( (

Hokkabazlık Yapıyorlar!

Gündem 01.02.2021 - 21:07, Güncelleme: 21.03.2023 - 03:23
 

Hokkabazlık Yapıyorlar!

Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın; “İnsanlar sokağa bakıyorlar, cep telefonlarına bakıyorlar, arabalarına bakıyorlar, hastaneler, binalara, köprülere, yollara bakıyorlar. Herhalde biz zenginiz diyorlar. Ama çarşıya, pazara bakıyor, alışverişine bakıyor, çocuğuna, geleceğine bakıyor, planlamasına, cebindeki paranın miktarına bakıyor, eğitimden ve sağlıktan istifade edecek alanlara bakıyor. Bir kafa karışıklığı yaşıyor. Bu, Türkiye’ye giydirilmiş bir deri gömlek ve bizim idarecilerimiz de öteden beri modern hokkabazlık yapıyorlar.” dedi.
Saadet Partisi Konya İl Başkanlığı Ocak ayı Divan Toplantısı online olarak gerçekleştirildi. Toplantıya Parti Sözcüsü Birol Aydın, İl Müfettişi Ali Mücevher, İl Başkanı Hüseyin Saydam, Genel İdare Kurulu Üyesi Av. Hasan Hüseyin Uyar, İlçe Başkanları ve teşkilat mensupları katıldı. Toplantıda konuşan İl Başkanı Hüseyin Saydam; ”Geldiğimiz nokta itibari ile Türkiye’nin Milli Görüş politikalarına, Saadet Partisine muhtaç hale gelmiştir. Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan Saadet Partisi’nden başka çıkarabilecek de yoktur. Bunun için teşkilatlar olarak daha çok çalışmak, vatandaşımıza kendimizi ve politikalarımız anlatmak, hiç kimseyi göz ardı etmememiz gerekir. ” dedi. SAADETİN VAKTİ GELDİ! Saydam, toplantının devamında ise; “Kendi tarihimizde bile şu elli yıllık süreç içerisinde baktığımız zaman da dönem dönem Türkiye’nin sıkışmışlığı, Türkiye’nin dar almışlığı içerisinde belli dönemlerde mecburen, gerek belediyeleri gerekse iktidarların bizlere teslim edildiği dönemler oldu. Bu süreçte biz o kısa sürelerde hakikaten Türkiye’ye yakışır, ülkemizi ayağa kaldıracak, ağır sanayi hamleleri olsun, memura, çiftçiye, emekliye, BAĞ-KUR’luya ve sigortalıya verilen zamlar olsun, gerektiğinde küresel güçlere posta koymak suretiyle şahsiyetli bir dış politika yürütmek adına olsun, belediyecilikte açtığımız çığır olsun, bakıldığı zaman belli konularda bugünün rahatlığı bile bizim hizmetlerimize dayanıyor. Ancak bugün Türkiye’nin geldiği nokta bir sıkışmışlığın, bir içinden çıkılmaz bir hale gelmişliğin özetidir. Tabi bu manada şu an ki iktidarda bunun için bocalamakta ve yeni arayışlar içerisine girmiştir. Bunun içinde tabi ki tek sığınacakları tek yerde şu an da Saadet Partisi olarak görülmektedir. Bunu herkes görüyor. Sağ da görüyor. Sol da görüyor. Sizlerin gayreti, sizlerin duruşu, sizlerin dirayeti sayesinde bu dava tertemiz olarak buraya kadar geldi, getirildi. Saadet Partisi’nin şu andaki durduğu noktanın toplumun dikkatini çekeceği herkes tarafından bariz görülüyor.” şeklinde konuştu. BİZ, YAHUDİ HAPİDHANESİNDE İSYAN EDEN MAHKUMLARIZ! Toplantıda konuşan Parti Sözcüsü Birol Aydın; “Biz, Saadet Partililer olarak son üç haftadır daha yoğun olmak üzere son üç yıldır çok konuşuluyoruz. Bu yoğunlukta konuşulmuş olmanın birçok nedeni şüphesiz var. Bir defa Saadet Partisi mensupları, Milli Görüşçüler olarak çok bilinçli bir topluluğuz. Erbakan hocamız, ‘Biz, Yahudi hapishanesinde isyan eden mahkumlarız.’ derdi. Yani bunu açarsak, cezaevinin şartlarının iyileşmiş olması, cezaevi yöneticilerinin, gardiyanlarının kendi içimizden çıkmış olması, cezaevinde eskideki gibi ayda bir değil de her gün görüş izninin olmuş olması, bir takım toplu ritüeller müsaade edilmiş olması, koğuşlarda televizyonun olması bizim cezaevinde olmadığımız manasına gelmez. Netice itibariyle biz bugün yeryüzünde Türkiye’mizi, yine Erbakan hocanın ifadesiyle, Yeniden Büyük Türkiye yapmak, Yeni Bir Dünyanın temelleri atmak üzere kodlandık. Bugün yeryüzünde 196 tane ülke var ama ayrı özelliklere sahip 7 tane ülke var ki dünya siyasetinin belirleyicisiler. Ülkelerin gelir dağılımını, ülkelerin hukukunu, ülkelerin yönetimini, ülkelerin refah seviyesini adeta belirleyenler hat da savaşlara ve barışlara karar verenler bu 7 ülke ve yine bu yedi ülkenin arkasındaki bizim bildiğimiz derin lobiler, ırkçı Siyonizm var. Bu 7 ülke kimdir? Batı bloğuna baktığımız zaman Almanya, Fransa, İngiltere ve ABD, batı bloğuna baktığımız zaman ise Hindistan, Çin ve Rusya’dır. Bunlar belirleyicidir. 196 ülke, her ne kadar sınırları varsa da ulusal marşları varsa da para birimleri varsa da gerçekte belirleyici olan bu 7 ülkedir. Hem I. Dünya Savaşı hem de II. Dünya Savaşı’ndan sonra dünyada böyle bir sistem oluşmuştur. Ama ayrıca bu 196 ülkenin 7’sini çıktıktan sonra bir ülke var, Türkiye. Türkiye, bütün dengeleri değiştirebilecek potansiyele, güce müstesna 7 özelliği ile sahip tek ülke. Tarihi geçmişi, müktesebatı, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri, genç nüfusu, ormanları, denizleri, tarihi tecrübesi ve benzeri özellikleriyle Türkiye’miz yeryüzündeki gidişata müessiriyet cezbedecek yegâne ülkedir. Onun için ülkemizin önce Yaşanabilir, sonra Yeniden Büyük Türkiye olması sonra Yeni Bir Dünya idealine etki edebilmesi için Saadet Partisi’nin, Milli Görüş’ün dayandığı umdeler, ilkeler ve üzerinde bulunmuş olduğu zemin fevkalade önemlidir.” dedi. TÜRKİYE TÜKETSİN AMA ÜRETMESİN İSTİYORLAR! Aydın, toplantının devamında ise; “Bugün Saadet Parti’miz kurulalı en çok konuşulduğu dönemlerden birini yaşıyoruz. Neden Saadet Parti’miz çok yoğun konuşuluyor? Neden Saadet Partisi’nin bulunacağı kesim önem arz ediyor? Biz Saadet Partililer olarak ara sokaklara hiç girmedik. Biz ana caddeye bakıyoruz. Biz fotoğrafın bütününe, ana caddeye bakıyoruz. Bu ülke nereye doğru gidiyor onu görüyoruz. Neyi görüyoruz? Öteden beri dediğimiz nedir? Bu coğrafyada Selçuklu’nun, Osmanlı’nın mirasçısı güçlü bir Türkiye olmasın diye Türkiye’ni aç bırakılması, işsiz bırakılması, borca esir edilmesi, dininden, temel değerlerinden uzaklaştırılıp yumuşak lokma haline getirip parçalanması hedefi var. Şimdi biz elimizi vicdanımıza koyacağız. 18 yıldır ne iddia ettik, neler söyledik? Başta Erbakan hocamız olmak üzere, bizden önce İl Başkanlığı, bizden önce Genel Başkan Yardımcılıkları, bizden önce ilçe Başkanlıkları yapmış olan arkadaşlarımız, mensuplarımız dünden bugüne ne söyledik biz? Hep bugün söylediklerimizi söyledik ve bunların izalesi, bunların yerine Yaşanabilir Bir Türkiye’nin, Yeniden Büyük Türkiye’nin oluşması için hamlelerimizi, adımlarımızı bunları. Fotoğrafın bütününe bakınca bunu görüyoruz. Türkiye’de açlık var mı, var. Hokkabazlar olmadığını gösteriyor. Yoksulluk var mı, var. Devletin, TÜİK’in resmi rakamlarında var. Ama yoksulluk algısı değiştirildiği için insanlarımız bir paradoksun, bir kafa karışıklığının içerisine sokulduğu için açlığımız, yoksulluğumuz, borçluluğumuz suni gündemlerle örtülmektedir. Biraz önce söylediğim bu 7 tane ülke ve özellikle batı bloğundaki kapitalist ülkeler Türkiye’ye bir rol vermişler. Türkiye, kapitalist batı bloğu ülkelerinin ürettiklerini satın alacak kadar ayakları üzerinde durabilen ama onlara hiçbir şey üretip de satamayacak kadar zayıf bir ülke olsun istiyorlar. Onun için biz zengin miyiz, fakir miyiz? Geliş miyiz, gelişmemiş miyiz? Ölü müyüz, diri miyiz? İnsanlar sokağa bakıyorlar, cep telefonlarına bakıyorlar, arabalarına bakıyorlar, hastaneler, binalara, köprülere, yollara bakıyorlar. Herhalde biz zenginiz diyorlar. Ama çarşıya, pazara bakıyor, alışverişine bakıyor, çocuğuna, geleceğine bakıyor, planlamasına, cebindeki paranın miktarına bakıyor, eğitimden ve sağlıktan istifade edecek alanlara bakıyor. Bir kafa karışıklığı yaşıyor. Bu, Türkiye’ye giydirilmiş bir deri gömlek ve bizim idarecilerimiz de öteden beri modern hokkabazlık yapıyorlar. Olmayanı olmuş gibi gösteriyorlar. Yine fotoğrafın bütününe baktığımız zaman neyi görüyoruz? Irak ne zaman işgal edildi? Suriye’yle bu duruma nasıl düştük? Yemen’in hali ne zamandan beri bu durumda? Libya ne zaman bu hale geldi? Filistin ne zamandan beri bu yalnızlığa itildi?  Hamas ne zamandan beri biçare bırakıldı? İslam ülkeleri neden İsrail’le normalleşmek için sıraya girdiler? Bunlar hangi dönemde oldu? Fotoğrafın bütününe bakınca plan tıkır tıkır işliyor.” şeklinde konuştu. SAADET PARTİSİ SAĞLAM BİR ZEMİN ÜZERİNDE SİYASET EDİYOR! Aydın, konuşmasının son bölümünde ise; “Biz, bu fotoğrafın bütününe baktığımız için, perdenin arka tarafında esas patronun niyetinin ne olduğunu bildiğimiz için çok esas bir duruş ortaya koyduk, çok esaslı söylemler de bulunduk. Onun için onların semeresini, onların nimetini şu anda topluyoruz. 2002’den bugüne kadar kaç seçim geçirdik? 2002’deki il başkanlarımız 2004’teki seçime giren arkadaşlarımız, adaylarımız, ilçe teşkilatlarımızın yaptığı emeklerin tamamının nimetleridir şu anda Saadet Partisi’nin gücü, konuşuluyor olması. Sağlam sözü söylemek değil, sağlam zeminde bulunmak önemlidir. İşte Saadet Partisi bunu yapıyor. Şimdi onun için Saadet Partisi’ni konuşuyorlar, hoş bize de bir söz verdikleri yok, Saadet Partililere ‘Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?’ diye. Hem seçimlerin 2023’ün Haziran’ın da olacağını ısrarlar altını çizerek ifade edip söylüyorlar hem de bugünden bir ittifak tartışması yürütüyorlar. Bu olsa olsa Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bir ajandası var, bu ajandayı çalıştırıyor. Belki önümüzdeki süreçte daha ağır birtakım durumlara karşılaşacağız. Üzerimize gelecekler. Şu ya da bu cepheden, fark etmez. Onun içindir ki Saadet Partililer sağlam bir zemin üzerinde siyaset ediyorlar. Bilinçli bir hareket ve bilinçli bir topluluk olarak, sözünün, davranışının, varlığının neye tekabül ettiğini bilerek iş yapıyorlar.” dedi.
Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın; “İnsanlar sokağa bakıyorlar, cep telefonlarına bakıyorlar, arabalarına bakıyorlar, hastaneler, binalara, köprülere, yollara bakıyorlar. Herhalde biz zenginiz diyorlar. Ama çarşıya, pazara bakıyor, alışverişine bakıyor, çocuğuna, geleceğine bakıyor, planlamasına, cebindeki paranın miktarına bakıyor, eğitimden ve sağlıktan istifade edecek alanlara bakıyor. Bir kafa karışıklığı yaşıyor. Bu, Türkiye’ye giydirilmiş bir deri gömlek ve bizim idarecilerimiz de öteden beri modern hokkabazlık yapıyorlar.” dedi.

Saadet Partisi Konya İl Başkanlığı Ocak ayı Divan Toplantısı online olarak gerçekleştirildi. Toplantıya Parti Sözcüsü Birol Aydın, İl Müfettişi Ali Mücevher, İl Başkanı Hüseyin Saydam, Genel İdare Kurulu Üyesi Av. Hasan Hüseyin Uyar, İlçe Başkanları ve teşkilat mensupları katıldı. Toplantıda konuşan İl Başkanı Hüseyin Saydam; ”Geldiğimiz nokta itibari ile Türkiye’nin Milli Görüş politikalarına, Saadet Partisine muhtaç hale gelmiştir. Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan Saadet Partisi’nden başka çıkarabilecek de yoktur. Bunun için teşkilatlar olarak daha çok çalışmak, vatandaşımıza kendimizi ve politikalarımız anlatmak, hiç kimseyi göz ardı etmememiz gerekir. ” dedi.

SAADETİN VAKTİ GELDİ!

Saydam, toplantının devamında ise; “Kendi tarihimizde bile şu elli yıllık süreç içerisinde baktığımız zaman da dönem dönem Türkiye’nin sıkışmışlığı, Türkiye’nin dar almışlığı içerisinde belli dönemlerde mecburen, gerek belediyeleri gerekse iktidarların bizlere teslim edildiği dönemler oldu. Bu süreçte biz o kısa sürelerde hakikaten Türkiye’ye yakışır, ülkemizi ayağa kaldıracak, ağır sanayi hamleleri olsun, memura, çiftçiye, emekliye, BAĞ-KUR’luya ve sigortalıya verilen zamlar olsun, gerektiğinde küresel güçlere posta koymak suretiyle şahsiyetli bir dış politika yürütmek adına olsun, belediyecilikte açtığımız çığır olsun, bakıldığı zaman belli konularda bugünün rahatlığı bile bizim hizmetlerimize dayanıyor.

Ancak bugün Türkiye’nin geldiği nokta bir sıkışmışlığın, bir içinden çıkılmaz bir hale gelmişliğin özetidir. Tabi bu manada şu an ki iktidarda bunun için bocalamakta ve yeni arayışlar içerisine girmiştir. Bunun içinde tabi ki tek sığınacakları tek yerde şu an da Saadet Partisi olarak görülmektedir. Bunu herkes görüyor. Sağ da görüyor. Sol da görüyor. Sizlerin gayreti, sizlerin duruşu, sizlerin dirayeti sayesinde bu dava tertemiz olarak buraya kadar geldi, getirildi. Saadet Partisi’nin şu andaki durduğu noktanın toplumun dikkatini çekeceği herkes tarafından bariz görülüyor.” şeklinde konuştu.

BİZ, YAHUDİ HAPİDHANESİNDE İSYAN EDEN MAHKUMLARIZ!

Toplantıda konuşan Parti Sözcüsü Birol Aydın; “Biz, Saadet Partililer olarak son üç haftadır daha yoğun olmak üzere son üç yıldır çok konuşuluyoruz. Bu yoğunlukta konuşulmuş olmanın birçok nedeni şüphesiz var. Bir defa Saadet Partisi mensupları, Milli Görüşçüler olarak çok bilinçli bir topluluğuz. Erbakan hocamız, ‘Biz, Yahudi hapishanesinde isyan eden mahkumlarız.’ derdi. Yani bunu açarsak, cezaevinin şartlarının iyileşmiş olması, cezaevi yöneticilerinin, gardiyanlarının kendi içimizden çıkmış olması, cezaevinde eskideki gibi ayda bir değil de her gün görüş izninin olmuş olması, bir takım toplu ritüeller müsaade edilmiş olması, koğuşlarda televizyonun olması bizim cezaevinde olmadığımız manasına gelmez. Netice itibariyle biz bugün yeryüzünde Türkiye’mizi, yine Erbakan hocanın ifadesiyle, Yeniden Büyük Türkiye yapmak, Yeni Bir Dünyanın temelleri atmak üzere kodlandık.

Bugün yeryüzünde 196 tane ülke var ama ayrı özelliklere sahip 7 tane ülke var ki dünya siyasetinin belirleyicisiler. Ülkelerin gelir dağılımını, ülkelerin hukukunu, ülkelerin yönetimini, ülkelerin refah seviyesini adeta belirleyenler hat da savaşlara ve barışlara karar verenler bu 7 ülke ve yine bu yedi ülkenin arkasındaki bizim bildiğimiz derin lobiler, ırkçı Siyonizm var. Bu 7 ülke kimdir? Batı bloğuna baktığımız zaman Almanya, Fransa, İngiltere ve ABD, batı bloğuna baktığımız zaman ise Hindistan, Çin ve Rusya’dır. Bunlar belirleyicidir. 196 ülke, her ne kadar sınırları varsa da ulusal marşları varsa da para birimleri varsa da gerçekte belirleyici olan bu 7 ülkedir. Hem I. Dünya Savaşı hem de II. Dünya Savaşı’ndan sonra dünyada böyle bir sistem oluşmuştur. Ama ayrıca bu 196 ülkenin 7’sini çıktıktan sonra bir ülke var, Türkiye. Türkiye, bütün dengeleri değiştirebilecek potansiyele, güce müstesna 7 özelliği ile sahip tek ülke. Tarihi geçmişi, müktesebatı, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri, genç nüfusu, ormanları, denizleri, tarihi tecrübesi ve benzeri özellikleriyle Türkiye’miz yeryüzündeki gidişata müessiriyet cezbedecek yegâne ülkedir. Onun için ülkemizin önce Yaşanabilir, sonra Yeniden Büyük Türkiye olması sonra Yeni Bir Dünya idealine etki edebilmesi için Saadet Partisi’nin, Milli Görüş’ün dayandığı umdeler, ilkeler ve üzerinde bulunmuş olduğu zemin fevkalade önemlidir.” dedi.

TÜRKİYE TÜKETSİN AMA ÜRETMESİN İSTİYORLAR!

Aydın, toplantının devamında ise; “Bugün Saadet Parti’miz kurulalı en çok konuşulduğu dönemlerden birini yaşıyoruz. Neden Saadet Parti’miz çok yoğun konuşuluyor? Neden Saadet Partisi’nin bulunacağı kesim önem arz ediyor? Biz Saadet Partililer olarak ara sokaklara hiç girmedik. Biz ana caddeye bakıyoruz. Biz fotoğrafın bütününe, ana caddeye bakıyoruz. Bu ülke nereye doğru gidiyor onu görüyoruz. Neyi görüyoruz? Öteden beri dediğimiz nedir? Bu coğrafyada Selçuklu’nun, Osmanlı’nın mirasçısı güçlü bir Türkiye olmasın diye Türkiye’ni aç bırakılması, işsiz bırakılması, borca esir edilmesi, dininden, temel değerlerinden uzaklaştırılıp yumuşak lokma haline getirip parçalanması hedefi var. Şimdi biz elimizi vicdanımıza koyacağız. 18 yıldır ne iddia ettik, neler söyledik? Başta Erbakan hocamız olmak üzere, bizden önce İl Başkanlığı, bizden önce Genel Başkan Yardımcılıkları, bizden önce ilçe Başkanlıkları yapmış olan arkadaşlarımız, mensuplarımız dünden bugüne ne söyledik biz? Hep bugün söylediklerimizi söyledik ve bunların izalesi, bunların yerine Yaşanabilir Bir Türkiye’nin, Yeniden Büyük Türkiye’nin oluşması için hamlelerimizi, adımlarımızı bunları. Fotoğrafın bütününe bakınca bunu görüyoruz. Türkiye’de açlık var mı, var. Hokkabazlar olmadığını gösteriyor. Yoksulluk var mı, var. Devletin, TÜİK’in resmi rakamlarında var. Ama yoksulluk algısı değiştirildiği için insanlarımız bir paradoksun, bir kafa karışıklığının içerisine sokulduğu için açlığımız, yoksulluğumuz, borçluluğumuz suni gündemlerle örtülmektedir.

Biraz önce söylediğim bu 7 tane ülke ve özellikle batı bloğundaki kapitalist ülkeler Türkiye’ye bir rol vermişler. Türkiye, kapitalist batı bloğu ülkelerinin ürettiklerini satın alacak kadar ayakları üzerinde durabilen ama onlara hiçbir şey üretip de satamayacak kadar zayıf bir ülke olsun istiyorlar. Onun için biz zengin miyiz, fakir miyiz? Geliş miyiz, gelişmemiş miyiz? Ölü müyüz, diri miyiz? İnsanlar sokağa bakıyorlar, cep telefonlarına bakıyorlar, arabalarına bakıyorlar, hastaneler, binalara, köprülere, yollara bakıyorlar. Herhalde biz zenginiz diyorlar. Ama çarşıya, pazara bakıyor, alışverişine bakıyor, çocuğuna, geleceğine bakıyor, planlamasına, cebindeki paranın miktarına bakıyor, eğitimden ve sağlıktan istifade edecek alanlara bakıyor. Bir kafa karışıklığı yaşıyor. Bu, Türkiye’ye giydirilmiş bir deri gömlek ve bizim idarecilerimiz de öteden beri modern hokkabazlık yapıyorlar. Olmayanı olmuş gibi gösteriyorlar. Yine fotoğrafın bütününe baktığımız zaman neyi görüyoruz? Irak ne zaman işgal edildi? Suriye’yle bu duruma nasıl düştük? Yemen’in hali ne zamandan beri bu durumda? Libya ne zaman bu hale geldi? Filistin ne zamandan beri bu yalnızlığa itildi?  Hamas ne zamandan beri biçare bırakıldı? İslam ülkeleri neden İsrail’le normalleşmek için sıraya girdiler? Bunlar hangi dönemde oldu? Fotoğrafın bütününe bakınca plan tıkır tıkır işliyor.” şeklinde konuştu.

SAADET PARTİSİ SAĞLAM BİR ZEMİN ÜZERİNDE SİYASET EDİYOR!

Aydın, konuşmasının son bölümünde ise; “Biz, bu fotoğrafın bütününe baktığımız için, perdenin arka tarafında esas patronun niyetinin ne olduğunu bildiğimiz için çok esas bir duruş ortaya koyduk, çok esaslı söylemler de bulunduk. Onun için onların semeresini, onların nimetini şu anda topluyoruz. 2002’den bugüne kadar kaç seçim geçirdik? 2002’deki il başkanlarımız 2004’teki seçime giren arkadaşlarımız, adaylarımız, ilçe teşkilatlarımızın yaptığı emeklerin tamamının nimetleridir şu anda Saadet Partisi’nin gücü, konuşuluyor olması. Sağlam sözü söylemek değil, sağlam zeminde bulunmak önemlidir. İşte Saadet Partisi bunu yapıyor. Şimdi onun için Saadet Partisi’ni konuşuyorlar, hoş bize de bir söz verdikleri yok, Saadet Partililere ‘Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?’ diye. Hem seçimlerin 2023’ün Haziran’ın da olacağını ısrarlar altını çizerek ifade edip söylüyorlar hem de bugünden bir ittifak tartışması yürütüyorlar. Bu olsa olsa Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bir ajandası var, bu ajandayı çalıştırıyor. Belki önümüzdeki süreçte daha ağır birtakım durumlara karşılaşacağız. Üzerimize gelecekler. Şu ya da bu cepheden, fark etmez. Onun içindir ki Saadet Partililer sağlam bir zemin üzerinde siyaset ediyorlar. Bilinçli bir hareket ve bilinçli bir topluluk olarak, sözünün, davranışının, varlığının neye tekabül ettiğini bilerek iş yapıyorlar.” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (