mutlu bize ki bu özellikleri ve dik duruşuyla sendikamız, 17 yaşına en güçlü haliyle girmiştir. Özellikle ÖMK’ ya karşı itirazın ilk günden beri yegâne örgütleyicisi olmamız, büyüme ivmemizi artırmış ve yandaş sendikalarda örgütlenmenin bir iktidar dayatması halini aldığı bu ortama rağmen, sendikamız Türkiye’nin 3. en büyük eğitim sendikası unvanını almıştır. Sendika tarihinde görülmeyen bu büyümede, kuşkusuz bu ağaca su veren herkesin payı vardır. Her bir Eğitim-İş’linin mücadelesi sayesinde ailemiz günden güne büyümekte, sesimiz gürleşmektedir. Elbette bize düşen, bu gurur tablosunun rehavetine kapılmak değil, onu daha da ileri taşımaktır; Öyle de yapacağız! Arkamızda Cumhuriyet’in 100 yıllık öğretileri, elimizde 17 yılın deneyimi var! İnancımız, azmimiz, kararlılığımız var! Başöğretmenimize sözümüz, birbirimizden aldığımız gücümüz var. Eğitim-İş var" şeklinde konuştu. 
Eğitim-İş'in kuruluşunun 17. yıldönümü nedeniyle bir açıklama yapan Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Özgür Ulaş Yiğit, Eğitim-İş'in 17 yıl önce kurulduğunu, bugüne kadar da tüm eğitim emekçilerinin hak ve hukuku için mücadeleye devam ettiğini söyledi.

Eğitim-İş'in emek mücadelesinde 17. yılına ulaşmasından dolayı mutlu olduklarını belirten Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Özgür Ulaş Yiğit, "Bugün bizler için mutluluk ve gururun birleşmesinin günüdür. Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’e ve onun kazanımlarına sahip çıkmak, demokrasinin ve laikliğin emek cephesindeki baş savunucusu olmak, Başöğretmen’in eğitim neferlerini haklarına ve hak ettiği saygınlığa kavuşturmak için kurulan Eğitim-İş’imiz bugün 17 yaşına basmıştır. Ne mutlu ki 17 yıl önce bilge ellerin can suyu verdiği bu cılız fidan, bugün tüm eğitim emekçilerinin üzerine dallarını bir demokrasi şemsiyesi gibi açan koca bir çınara dönüşmüştür. Encümen-i Muallim’den, TÖS’ ten, TÖB-DER ’den devraldığımız kültür, birikim ve cesaretle, Köy Enstitüleri ile Fakir Baykurt’un yurtsever ve mücadeleci ruhunu birleştirerek yeniden kurduğumuz Eğitim-İş, 17 yılda, toplumsal muhalefetin en önemli unsurlarından ve kamuoyunun gözbebeği olan demokratik kitle örgütlerinden biri haline gelmiştir" dedi.

 

"Eğitime bütünsellikle bakmadıkça kronikleşen hiçbir sorunun çözülemez."

 

Özgür Ulaş Yiğit eğitimin sorunlarına bütünsellikle bakılmadan çözülemeyeceğine dikkat çekerek, "Eğitim-İş kurulduğu günden bu yana Cumhuriyet’e ve onun devrimlerine yönelik her saldırı ve her sinsice hamle önünde yıkılmaz bir set olarak durmuştur. Laik, bilimsel, adil ve kamusal eğitimi baltalamaya, ulusal eğitim sistemimizi geriletmeye yönelik birçok hamle sendikamızın hukuk mücadelesiyle durdurulmuş, birçoğu da alanlarda çıkardığımız güçlü ses ve kamuoyunda yarattığımız büyük yankılar sonucu geri çekilmiştir. Sendikamız, toplumsal muhalefetin de doğal örgütleyicisi haline gelmiştir. Derneklerin, vakıfların ve Diyanet'in haddini ve sınırını aşarak eğitime dair hamlelerini her zaman deşifre etmiştir. Büyük önderimiz Atatürk ve silah arkadaşlarına, Cumhuriyet değer ve ilkelerine dil uzatanlar çoğalırken, hiçbir hakareti ve saldırıyı cevapsız bırakmamış, hepsinin hesabını sormuştur. Öğretmen örgütçülüğünün efsanevi lideri Fakir Baykurt' un 'Öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz, öğretmen ders verir' sözlerini bir rota kabul ederek, emeğin hakkının Saray’larda kısık sesle yalvararak değil, alanlarda gür sesle haykırarak alınacağını dosta düşmana göstermiştir. Eylemlerinin odağına öğretmene saygı”yı almıştır. Eğitimin gericileştirilmesi, piyasalaştırılması karşısında her zaman en güçlü muhalefeti göstermiştir. En ücra köy okulunda bir çocuğun çıplak ayaklarının üşümesini de dert edinmiş, zengin öğrenci ile yoksul öğrenci arasındaki uçurumun gün be gün derinleştirilmesinin tehlikelerini de her fırsatta dikkat çekmiştir. Sadece öğretmenin değil eğitimin tüm paydaşlarının, tüm eğitim emekçilerinin sesi olmuştur. Okullardaki idari personelden öğrencilere, akademisyenlerden velilere kadar eğitimin tüm unsurları için hak aramış ve eğitime bütünsellikle bakmadıkça kronikleşen hiçbir sorunun çözülemeyeceği gerçeğinin sözcüsü olmuştur.  Yöneticilerinin zenginleştiği, ağalaştığı sözde emek örgütlerine inat; yöneticilerinin sadece ve sadece öğretmenlikteki maaşlarını aldığı bir örgüttür. Bu ve örgüt tabanının iradesinin her zaman örgüt yönetiminde karşılık bulması özellikleriyle, emek cephesinin her zaman yüz akı olmuştur. Ne mutlu bize ki bu özellikleri ve dik duruşuyla sendikamız, 17 yaşına en güçlü haliyle girmiştir. Özellikle ÖMK’ ya karşı itirazın ilk günden beri yegâne örgütleyicisi olmamız, büyüme ivmemizi artırmış ve yandaş sendikalarda örgütlenmenin bir iktidar dayatması halini aldığı bu ortama rağmen, sendikamız Türkiye’nin 3. en büyük eğitim sendikası unvanını almıştır. Sendika tarihinde görülmeyen bu büyümede, kuşkusuz bu ağaca su veren herkesin payı vardır. Her bir Eğitim-İş’linin mücadelesi sayesinde ailemiz günden güne büyümekte, sesimiz gürleşmektedir. Elbette bize düşen, bu gurur tablosunun rehavetine kapılmak değil, onu daha da ileri taşımaktır; Öyle de yapacağız! Arkamızda Cumhuriyet’in 100 yıllık öğretileri, elimizde 17 yılın deneyimi var! İnancımız, azmimiz, kararlılığımız var! Başöğretmenimize sözümüz, birbirimizden aldığımız gücümüz var. Eğitim-İş var" şeklinde konuştu. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (