Babacan: Cumhurbaşkanı Seçimlerinde Altılı Masanın Adayı Büyük Bir Zafer Kazanacak
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi İstanbul İl Başkanlığı’nın düzenlediği iftara DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu birlikte geldi. İmamoğlu, Ali Babacan’a ve DEVA Partililere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun selamını iletti. Babacan, “Cumhurbaşkanı seçimlerinde altılı masanın adayı büyük bir zafer kazanacak” dedi.
DEVA Partililer, İstanbul İl Başkanlığı’nın Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde bugün düzenlediği iftarda bir araya geldi. Programa İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da katıldı. Partiye yeni üye olanlara rozet takılan programda Ali Babacan, gündeme dair değerlendirmeler yaptı. Babacan’ın konuşması şöyle:
“BU BÜYÜK ÜLKE, BU GÜZEL ÜLKE HER TÜRLÜ ZORLUĞU AŞABİLECEK GÜÇTE: Kıymetli misafirler, ramazan ayının son günlerindeyiz. Gönül isterdi ki bu ramazanı gülen yüzlerle geçirebilseydik. Gönül isterdi ki bu ramazanı bolluk içinde yaşayabilseydik. Gönül isterdi ki işçimiz, çiftçimiz, esnafımız, emeklimiz mutlu olsun. Gönül isterdi ki kadınlar huzurlu olsun. Gönül isterdi ki gençler umutlu olsun. Sıkıntılar büyük. Hepsinin farkındayız. Bir yandan ülkemizin haline üzülüyoruz, öte yandan da hemen yanı başımızdaki coğrafyaya bakıyor ve şükrediyoruz. Ne olursa olsun, çok çalışmak zorundayız. Ama emrolunduğu gibi dosdoğru çalışmak zorundayız. Bu büyük ülke, bu güzel ülke her türlü zorluğu aşabilecek güçte. Yeter ki adaletle yönetilsin. Yeter ki istişareyle yönetilsin. Yeter ki isabetli kararlar alınsın. Yeter ki ülkemizde özgürlükler yaşansın. Yeter ki demokrasimiz güçlensin.
SOKAKLAR SANDIK GÜNÜNÜ İPLE ÇEKİYOR: Değerli arkadaşlar; ülkemiz, adım adım seçim gününe yaklaşıyor. Türkiye, büyük bir karar anına doğru ilerliyor. Türkiye’yi karış karış geziyorum, sokaklara bakıyorum. Sokaklar sandık gününü iple çekiyor. Sokağın sesi ‘DEVA Partisi’ diyor. İşte o yüzden, bu güveni boşa çıkarmamak için canla başla çalışıyoruz. Sandık gününe az kaldı.
BEŞTEPE’DE BİRİLERİ YERİNDEN ZIPLAYACAK: O gün geldiğinde, oy kullanmak üzere kabinin içine giren dertli vatandaşlarımızı dermansız bırakmamak için çalışıyoruz. Bu vesileyle bir kez daha hatırlatıyorum: DEVA Partisi, bu seçimlere kendi adıyla, sanıyla, kendi şanıyla, namıyla, kendi logosuyla, amblemiyle girecektir. DEVA Partisi, her alanda hazırladığı çözümlerle oy pusulasında kendi ismiyle, damlasıyla yer alacaktır. O kurtuluş gününde mührü damlaya öyle bir basacağız ki Ankara’da, Beştepe’de birileri yerinden zıplayacak. Damla damla biriken bu su hiç durmayacak, taşacak. DEVA Partisi’nin damlaları birikecek, sel olacak, tüm barajları yıkacak. Evet arkadaşlar, hep beraber yıkacağız o barajları. Değerli arkadaşlar; biz, boş kavgalarla, laf oyunlarıyla oyalanmıyoruz. Daima ileriye bakıyoruz. Somut çözümler için çalışıyoruz. Tam demokrasi hedefine doğru emin adımlarla ilerliyoruz. Özgürlük için, adalet için, zenginlik için çalışıyoruz. Adaletin, merhametin yere düşürülmesine asla izin vermeyeceğiz. Türkiye’yi öfkeye teslim etmeyeceğiz. Türkiye’yi rövanşların ülkesi yapmayacağız. Ülkemize hep beraber sahip çıktı, sahipsiz bırakmayacağız. Adaletin olmadığı tek bir yola dahi girmeyeceğiz. Demokrasimizi güçlendireceğiz.
TÜM DEMOKRAT ARKADAŞLARIMA SESLENİYORUM. GELİN, DEVA PARTİSİ’NDE BİRLEŞELİM: Tam da bu noktada, ben buradan, İstanbul’dan, Türkiye’nin tüm demokratlarına sesleniyorum. Muhafazakâr demokrat arkadaşıma, sosyal demokrat arkadaşıma, liberal demokrat arkadaşıma, milliyetçi demokrat arkadaşıma, tüm demokrat arkadaşlarıma sesleniyorum. Gelin, DEVA Partisi’nde birleşelim. Gelin, tam demokrasinin bayrağını hep beraber göndere çekelim. Gelin, hep beraber kazanalım. Türkiye olarak kazanalım. Ben, milletimizin vicdanına güveniyorum. Ben, milletimizin iradesine güveniyorum. Bakın görün, Meclis seçimlerinde DEVA Partisi büyük bir zafer kazanacak.
ALTILI MASANIN ADAYI BÜYÜK BİR ZAFER KAZANACAK: Cumhurbaşkanı seçimlerinde, altılı masanın adayı büyük bir zafer kazanacak. Bu iş çözülecek. Biz, altılı masada, demokrasimizi kurtarmak için el ele verdik. Türkiye’yi Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçireceğiz. Türkiye’yi, sağ salim barış, özgürlük ve adalet limanına ulaştıracağız. Sandıklara hep beraber sahip çıkacağız. Tarihi sorumluluğumuzu layıkıyla yerine getireceğiz. Seçimlerden sonra tüm dünya Türkiye’yi konuşacak. Seçimlerden sonra tüm dünya DEVA Partisi’ni konuşacak. Türkiye’nin yıldızı parlayacak. Bu açlık, bu yoksulluk, bu adaletsizlik, bu umutsuzluk bitecek. Tüm Türkiye’nin yüzü gülecek arkadaşlar, tüm Türkiye’nin. Pazar günü 1 Mayıs, bu vesileyle alın teriyle, akıl teriyle çalışan tüm emekçilerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü de kutluyorum.”
İftar programında konuşan İmamoğlu, Kemal Kılaçdaroğlu’nun selamını iletti. İmamoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
“DEMOKRASİ YOKSA SİYASETÇİ DE YOK DEMEKTİR: Ramazan ayı, buluşma ayıdır. Bizi Rabbimizle ve birbirimizle buluşturur. Kibir ve gurur, bu buluşmaların önündeki en büyük engeldir. Nefsinin ve enaniyetinin esiri olanlar, kendilerini bizzat kendi kurdukları, görünmez bir hapishaneye hapsetmiş olurlar. İnsan olmak, buluşmak, buluşmayı arzulamak demektir. Yalnızca kendimize benzeyenlerle değil, bizden ne kadar farklı olursa olsun herkesle buluşmayı arzulamak demektir.
“Kamu yöneticisi, farklı akılların, farklı gönüllerin, farklı vicdanların en geniş ortak paydasını arıyorsa gerçek anlamda kamu yöneticidir. Konuşurken ‘demokratik siyaset’, ‘demokratik yönetim’ gibi kavramlar kullanıyoruz ya aslında biraz, ne yazık ki biraz söz israfı yapıyoruz. Çünkü bugünün dünyasında, eğer bir siyaset ya da yönetim tarzı demokratik değilse ne siyasetten ne yönetimden söz edebiliriz. Demokrasi yoksa ortada gerçek anlamda siyasetçi de yönetici de yok demektir.
ÖZÜNDE DEMOKRASİ BARINDIRMAYAN YÖNETİM ZORBALIKTIR: Özünde demokrasiyi barındırmayan her türlü siyaset, her türlü yönetim, sonuç itibariyle bir dayatmadır, bir zorbalıktır. Türkiye’yi iki kutba ayrılmış bir toplum haline getirmek isteyen insanlar, ayrıştırma gayreti ve düşmanlık hisleriyle siyaset yapanlar için iyi biliyoruz ki yolun sonuna gelinmiştir. Bu ülkenin iyi kalpli, gönlü temiz insanlarının vicdanlarında artık kesinlikle onlara yer olmadığını biliyoruz. Cumhuriyet, bize fikri ve vicdanı hür insanlar olarak, bu ülkede eşit ve onurlu bir ortak yaşamı kurma imkanı sunmuştur. Maalesef bu imkanı istismar edenler var. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında yepyeni bir sayfa açacak ve bu ülkede farklılıklarımızla bir arada, özgür ve mutlu bir yaşamı hep birlikte kuracağız. Bize bu umudu veren en önemli gelişme, hiç kuşkusuz, 6 siyasi partinin Türkiye’yi Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e taşıma kararlılığıyla bir araya gelmiş olmasıdır.
KILIÇDAROĞLU’NUN SİZLERE SELAMINI İLETİYORUM: Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandırma iradesiyle hareket eden 6 siyasi partiye ve liderlerine büyük bir sorumluluk düşüyor. Bu sorumluluk bilinciyle davranarak ülkemiz adına umut olan tüm liderlere ve özellikle bugün burada bizi onurlandıran Sayın Ali Babacan’a hepinizin huzurunda yürekten teşekkür ediyorum. Elbette bu akşam burada olacağımı bilen ve kendisini aradığımda, ‘Bu akşam iftara katılacağım’ diye söylediğimde, ‘Çok kıymetli Ali Babacan’a ve onun nezdinde bütün DEVA Partililere selamımı ilet’ diyen Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da sizlere selamını iletiyorum. İnanıyorum ve biliyorum ki Türkiye’de her şey çok güzel olacak. İnanıyor ve diliyorum ki 6 siyasi partinin bu birlikteliği önümüze çok kıymetli bir sayfa açacak.”