Toprak: Harb-İş Olarak, Geçinebileceğimiz Bir Ücret Talep Ediyoruz
Sendika binası önünde düzenlenen basın açıklamasına Türk Harb-İş Sendikası Konya İl Temsilcisi Abdullah Toprak, yönetim kurulu üyeleri ve sendika üyeleri katıldı.
Basın açıklamasında geçinebilecekleri bir ücret talep ettiklerini dile getiren Türk Harb-İş Sendikası Konya İl Temsilcisi Abdullah Toprak, “Bildiğiniz üzerine faaliyette bulunduğumuz iş kolu, Milli Savunma ile İçişleri Bakanlığına bağlı askeri iş yerleri, özel güvenlik görevlileri, yabancı askeri iş yerlerini kapsayan bir iş koludur. Uzun süredir temsil ettiğimiz arkadaşlarımızın içinde bulunduğu ekonomik durumu her yerde dile getiriyor ve herkese derdimizi anlatmaya çalışıyoruz. Talep ettiğimiz oldukça açık ve nettir. Ülkemizin geleceği ve devletimizin bekasıdır. Derdimizi buradan paylaşmak istiyoruz. 26 binden fazla üyemizin, aldıkları ücretleri günümüz Türkiye koşullarını göz önünde bulundurduğumuzda, ücretlerin çok düşük kaldığını ve hatta artık hayat pahalılığı karşısında yaşanamayacak bir durumu ortaya çıkardığı aktararak, özlük haklarında iyileştirmeler talep ettik.
Gelişen ve büyüyen ülkemize omuz vererek, ülkemizin savunma sanayisinin yüzde yüz millileşmesi için emek harcayan, ülkemizin savunma sanayisinde dışa bağımlılığını bitirmek için canla başla çalışan üyelerimizin artık geçinemeyecek bir noktaya geldiği ortadadır. Tabiri caizse bıçağın kemiği parçaladığı ve arkadaşlarımızın en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz noktaya geldiğini, sürekli artan ev kiralarının, durmadan zamlanan rafların ve önüne geçilmeyen akaryakıt fiyatlarının karşısında ezildiğini ifade ettik. Ayrıca arkadaşlarımızın, ağır yaşam koşullarına karşı koyabilmek için mesai bitiminde merdiven altı tekstil atölyelerinde terzilik yaptığını, çeşitli restoranlarda motokurye ve düğün salonlarında garson olarak ek iş yaptıklarının altını üstünü çizerek belirttik. Bunların yanı sıra, askeri iş yerlerimizde çalışan birbirinden kıymetli ve Yetişmiş, yetenekli ve tecrübeli arkadaşlarımızın yaşadıkları geçim sıkıntılarından dolayı, ya istifa edip özel şirketlere geçtiğini ya da gönülsüz bir şekilde emekliye ayrıldıklarını anlattık. Bu durumun da askeri fabrika ve tersanelerimizin geleceğini tehlikeye atacağını ve neredeyse iş göremez bir hale geleceğini üstüne bastıra bastıra belirttik. Hatta asıl beka sorununun bu olduğunu defalarca ifade ettik” dedi.
Tek derdimiz, rahat bir yaşam sürdürmektir
Abdullah Toprak tek dertlerinin rahat bir yaşam sürdürmek olduğuna dikkat çekerek,“EYT’nin yasalaşmasıyla da 2023 yılı içerisinde 2 bin 705 arkadaşımızın emekliye ayrıldığını, 2024 yılının başında da 2 bine yakın arkadaşımızın emekliye ayrılacağını anlattık. Çünkü ekonomik koşullar altında ezilen tankını yürüten, uçağını uçuran, gemi ve denizaltılarını yüzdüren, fırtına obüslerini üreten, stratejik iş yerlerimizin güvenliğini sağlayan ve en önemlisi bir gece ansızın gelebiliriz cümlesini kurmamıza vesile olan arkadaşlarımızın, yaptıkları aynı işin karşılığının özel sektör ve vakıf şirketlerinde çalışan işçilere göre daha düşük olduğunu, bu yüzden iş yerlerimizden ayrıldığını aktardık. Bunların yanı sıra, bir başka beka sorunumuz olan ve maalesef her geçen gün giderek büyüyen, önü alınmazsa daha da büyük problemlere yol açacak olan, birbirinden kalifiye arkadaşlarımıza çeşitli aracılar vesilesiyle yurt dışından teklifler geldiğini, bu yüzden iş kolumuzda her geçen gün artan beyin göçüne yenilerinin eklendiğini belirttik. Bunun da sürdürülebilir bir durum olmadığı ikazını yaptık. Bu anlattıklarımın yanı sıra, 9 Mayıs 2023 tarihinde imza altına alınan son kamu çerçeve protokolü ile kamuda hiçbir vasıf gerektirmeyen işlerde çalışanların bile, bu saydığım işleri yaparak ülkemize değer katan, yüksek bilgi ve birikime sahip işçi ve mühendislerimizle aynı ücreti alır hale geldiğini açıkladık. Soruyorum size, bu durum hangi akla, hangi mantığa, hangi matematiğe sığar? Hatta bir adım daha ileriye gidiyorum! Masa başında oturarak origami sanatını geliştirenler, boş zamanlarını değerlendirmek için kâğıt uçaklar yapıp uçuranlar f-16’ları uçuranların bir buçuk iki katı maaş alır hale gelmiştir. Kamu toplu iş sözleşmelerinin yürürlük tarihindeki farklılık nedeniyle, yürürlüğü ocak ayında başlayan toplu iş sözleşmeleri ile mart ayında başlayan toplu iş sözleşmeleri arasında oluşan ücret farkının da bir başka hak kaybına ve adaletsizliğe neden olduğunu, bu durumun da kamu işçileri arasında bir ayrıma sebebiyet verdiğini hatta yaşanan sürecin hiç istemediğimiz bir şekilde iş barışını olumsuz etkileyeceğini ifade ettik. Ayrıca, yıllardır üzerine basa basa ifade ettiğimiz gelir vergisindeki adaletsizliğin giderilmesi için çalınacak hangi kapı varsa çaldık, söylenecek ne söz varsa söyledik. Türk Harb-İş sendikası olarak, 53 yıldır durmadan, duraksamadan emeğin ve emekçinin yanında yerimizi alarak, hakkı savunan bir anlayışla yolumuzda yürüyor, bu anlayışla atacağımız adımları bir bir atıyoruz. Bizim tek derdimiz bu kutsal topraklara bir halel gelmemesi, büyük ve güçlü devletimizin dara düşmemesi ve elbette ki, bu ülkenin öz evlatları olan arkadaşlarımızın kendi öz yurtlarında rahat bir yaşam sürmesini sağlamaktan ibarettir. Bu anlamda, ülke bizim, devlet bizim, emek bizim diyor ve tüm Türk Harb-İş sendikamızın fertlerini saygıyla selamlıyorum. Yolumuz, bahtımız açık olsun! Allah’ a emanet olun” diye konuştu.