( (

Kanal İstanbul Niçin İstenmiyor?

Gündem 25.12.2019 - 13:15, Güncelleme: 21.03.2023 - 03:23
 

Kanal İstanbul Niçin İstenmiyor?

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, önceki gün halkın onayına sunulan Kanal İstanbul ÇED raporunu inceledi. İncelemede DSİ raporunun 3 gün içinde değerlendirildiğine dikkat çekilerek “6 Aralık’ta ÇED nihai rapor yayımlandı. Bu kadar kısa sürede ÇED raporunun hazırlanması hangi bilim temeline dayandığı ve hangi acil yapım isteği ile baskılandığı anlaşılmaktadır” denildi. Çalışmada ayrıca Kanal İstanbul’un büyük su sıkıntılarına yol açabileceği ve kanalın inşası için yapılacak patlatmalar sebebiyle şehirde 7 yıl boyunca kaos olacağı belirtildi.
Çalışmada “DSİ tarafından belirtilen, Terkos baraj havzasının tuzlanma risklerine karşı endişeler ÇED raporunda ‘Yapım aşamasında DSİ’den görüş alınarak yapılacaktır’ şeklinde bir yaklaşımla sorunu çözümsüz bırakmaktadır. Önümüzdeki 2100’lü yıllara doğru yağışlarda yüzde 30 azalma beklenirken, su kaynaklarının  korunması öncelikli olması gerekiyor ancak ‘hayal’ projeler tercih edilmesi doğru bir yaklaşım değildir” ifadeleri kullanıldı.   7 YILLIK BÜYÜK KAOS   Cumhuriyet’ten Hazal Ocak’ın haberine göre proje çalışmalarının 7 yılda tamamlanacağı anımsatılan çalışmada özetle şu ifadelere yer verildi:  “Kanal yüzeyi kaplama alanı 2 milyon metrekare.  yaklaşık 6 milyon metreküp kaya malzeme 12 ay sürecek patlatma ile kazılacaktır. Kazıdan ve taramadan çıkan malzeme ile 38 km kıyı dolgusu yapılması planlanmaktadır. 15 milyon metreküplük beton malzemesi kum ve taş ocaklarından karşılanacak. Projenin büyüklüğü, malzeme ihtiyacının kum ve çakıl ocaklarından karşılanması, kazı artıklarının taşınması, patlatmalar ile kentin 7 yıl boyunca bir kaos içinde olacağı görülmektedir.” SAZLIDERE’NİN ÖLÜM FERMANI Çalışmada Kanal İstanbul projesiyle Sazlıdere baraj havzasının yaklaşık yüzde 60’lık kısmının kaybedileceğine dikkat çekilerek bunun kentin toplam su ihtiyacının yüzde 10’una denk düştüğü vurgulandı. Sonuç bölümünde ise şu ifadeler kullanıldı: “Gerek ÇED raporu incelemesinde gerekse bölgenin bilimsel inceleme raporları göz önüne alındığında; Kanal projesi ‘Boğazı Kurtarma’ projesi değil, imar projesi, bir inşaat rant projesi olduğu anlaşılmaktadır. Suyun yaşam hakkı olduğu göz önüne alındığında her damla suyun canlı yaşamı için çok önemli olduğu dikkate alınarak bu ekolojik yıkım projesinden vazgeçilmeli. Ekolojik alanların yaşam kalitesini artıracak, yaşam alanlarında paydaşların kabul edeceği projeler geliştirilmeli.”
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, önceki gün halkın onayına sunulan Kanal İstanbul ÇED raporunu inceledi. İncelemede DSİ raporunun 3 gün içinde değerlendirildiğine dikkat çekilerek “6 Aralık’ta ÇED nihai rapor yayımlandı. Bu kadar kısa sürede ÇED raporunun hazırlanması hangi bilim temeline dayandığı ve hangi acil yapım isteği ile baskılandığı anlaşılmaktadır” denildi. Çalışmada ayrıca Kanal İstanbul’un büyük su sıkıntılarına yol açabileceği ve kanalın inşası için yapılacak patlatmalar sebebiyle şehirde 7 yıl boyunca kaos olacağı belirtildi.

Çalışmada “DSİ tarafından belirtilen, Terkos baraj havzasının tuzlanma risklerine karşı endişeler ÇED raporunda ‘Yapım aşamasında DSİ’den görüş alınarak yapılacaktır’ şeklinde bir yaklaşımla sorunu çözümsüz bırakmaktadır. Önümüzdeki 2100’lü yıllara doğru yağışlarda yüzde 30 azalma beklenirken, su kaynaklarının  korunması öncelikli olması gerekiyor ancak ‘hayal’ projeler tercih edilmesi doğru bir yaklaşım değildir” ifadeleri kullanıldı.

 

7 YILLIK BÜYÜK KAOS

 

Cumhuriyet’ten Hazal Ocak’ın haberine göre proje çalışmalarının 7 yılda tamamlanacağı anımsatılan çalışmada özetle şu ifadelere yer verildi:  “Kanal yüzeyi kaplama alanı 2 milyon metrekare.  yaklaşık 6 milyon metreküp kaya malzeme 12 ay sürecek patlatma ile kazılacaktır. Kazıdan ve taramadan çıkan malzeme ile 38 km kıyı dolgusu yapılması planlanmaktadır. 15 milyon metreküplük beton malzemesi kum ve taş ocaklarından karşılanacak. Projenin büyüklüğü, malzeme ihtiyacının kum ve çakıl ocaklarından karşılanması, kazı artıklarının taşınması, patlatmalar ile kentin 7 yıl boyunca bir kaos içinde olacağı görülmektedir.”

SAZLIDERE’NİN ÖLÜM FERMANI

Çalışmada Kanal İstanbul projesiyle Sazlıdere baraj havzasının yaklaşık yüzde 60’lık kısmının kaybedileceğine dikkat çekilerek bunun kentin toplam su ihtiyacının yüzde 10’una denk düştüğü vurgulandı. Sonuç bölümünde ise şu ifadeler kullanıldı: “Gerek ÇED raporu incelemesinde gerekse bölgenin bilimsel inceleme raporları göz önüne alındığında; Kanal projesi ‘Boğazı Kurtarma’ projesi değil, imar projesi, bir inşaat rant projesi olduğu anlaşılmaktadır. Suyun yaşam hakkı olduğu göz önüne alındığında her damla suyun canlı yaşamı için çok önemli olduğu dikkate alınarak bu ekolojik yıkım projesinden vazgeçilmeli. Ekolojik alanların yaşam kalitesini artıracak, yaşam alanlarında paydaşların kabul edeceği projeler geliştirilmeli.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (