( (

Türkiye’de 100 Bin Dönme Var

Kültür Sanat 15.10.2019 - 11:08, Güncelleme: 21.03.2023 - 03:23
 

Türkiye’de 100 Bin Dönme Var

HİSDER’de “Dönmeler” tarihini anlatan Tarihçi-Yazar Yılmaz Altunsoy, “Dönmelerin Türkiye’deki sayıları 100 bin civarında. En son 15 Temmuz 2016’dan itibaren sahneye tekrar çıktıkları ve derin devlete sahip çıkmaya başladıkları görülüyor” dedi.
Tarihçi-Yazar Yılmaz Altunsoy, Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin Pazartesi Sohbetleri’nde ‘Sebataycılık ve Sebataycılığın Türk Toplumundaki Etkileri’ni anlattı. Sebataycılık’ın Yahudi ve Museviliğin farklı bir kolu ve tarikatı olduğunu ifade ederek Yahudiliğin seyri hakkında kısa tarihi bilgi veren tarihçi Yılmaz Altunsoy, şunları söyledi: “Yahudiler M.Ö.1250’li yıllarda Kenan Diyârı olarak bilinen Filistin’e geldiler. O bölgede Filistîler (Filistinliler) vardı. Yahudilerin ilk devletleri Davut aleyhisselamın oğlu Süleyman aleyhisselam tarafından İsa’dan önce 1000 yılında kuruluyor. Ondan sonra devletleri İsrail ve Yahuda olarak ikiye ayrılıyor. İsrail devleti 725’te yıkılıyor. Yahuda devleti ise 580’li yıllarda Babil’liler tarafından yıkılıyor. Mezopotamya’da olan Babil’e götürülerek sonra 50 yıllık bir esaret dönemi başlıyor. İbrani ırkından olan Yahudiler, göçebe hayatı yaşıyorlar. Persler (İranlılar) Babil’i yıkınca Yahudileri tekrar Filistin’e götürüyorlar. Roma Kralı Titus’un Yahudi devletini yıkmasından sonra vatansız kalan Yahudiler dünyanın her tarafına dağılıyorlar. Yahudilerin İspanya tarafına gidenlerine Sefarad Yahudileri deniliyor. Doğu Avrupa tarafına gidenlerine de Aşkenaz Yahudileri deniliyor. Böylece Yahudiler İbranî ırkları ile saf İbranice dillerini de koruyamayarak ikiye ayrılıyorlar.”   “Yahudiler dişe giren bir virüs gibidir” Yahudilerin tarih boyunca en hür, inançlarını rahatça yaşayabildikleri, hiçbir baskıya ve genositeye tabi olmadan yaşadıkları tek coğrafyanın Osmanlı coğrafyası olduğu gerçeğini ifade eden Altunsoy, Osmanlı İmparatorluğu’nun Sefarad Yahudilerine kapılarını 1492’de açtığını ve Selanik’te iskâna tabi tuttuğunu söyledi. Altunsoy, “Yahudilerin en büyük hususiyeti dişe giren bir virüs gibi bulundukları cemiyeti ve toplum hayatını çürütüyorlar” dedi.   Sebatay Sevi kimdir? Büyükşehirlerde yaşayan Yahudilerin dünyada ticaretin erbabı olduklarını ve fen ilimlerinde de söz sahibi olduklarını ifade eden Altunsoy, Sebataycılığın kurucusu olan ve 1626’da İzmir’de dünyaya gelen Yahudi Sebatay Sevi hakkında da önemli bilgiler verdi. Doğuştan ilmi yeteneği olan Sebatay Sevi’nin 15 yaşında âlim olduğunu ve “hahamlık unvanı” verildiğini, 40 yaşına geldiğinde 1666’da büyük bir mesihlik ve mehdilik beklentisi içerisine giren dünya Yahudilerine Büyük İsrail Krallığı’nı kurma vaadiyle Mesihliğini ilan ettiğini sözlerine ekleyen Altunsoy,   Osmanlı’nın bu gelişmeleri yakından takip ederek “sahte mesih” olduğu anlaşılması üzerine idama mahkum edildiğini ve infaza az bir zaman kala bütün herşeyden vazgeçerek İslâm’a ihtida ederek Türk ve Müslüman olduğunu ve kendisine “Mehmet Aziz” ismi verildiğini dile getirdi.   Türkiye’de 100 bin sebataist (dönme) var Sebatay Sevi’nin, Müslümanlığının gerçek olmadığı anlaşılınca Osmanlı Devleti tarafından Ürdün’e sürgüne gönderilerek 1876’da burada öldüğünü belirten Altunsoy, “200 aileden ibaret Sebataycılık, Sebatay Sevi’nin ölümünden sonra “Yakubîlik” olarak devam ettiğini ve Karakaşiler, Kapaniler ve Yakubiler olarak üç guruba ayrıldıklarını, Osmanlı ile Türkiye’de yakın tarihe kadar Türk toplumunu etkileyen ve sayıları 100 bini geçmeyen Sebataycılığın ise; ticarette etkili olan Karakaşiler ile siyaset ile bürokrasi, medya ve sinemada etkili olan Kapaniler olduğunu söyledi. Altunsoy “Bizi tarihimizden, şuurumuzdan, imanımızdan, medeniyetimizden uzaklaştıracak ne kadar meşgale varsa tamamının altında sebataistlerin imzasını görürsünüz. En son 15 Temmuz’dan itibaren sahneye tekrar çıktıklarını ve derin devlete sahip çıkmaya başladıkları görülür. Sebataizm’in Türkiye’deki en büyük fikrî yapısı da Kemalizm. Kemalizm de tamamen bir Sebataizm icadıdır.” dedi. Meram Uluslararası Gençlik Akademisi’nde gerçekleştirilen sohbettin sonunda Hisder Genel Sekreteri Mehmet Altuntaş, günün hediyesini sohbet müdavimlerinden emekli eğitimci Mehmet Yaralıoğlu ve emekli mühendis Muammer Yavuz’la birlikte verdi. Sohbet, Muhammed Acıyan’ın okuduğu Asr Sûresi ile tamamlandı.    
HİSDER’de “Dönmeler” tarihini anlatan Tarihçi-Yazar Yılmaz Altunsoy, “Dönmelerin Türkiye’deki sayıları 100 bin civarında. En son 15 Temmuz 2016’dan itibaren sahneye tekrar çıktıkları ve derin devlete sahip çıkmaya başladıkları görülüyor” dedi.

Tarihçi-Yazar Yılmaz Altunsoy, Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin Pazartesi Sohbetleri’nde ‘Sebataycılık ve Sebataycılığın Türk Toplumundaki Etkileri’ni anlattı.

Sebataycılık’ın Yahudi ve Museviliğin farklı bir kolu ve tarikatı olduğunu ifade ederek Yahudiliğin seyri hakkında kısa tarihi bilgi veren tarihçi Yılmaz Altunsoy, şunları söyledi: “Yahudiler M.Ö.1250’li yıllarda Kenan Diyârı olarak bilinen Filistin’e geldiler. O bölgede Filistîler (Filistinliler) vardı. Yahudilerin ilk devletleri Davut aleyhisselamın oğlu Süleyman aleyhisselam tarafından İsa’dan önce 1000 yılında kuruluyor. Ondan sonra devletleri İsrail ve Yahuda olarak ikiye ayrılıyor. İsrail devleti 725’te yıkılıyor. Yahuda devleti ise 580’li yıllarda Babil’liler tarafından yıkılıyor. Mezopotamya’da olan Babil’e götürülerek sonra 50 yıllık bir esaret dönemi başlıyor. İbrani ırkından olan Yahudiler, göçebe hayatı yaşıyorlar. Persler (İranlılar) Babil’i yıkınca Yahudileri tekrar Filistin’e götürüyorlar. Roma Kralı Titus’un Yahudi devletini yıkmasından sonra vatansız kalan Yahudiler dünyanın her tarafına dağılıyorlar. Yahudilerin İspanya tarafına gidenlerine Sefarad Yahudileri deniliyor. Doğu Avrupa tarafına gidenlerine de Aşkenaz Yahudileri deniliyor. Böylece Yahudiler İbranî ırkları ile saf İbranice dillerini de koruyamayarak ikiye ayrılıyorlar.”

 

“Yahudiler dişe giren bir virüs gibidir”

Yahudilerin tarih boyunca en hür, inançlarını rahatça yaşayabildikleri, hiçbir baskıya ve genositeye tabi olmadan yaşadıkları tek coğrafyanın Osmanlı coğrafyası olduğu gerçeğini ifade eden Altunsoy, Osmanlı İmparatorluğu’nun Sefarad Yahudilerine kapılarını 1492’de açtığını ve Selanik’te iskâna tabi tuttuğunu söyledi. Altunsoy, “Yahudilerin en büyük hususiyeti dişe giren bir virüs gibi bulundukları cemiyeti ve toplum hayatını çürütüyorlar” dedi.

 

Sebatay Sevi kimdir?

Büyükşehirlerde yaşayan Yahudilerin dünyada ticaretin erbabı olduklarını ve fen ilimlerinde de söz sahibi olduklarını ifade eden Altunsoy, Sebataycılığın kurucusu olan ve 1626’da İzmir’de dünyaya gelen Yahudi Sebatay Sevi hakkında da önemli bilgiler verdi. Doğuştan ilmi yeteneği olan Sebatay Sevi’nin 15 yaşında âlim olduğunu ve “hahamlık unvanı” verildiğini, 40 yaşına geldiğinde 1666’da büyük bir mesihlik ve mehdilik beklentisi içerisine giren dünya Yahudilerine Büyük İsrail Krallığı’nı kurma vaadiyle Mesihliğini ilan ettiğini sözlerine ekleyen Altunsoy,   Osmanlı’nın bu gelişmeleri yakından takip ederek “sahte mesih” olduğu anlaşılması üzerine idama mahkum edildiğini ve infaza az bir zaman kala bütün herşeyden vazgeçerek İslâm’a ihtida ederek Türk ve Müslüman olduğunu ve kendisine “Mehmet Aziz” ismi verildiğini dile getirdi.

 

Türkiye’de 100 bin sebataist (dönme) var

Sebatay Sevi’nin, Müslümanlığının gerçek olmadığı anlaşılınca Osmanlı Devleti tarafından Ürdün’e sürgüne gönderilerek 1876’da burada öldüğünü belirten Altunsoy, “200 aileden ibaret Sebataycılık, Sebatay Sevi’nin ölümünden sonra “Yakubîlik” olarak devam ettiğini ve Karakaşiler, Kapaniler ve Yakubiler olarak üç guruba ayrıldıklarını, Osmanlı ile Türkiye’de yakın tarihe kadar Türk toplumunu etkileyen ve sayıları 100 bini geçmeyen Sebataycılığın ise; ticarette etkili olan Karakaşiler ile siyaset ile bürokrasi, medya ve sinemada etkili olan Kapaniler olduğunu söyledi.

Altunsoy “Bizi tarihimizden, şuurumuzdan, imanımızdan, medeniyetimizden uzaklaştıracak ne kadar meşgale varsa tamamının altında sebataistlerin imzasını görürsünüz. En son 15 Temmuz’dan itibaren sahneye tekrar çıktıklarını ve derin devlete sahip çıkmaya başladıkları görülür. Sebataizm’in Türkiye’deki en büyük fikrî yapısı da Kemalizm. Kemalizm de tamamen bir Sebataizm icadıdır.” dedi.

Meram Uluslararası Gençlik Akademisi’nde gerçekleştirilen sohbettin sonunda Hisder Genel Sekreteri Mehmet Altuntaş, günün hediyesini sohbet müdavimlerinden emekli eğitimci Mehmet Yaralıoğlu ve emekli mühendis Muammer Yavuz’la birlikte verdi. Sohbet, Muhammed Acıyan’ın okuduğu Asr Sûresi ile tamamlandı.

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (