Gelecek Partisi Sözcüsü Temurci: Ülkenin Kefen Parası da Kullanıldı!

Gelecek Partisi Başkanlık Kurulu toplantısının ardından gündeme dair basın açıklaması yapan Gelecek Partisi Sözcüsü Selim Temurci, ayrıca İzmir, Sakarya, Manisa, Şanlıurfa il başkanlıklarını açıkladı.

Gündemin güncel başlıklarını değerlendiren Temurci, şunları kaydetti: Libya meselesi ile ilgili olarak; - Kaddafi’nin 2011 yılında öldürülmesinden sonra coğrafyaya barış ve istikrar gelmedi. Libya’da farklı cepheler sahada mücadele ediyor. Türkiye Cumhuriyeti olarak başından beri Libya’nın Birliğini savunan bir duruş sergiledi. Bu duruş sürdürülüyor… Burada özellikle BM’nin bir kararı vardı. BM Libya’da meşru hükümet olarak Serrac’ın yönetimini meşru görüyordu yine General Hafter’ i savaş suçlusu ilan etmişti. Şu iki haftada çok içimizi acıtan bir tablo ile karşı karşıyayız. Bu Hafter denilen kişinin Putin elinden tutarak Moskova’ya götürdü ve orada ateşkes devam ederken kendisi geri dönmüştü anlaşmaya imza atmadan. Ne oluyor diye anlamaya çalışıyorduk ancak Berlin’deki konferansta gördük ki, BM’nin meşru hükümet olarak gördüğü Serrac yönetimi sadece oraya davet edilmemiş aynı zamanda Hafter de oraya davet edilmiş Sonuç bildirgesine baktığımızda Serrac’tan Libya Başbakanı diğerinden ise general olarak bahsediliyor. Biz Gelecek Partisi olarak bu tabloya bakıp düşündüğümüzde, Hafter dediğimiz kişi eğer Moskova’ya bir masaya davet edildiyse, eğer Berlin’e de Serrac’la birlikte davet edildiyse o zaman BM’de ismi geçen ülkeler savaş suçlusu olarak kabul ettiği Hafter’i meşrulaştırmış oldu. Türkiye’nin bunu görmesi lazım. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Anlaşılan o ki bu şahıs, anlaşmalara uymayacak, füzelerle havalimanına saldırmış oldu bu hafta. Bu tabloyu çizdik çünkü şuan BM’de Fransa dahil, Rusya dahil olmak üzere, bölgemizdeki birçok ülkenin Hafteri anlaşma içine koyduysak, Türkiye’nin artık tek bir taraf var diye düşünmesi mümkün değildir,  Hafter bizim de içinde bulunduğumuz toplantılarda meşrulaştırıldı ve Türkiye Berlin konferansında çok güzel bir sonuç elde etti. Meşru hükümetle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yapmış olduğu anlaşma masaya gelmedi, tartışma konusu olmadı dolayısı ile bu kazanım çok önemlidir. Başından beri iki şey söyledik Mehmetçiğimizin sahada muharip güç olarak bulunmaması gerekir, ikincisi, mutlaka hakem rolünde bir Türkiye olmalı… İdlib yüreğimizi acıtan bir konu. 2 toplantıda İdlib ile ilgili konuştukça orada yaşayan 350 bin insanın Türkiye sınırlarına geldiğine şahitlik ettik. Başta Kızılay olmak üzere Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) orada çadırlar kurması evler yapması ancak bize yakışırdı. Alkışlıyoruz… SORUYORUZ: RUSYA İLE YAPTIĞIMIZ ANLAŞMALARIN HÜKMÜ 48 SAAT Mİ? Ama burada sormamız gereken ikinci bir soru var; Biz iki hafta önce Moskova’da, Soçi, Astana gibi yaptığımız anlaşmalar kapsamında silahlar susmayacak mıydı anlaşma yapmadık mı? Biz Rusya ile İdlib’te yaptığımız tüm anlaşmaların 48 saatlik hükmü var. Daha dün 25 insan katledildi. Eğer biz 48 saatlik anlaşma yapıyorsak Rusya ile yürüttüğümüz politika nasıl bir dış politikadır? OLAĞANÜSTÜ ZAMLAR VAR  Kış ve soğuk. Vatandaşlarımızla ettiğimiz her sohbette elektrik ve fahiş doğalgaz fiyatları sohbetlerin ilk konusu oluyor. Bazı büyükşehirler doğalgaz tahsilatında taksit yaptı teşekkür ediyoruz o belediyelere acilen tüm illere dağılmalı bu taksit uygulaması diyoruz. Olağanüstü zamlar var, insanlar çok ciddi mağduriyet yaşıyor, giderilmesi için mağduriyetin gereken çalışmanın acilen yapılması lazım. İnsanların battaniyelere sarılarak oturmasını istemiyorsak bununla ilgili gereken yapılmalı. "HERKES SUS PUS KİMSEDEN SES ÇIKMIYOR" Milletin şuan yaşadığı ekonomi ile ülkeyi yönetenlerin anlattığı arasındaki fark her geçen gün büyüyor. Bu ülkede STK’lar var diyoruz ama herkes sus pus kimseden ses çıkmıyor. Bu korkuyu birlikte yenmemiz lazım. Bu fahiş zamların nedeni nedir? Bunu soruyoruz? Kendi içimizde de tartışıyoruz. Geldiğimiz nokta olağanüstü bütçe açığı veren bir Türkiye tablosu. Bu bütçe açığı nasıl kapatılacak? Türkiye’ye güven sorunu olduğu için yatırım gelmiyor verim kayboluyor, bütçe açık veriyor. "ÜLKENİN KEFEN PARASI DA KULLANILDI" Türkiye Cumhuriyeti bütçesi 124 milyar TL açık verdi. Merkez Bankasının yedek akçe hesabı bulunuyordu yani ülkenin kefen parası. O da kullanıldı. Ülkeninin kefen parası da kullanıldı. 80 milyar öngörürken 165 milyar bütçe açığımız var. Bu yılki hedef ise 140 milyar lira nasıl peki biz inanalım bu rakama? Hukuk devleti normları tesis edilmeden ekonomi ayağa kalkamaz. Rakamlarla oynayarak Türkiye ekonomisini bir yere götürmek mümkün değil. TCDD ZAMMI: AKLINIZI BAŞINIZA ALIN Dünkü TCDD zammı yine yüreğimizi yaktı. Bu zamları biz, ekonomiyi yönetenlerin başarısızlıklarının milletin cebine fatura edilmesi olarak tanımlıyoruz. Yüksek Hızlı Tren çok iyi projeydi alkışladık ama bu zamlara bu enflasyon oranı nedir? Eskişehir, Ankara, Konya…  Bu bölgelerden gelen insanaların abonman biletlerine yüzde 300 zam yapıyorsunuz. Aklınızı başınıza alın Genel Partisi olarak diyoruz ki her şeyin bir adabı usulü vardır. Yetkililerin bu hatadan döneceğine inanıyorum. KANAL İSTANBUL RAPORU Kanal İstanbul raporunu ilk açıklayan siyasi parti Gelecek Partisi oldu. Gelecek Partisi olarak şunu söyledik, milletimizin menfaati olan her şeye varız, olmayana karşıyız. Diyoruz ki İstanbul’a Kanal Projesi bir partinin değil İstanbul’un, Türkiye’nin ve geleceğimizin meselesidir asla ve asla siyasi tartışmanın konusu değildir. Ekonomi bu haldeyken bütçe tam takırken böyle bir proje midir önceliğimiz? BİLİM VE SANAT VAKFI Açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Temurci, Bilim ve Sanat Vakfına ilişkin yöneltilen soruyu şöyle yanıtladı:  Hukuksuzluğun sıradanlaştığı bir ülkede 'olmaz' dediğimiz her şey olmaya başladı. Çok üzülüyoruz. 40 yıllık geçmişi olan Bilim ve Sanat Vakfı, kuruluşundan itibaren FETÖ’ünün hedefindeydi. 28 Şubatçılar dokunmadı, dokunamadı. On binlerce gencin yetişmesine vesile olan bir kurumun yok edilişini görüyoruz. Gelecek Partisi sözcüsü olarak şunu sormak istiyorum: NEDEN Bilim ve Sanat Vakfı böyle bir muameleyle karşı karşıya? Aslında Bilim ve Sanat Vakfının da Şehir Üniversitesi'nin karşılaştığı muamelenin nedeninin herkes biliyor.  Artık herkes biliyor ki bu ülkede bir talimatla her şey olabiliyor bunu bu ülkede bilmeyen yok artık. Bir gencimiz mesaj yazmış. Diyor ki; Başkanım bazı mesajlar yazıyoruz acaba bize de kayyum atarlar mı? Sesimizin çıkmadığı başta STK'larımız olmak üzere ki haksızlığa karşı açıklama yapan, herkese bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, vakıf sevdalısı insanlar olarak sesleniyoruz: Mutlaka bu kararı gözden geçirin. O destek açıklamaları bizim yüreğimize su serpmiştir. Ayağa kalkarsak bu ülkeyi idare edenlere kendilerine gelme şansı tanırız... Bilenlerin bir kısmı konuşuyor bizler gibi, bazıları konuşamıyor korku dağları sarmış... Ama ben inanıyorum ki BİSAV yaşamaya devam edecek. Allah'ın izniyle çıkmayan sesler çıkacak.