( (

Davutoğlu, Gelecek Partisi'nin 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem' Modelini Açıklıyor

Gündem 09.11.2020 - 15:03, Güncelleme: 21.03.2023 - 03:23
 

Davutoğlu, Gelecek Partisi'nin 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem' Modelini Açıklıyor

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın istifa kararını değerlendiren Davutoğlu, istifa metninin okuduğunda önce gözlerine inanmadığını, bu kadar kötü Türkçe ile yazılmış bir metin olduğu için hicap duyduğunu söyledi.
Davutoğlu, istifa eden Bakan Albayrak'ı Erdoğan'ın sözleriyle de eleştirdi, "Türkiye Cumhuriyeti bir aşiret devleti de değildir, kabile devleti değildir. İstifanın muhatabı önce üst makamlardır, sonra kamuoyudur" dedi. Davutoğlu, Bakan Albayrak'ın haberini saatlerce vermeyen medyaya da tepki gösterdi, "Basın, basın olduğunu iddia ediyorsa artık hangi baskıyla karşı karşıya kalacaklarından bağımsız olarak görevlerini yapsınlar. Bütün dünya basını bundan bahsederken, basınımız sessizse artık iki elinizi başınızın arasına alın" ifadelerini kullandı.  Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle:  "Dün gece hem devlet teamüllerimiz, hem demokrasimiz, hem basın özgürlüğümüz hem de ülkemizin eğitim kalitesi açısından ciddi bir hüzün ve hicap duydum. Türkiye Cumhuriyetinde bakanlık makamına gelmiş birisinin böyle kötü bir Türkçe kullanmasına inanamadım. Bu Türkçe ile bırakın bakanlık idare etmeyi herhangi küçük bir kurum bile yönetilemez. Türkiye Cumhuriyeti kimsenin şahsi mülkü değildir. Hiçbir ailenin de iç ilişkilerine de kaderine bağlayamaz. Onlar bilmiyorsa biz Gelecek Partisi olarak onlara adım adım onlara öğretmeye, halka da göstermeye devam edeceğiz. Bir bakanın muhatabından habersiz olarak istifa etmesi, bu istifayı da mertçe halkın önünde görünerek yapmaması ve sosyal medya üzerinden her türlü dedikoduya açık bir şekilde yapmış olması, devlet geleneğimiz açısından hicap vericidir. "ARTIK İKİ ELİNİZİ BAŞINIZIN ARASINA ALIN" Kendisinin de sık sık söylediği bir sözü hatırlatırım: Türkiye Cumhuriyeti bir aşiret devleti de değildir, kabile devleti değildir. İstifanın muhatabı önce üst makamlardır, sonra kamuoyudur. Basın, basın olduğunu iddia ediyorsa artık hangi baskıyla karşı karşıya kalacaklarından bağımsız olarak görevlerini yapsınlar. Ana mecra kanallar bu olayı yok gördü. Bütün dünya basını bundan bahsederken basınımız sessizse artık iki elinizi başınızın arasına alın. "İSMİNİ DE SAYIN BAHÇELİ KOYDU" Ankara'da siyasi güç çatışmaları içinde herkes kendi gücünü maksimize edebilmek için var olan Anayasaya kendi mührünü vurmaya çalışmıştır. Bu da Anayasa'da sistem problemini Anayasa'nın temel ilkeleri probleminin daha önüne geçmesine yol açmıştır. Anayasalar elit içi müzakereler sonucu ortaya çıktı. Halk ile gerçek anlamda tartışılmadı. Öyle bir güç anlayışı ki; 2007'de hocalarımızın da katkılarıyla tam parlamenter sistemi savunan Erdoğan, bugünkü çarpık CB hükümet sistemini savunmak durumunda kalmıştır. 15 Temmuzdaki direnişin sonrasında AK Parti ve MHP'nin kurmayları arasında bir Anayasa yapım süreci işledi. Biz de AK Parti milletvekiliydik. Hiçbir şekilde AK Parti'nin kurumları arasında tartışılmadı. Milletvekillerine açılmadı. İsmini de Sayın Bahçeli koydu. Bir kişinin bütün temsil makamını üstlendiği ve toplumun yüzde 50 + 1 ile yüzde 50 - 1 arasında bölündüğü bir yapı, Türkiye gibi ülkelerde kalıcı bir kapsayıcılık, kuşatıcılık üretemez. Bugün Türkiye'nin en temel meselelerinden birisi bütün güçlerin tek bir makamda, tek bir kişide toplanması ve denge-denetim mekanizmalarının tamamıyla tasfiye edilmesidir." Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Serap Yazıcı "TÜRKİYE'NİN İDARESİ TEK BİR KİŞİYE TESLİM EDİLMİŞTİR" Gelecek Partisi'nin 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem' modeli hakkında konuşan Prof. Dr. Serap Yazıcı "Türkiye'nin idaresi, tek bir kişiye teslim edilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Cumhurbaşkanı'na çok güçlü etkiler verilmiştir" dedi. Yazıcı'nın açıklamaları şöyle:  "Türkiye, şu anda yürürlükte bulunan ve başka hiçbir yerde benzeri olmayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemiyle yoluna devam edemez. Dün yaşadığımız olay hiçbir demokratik devlette benzeri olmayan bir olaydır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi; yasama, yürütme ve yargı alanındaki yetkilerini halkın seçmiş olduğu cumhurbaşkanı elinde toplayan bir sistem. Dolayısıyla anayasalcılığın mantığını tersine çevirmiş bir sistem. Cumhurbaşkanı'nın kabinesi olması yanıltıcı olmamalıdır. Bu kabine karar verme yetkisine haiz bir organ değildir. Bu organ cumhurbaşkanına bir tür danışmanlık hizmeti vermektedir. Kabinenin verdiği tavsiyeler cumhurbaşkanı tarafından dikkate alınmak zorunda değildir. Temmuz 2018'den 14 Ekim 2020'ye kadar toplam 68 Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarılmıştır. Bu kararnamelerden 40'ı öncekini düzeltmek ya da değiştirmek için çıkarılmıştır.  Olağanüstü rejim çerçevesinde cumhurbaşkanına OHAL KHK'larını kabul etme yetkisi tanınmıştır ve bu yetki anayasamızın 148. maddesi gereği yargı denetimi dışında bırakılmıştır. Böylece cumhurbaşkanı OHAL'e gerekçe göstermek suretiyle OHAL KHK'ları yayınlayabilecektir. Artık meclis milletvekilleri aracılığıyla sözlü soru yetkisinden mahrumdur. Bu ne anlama gelmektedir? Hükümet faaliyetleri konusunda hem meclisin bilgilenmesini önlemektedir hem de bu yolla bizlerin bilgilenmesini önlemektedir. Bu sistemle birlikte anayasamızın önceki metninde 100. maddede düzenlenen meclis soruşturması yetkisi çok büyük ölçüde değiştirilmiş ve bu yetki kullanılması mümkün olmayan bir mekanizmaya dönüştürülmüştür. Meclisin ortadan kaldırılan yetkileri arasında bütçe kanununun kabul yetkisi de vardır. İster başkanlık sistemi olsun, ister yarı başkanlık, ister parlamenter sistem olsun bütçe kanununu teklif yetkisi yürütmeye, kabul yetkisi ise parlamentoya aittir. Ama yeni düzenlenen 161. madde ile meclisimizin bütçe kanununu kabul yetkisi ortadan kaldırılmıştır. Bu yetki tamamen cumhurbaşkanının uhdesindedir. Hukukçu Prof. Dr. Ergun Özbudun Prof. Dr. Ergun Özbudun da "Türkiye'de artık bir hükümet sistemi değişikliği hayat-memat meselesidir. Türkiye, tam anlamıyla kişisel bir sistemle yönetiliyor" dedi. 
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın istifa kararını değerlendiren Davutoğlu, istifa metninin okuduğunda önce gözlerine inanmadığını, bu kadar kötü Türkçe ile yazılmış bir metin olduğu için hicap duyduğunu söyledi.

Davutoğlu, istifa eden Bakan Albayrak'ı Erdoğan'ın sözleriyle de eleştirdi, "Türkiye Cumhuriyeti bir aşiret devleti de değildir, kabile devleti değildir. İstifanın muhatabı önce üst makamlardır, sonra kamuoyudur" dedi.

Davutoğlu, Bakan Albayrak'ın haberini saatlerce vermeyen medyaya da tepki gösterdi, "Basın, basın olduğunu iddia ediyorsa artık hangi baskıyla karşı karşıya kalacaklarından bağımsız olarak görevlerini yapsınlar. Bütün dünya basını bundan bahsederken, basınımız sessizse artık iki elinizi başınızın arasına alın" ifadelerini kullandı. 

Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle: 

"Dün gece hem devlet teamüllerimiz, hem demokrasimiz, hem basın özgürlüğümüz hem de ülkemizin eğitim kalitesi açısından ciddi bir hüzün ve hicap duydum.

Türkiye Cumhuriyetinde bakanlık makamına gelmiş birisinin böyle kötü bir Türkçe kullanmasına inanamadım. Bu Türkçe ile bırakın bakanlık idare etmeyi herhangi küçük bir kurum bile yönetilemez.

Türkiye Cumhuriyeti kimsenin şahsi mülkü değildir. Hiçbir ailenin de iç ilişkilerine de kaderine bağlayamaz. Onlar bilmiyorsa biz Gelecek Partisi olarak onlara adım adım onlara öğretmeye, halka da göstermeye devam edeceğiz.

Bir bakanın muhatabından habersiz olarak istifa etmesi, bu istifayı da mertçe halkın önünde görünerek yapmaması ve sosyal medya üzerinden her türlü dedikoduya açık bir şekilde yapmış olması, devlet geleneğimiz açısından hicap vericidir.

"ARTIK İKİ ELİNİZİ BAŞINIZIN ARASINA ALIN"

Kendisinin de sık sık söylediği bir sözü hatırlatırım: Türkiye Cumhuriyeti bir aşiret devleti de değildir, kabile devleti değildir. İstifanın muhatabı önce üst makamlardır, sonra kamuoyudur.

Basın, basın olduğunu iddia ediyorsa artık hangi baskıyla karşı karşıya kalacaklarından bağımsız olarak görevlerini yapsınlar. Ana mecra kanallar bu olayı yok gördü. Bütün dünya basını bundan bahsederken basınımız sessizse artık iki elinizi başınızın arasına alın.

"İSMİNİ DE SAYIN BAHÇELİ KOYDU"

Ankara'da siyasi güç çatışmaları içinde herkes kendi gücünü maksimize edebilmek için var olan Anayasaya kendi mührünü vurmaya çalışmıştır. Bu da Anayasa'da sistem problemini Anayasa'nın temel ilkeleri probleminin daha önüne geçmesine yol açmıştır.

Anayasalar elit içi müzakereler sonucu ortaya çıktı. Halk ile gerçek anlamda tartışılmadı. Öyle bir güç anlayışı ki; 2007'de hocalarımızın da katkılarıyla tam parlamenter sistemi savunan Erdoğan, bugünkü çarpık CB hükümet sistemini savunmak durumunda kalmıştır.

15 Temmuzdaki direnişin sonrasında AK Parti ve MHP'nin kurmayları arasında bir Anayasa yapım süreci işledi. Biz de AK Parti milletvekiliydik. Hiçbir şekilde AK Parti'nin kurumları arasında tartışılmadı. Milletvekillerine açılmadı. İsmini de Sayın Bahçeli koydu.

Bir kişinin bütün temsil makamını üstlendiği ve toplumun yüzde 50 + 1 ile yüzde 50 - 1 arasında bölündüğü bir yapı, Türkiye gibi ülkelerde kalıcı bir kapsayıcılık, kuşatıcılık üretemez.

Bugün Türkiye'nin en temel meselelerinden birisi bütün güçlerin tek bir makamda, tek bir kişide toplanması ve denge-denetim mekanizmalarının tamamıyla tasfiye edilmesidir."

Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Serap Yazıcı

"TÜRKİYE'NİN İDARESİ TEK BİR KİŞİYE TESLİM EDİLMİŞTİR"

Gelecek Partisi'nin 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem' modeli hakkında konuşan Prof. Dr. Serap Yazıcı "Türkiye'nin idaresi, tek bir kişiye teslim edilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Cumhurbaşkanı'na çok güçlü etkiler verilmiştir" dedi.

Yazıcı'nın açıklamaları şöyle: 

"Türkiye, şu anda yürürlükte bulunan ve başka hiçbir yerde benzeri olmayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemiyle yoluna devam edemez. Dün yaşadığımız olay hiçbir demokratik devlette benzeri olmayan bir olaydır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi; yasama, yürütme ve yargı alanındaki yetkilerini halkın seçmiş olduğu cumhurbaşkanı elinde toplayan bir sistem. Dolayısıyla anayasalcılığın mantığını tersine çevirmiş bir sistem.

Cumhurbaşkanı'nın kabinesi olması yanıltıcı olmamalıdır. Bu kabine karar verme yetkisine haiz bir organ değildir. Bu organ cumhurbaşkanına bir tür danışmanlık hizmeti vermektedir. Kabinenin verdiği tavsiyeler cumhurbaşkanı tarafından dikkate alınmak zorunda değildir.

Temmuz 2018'den 14 Ekim 2020'ye kadar toplam 68 Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarılmıştır. Bu kararnamelerden 40'ı öncekini düzeltmek ya da değiştirmek için çıkarılmıştır. 

Olağanüstü rejim çerçevesinde cumhurbaşkanına OHAL KHK'larını kabul etme yetkisi tanınmıştır ve bu yetki anayasamızın 148. maddesi gereği yargı denetimi dışında bırakılmıştır. Böylece cumhurbaşkanı OHAL'e gerekçe göstermek suretiyle OHAL KHK'ları yayınlayabilecektir.

Artık meclis milletvekilleri aracılığıyla sözlü soru yetkisinden mahrumdur. Bu ne anlama gelmektedir? Hükümet faaliyetleri konusunda hem meclisin bilgilenmesini önlemektedir hem de bu yolla bizlerin bilgilenmesini önlemektedir.

Bu sistemle birlikte anayasamızın önceki metninde 100. maddede düzenlenen meclis soruşturması yetkisi çok büyük ölçüde değiştirilmiş ve bu yetki kullanılması mümkün olmayan bir mekanizmaya dönüştürülmüştür.

Meclisin ortadan kaldırılan yetkileri arasında bütçe kanununun kabul yetkisi de vardır. İster başkanlık sistemi olsun, ister yarı başkanlık, ister parlamenter sistem olsun bütçe kanununu teklif yetkisi yürütmeye, kabul yetkisi ise parlamentoya aittir.

Ama yeni düzenlenen 161. madde ile meclisimizin bütçe kanununu kabul yetkisi ortadan kaldırılmıştır. Bu yetki tamamen cumhurbaşkanının uhdesindedir.

Hukukçu Prof. Dr. Ergun Özbudun

Prof. Dr. Ergun Özbudun da "Türkiye'de artık bir hükümet sistemi değişikliği hayat-memat meselesidir. Türkiye, tam anlamıyla kişisel bir sistemle yönetiliyor" dedi. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (