( (

Yükselmenin Sırrı, Yüksek Teknolojide

Kültür Sanat 15.01.2020 - 14:26, Güncelleme: 21.03.2023 - 03:23
 

Yükselmenin Sırrı, Yüksek Teknolojide

HİSDER’de “Osmanlı Ekonomisi ve Türkiye’ye Devrettiği Mirası” anlatan Prof. Dr. Abdülkadir Buluş, “Türkiye % 3,4 oranında yüksek teknolojiye dayalı ürünler satıyor. Başarısızlığımızın sırrı yüksek teknolojiye dayalı ürünler satamayışımızda” dedi.
Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin bu haftaki Pazartesi Sohbetleri’nde, “Osmanlı Ekonomisinin Türkiye’ye Bıraktığı Mirası” konuşuldu. Necmettin Erbakan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü İktisat Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdülkadir Buluş, 19.yüzyılın Osmanlı İmparatorluğu için son derece güç ve sıkıntılı bir yüzyıl olduğunu belirterek Osmanlı Devleti’nin 1820’den sonra sanayi devrimi olgusuyla birlikte başlayan teknolojik gelişmelere ayak uyduramadığı için geride kaldığını ifade etti. Buluş, Osmanlı’nın merkezi otoritesi ile yönetimin zayıflamasının da bunda etken rol oynadığını belirterek “İlber Ortaylı’nın dediği gibi 19.yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu’nun en uzun yüzyılı idi” dedi. Osmanlı’nın sanayileşememesinin savaşlardan ve dolayısıyla “malî kaynak” sıkıntısından kaynaklandığını söyleyen Buluş, Osmanlı-İngiltere arasında imzalanan Baltalimanı Antlaşmasının Osmanlı Devleti’nin ekonomisine ve yerli üretime büyük zarar verdiğini de söyledi.   OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E DEVREDEN MİRAS Buluş, Osmanlı Devleti’nde 1820’lerde kişi başına düşen milli gelirin 700 dolar olduğunu ve 1820-1914 arasında tahmini olarak yıllık 0,6 oranında bir büyüme hızına sahip olduğunu ifade etti. Osmanlı’nın faizleriyle birlikte dış borçlarını ödeyemez duruma geldiği1880’de, üst düzey yöneticileri frenklerden oluşan Duyun-u Umumiye teşkilatı kurulduğunu belirten Buluş, “Cumhuriyet, I. Dünya Savaşına gelindiğinde malî açıdan bağımsızlığını kaybetmiş Osmanlı’dan 160 milyon sterline yakın bir ekonomik miras devralıyor.” dedi.   BAŞARININ SIRRI, YÜKSEK TEKNOLOJİDE Türkiye 1950’de dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 1’i kadar üretiyordu. Şimdi de aynı. Yâni olduğumuz yerde patinaj yapıyoruz. Dünyanın 17’inci, Avrupa’nın 6’ıncı ekonomik ülkesi olmamıza rağmen neden biz ABD veya Çin gibi dünya ekonomisinin tek başına yüzde 16’sı ve 20’si kadar üretemiyoruz? Nedeni şu: Türkiye katma değer yapabilen yüksek teknolojiye dayalı üretimi gerçekleştiremiyor. Sanayi ürünleri kompozisyonuna baktığımızda Türkiye; yüzde 45 kadar orta teknoloji, yüzde 3,4 oranında yüksek teknolojiye dayalı ürünler satıyor. Başarısızlığımızın sırrı yüksek teknolojiye dayalı ürünleri satamayışımızda” dedi.   EĞİTİM POLİTİKALARI DEĞİŞMELİ Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923’den günümüze büyüme hızının yıllık ortalamasının yüzde 4,4 olduğunu söyleyen Buluş, sohbetin soru-cevap kısmında, beşeri gelişmişliğin göstergesi olarak Türkiye’nin 2002’den 2020’ye eğitimde başarısız olduğunu ve bu başarısızlığın meslekî eğitimde sanayiye olumsuz yansıdığını ifade ederek “Eğitim politikalarında bir nesil gerekiyor. Bu da 20 yılda oluşuyor. Yüksek teknolojik üretim yapmak için eğitim politikalarınızda şu anki tabloyu değiştirmeniz lâzım. Eğitimci olarak yıllarca konuşuyoruz. Neden herkes yaygın eğitim alıyor da meslek eğitimi almıyor?” dedi.   Meram Uluslararası Gençlik Akademisi’nde gerçekleştirilen sohbetten sonra HİSDER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu, Prof. Dr. Abdülkadir Buluş’a derneğin teşekkür plaketini eğitimci Hasan Özücan’la birlikte takdim etti.  
HİSDER’de “Osmanlı Ekonomisi ve Türkiye’ye Devrettiği Mirası” anlatan Prof. Dr. Abdülkadir Buluş, “Türkiye % 3,4 oranında yüksek teknolojiye dayalı ürünler satıyor. Başarısızlığımızın sırrı yüksek teknolojiye dayalı ürünler satamayışımızda” dedi.

Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin bu haftaki Pazartesi Sohbetleri’nde, “Osmanlı Ekonomisinin Türkiye’ye Bıraktığı Mirası” konuşuldu.

Necmettin Erbakan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü İktisat Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdülkadir Buluş, 19.yüzyılın Osmanlı İmparatorluğu için son derece güç ve sıkıntılı bir yüzyıl olduğunu belirterek Osmanlı Devleti’nin 1820’den sonra sanayi devrimi olgusuyla birlikte başlayan teknolojik gelişmelere ayak uyduramadığı için geride kaldığını ifade etti. Buluş, Osmanlı’nın merkezi otoritesi ile yönetimin zayıflamasının da bunda etken rol oynadığını belirterek “İlber Ortaylı’nın dediği gibi 19.yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu’nun en uzun yüzyılı idi” dedi. Osmanlı’nın sanayileşememesinin savaşlardan ve dolayısıyla “malî kaynak” sıkıntısından kaynaklandığını söyleyen Buluş, Osmanlı-İngiltere arasında imzalanan Baltalimanı Antlaşmasının Osmanlı Devleti’nin ekonomisine ve yerli üretime büyük zarar verdiğini de söyledi.

 

OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E DEVREDEN MİRAS

Buluş, Osmanlı Devleti’nde 1820’lerde kişi başına düşen milli gelirin 700 dolar olduğunu ve 1820-1914 arasında tahmini olarak yıllık 0,6 oranında bir büyüme hızına sahip olduğunu ifade etti. Osmanlı’nın faizleriyle birlikte dış borçlarını ödeyemez duruma geldiği1880’de, üst düzey yöneticileri frenklerden oluşan Duyun-u Umumiye teşkilatı kurulduğunu belirten Buluş, “Cumhuriyet, I. Dünya Savaşına gelindiğinde malî açıdan bağımsızlığını kaybetmiş Osmanlı’dan 160 milyon sterline yakın bir ekonomik miras devralıyor.” dedi.

 

BAŞARININ SIRRI, YÜKSEK TEKNOLOJİDE

Türkiye 1950’de dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 1’i kadar üretiyordu. Şimdi de aynı. Yâni olduğumuz yerde patinaj yapıyoruz. Dünyanın 17’inci, Avrupa’nın 6’ıncı ekonomik ülkesi olmamıza rağmen neden biz ABD veya Çin gibi dünya ekonomisinin tek başına yüzde 16’sı ve 20’si kadar üretemiyoruz? Nedeni şu: Türkiye katma değer yapabilen yüksek teknolojiye dayalı üretimi gerçekleştiremiyor. Sanayi ürünleri kompozisyonuna baktığımızda Türkiye; yüzde 45 kadar orta teknoloji, yüzde 3,4 oranında yüksek teknolojiye dayalı ürünler satıyor. Başarısızlığımızın sırrı yüksek teknolojiye dayalı ürünleri satamayışımızda” dedi.

 

EĞİTİM POLİTİKALARI DEĞİŞMELİ

Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923’den günümüze büyüme hızının yıllık ortalamasının yüzde 4,4 olduğunu söyleyen Buluş, sohbetin soru-cevap kısmında, beşeri gelişmişliğin göstergesi olarak Türkiye’nin 2002’den 2020’ye eğitimde başarısız olduğunu ve bu başarısızlığın meslekî eğitimde sanayiye olumsuz yansıdığını ifade ederek “Eğitim politikalarında bir nesil gerekiyor. Bu da 20 yılda oluşuyor. Yüksek teknolojik üretim yapmak için eğitim politikalarınızda şu anki tabloyu değiştirmeniz lâzım. Eğitimci olarak yıllarca konuşuyoruz. Neden herkes yaygın eğitim alıyor da meslek eğitimi almıyor?” dedi.

 

Meram Uluslararası Gençlik Akademisi’nde gerçekleştirilen sohbetten sonra HİSDER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu, Prof. Dr. Abdülkadir Buluş’a derneğin teşekkür plaketini eğitimci Hasan Özücan’la birlikte takdim etti.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (