( (

HİSDER (Hikmet İlim ve Sanat Derneği)'İn Bu Haftaki Konuğu N. Erbakan Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dini Musiki Öğr.Üyesi Doç Dr. Mustafa Yıldırım İdi

Kültür Sanat (Haber Merkezi) - | 08.01.2025 - 10:15, Güncelleme: 08.01.2025 - 10:15
 

HİSDER (Hikmet İlim ve Sanat Derneği)'İn Bu Haftaki Konuğu N. Erbakan Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dini Musiki Öğr.Üyesi Doç Dr. Mustafa Yıldırım İdi

YILDIRIM :Müzik, kulağa hoş gelen yedi doğal sesten oluşan matematiksel bir ifadedir. Müzikle ezanda okuyabilirsiniz, intihar da edebilirsiniz. Türk müziğinin aslı irfani müziktir.Bizde müzik peygamber sevgisi ve tevhit anlayışının bir ifadesi olarak görülmüştür. Yusuf Hemedani ve Hoca Ahmet Yesevi tasavvuf müziğinin gelişmesinde büyük rol oynamışlardır.
MÜZİK, KÜLTÜRÜN HAYATIMIZA YANSIMASIDIR        Zekai Kaplan ve Mehmet Emin Karataş’ın etkisiyle müzik hayatına başladığını ifade eden Doç. Dr. Mustafa YILDIRIM, sanatın altın bir bilezik olduğunu, MEB’te görev yaptıktan sonra 2015 yılında üniversiteye intisap ettiğini, müzik ve musiki kelimelerinin ayrı kavramlar olmadığını,  musiki’nin Eski Yunan mitolojilerine dayandığını söyledi: “Yunan filozoflarının eserleri Arapçaya çevrilirken ilk defa El Kindi nağmelere “moseka” ismini veriyor. El Kindi’den sonra Farabi ve İbn-i Sina’da aynı ifadeleri kullanmaya devam ediyor.”          MÜZİK BİR İNANÇ FELSEFESİDİR          Müziğin her toplumda farklı şekillerde yaşamaya devam ettiğini ve tarihsel süreci üzerinde duran YILDIRIM, “Araplarda müzik sadece eğlence olarak görülüyordu. 15. yüzyılda musiki dilimize yerleşmiştir. Cumhuriyet’le birlikte müzik kelimesi Batı’dan alınmıştır. Farabi Türk müziğini sistemleştirmiştir. Müzikte inanç önemli bir yer tutar. Müzik bir inanç felsefesidir. İnsan aciz olduğu için kendini koruyabilmek amacıyla başka kişilere ihtiyaç duymuştur. Olağanüstü güçlere yaptığı müziği kam ,bahşı, şaman adı verilen kişiler aracılığıyla ulaştırmaya çalıştırmıştır.”           MÜZİK DOĞUMDAN ÖLÜME KADAR HAYATIMIZIN İÇİNDEDİR           Müziğin doğumdan ölüme kadar hayatın her alanında ritüeller yoluyla icra edildiğini örnekleriyle sunan YILDIRIM, Türklerin MÖ 7 binli yıllarda nota sisteminin kullanıldığını belirterek, “Tabıl (davul) tanrı tarafından kutsanmış bir müzik aleti olarak görülüyordu. Orta Asya’nın geleneksel sazlarından olan pipa bir çeşit kopuzdur. Tellerine aşağı ve yukarı doğru yapılan vuruşlarda çıkan sesler -pi ve -pa hecelerine benzediği için önceleri telli sazların tümüne pipa ismi verilmiş. Önemli kişilerin cenaze törenlerinde ve savaşlarda tabıl etkili olarak kullanılmıştır. Zamanla tuğ-tabıl müziği oluşmuştur.” YILDIRIM,    İlk Müslüman olan Karahanlılar’ın savaş müziğine “ nevbet” adını adını verdiğini Selçuklu saraylarında kullanıldığını, Osmanlıda yerini mehtere bıraktığını söyledi.          MÜZİK KÜLTÜREL BİR AKTARIMDIR          Toplumun başına önemli bir olay gelmediği müddetçe kültürünü değiştirmediğine vurgu yapan YILDIRIM, “ Müzik, kulağa hoş gelen yedi doğal sesten oluşan matematiksel bir ifadedir. Müzikle ezanda okuyabilirsiniz, intihar da edebilirsiniz. Türk müziğinin aslı irfani müziktir.Bizde müzik peygamber sevgisi ve tevhit anlayışının bir ifadesi olarak görülmüştür. Yusuf Hemedani ve Hoca Ahmet Yesevi tasavvuf müziğinin gelişmesinde büyük rol oynamışlardır. Tasavvufta amaç kamil insan yetiştirmektir. Gülşeni Dede tesbihat’ı 1. Ahmed’in isteği üzerine bestelemiştir.  Zakiri Hasan Efendi’nin bestelediği naat ve kasideleri mübarek gün ve gecelerde okunmuştur. Lebbeyk Allahümme Lebbeyk , Buhûrîzâde Mustafa Itrî’nin bestesidir. ”         MÜZİK MATEMATİKSEL BİR İLİMDİR          “Peygamberimiz Medine’ye girerken Araplar def eşliğinde “Talaal Bedru” yu söylemişlerdir.Fetihlerle beraber müzikte de gelişmeler görülmüştür. Tuveys ilk konseri verdiğinde Araplar üzerinde büyük bir etki uyandırıyor. Emevilerde müzik bir sanat oluyor. Müzik matematiksel bir ilim olarak görüldüğü için El Kindi müziğin nazari sistemini oluşturuyor. Müziğin haram olduğunu söyleyenler, ilim olduğunu söylemeye başlıyorlar. Allah’a yalvarmada müzikten yararlanıyorlar.” dedi.           MÜZİK İNANÇ FELSEFESİNDE GELİŞMİŞTİR.         YILDIRIM, Osmanlı döneminde önemli müzik icracılarının imam, müezzin ya da şeyh olduğuna değinerek Abdülkadir Meragi hakkında şu bilgileri verdi:” İslam dünyasının müzik alanında en büyük isimlerinden birisi de Abdülkadir Meragi’dir. Hafız olan   Abdülkadir Meragi yüzlerce müzik eseri bestelemiştir. Abdülkadir Meragi'ye ait olduğu kabul edilen günümüze ulaşmış eserlerin pek çoğu şaheser olarak değerlendirilebilecek türdendir. Bunlar arasında Mahur Kâr, Nihavend-i Kebir Kâr, Rast Kâr-ı Muhteşem, Rast Kâr-ı Haydarname bulunmaktadır. 1398’de Timur tarafından verilen bir nişan ile Semerkant’a gönderildi. Kıraat ilminde söz sahibi bir hafız ve Abdülkādir-i Gûyende diye tanınmış güzel sesli bir hanendeydi.”           Doç. Dr. Mustafa YILDIRIM müzik türleri hakkında bilgi verirken bu türleri seslendirdi. Sohbetin soru cevap kısmından sonra HİSDER Başkanı Prof. Dr. Önder KUTLU ve Selahattin SELDÜZ tarafından Doç. Dr. Mustafa YILDIRIM’a dernek plaketi takdim edildi. Toplantı toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
YILDIRIM :Müzik, kulağa hoş gelen yedi doğal sesten oluşan matematiksel bir ifadedir. Müzikle ezanda okuyabilirsiniz, intihar da edebilirsiniz. Türk müziğinin aslı irfani müziktir.Bizde müzik peygamber sevgisi ve tevhit anlayışının bir ifadesi olarak görülmüştür. Yusuf Hemedani ve Hoca Ahmet Yesevi tasavvuf müziğinin gelişmesinde büyük rol oynamışlardır.

MÜZİK, KÜLTÜRÜN HAYATIMIZA YANSIMASIDIR

       Zekai Kaplan ve Mehmet Emin Karataş’ın etkisiyle müzik hayatına başladığını ifade eden Doç. Dr. Mustafa YILDIRIM, sanatın altın bir bilezik olduğunu, MEB’te görev yaptıktan sonra 2015 yılında üniversiteye intisap ettiğini, müzik ve musiki kelimelerinin ayrı kavramlar olmadığını,  musiki’nin Eski Yunan mitolojilerine dayandığını söyledi: “Yunan filozoflarının eserleri Arapçaya çevrilirken ilk defa El Kindi nağmelere “moseka” ismini veriyor. El Kindi’den sonra Farabi ve İbn-i Sina’da aynı ifadeleri kullanmaya devam ediyor.”

         MÜZİK BİR İNANÇ FELSEFESİDİR

         Müziğin her toplumda farklı şekillerde yaşamaya devam ettiğini ve tarihsel süreci üzerinde duran YILDIRIM, “Araplarda müzik sadece eğlence olarak görülüyordu. 15. yüzyılda musiki dilimize yerleşmiştir. Cumhuriyet’le birlikte müzik kelimesi Batı’dan alınmıştır. Farabi Türk müziğini sistemleştirmiştir. Müzikte inanç önemli bir yer tutar. Müzik bir inanç felsefesidir. İnsan aciz olduğu için kendini koruyabilmek amacıyla başka kişilere ihtiyaç duymuştur. Olağanüstü güçlere yaptığı müziği kam ,bahşı, şaman adı verilen kişiler aracılığıyla ulaştırmaya çalıştırmıştır.”

          MÜZİK DOĞUMDAN ÖLÜME KADAR HAYATIMIZIN İÇİNDEDİR

          Müziğin doğumdan ölüme kadar hayatın her alanında ritüeller yoluyla icra edildiğini örnekleriyle sunan YILDIRIM, Türklerin MÖ 7 binli yıllarda nota sisteminin kullanıldığını belirterek, “Tabıl (davul) tanrı tarafından kutsanmış bir müzik aleti olarak görülüyordu. Orta Asya’nın geleneksel sazlarından olan pipa bir çeşit kopuzdur. Tellerine aşağı ve yukarı doğru yapılan vuruşlarda çıkan sesler -pi ve -pa hecelerine benzediği için önceleri telli sazların tümüne pipa ismi verilmiş. Önemli kişilerin cenaze törenlerinde ve savaşlarda tabıl etkili olarak kullanılmıştır. Zamanla tuğ-tabıl müziği oluşmuştur.” YILDIRIM,    İlk Müslüman olan Karahanlılar’ın savaş müziğine “ nevbet” adını adını verdiğini Selçuklu saraylarında kullanıldığını, Osmanlıda yerini mehtere bıraktığını söyledi.

         MÜZİK KÜLTÜREL BİR AKTARIMDIR

         Toplumun başına önemli bir olay gelmediği müddetçe kültürünü değiştirmediğine vurgu yapan YILDIRIM, “ Müzik, kulağa hoş gelen yedi doğal sesten oluşan matematiksel bir ifadedir. Müzikle ezanda okuyabilirsiniz, intihar da edebilirsiniz. Türk müziğinin aslı irfani müziktir.Bizde müzik peygamber sevgisi ve tevhit anlayışının bir ifadesi olarak görülmüştür. Yusuf Hemedani ve Hoca Ahmet Yesevi tasavvuf müziğinin gelişmesinde büyük rol oynamışlardır. Tasavvufta amaç kamil insan yetiştirmektir. Gülşeni Dede tesbihat’ı 1. Ahmed’in isteği üzerine bestelemiştir.  Zakiri Hasan Efendi’nin bestelediği naat ve kasideleri mübarek gün ve gecelerde okunmuştur. Lebbeyk Allahümme Lebbeyk , Buhûrîzâde Mustafa Itrî’nin bestesidir. ”

        MÜZİK MATEMATİKSEL BİR İLİMDİR

         “Peygamberimiz Medine’ye girerken Araplar def eşliğinde “Talaal Bedru” yu söylemişlerdir.Fetihlerle beraber müzikte de gelişmeler görülmüştür. Tuveys ilk konseri verdiğinde Araplar üzerinde büyük bir etki uyandırıyor. Emevilerde müzik bir sanat oluyor. Müzik matematiksel bir ilim olarak görüldüğü için El Kindi müziğin nazari sistemini oluşturuyor. Müziğin haram olduğunu söyleyenler, ilim olduğunu söylemeye başlıyorlar. Allah’a yalvarmada müzikten yararlanıyorlar.” dedi.  

        MÜZİK İNANÇ FELSEFESİNDE GELİŞMİŞTİR.

        YILDIRIM, Osmanlı döneminde önemli müzik icracılarının imam, müezzin ya da şeyh olduğuna değinerek Abdülkadir Meragi hakkında şu bilgileri verdi:” İslam dünyasının müzik alanında en büyük isimlerinden birisi de Abdülkadir Meragi’dir. Hafız olan   Abdülkadir Meragi yüzlerce müzik eseri bestelemiştir. Abdülkadir Meragi'ye ait olduğu kabul edilen günümüze ulaşmış eserlerin pek çoğu şaheser olarak değerlendirilebilecek türdendir. Bunlar arasında Mahur Kâr, Nihavend-i Kebir Kâr, Rast Kâr-ı Muhteşem, Rast Kâr-ı Haydarname bulunmaktadır. 1398’de Timur tarafından verilen bir nişan ile Semerkant’a gönderildi. Kıraat ilminde söz sahibi bir hafız ve Abdülkādir-i Gûyende diye tanınmış güzel sesli bir hanendeydi.”

          Doç. Dr. Mustafa YILDIRIM müzik türleri hakkında bilgi verirken bu türleri seslendirdi. Sohbetin soru cevap kısmından sonra HİSDER Başkanı Prof. Dr. Önder KUTLU ve Selahattin SELDÜZ tarafından Doç. Dr. Mustafa YILDIRIM’a dernek plaketi takdim edildi. Toplantı toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.

Konya HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (