Romatoid Artrit Kadınlarda 2-3 Kat Daha Fazla Görülüyor

     Tedavi edilmediği takdirde tuttuğu eklemlerde kalıcı sakatlıklara neden olabilen rahatsızlık, erken tanı ve güncel tedavi uygulamaları ile kontrol altına alınabiliyor. Memorial Hizmet Hastanesi Romatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Senem Tekeoğlu, romatoid artrit ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. 

Genetik ve çevresel faktörler etkili

Romatoid artrit, her ne kadar genç erişkin kadınlarda daha sık görülse de, erkeklerde de her yaşta görülebilmektedir. Görülme sıklığı coğrafyalara göre değişiklik gösteren bu hastalık tüm dünya nüfusunun %0.4 ile %1’ni etkilemektedir. Kadınlarda erkeklerden 2-3 kat daha fazla görülen romatoid artritin kesin görülme nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Ancak genetik yatkınlık, sigara, çevresel faktörler, enfeksiyon hastalıkları, beslenme ve hormonal faktörlerin hastalık üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir.

  Şişlik, hareket kısıtlılığı ve tutulmalar ile belirti verebiliyor

Romatoid artrit, daha çok el ile ayak ve el bileklerindeki küçük eklemlerdeki ağrı, şişlik, hareket kısıtlılığı ve bir saati geçen sabah tutukluğu ile kendisini belli etmektedir. Eklem tutulumu genellikle simetriktir ve pek çok eklemde olabilmektedir. Zaman içerisinde, gerektiği şekilde tedavi olmayan hastalarda diğer eklemlerde de tutulum görülebilmektedir. Nadiren romatoid nodüller veya akciğer hastalığı da bu tabloya eşlik etmektedir.

 Güncel tedavi yöntemleri ile hastalık kontrol altına alınabiliyor

 

Romatoid artrit şikayeti ile doktora başvuran hasta muayene edildikten sonra gerekli laboratuvar ve röntgen tetkikleri istenir. Tanı için bu bulguların en az altı haftadan daha fazla bir süredir mevcut olması gerekir. Tetkiklerde akut faz göstergeleri (ESR, CRP) ve romatoid artrite özgü olan testler (RF, Anti-CCP) çoğunlukla pozitif saptanır. Eklem hasarları röntgen tetkikleriyle belirlenebilir. Tüm sonuçlar birlikte değerlendirilerek uluslararası kriterlere göre tanı konulur. Tedavide erken tanı çok önemlidir; amaç hastanın şikayetlerini azaltmak ve eklem hasarının önüne geçmektir. Hastalığın şiddetine göre bireysel ilaç tedavisi düzenlenir. Düşük dozda kısa süreli steroid tedavisi, sentetik ya da biyolojik hastalık modifiye edici ajanlar ile hastalık büyük oranda kontrol altına alınabilir. Tedavi başlangıcından sonra düzenli aralıklarla klinik bulgular ve laboratuvar testleri kontrol edilerek hasta takip edilir. Günümüzdeki mevcut tedavi seçenekleri ile  kalıcı eklem hasarı ve fonksiyon kayıpları engellenebilmektedir.